Geri Dön

Yeşilçam ve Yeşilçam dönemi sonrası Atıf Yılmaz sinemasında aşk felsefesi: Cemile (1968)- İbo ile Güllüşah (1978)- Mine (1983) ve Kadının Adı Yok (1988) filmlerinin aşk felsefesi bağlamında incelenmesi

The philosophy of love in Atıf Yılmaz cinema after Yeşilçam and Yeşilçam period: Cemile (1968) -İbo and Güllüşah (1978) - the investigation of Mine (1983) and Women's No Name (1988) films within the love philosophy

  1. Tez No: 736859
  2. Yazar: GÖZDE TİNÇ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SERDAR ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Radyo-Televizyon, Sahne ve Görüntü Sanatları, Radio and Television, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Bu araştırmanın amacı Atıf Yılmaz sinemasının Yeşilçam öncesi ve Yeşilçam sonrasından seçilen toplam dört filminin aşk felsefesi bağlamında incelenmesi ile birlikte araştırmanın alt amacını ise filmlerin kadınların yaşamış sosyal sorunlar açısından da irdelenmesi oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde“amaca yönelik örneklem”kullanılmış olup Yeşilçam döneminden Cemile (1968) ve İbo ile Güllüşah (1978) filmi Yeşilçam sonrasından ise Mine (1983) ve Kadının Adı Yok (1988) filmleri ele alınmıştır. Araştırmada, filozofların aşk felsefesine ilişkin görüşleri veri çözümleme yöntemlerinden“tematik kodlama”yöntemi ile ele alınarak nitel analiz uygulanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda filozoflar için aşkın güçlü bir duygu olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte aşk konusunda birçok ortak fikir ve yaklaşım olsa da bireysel tutumların da öne çıktığı tespit edilmiştir. Aşkın güçlü bir duygu olmasının getirdiği en önemli farklılık ise -incelenen dört filmde de- aşkı yaşayan, izleyiciye aktaran karakterleri değiştirmesi olmuştur. Felsefenin en önemli ilkelerinden birisi olan kendini bil-kendini tanı ilkesinin bireysel olarak işlenmesinde aşkın rolünün de etkin olduğu gözlemlenmiştir. Nitekim incelenen filmlerdeki kahramanların aşk yoluyla kendi sınırlarının ve yapabileceklerinin farkına vardığı tespit edilmiştir. Kendilerine dayatılan toplumsal normları ve toplumsal cinsiyet baskılarını aşk sayesinde yıkan filmdeki ana karakterlerin; film içindeki en büyük kazanımı bilinçli varlıklarını ve özgürlüklerini kazanmaları olmuştur. Kadınların özneleşme süreçlerinde toplumsal cinsiyet normlarını yıkmaları kadar kendilerine olan güvenlerinin de kazanılması öne çıkmıştır. Felsefi olarak yaşanan bu özgürleşme ve özneleşme sürecinin motivasyonunu ise aşk sağlamıştır.

Özet (Çeviri)

The aim of this research is to examine the four films of Atıf Yılmaz cinema, selected from before and after Yeşilçam, in the context of the philosophy of love, and the sub-purpose of the research is to examine the films in terms of the social problems experienced by women.“Purposeful sampling”was used in the selection of the sample, Cemile (1968) and İbo and Güllüşah (1978) movies from the Yeşilçam period and after the Yeşilçam period movies Mine (1983) and Kadının Adı Yok (1988) were discussed. In the research, the views of philosophers on the philosophy of love were handled with the“thematic coding”method, one of the data analysis methods, and qualitative analysis was applied. As a result of the evaluations, it was observed that love was a strong emotion for philosophers. However, although there are many common ideas and approaches about love, it has been determined that they stand out in their individual attitudes. The most important difference brought about by the fact that love is a strong emotion -in all four films- is that it changes the characters who experience love and convey it to the audience.It has been observed that the role of love is also effective in the individual processing of the self-know principle, which is one of the most important principles of philosophy. As a matter of fact, it has been determined that the heroes in the films examined are aware of their limits and what they can do through love. The main characters in the movie, who destroy the social norms and gender pressures imposed on them, thanks to love; The biggest gain in the movie has been their conscious existence and freedom. In the process of subjectivation of women, gaining their self-confidence as well as breaking the norms of gender has come to the fore. Love motivated this philosophical liberalization and subjectivation process.

Benzer Tezler

  1. Türk sineması'nda yan karakter olarak LGBTİ temsilleri

    LGBTI representations as supporting roles in Turkish cinema

    MARİA ARABACI KOÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul Okan Üniversitesi

    Güzel Sanatlar Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT TIRPAN

  2. Popüler Türk sinemasının ideolojik dönüşümü

    The ideological transformation of popular Turkish cinema

    MUSTAFA KEMAL SANCAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Sahne ve Görüntü SanatlarıGazi Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLCAN SEÇKİN

  3. Yeni Türk sinemasında melodram erkekleri

    Melodrama men in new Turkish cinema

    YELİZ BALCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonGazi Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYDAN ÖZSOY

  4. Yeni Türk sineması: 2000 sonrası Türk sinemasına sosyolojik bir bakış

    The new Turkish cinema: A sociological perspective at the post 2000 Turkish cinema

    ZEYNEP SEVİNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Sahne ve Görüntü SanatlarıDumlupınar Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞEHRİBAN KAYA

  5. Representations of pious Muslims in new Turkish cinema

    Yeni Türk sinemasında dindar Müslüman temsili

    İSMAİL MADEN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul Şehir Üniversitesi

    Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FAHRETTİN ALTUN