Güneydoğu Asya ülkelerinde 'take-off' süreci
Take-off process in the south-east Asian countries
- Tez No: 73813
- Danışmanlar: PROF. DR. İSMAİL BULMUŞ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İktisat Teorisi Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 166
Özet
157 ÖZET 1950'li yıllarda, pek çok sömürge ülkenin bağımsızlığını kazanmasından sonra, bu ülkeler çoğu iktisatçının ilgi odağı haline geldi, bu ülkelerin iktisadi kalkınmasına yönelik çeşitli teoriler üretildi. Kalkınma terimi de bu tarihten itibaren sıkça kullanılmaya başlanmış oluyordu. AGÜ'lerin iktisatçıların ilgi odağı haline gelmesinde, uluslararası ekonomik koşulların etkisi vardı. Geleneksel iktisat kuramının bu ülkeler için geçerli olamayacağına dair yaygın kanı, iktisadın bir alt dalı olarak, kalkınma iktisadının ortaya çıkması anlamına geliyordu. Ancak, daha sonraki yıllarda yaşanan gelişmelerle bağlantılı olarak, kalkınma iktisadının da varlığı sorgulanır hale geldi. Günümüzde hala, kişi başına gelir seviyesi oldukça düşük, yoksulluk ve işsizliğin hat safhada olduğu bir çok ülke vardır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının 1992 raporuna göre, dünya nüfusunun %40'ı dünya gelirinin %3.3'ünü almaktadır. Bugün AGÜ'lerde 800 milyon işsiz vardır. Bu da göstermektedir.ki, iktisadi kalkınma sorunsalı pek çok ülke için hala canlılığını korumaktadır. Bununla birlikte, G.Doğu Asya bölgesi ülkelerinde 1960'lı yıllardan beri gözlenen hızlı ve istikrarlı büyüme dikkat çekicidir. Bölgede farklı ekonomik yapılara sahip olan ülkeler, aynı büyüme ve sanayileşme hızını sağlamıştır. Dolayısıyla, Asya bölgesi iktisadi kalkınma analizi bakımından zengin bir modeldir. Bu açıdan, bölge ülkelerinin performans sürecinin, Rostow'un take-off modelinde vurguladığı gibi kendi kendine sürdürülebilir olup olmadığını sorgulamak önem taşımaktadır. Bu önem de bizi böyle bir çalışma yapmaya sevketmiştir. Çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, kalkınma kavramı ile kalkınma iktisadının ortaya çıkışı ve gelişim süreci kısaca incelendikten sonra, kalkınma iktisadına yön veren farklı yaklaşımlar üzerinde durulmuştur. 2. Dünya Savaşından sonra, yaygın olarak kullanılmaya başlanan kalkınma kavramı ile ifade edilmek istenenler uzun bir158 geçmişe sahipti, İngiltere'de ortaya çıkan Sanayi Devrimi Dönemi'nin iktisatçıları analizlerini ilerleme temeline dayandırmıştı. İngiltere ve diğer Kıta Avrupa'sı ülkelerinin sanayileşme hızına ulaşamayan ülkeler için ise temel çözüm yolunun batılılaşma ve modernleşme olduğu belirtiliyordu, iktisadi büyüme kendiliğinden meydana gelen doğal bir süreçti. Dolayısıyla 1930'lara kadar iktisadi büyüme politikası sorunu ortaya çıkmadı. Bu nedenle 1950'li yıllarda AGÜ sorunlarıyla ilgilenen iktisatçılar, iktisadi kalkınmayı iktisadi büyüme ile özdeş kabul ediyordu, iktisadi büyüme ile birlikte işsizlik, yoksulluk gibi sorunlarda kendiliğinden ortadan kalkacaktı. Daha sonraki yıllarda önem kazanan yapısalcı yaklaşım ve bağımlılık yaklaşımı ise AGÜ'leri, uluslararası sistemle olan ilişkileri çerçevesinde incelemişti. Bu sistemde AGÜ'ler ile GÜ arasında sşitsizlik vardır. Bu durum, AGÜ'lerin gelişmiş ülkeler tarafından sömürülmesine neden olup, bu ülkelerin ekonomik kalkınma olasılığını ortadan kaldırmaktadır. ikinci bölümde, G. Doğu Asya ülkeleri, ekonomik, coğrafi ve tarihsel açıdan incelenmiştir. Tarihsel açıdan, Tayland dışında ele alınan ülkelerin tümü, Batılı ülkelerin sömürgesi olmuştur. Coğrafi açıdan birbirine yakın olan bu ülkeler, nüfus ve yüzölçümleri itibariyle farklılıklar göstermektedir. Ekonomik açıdan, G.kore, Tayvan, Endonezya, Malezya ve Tayland başlangıçta tarıma dayalıdır. Hong Kong ve Singapur ise transit ticarete dayalı iki küçük şehir devletidir. Süreç içnde hızlı büyüme ve sanayileşme ile ülkelerin üretim yapıları ve ihracat bileşimleri sermaye-yoğun mallara doğru değişim göstermiştir. Bu ülkelerde sanayileşme sürecinde tarım sektörünün ihmal edilmemesinin önemi büyüktür. Üçüncü bölümde, öncelikle G. Doğu Asya ülkeleri, take-off için gerekli koşullar itibariyle incelenmiştir. Daha sonra, burada yaptığımız tespitler için destekleyici olması bakımından yapısalcı yaklaşım ve Bağımlılık yaklaşımı açısından da değerlendirme yapılmıştır. Yaptığımız bazı tespitlere göre, Asya ülkelerinde özellikle başlangıçta tarıma dayalı G. Kore, Tayvan,159 Endonezya, Malezya ve Tayland'da, 1960'lı yılların ortalarında tasarruf ve yatırım oranlan %12'yi aşmıştır. Bunun yanısıra, ilk yıllarda işgücü yoğun imalat sanayilerinde sağlanan hızlı gelişmeler sürükleyici rol oynamıştır, imalat sektöründeki gelişmelerle birlikte, sağlanan yatırım teşvikleri firma kârlarının artmasını ve artan kârların yatırımlara yönlendirilmesini sağlamıştır. Artan tasarrufların yatırımlara yönlendirilmesinde gelişmiş bankacılık sisteminin de etkisi büyüktür. 1970-1980 döneminde, ortaya çıkan petrol krizinin etkilerini hafif ölçüde atlatan Asya ülkeleri, yüksek büyüme hızının devamını sağlamıştır. Yaptığımız önemli bir tespitte, Asya ülkelerinin hızlı ihracat ve ithalat artışı ile uluslararası sistemle entegre olduklarıdır. Bu sistemde, Asya ülkeleri için eşitsiz bir değişim ilişkisinin olmadığı kanısındayız. Çalışma, değerdirmelerin yapıldığı bir sonuç yazısı ile bitmektedir.
Özet (Çeviri)
160 SUMMARY In 1 950s the colonizations attacted many economists after they gained their independence. In order to maintain economic development in those countries many theories were produced. Since then the term“development”has been used very often. The economists attached importance to those underdeveloped countries because of those days international economic conditions-. The general idea of the traditional theory of economics cannot be applied to those countries was the reason of the foundation of the Economics of Development as a sub theory. But because of the developments in following years the existence of this theory began to be questioned. Today, the level of per capita income is still very low, there are many countries at where poverty and unemployment is at top level. According to the 1992 Report of United Nations Development Program the %40 of the World population takes the %3.3 of World income. Today in underdeveloped countries there are 800 million unemployed. By these datas we can understand that the Economic Develoment problem is still alive. Besides, since 1960s, the rapid and stable growth in South East Countries is attractive. The countries in this region who have different economic structures maintained the same growth and industrilization rate. So that, this Asian region is a rich model for the Economic Development analysis. In this point of view it is important to question whether the region countries growth process is self sustained as in the take-off model of Rostow. This importance led us to do this study. This study is composed of there parts. In the first part, after analysing the appearence and the development process of development economics shortly, we examined the different approaches which directs the Development Economics. The content of term“Development”that has been161 widely used since WWII, has a long history. The economists of the era of Industrial Revolution based their analysis on progress. It was determined that the basic solution for the countries which could not reach the industrialization speed of England and countries of Continental Europe was Westernization and Modernization. Economic growth was a process which happened by itself. Consequently, up to 1930s, there haven't been a problem as a policy of economic growth. Because of these reason in 1950s those economists who were analysing the underdeveloped countries problem accepted economic development identical with economic growth. By the economic growth, poverty, unemployment and such problems would disappear automatically. Stuctural and dependency approaches which gained importance in the following years, analysed the Underdeveloped countries according to their relations with international system. In this system the unequality between the underdeveloped countries and developed countries. Because of this condition the developed countries exploited the underdeveloped countries and the possibility of the development of underdeveloped countries was removed. In the second part of the study, Southeasth Asian countries were analysed with their economical, historical and geographical aspects. All of these countries, except Thailand were the colonies of Western countries in historical analysis. These countries are very close geographically, however, they differ from each ather with their populations and with their areas. According to economic aspect, S. Korea, Taiwan, Indonesia, Malaysia and Thailand's economies based on agriculture. However, Hong Kong ve Singapore are small city states economies are based on transit trade. In the process, by the rapid growth and industrilization the production structures and export compositions shows a trend of change towards capital intensive goods.162 In the third part, initally, the Asian countries were analysed according to the necessary conditions of take-off. Then, we evaluated the Structural approach and Dependecy approach in order to support the findings. According to findings, in mid 1960s, the saving and investment rates exceeded %12 in Asian countires especially in S. Korea, Taiwan, Indonesia, Malaysia, Thailand whose economies were based on agriculture at the beginning. Besides, the rapid developments in labor intensive manufactures inthe first years had a leading role. The policies of encouraging investments which were practised together with and directed the increased profits into investment. Also, developed banking system has a great importance in channelizing the increased savings into investments. Defeating the effects of the Oil Crise in the period between 1970-1980 lightly, the Asian countries continued to speed of growth. The other finding of us is that with the rapid increase in exportation and importation, they entegrated with system. In this system, it is thought that, there is not an unequal changing relationship for Asian countries. The study ends with a brief chapter which conslusions derived are evaluated.
Benzer Tezler
- Impact of capital structure on corporate performance during financial crisis: Evidence from shariah compliant companies
Sermaye yapısının finansal kriz döneminde işletme karlılığına etkisi: Şeriate uyumlu işletmelerden kanıtlar
NOR KHADIJAH MOHD AZHARI
Doktora
İngilizce
2020
MaliyeEskişehir Osmangazi Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BİROL YILDIZ
- Türkiye'de kriz dönemlerinde uygulanan maliye politikaları 1994, 2001 ve 2008 krizleri üzerine bir değerlendirme
An evaluation on financial policies applied in crisis periods in Turkey and 1994, 2001 and 2008 crises
TÜRKER ERKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
EkonomiKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LÜTFÜ ÖZTÜRK
- The Reasons of the Asian economic and financial crises and its effect to the world and Turkey
Başlık çevirisi yok
HAKAN KINALI
- Uluslararası doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının vergi özendirme önlemleri karşısındaki durumu ve vergisel teşviklerin başarısında Çin
Situation of investments of the international direct foreign capital overagainst the tax encouragement precautions and China's success in the tax encouragements
ALİEKBER ALTINIŞIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
EkonomiMarmara ÜniversitesiSermaye Piyasası ve Borsa Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. EROL ULUSOY
- Economic interdependence and security in Southeast Asia: A realist analysis
Güneydoğu Asya'da ekonomik bağımlılık ve güvenlik: Realist bir analiz
PELİN DRUBKOWSKI
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Uluslararası İlişkilerDokuz Eylül ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜL MEHPARE KURTOĞLU ESKİŞAR