Geri Dön

Hastane ve dispanser işbirliği ile takip edilen nüks tüberküloz hastalarının tedavi sonuçlarını etkileyen faktörlerin incelenmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 738775
  2. Yazar: KADRİYE TERZİOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. TURAN KARAGÖZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 46

Özet

Tüberküloz tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda dahi, her yıl 2 milyon insan bu hastalıktan dolayı ölmekte ve 9 milyon insan tüberküloz basili (TB) ile enfekte hale gelmektedir(1). Nüks olgularının görülme oranı, uzun dönem TB kontrolünün sağlanmasında başarılı bulunulan ölçütlerden biri olarak kabul edilir. Nüks olgu; daha önce TB tanısı konulmuş, kür ya da tedavi tamamlama kabul edilen olguda balgamda basil pozitifliğinin saptanmasıdır(2). İzoniazid (INH), rifampisin (RIF), pirazinamid (PZA) ve dördüncü ilaç olarak etambutol (ETM) ya da streptomisin (SM) içeren kısa süreli kemoterapi rejimlerinden sonra nüks oranları %3-6 olarak görülmektedir. Ancak ülkelerdeki nüks oranları TB ve HIV(Human Immunodeficiency Virus) epidemiyolojisine, farklı hasta popülasyonlarına, tedavinin gözetim altında yapılıp yapılmamasına ve en önemlisi de tedavi sırasında eksik takip edilip yayma ve kültür sonuçlarına bakılmaksızın tedavi tamamlanmış kabul edilen olgulara bağlı olarak farklılık göstermektedir. Ülkemizde 2007 yılında nüks olguların toplam sayısı 1460 olup, bu sayının %88.2'si akciğer tüberkülozuna aittir(2). Nüks TB olgularının, yeni olgulardan daha fazla mortalite ve morbiditeye sebep olması, yayma pozitif olmaları nedeniyle toplumda bulaşıcılıkta rol oynaması ve çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇID-TB) olasılığını artırmasından dolayı ayrı bir önemi bulunmaktadır. DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü) tarafından nüks olgularda tüm ilaçlara duyarlı basil oranının yüksek olduğu ve bu nedenle birinci sıra ilaçlarla 8 aylık tedavi rejiminin başarı sağlayacağı belirtilmektedir(3). Çalışmamızda 2007-2008 yılları arasında, DSÖ'nün ve Verem Savaşı Daire Başkanlığı'nın önerdiği olgu tanımlarına göre hastanemizde tedavi altına alınmış nüks olgularının VSD' ye yönlendirildikten sonraki tedavi sonuçları ve bu sonuçları etkileyen faktörleri incelenmiştir.

Özet (Çeviri)

Although tuberculosis is a treatable disease, even in the 21st century, 2 million people die from this disease every year and 9 million people become infected with tuberculosis bacillus (TB)(1). The incidence of relapse cases is considered one of the criteria found to be successful in providing long-term TB control. Recurrence; It is the detection of bacillus positivity in the sputum of a patient who was previously diagnosed with TB and accepted as cure or treatment completion(2). Recurrence rates are seen as 3-6% after short-term chemotherapy regimens containing isoniazid (INH), rifampicin (RIF), pyrazinamide (PZA), and the fourth drug ethambutol (ETM) or streptomycin (SM). However, the recurrence rates in countries differ depending on the epidemiology of TB and HIV (Human Immunodeficiency Virus), different patient populations, whether the treatment is performed under surveillance, and most importantly, the cases that are considered to have completed treatment regardless of the smear and culture results. In our country, the total number of relapse cases in 2007 was 1460, and 88.2% of this number belonged to pulmonary tuberculosis(2). Recurrent TB cases cause more mortality and morbidity than new cases, play a role in contagiousness in the community because they are smear-positive, and multi-drug resistance. It is stated by WHO (World Health Organization) that the rate of bacilli sensitive to all drugs is high in relapse cases, and therefore, an 8-month treatment regimen with first-line drugs will provide success(3). In our study, the treatment results of relapse cases treated in our hospital between 2007 and 2008, according to the case definitions recommended by the WHO and the Tuberculosis Department, after referral to VSD, and the factors affecting these results were examined.

Benzer Tezler

  1. Kendi kaynaklarında Amerikan Board'ın Türkiye'deki sağlık faaliyetleri(1833-1923)

    The health activities of American Board in Turkey in respect of their own data (1833-1923)

    FARUK TAŞKIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Deontoloji ve Tıp TarihiMersin Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞERİFE YORULMAZ

  2. Filles de la Charité, on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda hayırseverlik ve sağlık

    Sisters of charity, philanthropy and health in the nineteenth century ottoman empire

    CEREN GÜLSER İLİKAN RASİMOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Deontoloji ve Tıp Tarihiİstanbul Üniversitesi

    Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN ERTİN

  3. İzmir ili tüberküloz hastalarının Verem Savaş Dispanserlerinde kayıtlılık oranları ve etkileyen etmenler

    The ratio of registered tuberculosis patients at Tuberculosis Dispensaries Notification System in İzmir and the factors affect on this ratio

    SEMA ÖZGÜR SAKARYA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Halk SağlığıEge Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİYE MANDIRACIOĞLU

  4. Hemşirelik okullarında iletişim ve halkla ilişkiler eğitimi ve öğretimi

    Başlık çevirisi yok

    YÜCEL AMİL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Halkla İlişkilerGazi Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET KÜÇÜKKURT

  5. Demokrat Parti döneminde Kocaeli (1950-1960)

    Kocaeli in Democrat Party Period (1950-1960)

    BİLAL TUNÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    TarihSakarya Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENİS ŞAHİN