Das frauenbild in den werken 'Kadının Adı Yok', 'Aslında Aşk da Yok' von Duygu Asena und in den werken 'Die Liebhaberinnen' und 'Die Klavierspielerin' von Elfriede Jelinek
Duygu Asena'nın 'Kadının Adı Yok' ve 'Aslında Aşk da Yok' eserleriyle Elfriede Jelinek'in 'Die Liebhaberinnen' ve 'Die Klavierspielerin' adlı eserinde kadın imajı
- Tez No: 74278
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. HİKMET UYSAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Almanca
- Üniversite: Uludağ Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Alman Dili Eğitimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
96 2. Türkçe Özet Geçmişten bugüne bazı toplumlarda kadınların ezilmesi, küçük görülmesi ve baskıya uğraması gibi olayların yaşandığı herkes tararından bilinen bir gerçektir. Bu tür toplumlarda erkeklerin görevi çalışıp, evin geçimini sağlamak iken, kadının görevi ev işleri ve çocuk bakımı ile sınırlı tutulmuştur. Birçok faktörün yanında, erkeklerin evin geçimini sağlaması da kadınların küçük görülmesine bir sebep oluşturmuştur. Kadınlar“saçı uzun aklı kısa”veya“elinin hamuruyla erkek işine karışıyor”gibi sözlerle hor görülmüştür. Oysa ki kadınların ev içindeki görevleri de güçümsenemeyecek kadar anlamlı ve önemlidir. Ancak sanayileşme, şehirleşme ve modernleşmeyle birlikte kadının toplum ve aile içindeki konumu da değişmiştir. Kadın, iş hayatında ve sosyal yaşamda aktif bir şekilde yer almaya başlamış, böylelikle özgüven duygusunu tanımış, haklarının bilincine varmış ve haksızlıklara karşı savaşmaya başlamıştır. Bu aşamada birçok kadın dernekleri kurulmuş, çağdaş kadınlar, yaşanan haksızlıklar üzerine konuşmaya ve yazmaya başlamışlardır. Böylelikle bu konu üzerine yazılan eserlerden oluşan 'Kadın Edebiyatı' doğmuştur. Kadın edebiyatının kadın haklarının kazanılması ve korunmasında büyük katkılarının olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Nitekim böylelikle kadınlar seslerini topluma  duyurabilmişler ve bazı yanlışları ve tutarsızlıkları gun ışığına çıkartmışlardır. Bu çalışmada ele alınan dört eser de kadın edebiyatından seçilmiştir. Duygu Asena'nın“Kadının Adı Yok”,“Aslında Aşk da Yok”ve Avusturya'lı yazar Elfriede Jelinek'in“Die Liebhaberinnen”ile“Die Klavierspielerin”adlı eserlerinde kadın imajı, alıntılarla adım adım incelenmiştir. Böylelikle Avusturya ve Türk toplumunda kadının konumunun, aralarındaki fark ve benzerliklerin, bu konuların yazarlar tarafından işleniş tarzının ortaya konması amaçlanmıştır. Her iki yazarın da ele aldığı konu, kadının toplum ve aile içinde ezilmesidir. Ancak doğal olarak sunuş şekillerinde ve ele aldıkları yaşantılarda bazı farklılıklar bulunmaktadır. Duygu Asena, konuyu, seçtiği kahramanının dilinden oldukça eleştirel bir97 biçimde sunmaktadır. Toplumda kadın haklarının çiğnenmesi konusunda erkekleri, yetiştirilme tarzlarını ve toplumu suçlamaktadır. Ancak zaman zaman erkeklere karşı çok katı bir tutum sergilediği görülmektedir. Hatta bazı durumlarda tek bir erkeğin kötü davranışının tüm erkeklere maledilerek genelleme yapıldığına rastlanmaktadır. Türk toplumunda bekaret ile namusun özdeşleştirilmesi, kız çocuklarının bu yüzden baskı altında tutulması, erkeklere birçok şey serbestken, kadınlara yasak olması, cinselliğin aile ve toplum içinde bir tabu olması ve bu konu hakkında konuşmanın ayıp olması, yazar tarafından katı bir şekilde eleştirilerek sunulmaktadır. Yazarın bu eleştirel tutumunun yadırganması, bahsedilen konuların yaşanmıyor ve yaşanmamış olmasını gerektirir. Oysa Türk toplumunda günümüzde bile bu tür baskılar yaşanmaktadır. Yazarın bu konulan eleştirel bir şekilde gözler önüne sermesi okuyucuların üzerinde daha derin bir etki yaratabilmektedir. Avusturya'lı Yazar Elfriede Jelinek'in“Die Liebhaberinnen”adlı eserinde de kadının aile ve toplumda ezilmesi konu edilmektedir. Kahramanların biri köyde, diğeri şehirde yaşamaktadır, böylelikle kadının hem köydeki, hem de şehirdeki konumu yansıtılabilmiştir ve eserde, her iki kahramanın yaşantıları birbirine paralel olarak sunulmuştur. Bu eserde sevgi ve evlilik kavranılan, kadınlan bulunduklan kötü konumdan kurtaracak bir araç olarak görülmektedir. Bu da yazar tarafından ironik ve eleştirel bir biçimde sunulmaktadır. Kadın sorunlan, Türkiye'deki ve D. Asena'nın eserlerindeki sorunlarla benzerlikler taşımaktadır. Kısacası kadının ikinci plana itilmesi, tacize ve şiddete maruz kalması, bekaretle namusun özdeşleşmesi gibi konular bu eserde de ağırlıklı olarak yer almaktadır. Yazann diğer eseri“Die Klavierspielerin”'de ise kadının ezilmesi başka bir açıdan ele alınmıştır. Eserde kadının erkek tarafından ezilmesi ve bastınlması değil, anne tarafından kızın kısıtlanması ve şiddete uğraması konu edilmektedir. Yazar, bu eserde annenin anormal davranışlannı, ve bunlann kızında sebep olduğu psikolojik rahatsızlıktan ele almaktadır. Zaman zaman yazann annenin kısıtlamalarını ve bencilliğini98 eleştirel bir şekilde sunduğu görülmektedir. Bunun dışında olaylar genel olarak tarafsız bir şekilde sunulmaktadır. E. Jelinek'in teDie Klavierspielerin“ adlı romanının dışında yukarıda incelenen diğer eserler, açık ve anlaşılır bir dile ve sürükleyici bir anlatıma sahiptir. Ancak ”Die Klavierspielerin" adlı romanda okuyucunun dikkatini bozabilecek uzun tasvirlere rastlanmaktadır. Bu nedenle eser okuyucuya zaman zaman sıkıcı gelebilmektedir. Asena'nın eserlerinde sorunun çözümüne ilişkin mesajlarla karşılaşılırken, Jelinek'in romanlarında böyle bir yaklaşım görülmemektedir. İncelenen dört eserde de güncel ve argo konuşma kalıplan ve günlük hayatta kullanılan deyimlere rastlanmaktadır. Her ne kadar bazı eleştirmenler ve yazarlar tarafından bu türde eserler basit ve kötü olarak nitelendirilse de bu yargı, eserlerin kadın problemlerini açıkça dile getirmeleri ve bu problemleri gözler önüne sermeleri nedeniyle yanlıştır. Nitekim kadın problemlerinin yanısıra, diğer toplumsal olayların da kaleme alınmasıyla ancak sorunlar gündeme getirilebilir. Bu nedenlerden dolayı Türk ve dünya edebiyatında bu tarz eserlerin devamının gelmesi gerektiği kanısındayım.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Frauenbild und Erziehung eine vergleichende Arbeit zu Thomas Mann 'Buddenbrooks' und Reşat Nuri Güntekin 'Yaprak Dökümü'
Başlık çevirisi yok
KADRİYE ÖZTÜRK
- Das Frauenbild bei Heinrich Böll in den Werken 'Gruppenbild mit Dame' und 'Frauen vor Flusslandschaft'
Başlık çevirisi yok
NALAN ERGÜN
Yüksek Lisans
Almanca
1988
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SÜLEYMAN YILDIZ
- Karşılaştırmalı yazınbilim çerçevesinde Herta Müller, Elke Schmitter, Saliha Scheinhardt ve Feridun Zaimoğlu'nun birer eserinde kadın imgesine eleştirel yaklaşım
Eine kritische Darstellung des Frauenbildes im rahmen der komparatistik anhand je einem Werke von Herta Müller, Elke Schmitter, Saliha Scheinhardt und Feridun Zaimoğlu
MUNE SAVAŞ
Doktora
Türkçe
2011
Karşılaştırmalı EdebiyatÇukurova ÜniversitesiAlman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CAVİDAN ÇÖLTÜ İMREN
- Das Frauenbild in den werkwen der Deutschschreibenden Türkischen autoriennen (2 cilt)
Başlık çevirisi yok
KADRİYE ÖZTÜRK
- Das frauenbild in Saliha Scheinhardts werken
Saliha Scheinhardt'ın eserlerindeki kadın motifleri
ÇİĞDEM BİBER
Yüksek Lisans
Almanca
2010
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAN ÖZYER