18-50 yaş arası pulmoner emboli tanısı alan hastaların etiyolojik görüntüleme ve laboratuar olarak değerlendirilmesi
Etiological imaging and laboratory evaluation of patients diagnosed with pulmonary emboly between 18-50 YEARS old
- Tez No: 765509
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ŞENGÜL AYDIN YOLDEMİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: pulmoner emboli, genç hasta, erken mortalite, etiyoloji, pulmonary embolism, young patient, early mortality, etiology
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 94
Özet
Amaç: Pulmoner emboli, pulmoner arter ya da dallarının bir trombüs ile tıkanmasıyla karakterize, asemptomatik olabileceği gibi ölümle sonuçlanabilen yaygın bir hastalıktır. İnme ve miyokard enfarktüsünden sonra üçüncü en sık kardiyovasküler ölüm nedenidir. Pulmoner emboli insidansının yaşla birlikte arttığı bilinmekle birlikte, genç yaş hasta grubunda da önemli bir ölüm nedeni olduğu gösterilmiştir. Epidemiyolojik çalışmalarda elde edilen veriler genel olarak orta-ileri yaş grubuna aittir. Bununla birlikte pulmoner emboliye neden olan etiyolojik faktörler yaşlı ve genç hasta grubunda farklılık gösterebilmektedir. Yaşlılarda daha çok immobilizasyon, malignite, cerrahi öykü gibi etiyolojık faktörler ön plana çıkmakta iken genç hastalarda trombofili, gebelik, OKS kuıllanımı, otoimmün hastalıklar ön plana çıkmaktadır. Literatür tarandığında izole genç yaş grubu ile ilgili epidemiyolojik verisi olan çalışma azdır. Aynı zamanda pulmoner emboli (APE) hastalarında cinsiyet farklılıkları belirsiz ve tartışmalıdır. VTE insidansının her iki cinsiyette genel olarak benzer olduğu söyleyen çalışmaların yanında cinsiyetler arasında klinik prezentasyonların farklı, erkek hastalarda nüks oranlarının daha yüksek olduğunu söyleyen görüşlerde bildirilmiştir. Biz bu çalışmamızda hastanemizde pulmoner emboli tanısı alan, genç yaş grubundaki hastalarının demografik verilerini, pulmoner emboli risk faktörlerini, laboratuar ve görüntüleme bulgularını, pulmoner emboli ilişkili erken mortalite verilerini; cinsiyet, emboli lokalizasyonu ve aldıkları tedavilere göre sınıflayarak karşılaştırıp değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Retrospektif yapılan bu çalışmaya 01.01.2017-01.01.2022 yılları arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesinde Pulmoner BT anjio ve/veya Ventilasyon/Perfüzyon Sintigrafisi ile pulmoner emboli tanısı kesinleşmiş 18-50 yaş arasındaki hastalar dahil edildi. Genç yaş grubundaki bu hastalarının demografik verilerini, pulmoner emboli risk faktörlerini, laboratuar ve görüntüleme bulgularını, pulmoner emboli ilişkili erken mortalite sonuçlarını; cinsiyet, emboli lokalizasyonu ve aldıkları tedavilere göre sınıflayarak karşılaştırıp değerlendirmeyi amaçladık. Bulgular: Pulmoner emboli tanısı konan 196 hastanın 90'ı (%45) kadın hasta, 106'sı (%55) erkek idi. Yaş ortalaması kadınlarda 38.44±8.5, erkeklerde 38.58±7.8 idi. Risk faktörleri sıklık sıralaması en sık trombofili öyküsü %22.15, sonrasında alt ekstremite venöz tromboemboli (DVT) %17.72, covid öyküsü %12.03, gebelik %10.13, malignite öyküsü %9.49, hastane yatış-immobilite %8.23, SLE-AFAS antikor pozitifliği %6.96, OKS kullanımı %5.7, alt ekstremite kırık öyküsü %4.43 ve behçet hastalığı öyküsü %3.16 saptandı. Hastaların D-dimer ortalaması 2.89±2.77 saptandı. Troponin ortalaması 49.69±204.00 saptandı. Pulmoner trunkus tutulumu 6 hastada (%3.41), ana pulmoner arter tutulumu 43 hastada (%24.43), lober arter 34 hastada (%19.32), segmenter arter tutulumu 84 hastada (%47.16), subsegmenter arter tutulumu 10 hastada (5.68) saptandı. En sık segmenter düzeyde tutulum 84 (%47.16) olduğu görüldü. 161 hastaya (%82.14) doppler yapıldığı saptandı ve Doppler yapılmış DVT saptanmış olanlar 64 hasta (32.65) idi. 50 hastanın EKO'su yapılmıştı. 41 hastada kardiyak disfonksiyon saptandı. Trombolitik tedavi 18 hastaya (%10.2) uygulanmış. 159 (%89.8) hastaya antikoagülan tedavi verildiği görüldü. Kadınlarda gebelik, OKS kullanımı, malignite öyküsü, SLE-AFAS antikor pozitifliği oransal olarak daha çok, erkeklerde hastanede yatış, alt ekstremite kırık öyküsü, alt ekstremite DVT öyküsü, trombofili öyküsü, covid öyküsü, Behçet hastalığı oransal olarak daha çok görüldü. Sonuç: Pulmoner emboli görülme sıklığı yaşla birlikte arttığı bilinmekle birlikte, genç yaş hasta grubunda da görülebildiği ve önemli bir ölüm nedeni olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızda tüm yaş gruplarının değerlendirildiği literatür bilgisinden farklı olarak genç hastalardaki en sık risk faktörü trombofili öyküsü, DVT ve covid öyküsü idi. Belirlenmiş risk faktörleri arasında ortak risk faktörleri dışında sadece kadınlarda olan OKS kullanımı ve gebelik gibi cinsiyete özel risk faktörleri olmasına rağmen pulmoner emboli geçirmiş erkeklerde belirlenmiş risk faktörü sayısı daha fazla saptandı. Erken mortalitenin bu yaş grubunda daha düşük olduğunu saptadık. (%1.02). Genç yaş emboli hastaları ile ilgili verilerimiz ile; PTE insidansını, morbiditesini ve mortalitesini azaltmak üzere gelecekte planlanacak prospektif araştırmalar için çıkış noktası oluşturmak, literatüre katkı ve bilgi sağlamayı amaçladık.
Özet (Çeviri)
Aim: Pulmonary embolism is a common disease characterized by occlusion of the pulmonary artery or its branches by a thrombus, which may be asymptomatic or result in death. It is the third most common cause of cardiovascular death after stroke and myocardial infarction. Although it is known that the incidence of pulmonary embolism increases with age, it has been shown to be an important cause of death in the younger age group. The data obtained in epidemiological studies generally belong to the middle-old age group. However, the etiological factors causing pulmonary embolism may differ in the elderly and young patient groups. While etiological factors such as immobilization, malignancy, and surgical history are more prominent in the elderly, thrombophilia, pregnancy, OCS use, and autoimmune diseases come to the fore in young patients. When the literature is searched, there are few studies with epidemiological data on isolated young age group. At the same time, gender differences in patients with pulmonary embolism (APE) are unclear and controversial. In addition to studies stating that the incidence of VTE is generally similar in both genders, it has been reported that clinical presentations are different between genders and the recurrence rates are higher in male patients. In this study, we included demographic data pulmonary embolism risk factors, laboratory and imaging findings, pulmonary embolism-related early mortality data of young patients diagnosed with pulmonary embolism in our hospital; We aimed to compare and evaluate them by classifying them according to gender, embolism localization and the treatments they received. Materials and Methods: This retrospective study was conducted between 01.01.2017 and 01.01.2022 by Bakırköy Dr Sadi Konuk Training and Research Hospital. Patients aged between 18 and 50 years who were diagnosed with pulmonary embolism by pulmonary CT angio and/or Ventilation/Perfusion Scintigraphy were screened. In this study, we included demographic data, pulmonary embolism risk factors, laboratory and imaging findings, pulmonary embolism-related early mortality data of young patients diagnosed with pulmonary embolism in our hospital; we aimed to compare and evaluate them by classifying them according to gender, embolism localization and the treatments they received. Findings: 196 patients diagnosed with pulmonary embolism, 90 (45%) were female and 106 (55%) were male. The mean age was 38.44±8.5 in women and 38.58±7.8 in men. In order of frequency, the most common risk factors were thrombophilia 22.15%, then lower extremity venous thromboembolism (DVT) 17.72%, covid history 12.03%, pregnancy 10.13%, malignancy history 9.49%, hospitalization-immobility 8.23%, SLE-APHAS antibody positivity 6.96%, OCS use was 5.7%, lower extremity fracture history was 4.43%, and Behçet's disease history was 3.16%. The mean D-dimer of the patients was 2.89±2.77. The mean of troponin was 49.69±204.00. Pulmonary truncus involvement was detected in 6 patients (3.41%), main pulmonary artery involvement in 43 patients (24.43%), lobar artery involvement in 34 patients (19.32%), segmental artery involvement in 84 patients (47.16%), and subsegmental artery involvement in 10 patients (5.68). The most common segmental artery involvement was 84 patients (47.16%). Doppler was detected in 161 patients (82.14%), and 64 patients (32.65) were found to have DVT after Doppler was performed. Echocardiography of 50 patients was performed. Cardiac dysfunction was detected in 41 patients. Thrombolytic therapy was administered to 18 patients (10.2%). Anticoagulant treatment was given to 159 (89.8%) patients. Pregnancy, OCS use, history of malignancy, and SLE-APHAS antibody positivity were proportionally more common in women. Hospitalization, lower extremity fracture history, lower extremity DVT history, thrombophilia history, covid history, and Behçet's disease were seen proportionally more in men. Conclusion: Although it is known that the incidence of pulmonary embolism increases with age, it has been shown that it can also be seen in the younger age group and is an important cause of death. In our study, unlike the literature in which all age groups were evaluated, the most common risk factors in young patients were history of thrombophilia, DVT and covid. Although female-specific OCS use and pregnancy were among the identified risk factors, the rate was higher in males. We found that early mortality was lower. (1.02%). With our data on young age embolism patients; We aimed to create a starting point for future prospective studies to reduce the incidence, morbidity and mortality of PTE and to contribute and provide information to the literature.
Benzer Tezler
- Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi acil tıp kliniğinde pulmoner emboli tanısı alan hastaların geriye dönük 5 yıllık incelemesi
Retrospective 5-year study of patients who received pulmonary embolism in emergency medical clinic of Atatürk University Faculty of Medicine
ESRA KADIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
İlk ve Acil YardımAtatürk ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ATIF BAYRAMOĞLU
- COVID-19 hastalarında gelişen pulmoner tromboemboli ile covıd-19 dışı gelişen pulmoner tromboemboli arasındaki farklılıkların değerlendirilmesi; tek merkezli çalışma
Evaluation of differences between pulmonary thromboembolism in COVID-19 patients and non-covid-19 related pulmonary thromboembolism;a single-center study
ORHUN ALAÇAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Göğüs HastalıklarıErciyes ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA SEMA OYMAK
- İnme geçirmiş evde sağlık hastalarında antikoagülan kullanımı özellikleri, tedavi gereksinimi ve yanlış kullanım sıklığı
Başlık çevirisi yok
BİRSEL ZENGİN OLKUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Aile HekimliğiMarmara ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SALİHA SERAP ÇİFÇİLİ
- Acil serviste kardiyogonyometrenin akut pulmoner emboli hastalarında tanısal değerinin araştırılması
Investigation of diagnostic value of cardiogoniometri in acute pulmonary embolism patients in emergency department
MUSTAFA SERKAN VURUCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Göğüs HastalıklarıEge ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜÇLÜ SELAHATTİN KIYAN
- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi acil servisine 1 yıl boyunca başvuran akut dekompanse kalp yetersizliği vakalarının ileriye dönük gözlemsel incelenmesi
We report an original research of prospective observational study of heart failure cases in a tertiary Hospital Emergency department
EMRE ÇATAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
İlk ve Acil YardımEskişehir Osmangazi ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURDAN ACAR