Geri Dön

GIS-based multi-criteria decision analysis for optimal urban emergency facility planning

Kentsel optimal acil durum tesis planlaması için CBS tabanlı çok kriterli karar analizi

  1. Tez No: 768748
  2. Yazar: PENJANI HOPKINS NYIMBILI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. TURAN ERDEN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Coğrafya, Jeodezi ve Fotogrametri, Şehircilik ve Bölge Planlama, Geography, Geodesy and Photogrammetry, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Geomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Geomatik Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 190

Özet

Hızla büyüyen kentsel çevrelerin artan karmaşıklığı, sosyo-ekonomik ve politik sistemlerin etkileşimi, sürdürülebilir risk yönetimi planlama stratejilerinin küresel aciliyetini ortaya koymakta, bu aciliyet, kentsel yangın riskini azaltma faaliyetleri için kapsamlı bir şekilde, dünya çapında yangına eğilimli, İstanbul gibi mega kentlerin birçoğunda giderek daha belirgin hale gelmektedir. İstanbul'da kaydedilen ve son zamanlarda artış gösteren itfai olaylar, büyük ölçüde enerji tüketimi ve insan faaliyetlerinden kaynaklanmakta, itfai olaylara müdahale süreleri uluslararası bir standart olan beş dakikanın üzerine çıkmakta, mevcut yangın riski göz önüne alındığında, ek kentsel yangın acil durum tesislerine olan acil ihtiyacın altı çizilmektedir. 2005 yılında yürürlüğe giren Hyogo Eylem Çerçevesi (2005-2015), afet riskinin azaltılması (DRR) ile sürdürülebilir kalkınma arasında kurulmuş bağlantıyı tanımlamaktadır. Afet risk azaltma stratejisi bu çerçevede sürdürülebilir kalkınmayı her düzeyde etkileyen sektörler arası bir aciliyet sorunu olarak kabul edilmektedir. Geniş anlamda, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Binyıl Zirvesi'nden ortaya koyulan Binyıl Kalkınma Hedefleri, kentsel ortamlarda güvenliğin (yangın risklerine ve afetlere karşı korumayı içeren) önemini kabul etmektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin (SKH'ler) 11. Hedefi, Sendai 2015-2030 Afet Riskini Azaltma Çerçevesine uygun olarak kapsamlı afet risk yönetimi için birleşik çok seviyeli planlama stratejileri oluşturarak şehirleri ve insan yerleşimlerini daha adil, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlamaktadır. Sendai Çerçevesi, riskler ve tehlikeler yelpazesiyle bağlantılı daha kapsamlı sorunlarla başa çıkmak için Hyogo Eylem Çerçevesi'nin yerine geçen mekanizma olarak 2015 yılında tüm dünyadaki hükümetler tarafından onaylanmıştır. Hükümetler ve vatandaşlar gibi ilgili paydaşlar için ilgili teknolojik tehlikeleri ve yangınlar gibi riskleri azaltmak amacıyla politika yönü konusunda netlik sağlamaktadır. Sendai Çerçevesi, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi, Paris Anlaşması, Yeni Kentsel Gündem, Addis Ababa Eylem Gündemi ve İnsanlık Gündemi için afet riskinin azaltılması ve dayanıklılığın artırılması arasındaki bağlantıyı mantıksal olarak formüle etmek açısından bağlantı dokusunu oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, kentsel çevrenin mekansal ölçeğinde yangın risk ve acil durum planlaması, birçok faktör ve disiplinler arası paydaş etkileşimi gerektiren birbiriyle bağlantılı ve karmaşık bir karar verme süreci olmaktadır. Kentsel acil durum planlaması ve yangın riskinin azaltılması bağlamında, bu tez çalışması kapsamında, İstanbul, Türkiye'deki yeni kentsel yangın ve acil durum tesislerinin optimal planlaması için CBS tabanlı Çok Kriterli Karar Analizi (ÇKKA) tekniklerinin uygulanması önerilmektedir. İtfaiye, tıp, polis ve ambulans hizmetleri gibi kentsel acil durum hizmetlerinin dağıtımı, dikkatli tasarım ve yerleşim değerlendirmelerini gerektirmektedir. Deprem, sel ve toprak kayması gibi büyük afet ve krizlerde bu itfaiye istasyonları aynı zamanda acil tıbbi iletişim ve bölge/bölge kontrol merkezi olarak da hizmet vermektedir. Sonuç olarak, bu tesislerin nereye kurulacağına karar vermek, uzmanların, karar vericilerin, idarenin ve acil müdahale personelinin yanı sıra karardan etkilenen yerel halk gibi diğer paydaşların işbirliğini gerektirmektedir. Bu nedenle, bu tezin temel amacı, İstanbul ilinde yeni kentsel acil durum ve yangın tesislerinin etkin bir şekilde planlanması için entegre bir CBS ve ÇKKA modeli geliştirmek, yangına müdahale sürelerini uluslararası standart olan beş dakikaya indirmektir. Ana amaca ulaşmak için on (10) alt amaç belirlenmiştir: • Model için bulanık AHP, Entropi-AHP, En İyi-En Kötü Yöntemi (BWM) ve Karar Verme Deneme ve Değerlendirme Laboratuvarı (DEMATEL) gibi ÇKKA yöntemlerini kullanmak, sonuç ağırlıklarının oluşturulması, karşılaştırılması ve doğrulanması; • Etkili kentsel acil durum tesisi planlaması için ilgili kriterlerin belirlenmesi; • Karar vericilerin (DM'ler) tercihlerini saptamak amacıyla Delphi tekniğininin kullanılması; • CBS tabanlı ÇKKA yaklaşımlarını kullanarak ilgili uzmanların/DM'lerin ikili karşılaştırmalara dayalı olarak kriter ağırlıklarının değerlendirilmesi; • Uzmanların yargılarından kentsel acil durum tesisi yeri seçimi için en temel kriterlerin belirlenmesi; • Yeni kentsel acil durum tesislerinin planlanması amacıyla en uygun alanları belirleyen raster uygunluk haritalarının işlenmesi, analiz edilmesi ve üretimi için CBS'nin kullanılması; • Maliyet ve kaynak sınırlamalarına dayalı olarak aşamalı bir şekilde acil durum tesislerinin inşa önceliklerini planlamak için önerilen yeni yangın ve kentsel acil durum tesislerinin (düşükten yükseğe) önceliklendirilmesi; • İtfaiye çalışanları ve akademik/profesyonel uzmanlardan oluşan grup karar verme (GDM) sürecinde iki karar verici grubun farklı görüş ve tercihlerinin karşılaştırmalı analizi; • Kriter ağırlıklarının kombinasyonuna dayalı olarak oluşturulmuş modellerin duyarlılığını ve sağlamlığını test etmek amacıyla duyarlılık analizlerinin (SA) yapılandırılması için CBS yeteneklerinin kullanılması; • ÇKKA modelleme sürecinde kullanılan çeşitli kriterler arasındaki karşılıklı bağımlılıkların ve etkileşim seviyelerinin araştırılması. Bu nedenle tez, bu on alt amacı ele alan üç (3) uluslararası makaleden oluşmaktadır. İstanbul ili, yaklaşık 960 mahalleden oluşan pilot alan olarak belirlenmiştir. Her bir makale için altı etki kriteri dikkate alınarak bu kriterlerin ağırlıkları saptanmıştır. Literatür tavsiyelerine ve uzman geri bildirimlerine dayanarak, yeni kentsel acil durum tesislerinin kapsamlı bir şekilde planlanması için bu en etkili altı kriter, kapsamlı bir tarama prosedürü sonuncunda seçilmiştir. Belirlenen kriterler sosyal boyutlarla, yerleşiklik, erişilebilirlik, risk ve güvenlik boyutlarını kapsamaktadır. Yüksek nüfus yoğunluğu (YNY), yangınların yoğun nüfuslu kentsel topluluk alanlarında meydana gelme olasılığının daha yüksek olması ve daha büyük bir yangın riski potansiyeli ve etkisi ile sonuçlanması nedeniyle dikkate alınması gereken ana faktörlerden biri olmaktadır. Bu durum, özellikle aşırı kalabalık yerleşim yerlerinde topluluklar tarafından güvenli olmayan elektrik, gaz vb. kullanımların artmasını sonuçlamakta, yangınlarla mücadelede anlık müdalaleleri zora sokmaktadır. Ahşap yapı yoğunluğu (ABY) kriteri, İstanbul kentinin Bizans döneminden beri zengin bir kültürel mirasa sahip olması ve yangın ve büyük kentsel yangınların yayılma riskini önemli ölçüde artıran eski ahşap yapı mimarisinden oluşması nedeniyle dikkate alınmaktadır. Ahşap bina envanteri yoğunluğunun yüksek olduğu yerleşim bölgelerinde, kentsel yangın riski potansiyeli daha yüksek olmakta, bu nedenle bu yerlerde yangın ve acil durum tesislerinin inşa edilmesine öncelik verilmesi gerekmektedir. Optimizasyonu sağlamak ve hizmet kapsama alanlarının çakışmasını önlemek için yeni kentsel acil durum tesislerinin mevcut acil durum ve yangın tesislerinden uzakta planlanması gerektiğinden, mevcut itfaiye istasyonlarından uzaklık (İİU) kriteri de dikkate alınmaktadır. Ana yol ağlarındaki sürüş süresi, topoloji ve karayolu trafik koşulları dikkate alınarak yeni hizmet alanı analizinde beş (5) dakikalık bir yangına müdahale süresi dikkate alınmaktadır. Kentsel alanlarda, özellikle sıkışık/yoğun merkezî iş bölgelerinde ve kötü planlanmış şehir altyapısına sahip yüksek bina yoğunluklu alanlarda, dar yollar itfaiye araçları ve yangınla mücadele ekipmanlarının erişimini sınırlamaktadır. Bu senaryo yangın riskini önemli ölçüde artırmakta ve acil müdahale sürelerinde gecikmelerle kurtarma ve tahliye çabalarını engellemektedir. Bu nedenle, ana yollara yakınlık (AYY) kriteri de modele dahil edilmiştir. Bu bağlamda, itfai olaylara daha kolay, etkin erişim sağlamak ve acil müdahale sürelerini iyileştirmek için yeni kentsel acil durum tesisleri ana karayolu ulaşım ağlarının yakınında, kalabalık alanlardan arındırılmış şekilde yerleştirilmelidir. İtfai olayların ana kaynaklarından biri, petrol ve gaz rafinerileri, petrol ve sıkıştırılmış gazlardan oluşan endüstriyel depo tesisleri kaynaklı yüksek derecede yanıcı olan kimyasal döküntüler olmakta, büyük alevlerin, patlamaların oluşmasıyla birlikte yangının yayılma riski artmaktadır. Bu nedenle, yüksek yoğunluklu tehlikeli madde içeren bu yüksek yangın riski alanlarında, dikkate alınması gereken kriterlerden biri olarak yeni acil durum tesislerine öncelik verilmelidir. İstanbul'un ağırlıklı olarak yoğun yerleşimli bina stoğundan oluşan büyük metropol alanı, kentin deprem risk bölgesinde yer alması nedeniyle tarihsel olarak deprem sonrasında çıkan yangınlardan kaynaklanan büyük itfai olaylara maruz kalmıştır. Bu nedenle, yeni kentsel acil durum tesisleri planlanırken İstanbul içinde yüksek sismik kapasiteye sahip bölgelerden kaçınılmakta, bu yüksek riskli alanlardan daha uzak yerler daha fazla tercih edilmekte, bu nedenle deprem riskine uzaklık (DER) kriteri dikkate alınmaktadır. Ayrıca, bir deprem sırasında iletişim ve karayolu ulaşım yollarının zarar görmesi itfaiye ve acil durum araçlarının acil durum bölgelerine erişimini engelleyecektir. Bu kriterlerin belirlenmesinden sonra, girdi kriter verileri işlenmekte ve 50 × 50 m2 uzaysal hücre boyutu çözünürlüğünde ESRI ArcGIS 10.3 yazılımı kullanılarak vektör ve raster kriter harita katmanları şeklinde her bir alt bölge düzeyinde analiz edilmektedir. Ana CBS analizleri, her bir çalışma durumu için ön işleme, yeniden sınıflandırma ve ağırlıklı toplam bindirme işlemlerinden oluşmaktadır. İlk makalede, yakın zamanda geliştirilen BWM'nin CBS ile entegre edilmiş bir hibrit modeli önerilmiştir. Çalışmada, acil durum tesis planlama karar problemi için akademisyenler ve itfaiye personelinden oluşan iki karar verici grubunun farklı görüşlerinin birleştirilmesini desteklemek için bir karar verme çerçevesi önerilmektedir. Uzman gruplarının tercihlerini analiz etmek için tek örneklem t testi, tek yönlü ANOVA ve Tukey HSD testi gibi istatistiksel testler uygulanarak çalışmadan anlamlı çıkarımlar yapılmıştır. Ayrıca, bu araştırmada, karar verme sürecinde bir dereceye kadar fikir birliği veya güvenilirlik, Kendall'ın uyum katsayısı, W olarak adlandırılan istatistiksel bir ölçü ile değerlendirilmektedir. Çalışmaya göre, TMD ve YNY'nin en önemli kriterler olarak algılandığı ortaya çıkmıştır. Her iki karar verici grubu için de DER en az önemli olarak görülmektedir. BWM modelini görselleştirmek için her iki karar verici grubu için elde edilen raster uygunluk haritaları üretilmektedir. İkinci makalede, kriter ağırlıklarının hem öznel, hem de nesnel olarak değerlendirilmesi için AHP ve Entropi yöntemlerinin CBS ile kombinasyonu kullanılmıştır. Çalışmada, AHP-Entropi modelinin geçerliliği, karar çıktısı üzerinde en güçlü etkiye sahip olan kriterler üzerinde gerçekleştirilmekte ve Bir Zamanda Bir (OAT) Duyarlılık Analizi (SA) yöntemi kullanılarak uzamsal olarak görselleştirilmektedir. Çalışmada, vaka inceleme alanının %28,1'inin veya toplam alanın üçte birinin, kentsel yangın riskine maruz kalma olasılığının yüksek olduğu sonucuna varılmakta ve bu da yeterli itfaiye kapsamı ve koruma sağlamak için yeni kentsel acil durum tesislerinin acil olarak planlanmasını gerektirmektedir. Üçüncü makalede, üçgen üyelik fonksiyonuna ve CBS'ye dayalı bulanık AHP'nin kullanıldığı bütünleşik bir yaklaşım uygulanmaktadır. Bu durumda, ortaya çıkan bulanık AHP ağırlıkları 19 uzmanın anketlerinden elde edilmekte ve BWM adı verilen başka bir ÇKKA tekniği kullanılarak doğrulanmaktadır. Araştırma sonuçları, kentsel itfaiye istasyonu yer seçiminde en önemli kriterleri sırasıyla %33,3, %24,4 ve %15,2 kriter ağırlıklarıyla TMD, YNY ve AYY olarak belirlemiştir. Sonuçların kapsamlı bir analizi ile, yangından korunma hizmetlerinin artan taleplerini yanıtlama süresini 5 dakikanın altına indirerek ele almak amacıyla mevcut 121 itfaiye istasyonuna ek olarak toplam 34 yeni kentsel itfaiye istasyonu önerilmektedir. Ayrıca, maliyet ve kaynak mevcudiyetine dayalı olarak inşaatlarını aşamalı olarak planlamak için önerilen 34 itfaiye istasyonunda düşükten yükseğe üç seviyeli bir önceliklendirme analizi yapılmıştır. Son olarak, İstanbul'daki yangın ve acil servisler için yeni kentsel altyapının en uygun şekilde seçilmesi ve ayrıca BWM, AHP-Entropi ve bulanık model sonuçlarının doğrulanması için daha önce belirlenen kriterler arasındaki karmaşık karşılıklı ilişkileri ve etki düzeylerini incelemek için DEMATEL yöntemi uygulanmaktadır. Bu araştırmada, ölçütler arasındaki nedensel ilişkileri ve birbirileri arasında oluşan etkileşim derecelerini ve bunların ne ölçüde güçlü kurulduğunu belirlemek amacıyla digraf şeklinde görsel olarak anlaşılır bir yapısal model oluşturularak faydalı bilgiler üretilmektedir. Bulgular, yangın ve acil durum hizmetleri için yeni kentsel tesislerin etkin bir şekilde planlanmasında YNY'nin en kritik kriter olduğunu ve bunu TMD kriterinin takip ettiğini, bu nedenle diğer tüm kriterleri önemli ölçüde etkilediğini ortaya koymaktadır. DEMATEL model sonuçları, BWM, AHP-Entropi ve bulanık AHP model sonuçlarını kriter anlamlılık seviyeleri açısından doğrulamak için kullanılmakta ve bu nedenle diğer çalışmalarla yüksek korelasyon içinde olduğu gösterilmektedir. Bu bağlamda, bu araştırmayla kurulan bu bağlamsal ilişkiler, çeşitli altyapıya ve bilgi birikimine sahip tüm karar vericilerin katılımıyla kentsel ortamlarda yeni acil durum tesislerinin planlanması için entegre bir yangın riski azaltma politikası formülasyonuna katkıda bulunmaktadır.

Özet (Çeviri)

The growing scale of urban fire risks especially in megacities of the world such as Istanbul in Turkey arises largely as a result of the confluence of varied contemporary developmental and demographic trends that include accelerated urbanization, rising urban population, and migration to cities and socio-economic factors such as inequalities. Increasing urban development pressure brings about an expansion in built-up and urban settlement areas, often without adequate and comprehensive urban planning policies and regulations. As a result of increased human activities and interactions, these places are increasingly exposed to fire risk. To improve decision-making, a better comprehension of these relationships and interconnections as part of the complexities of human systems and urban dynamics functioning across different levels, actors, stakeholders, sectors, and disciplines is needed to mitigate fire hazard risk in urban populations. Therefore, recent advances in geospatial sciences have prompted emergency planners and managers to demand vast volumes of geographical data in order to make complex decisions. Diverse stakeholders, multidisciplinary teams, and multiple criteria are all involved in making these complex decision-making procedures. GIS-based Multi-Criteria Decision-Analysis (MCDA) strategies can be used to improve the quality of decision-making by merging spatial data and value judgments to tackle such complex planning issues, which is the fundamental strength of using this approach. In this context, fire risk and emergency planning at the spatial scale of the urban environment is a complicated and interrelated decision-making process requiring many factors and transdisciplinary stakeholder interaction. In this PhD thesis, GIS-based MCDA methods are applied to integrate the decision-makers' preferences with regard to solving such emergency planning problems of mitigating fire impacts and response action improvement by the optimization of new urban emergency and fire station site selection for the case of Istanbul province. The main aim of this thesis is therefore to develop an integrated GIS and MCDA model for effectively planning new urban emergency and fire facilities in Istanbul province, to reduce the fire response times to within five minutes. In order to achieve the main objective, there are ten (10) sub-objectives namely: using MCDA methods such as fuzzy AHP, Entropy-AHP, Best-Worst Method (BWM) and Decision Making Trial and Evaluation Laboratory (DEMATEL) for model construction, comparison and validation of resultant weights; determination of influencing criteria for effective urban emergency facility planning; utilizing the Delphi technique to conduct surveys to capture the preferences of decision-makers (DMs), evaluation of the criteria weights based on pairwise comparisons from relevant experts/DMs using the GIS-based MCDA approaches; identification of the most essential criteria for urban emergency facility site selection from the experts' judgements; using GIS to process, analyse and produce raster suitability maps that identify the most viable areas for locating new urban emergency facilities; prioritization of proposed new fire and urban emergency facilities (from low to high) for planning their construction in a phased manner based on cost and resource limitations; comparison analysis of distinct opinions and preferences of two DM groups in the group decision-making (GDM) process, comprising of fire brigade employees and academic/professional experts; using GIS capabilities to conduct a sensitivity analysis (SA) to test the sensitivity and robustness of the constructed models based on the combination of criteria weights; investigation of the interdependencies and levels of interaction among the various criteria employed in the MCDA modelling process. The thesis is, thus, comprised of three (3) papers addressing these ten sub-objectives. Istanbul province is determined as the case study area and six influencing criteria are identified with their respective weights evaluated, for each paper. In the first paper, a hybrid model of the recently developed BWM integrated with GIS is proposed. In the study, a GDM framework is suggested to support the incorporation of divergent views of two DM groups consisting of academicians and fire brigade practitioners for the emergency facility planning decision problem. Meaningful inferences from the study are made from statistical tests such as one-sample t-test, one-way ANOVA and Tukey's HSD test to analyse the preferences of the expert groups. Further, in this research, a degree of consensus or reliability in the DM process is assessed by a statistical measure called Kendall's coefficient of concordance, W. According to the study, it is revealed that the density of hazardous materials (DHM) and high population density (HPD) are perceived to be the most important by the academician and fire brigade practitioner DM group, respectively. For both DM groups, the distance from earthquake risk (DER) is viewed to be the least important. Resultant raster suitability maps for both DM groups are produced for visualizing the BWM model. In the second paper, the combination of AHP and Entropy methods with GIS is used for evaluating criteria weights both subjectively and objectively. In the study, the validation of the AHP-Entropy model is carried out on the criteria with the strongest influence on the decision outcome and spatially visualized using the One-At-a-Time (OAT) Sensitivity Analysis (SA) method. The study concludes that 28.1% of the case study area, or a third of the total area, is likely to be exposed to the risk of urban fires, necessitating the urgent planning of new urban emergency facilities to ensure adequate fire service coverage and protection. In the third paper, an integrated approach using fuzzy AHP based on a triangular membership function and GIS is implemented. For this case, the resultant fuzzy AHP weights are obtained from surveys of 19 experts and are validated using another MCDA technique, called BWM. Research results identified the most significant criteria in urban fire station site selection as the density of hazardous material facilities (DHM), a high population density (HPD) and proximity to main roads (PMR) with corresponding weights of 33.3%, 24.4% and 15.2%, respectively. By a thorough analysis of the results, a total of 34 new urban fire stations were proposed in addition to the existing 121 fire stations for addressing the increasing demands of fire protection services by minimizing the response time to less than 5 minutes. In addition, a three-level prioritization analysis from low to high was performed on the 34 proposed fire stations to plan their construction in phases based on cost and resource availability. Finally, the DEMATEL method is applied to examine the complex interrelationships and levels of influence among the criteria previously determined for optimally selecting new urban infrastructure for fire and emergency services in Istanbul as well as for model results validation of the BWM, AHP-Entropy and fuzzy AHP techniques applied. In this research, useful insights are generated by constructing an intelligible structural model visually in form of a digraph involving analysis of causal relationships among criteria and their directional influences as well as corresponding degrees of strength. The findings reveal that the high population density (HPD) is the most critical criterion followed by the density of hazardous materials (DHM) criterion in effectively planning new urban facilities for fire and emergency services and thus significantly influence and impact all the other criteria, while the distance to earthquake risk (DER) criterion does not influence any other criteria and consequently not essential in the planning procedure. The DEMATEL model results are used to validate the BWM, AHP-Entropy and fuzzy AHP model results in terms of levels of criteria significance and are therefore shown to be in high correlation. In this regard, these contextual relationships established from this research contribute toward an integrated fire risk mitigation policy formulation for planning new emergency facilities in urban environments through the engagement of all decision-makers across various backgrounds and disciplines.

Benzer Tezler

  1. Sayısal haritaların coğrafi bilgi sistemlerinde kullanılması ve kordinat transformasyonu

    The usage of digital maps in geographical information systems and coordinate transformation

    HÜSEYİN KURŞUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik Üniversitesi

    Jeodezi ve Fotogrametri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YUNUS KALKAN

  2. Gis-based multi-criteria approach for land-use suitability analysis of wind farms: The case study of karaburun peninsula, izmir-turkey

    Rüzgar enerjisi santrallerı için uygun alanların belirlenmesinde coğrafi bilgi sistemi tabanlı, çok kriterli yaklaşım: Karaburun Yarımadası örneği, izmir-türkiye

    KHWAJA JAWİD SEDİQİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Şehir Planlama Ana Bilim Dalı

    Assist. Prof. Dr. MUSTAFA OMUR SAYGIN

    Assoc. Prof. Dr. SEMAHAT ÖZDEMİR

  3. Mekansal analiz teknikleri ile çok kriterli karar verme yaklaşımı kullanılarak raylı sistem güzergah analizi

    Rail system route analysis using multi criteria decision making with spatial analysis techniques

    BERNA ÇALIŞKAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Ulaşımİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ OSMAN ATAHAN

  4. Deprem sonrasında uydu verileri ve yersel veri entegrasyonu ile arazi örtüsü/arazi kullanımı analizi

    Land cover/land use analysis after an earthquake through integration of satellite and ground data

    CİHANGİR AYDÖNER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik Üniversitesi

    Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. DERYA MAKTAV

  5. En uygun konut seçimi problemine mekânsal karar destek süreci ile alternatif bir yaklaşım

    An alternative approach to the problem of choosing the best suitable housing with spatial decision support process

    HAKAN BURAK EMEKLİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Uygulamaları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CANER GÜNEY