Geri Dön

Yurttaşlık söyleminin dönüşüm ve metalaşması sürecinde vatandaşlığın kazanılması

Acquisition of citizenship in the process of transformation and commodification of citizenship discourse

  1. Tez No: 774078
  2. Yazar: MERVE YİĞİT KENDİRCİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALİ MURAT ÖZDEMİR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Siyasal Bilimler, Law, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 238

Özet

Kapitalist üretim ilişkilerinin belirleyici hale gelmesi, kapitalizm öncesi toplumsal ilişkiler sisteminden köklü bir kopuş yaratmış, devletin kapitalist örgütlenmesine ve işlevlerinin kapitalizmin yeniden üretilmesi bağlamında içerik edinmesine yol açmıştır. Yurttaşlık, kapitalist üretim tarzının hâkim olduğu ve devletin kapitalist devlet biçiminde örgütlendiği bu tarihsel süreç içinde ortaya çıkmıştır. Feodal unsurlarından arındırılan kapitalist devlet iktidarı, yurttaşlar toplumuna ait kabul edilmek suretiyle meşrulaştırılmıştır. Bu bağlamda devlet iktidarı, meşruiyetini sürdürmek üzere, yurttaşlar topluluğunu bir arada tutan ortak aidiyetlere, değerlere ve söylemlere dayanan bir toplumsal bütünlüğü sağlamak ve yeniden üretmek durumundadır. Ancak kapitalist üretim tarzının koşulları, toplumsal ilişkilerin yapısına ve özgül tarihsel koşullara bağlı olarak, farklı dönemlerde farklı içerikler edinirler. Sermaye birikiminin değişen koşulları, birikim rejimlerinin ve devletin bununla uyumlu kurumsal yapılarının ve işlevlerinin dönüşümüne yol açar. Yurttaşlığın kavramsal ve kurumsal içeriği de birikim rejimlerindeki dönüşüme bağlı olarak dönüşmüştür. 18. yüzyıl sonlarından 1970'li yıllara değin, yurttaşlık piyasa-dışı toplumsal ilişkiler alanına özgü kavramlarla tanımlanırken; 1970'li yıllardan itibaren piyasa ilişkileri alanına özgü bir içerikle tanımlanmaya başlamıştır. Bu dönüşümün hukuki düzenleniş biçimi, yatırıma dayalı vatandaşlığın kazanılmasının vatandaşlık hukuku mevzuatına eklenmesidir. Bu düzenleme, 1970'li yıllarda ortaya çıkmış ancak 2008 krizinin etkilerine bağlı olarak Türkiye'de ve dünya genelinde yaygınlaşmıştır. Belirli parasal değerdeki yatırımlar veya vasıflı emek gücünün ülke içinde tutulması karşılığında vatandaşlık hakkının tanınması, yurttaşlar toplumunu bir arada tutan ortak aidiyetlerin ve değerlerin veya söylemlerin aşınmasına yol açmıştır. Yurttaşlığın alım-satım ilişkileri alanında tanımlanması, diğer bir ifadeyle metalaşması, kapitalist üretim tarzını yeniden üretebilecek bir toplumsal bütünlüğün kalmaması, devletin temel işlevini sağlamasının imkânlarının esaslı bir biçimde ortadan kalkması anlamına gelir. Böyle bir sonuç, kapitalist devletin meşruiyet dayanaklarının zayıflamasına ve daha temelde kapitalist üretim tarzına özgü çelişkilerin önlemez krizine sebep olacaktır.

Özet (Çeviri)

The fact that capitalist production relations have become determined, has created a fundamental break with the pre-capitalist social relations and led to the capitalist organization of the state and shaping of its functions in the context of the reproduction of capitalism. Citizenship emerged in this historical process, in which the capitalist mode of production dominated and the state was organized in the form of a capitalist state. The capitalist state power, which has been cleansed of its feudal elements, has been legitimized by being accepted as belonging to the citizens' society. In this context, in order to maintain its legitimacy, the state has to ensure and reproduce social unity based on common belongings, values and discourses that hold the citizens together. However, the conditions of the capitalist mode of production acquire different contents in different periods, historical conditions and depending on the structure of social relations. The conceptual and institutional content of citizenship has also transformed due to the transformation of the regimes of accumulation. While citizenship was decribed with concepts of the non-market mediated social relations from the late 18th century to the 1970s, it has defined in the context of market-mediated relations since 1970s. The reflection of this transformation in legal orders is the regulation of investment based citizenship. This regulation emerged in 1970s, but has become widespread in Turkey and around the world in consequence of the 2008 crisis. The definition of citizenship in the context of market-mediated relations, in other words, its commodification, means that there is no social unity that can reproduce the capitalist mode of production, and leads to a extinction of the possibilities of ensuring the fundamental functions of the state. This may lead to a weakening of the legitimacy of the state and an inevitable crisis of the capitalist mode of production.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de kamusal alan ve televizyon: Vatandaş televizyonundan tüketici televizyonuna dönüşüm süreci

    The public sphere and television in Turkey: The transition from civic-oriented television to consumer television

    ARTUN AVCI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    İletişim BilimleriMarmara Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURÇAY TÜRKOĞLU

  2. The politics of civic identity in Turkey: 2011-2017

    Türkiye'deki yurttaşlık kimlik politikaları: 2011–2017

    YVO FİTZHERBERT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Siyasal BilimlerBoğaziçi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    Assoc. Prof. Dr. MURAT AKAN

  3. Ders kitaplarında toplum, yurttaşlık, vatanseverlik ve ekonomi anlayışının dönüşümü: 1997 ve 2004 ilköğretim sosyal bilgiler ders kitapları üzerine bir içerik analizi

    Transformation of the idea of society, citizenship, patriotism and economy in textbooks: Analysis on 1997 and 2004 social sciences textbooks

    ESİN ERTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Eğitim ve ÖğretimMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YILDIRIM ŞENTÜRK

  4. Nefret söylemi ve şiddet ilişkisi üzerine Jeremy Waldron ve Anthony Lewis'in yaklaşımları

    On the relation between hate speech and harm in the approaches of Jeremy Waldron and Anthony Lewis

    ZÜBEYDE KARADAĞ THORPE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeHacettepe Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL HAKKI DEMİRDÖVEN

  5. Çağdaş politika felsefesinde insan hakları tartışmaları: Ronald Dworkin, Jürgen Habermas, Michel Foucault

    The debates on human rights in contemporary political philosophy: Ronald Dworkin, Jürgen Habermas, Michel Foucault

    FERDA YILDIRIM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    FelsefeMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KURTUL GÜLENÇ