Sürrenal kitle lezyonlarının ayırıcı tanısında kontrastsız BT ve kimyasal sapma MRG yöntemlerinin kullanımı
The Correlation of chemical shift MRG and noncontrast CT techniques in differantial diagnosis of adrenal masses
- Tez No: 79545
- Danışmanlar: PROF. DR. SERDAR AKYAR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
ÖZET Bu çalışmada, sürrenal bezlerde saptanan kitle lezyonlannın, adenom-adenom dışı lezyon olarak ayırımının yapılabilmesi için kontrastsız BT ve kimyasal sapma MRG yöntemleri kullanıldı. Değişik nedenlerle yapılan BT ya da US incelemelerinde saptanan 44 hastadaki 52 sürrenal kitlesi çalışmaya alındı. BT ve MRG incelemeleri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyodiagnostik Anabilim Dalı'nda gerçekleştirildi. Sürrenal adenomlannda intrasitoplazmik yağ miktarının genellikle adenom dışı lezyonlardan fazla olduğu, histopatolojik incelemeler ve MR spektroskopi çalışmaları ile kanıtlanmıştır. Bu farklılıktan yararlanılarak, BT ve kimyasal sapma MRG yöntemleri ile adenom-adenom dışı lezyon ayırımının yapılması amaçlanmıştır. Kontrastsız BT ile elde edilen kesitlerden lezyonların dansitesi ölçüldü. Kimyasal sapma MRG yöntemi ile karşı faz görüntülerde lezyonların sinyal intensitesindeki değişiklikler kalitatif ve kantitatif olarak değerlendirildi. Kantitatif değerlendirmede lezyonun sinyal intensitesi yanında, referans organ olarak alman karaciğer ve dalaktan da sinyal intensiteleri ölçülerek, sürrenal/dalak oranlan (SDO) ve sürrenal/karaciğer oranları (SKO) hesaplandı. Böylece kitlenin sinyal intensitesindeki değişiklikler, intensitesinin değişmediği kabul edilen bu referans organlara göre değerlendirildi. Kalitatif değerlendirmede ise lezyonun sinyal intensitesinde karşı faz görüntülerde azalma olup olmadığı görsel olarak yorumlandı. Lezyonlar cerrahi rezeksiyon ve ÎİAB sonrası yapılan histopatolojik değerlendirme ile ya da en az 6 ay olmak üzere, kontrol BT'lerde boyut değişimi olup olmamasına göre, adenom ve adenom dışı lezyon olarak iki gruba ayrıldı. 32 kitle adenom, 20 kitle ise adenom dışı lezyon olarak sınıflandırıldı. BT ve MRG ile elde edilen bulguların adenom-adenom dışı lezyon ayırımındaki önemi istatistiksel olarak değerlendirildi. BT incelemesi ile kitle lezyonlanndan dansite ölçümleri gerçekleştirildikten sonra, seçilen üç farklı eşik değer ile ayırıma gidilmeye çalışıldı. 16 HÜ olarak belirlenen eşik değerin, adenom-adenom dışı lezyon ayırımında, 0 HÜ ve 10 HÜ olarak belirlenen eşik değerlere göre spesifıtesinin daha yüksek olduğu saptandı. Eşik değer 16 HÜ olarak seçildiğinde, sensitivite ve spesifite değerleri sırası ile %84.4 ve %87.5 olarak bulundu. Eşik değer 10 HÜ kabul edildiğinde 80sensitivite ve spesifite oranlan %85 olarak hesaplandı. Eşik değer 0 HÜ seçildiğinde ise sensitivite %100, spesifite %65.6 olarak bulundu. Kimyasal sapma MRG yöntemi ile lezyonlarm karşı faz görüntülerde, aynı faz görüntülere ve referans organlara göre sinyal kaybı göstermesi adenom, sinyal değişikliği göstermemesi ise adenom dışı lezyon ile uyumlu kabul edildi. Karşı faz görüntülerde sinyal değişikliği olup olmadığı görsel olarak değerlendirildiğinde, adenomlan adenom dışı lezyonlardan ayırmada spesifite %90.6, sensitivite %100 olarak bulundu. SDO ve SKO değerleri hesaplanarak yapılan ve referans organların kullanıldığı kantitatif değerlendirmede ise spesifite ve sensitivite oranları sırası ile % 93.8 ve %100 olarak hesaplandı. Kalitatif ve kantitatif değerlendirmeler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunamadı. Çalışmamızda gerek BT, gerekse kimyasal sapma MRG yöntemlerinin sürrenal adenomlanm adenom dışı diğer lezyonlardan ayırmada, literatür ile uyumlu olarak, oldukça yüksek sensitivite ve spesifiteye sahip olduğu görülmekte olup, iki inceleme arasında anlamlı korelasyon söz konusudur. BT ve kimyasal sapma MRG yöntemleri kullanılarak, özellikle sürrenal dışı primer malignitesi olan hastalarda saptanmış olan sürrenal kitle lezyonlannın ayırıcı tanısında, invaziv tam yöntemlerine olan gereksinimin önemli ölçüde azaltılabileceği, primer malignitesi olmayan hastalarda ise uzun süreli takiplerin önlenebileceği sonucuna varılmıştır. 81
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Adrenal kitlelerin ayırıcı tanısında kimyasal şift ve dinamik manyetik rezonans görüntüleme: Kantitatif ve kalitatif analiz
Başlık çevirisi yok
BADE VON BODELSCHWİNGH
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET MESRUR HALEFOĞLU
- Sürrenal gland kitlelerinin ayırıcı tanısında bilgisayarlı tomografinin yeri
Başlık çevirisi yok
VEDAT ÇEBİ
- Sürrenal kitlelerin ayırıcı tanısında difüzyon ağırlıklı Manyetik Rezonans Görüntüleme'nin tanısal etkinliği
Determine apparent diffusion coefficients (ADCs) of surrenal lesions on the basis of respiratory triggered Diffusion-Weighted Single-Shot Echo-Planar MR imaging sequence (DW-SS-EPI) and to evaluate whether ADC measurements can be used to differatiate benign-malign surrenal lesions
SEPİDEH MELLATDOUST
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpMarmara ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İHSAN NURİ AKPINAR
- Adrenal kitle lezyonlarının benign-malign ayırımında helikal kontraslı BT incelemelerinin rolü
The role of helical enhanced CT examinations in the differantion of benign -malignant adrenal mass lesions
ELİF ADANIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Radyoloji ve Nükleer TıpSüleyman Demirel ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UFUK KEMAL GÜLSOY
- Adrenal kitlelerin kontrastsız ve kontrastlı bilgisayarlı tomografi ile karakterizasyonu
Characterization with combined unenhanced and enhanced CT of adrenal masses
EMEL CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Radyoloji ve Nükleer TıpZonguldak Karaelmas ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. L. OKTAY ERDEM