Formwork system selection model using structural equation modeling and rough multi criteria decision-making methods
Yapısal eşitlik modellemesi ve kaba çok kriterli karar verme yöntemleri kullanarak kalıp sistemi seçim modeli
- Tez No: 796566
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜL POLAT TATAR
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İnşaat Mühendisliği, Civil Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 246
Özet
Betonarme inşaat projelerinde en sık gerçekleştirilen faaliyetler arasında (1) kalıbın hazırlanması, (2) inşaat demirinin yerleştirilmesi ve (3) betonun dökülmesi yer almaktadır. Kalıbın hazırlanması aşamasında kullanılan kalıp sistemi, betonun istenilen geometrik şekli vermek için gerekli olan mukavemeti sağlayan geçici bir yapıdır. Bina inşaat projeleri için kalıp sistemleri, geleneksel veya endüstriyel kalıp sistemi olarak kategorize edilmektedir. Literatürde geleneksel kalıp sisteminin, yüksek oranda malzeme israfına sebep olduğunu, endüstriyel kalıp sistemine kıyasla daha uzun bir teslim süresine sahip olduğunu vurgulayan çalışmalar bulunmaktadır. Geleneksel kalıp sisteminin dezavantajlarını vurgulayan çalışmalara ek olarak, endüstriyel kalıp sistemlerinin kullanılmasını öneren kayda değer sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak, söz konusu çalışmalarda endüstriyel kalıp sistemleri içerisinde tercih edilen türün, bir bina inşaat projesinin süre, maliyet, kalite, güvenlik ve sürdürülebilirlik performanslarını önemli ölçüde etkileyebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda, en uygun endüstriyel kalıp sisteminin seçilmesi, betonarme inşaat projelerinde söz konusu performans faktörlerinde büyük ölçüde iyileştirme sağlayabilir. Bu nedenle tez çalışmasının odak noktası bina inşaat projelerinde endüstriyel kalıp sistemlerin seçimi için bir karar destek modelinin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Tezin içeriği söz konusu modelin geliştirilme aşamalarını açıklayan ve yayımlanmış olan beş adet bilimsel makaleden oluşmaktadır. Bölüm 2'de yer alan makale, bina inşaat projelerinde teslim süresini ve zaman israfını en aza indirmek için farklı endüstriyel kalıp sistemlerinin tedarik zinciri konfigürasyonlarının tanımlanmasına ve analiz edilmesine odaklanmıştır. Ancak, kalıp sistemi seçiminin birçok kritere bağlı olması sebebiyle, Bölüm 3'te yer alan makalede ilgili literatür incelenerek endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri belirlenmiş ve özetlenmiştir. Bölüm 3'te yer alan makalenin bulgularına dayalı olarak, Bölüm 4'te yer alan makalede bir anket çalışması aracılığıyla daha önce belirlenmiş endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerinin Türk inşaat sektöründe geçerliliği ve uygulanabilirliği araştırılmıştır. Diğer bir ifadeyle, söz konusu makalede endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerinin önem dereceleri, konunun uzmanı olan profesyonellerin yardımıyla belirlenmiştir. Bölüm 4'te yer alan makalenin bulgularına dayalı olarak, Bölüm 5'te yer alan makalede, yapısal eşitlik modellemesi (YEM) yaklaşımı ile endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri grupları belirlenerek, gruplar arasındaki nicel ilişkiler belirlenmiştir. Bölüm 6'da yer alan makalede ise önceki bölümlerin bulgularına dayalı olarak endüstriyel kalıp sistemi seçim problemini çözmek için entegre çok kriterli karar verme (ÇKKV) modeli geliştirilmiştir. Ayrıca, önerilen yaklaşımın etkinliği, gerçek hayattan bir vaka çalışması ile doğrulanmıştır. Son olarak Bölüm 7'de, söz konusu makalelerin bulgularından elde edilen sonuçlar ve gelecek araştırmalar için öneriler yer almaktadır. Literatürde birçok çalışmanın kalıp tasarımı için yalın inşaat yaklaşımını benimsemiş olmasına rağmen, söz konusu çalışmalar endüstriyel kalıp sistemi tedarik zincirindeki paydaşların rolleri ve sorumlulukları arasındaki ilişkinin proje performansı üzerindeki etkisini dikkate almamıştır. Bu nedenle, Bölüm 2'de yer alan makale, değer akış haritalama yöntemini kullanarak endüstriyel kalıp sistemi tedarik zinciri konfigürasyonlarının tanımlanmasına ve analiz edilmesine odaklanmıştır. Ana paydaşların (mühendis, yüklenici ve kalıp tedarikçisi) rolleri ve sorumlulukları, farklı tedarik zinciri konfigürasyonları ile tanımlanabilmektedir. Bu bağlamda, endüstriyel kalıp sistemleri için üç farklı tedarik zinciri konfigürasyonu tanımlanarak süreç haritaları çıkarılmıştır. Ardından, tedarik zinciri konfigürasyonları, israfı tespit ederek ortadan kaldırmak için kullanılan değer akış haritalama yöntemi aracılığıyla gerçek bir vaka üzerinde uygulanmıştır. Bulgular, kalıp tedarikçisinin bina inşaatı projesinin tasarım aşamasında dahil olduğu konfigürasyonun, diğer tedarik zinciri konfigürasyonlarına göre daha yüksek performansa (düşük zaman israfı ve daha kısa teslim süresi) sahip olduğunu göstermiştir. Diğer bir ifadeyle, Bölüm 2'deki çalışma kalıp tedarikçisinin kalıp sistemi seçimine yönelik karar verme sürecine erken aşamalarda katılmasının, israfı en aza indirilmesi ve projenin zamanında tamamlanması açısından performansın iyileştirilmesi açısından kritik olduğu sonucuna varmıştır. Uygun kalıp sisteminin seçimi birbiriyle çelişen birçok kritere bağlıdır. Bu nedenle, literatürde endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini belirlemek ve/veya kalıp sistemi seçim problemini çözmek için ÇKKV modellerinin geliştirildiği çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak, bina inşaat projeleri için literatürde yer alan endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini derleyen ve eleştirisini yapan bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bölüm 3'te yer alan makale, literatürdeki bu açığı kapatmak üzere endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri üzerine bir literatür analizi üzerine odaklanmıştır. Ayrıca çalışma kapsamında belirlenen endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini doğrulamak için kalıp mühendisliğinde 20 yılı aşkın deneyime sahip uzmanlar ile yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Bölüm 3'te yer alan makale kapsamında toplam 26 bilimsel yayın sistematik olarak analiz edilmiş ve ardından endüstriyel kalıp sistemi seçimi için 35 adet kriter belirlenmiştir. Söz konusu kriterler beş ana kategoriye ayrıştırılmıştır: (1) yapısal tasarım, (2) proje özellikleri, (3) saha koşulları, (4) destekleyici organizasyon ve (5) kalıp sistemi özellikleri. Çalışma kapsamında bina inşaat projelerinde sıklıkla dikkate alınan endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerinin“inşaatın hızı”,“beton yüzeyi kalitesi”ve“kalıp sisteminin ilk maliyeti”olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca,“kalıp mühendisliğinde BIM uygulamalarının derecesi”,“maksimum kalıp panelleri boyutu”ve“kalıp sisteminin karmaşıklığı”literatürde en az karşılaşılan endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri olarak belirlenmiştir. Literatürde“kalıp sisteminin güvenliği”,“kalıp sisteminin sürdürülebilirliği”ve“kalıp mühendisliğinde BIM uygulamalarının derecesi”gibi yeni kalıp sistemi seçim kriterlerine daha az atıfta bulunulmasına rağmen, kalıp sistemini seçerken bu kriterlerin dikkate alınması gerektiği, yüz yüze görüşme yapılan uzmanlar tarafından vurgulanmıştır. Ek olarak,“yapısal tasarım”ve“kalıp sistemi özellikleri”kategorileri altındaki endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerinin birbirlerine bağımlı olduğu üzerine görüşlerini belirtmişlerdir. Sonuç olarak, endüstriyel kalıp sistemi seçilirken, birbirine bağlı kriterler ayrı ayrı değerlendirilmemelidir. Bölüm 3'te yer alan makalenin bulguları, inşaat profesyonellerine (kalıp tasarımcıları v.b.) en uygun endüstriyel kalıp sisteminin seçimi için kullanılabilecek kriterlerin belirlenmesinde yardımcı olabilir. Ayrıca, söz konusu kriterler bina inşaat projeleri için en uygun endüstriyel kalıp sistemini seçmek için geliştirilecek ÇKKV modellerinde de kullanılabilir. Endüstriyel kalıp sistemleri, farklı teknik bilgiye ve/veya tecrübeye sahip inşaat profesyonelleri tarafından seçilebilmektedir. Ayrıca, inşaat profesyonellerinin ve endüstriyel kalıp sistemi seçim sürecine dahil olan şirketlerin bakış açıları ve algıları da farklılık gösterebilir. Bu durum, endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini önemli ölçüde etkileyebilir. Literatürde bulunan çalışmaların çoğu, endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini sadece yüklenicilerin bakış açısından araştırmış, farklı teknik bilgiye ve/veya tecrübeye sahip inşaat profesyonellerinin bakış açılarında ve algılarında gözlemlenebilecek potansiyel farklılıklar göz ardı edilmiştir. Bölüm 4'te yer alan makalenin temel amacı, Türk inşaat sektörümde yer alan inşaat profesyonellerinin (mal sahipleri, proje yöneticileri, saha mühendisleri, planlama mühendisleri, tedarik mühendisleri, teknik ofis mühendisleri ve kalıp tasarımı ve/veya kalıp satış mühendisleri) ve farklı alanlarda uzmanlaşmış şirketlerin (proje yönetimi hizmeti, mühendislik ve tasarım, kalıp ve iskele ve genel ve/veya alt yüklenici) endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerine verdikleri önem derecelerinin belirlenmesidir. Bu bağlamda, Bölüm 4'te yer alan makalede, Bölüm 3'te yer alan makalede belirlenen 35 adet endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterini kullanarak Türk inşaat sektörüne yönelik bir anket çalışması yürütülmüştür. Yaygın olarak tercih edilen Kruskal–Wallis testi ve Mann–Whitney U testi kullanılarak 222 Türk inşaat profesyonelinden toplanan anket verileri istatistiksel açıdan analiz edilmiştir. Bölüm 4'te yer alan makalenin bulguları, kalıp tasarımından sorumlu olan mühendislerinden ve kalıp satış mühendislerinden oluşan grubun endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerine verdikleri önem dereceleri açısından diğer gruplardan istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaştığını göstermiştir. Özellikle“yapısal tasarım”ve“kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi”özellikleri ile ilgili kriterlere verilen önem dereceleri açısından, kalıp/iskele şirketleri ve söz konusu şirketlerle iş yapan inşaat firmalarının çalışanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmaktadır. Kalıp tedarikçisinin tasarım aşamasına diğer paydaş gruplarıyla beraber dahil edilmesinin, bir bina inşaatı projesinin performansı üzerindeki olumlu etkileri sebebiyle (bknz. Bölüm 2'de yer alan makalenin bulguları), kalıp tasarımından sorumlu olan mühendislerinden ve kalıp satış mühendislerinden oluşan grubun bakış açısının diğer inşaat profesyonelleri ve şirket gruplarının bakış açılarının beraber değerlendirilmesi gerekmektedir. Ek olarak, kalıp tedarikçisi grubunun bakış açısı da dikkate alınmalıdır. Ayrıca söz konusu makalenin bulguları göstermektedir ki, bina inşaatı projelerinde“inşaatın hızı”,“kaldırma ekipmanı”ve“iş gücü verimliliği”gibi endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri, proje büyüklüğünden ve toplam bina yüksekliğinden etkilenmektedir. Sonuç olarak, karar vericilerin ve inşaat profesyonellerinin, projenin performans faktörlerini iyileştirmek için endüstriyel kalıp sistemi seçim sürecine kriterlerin yanı sıra uygun bina yapısal parametrelerini dahil etmesi gerekebilir. Literatürdeki mevcut çalışmalar, en uygun endüstriyel kalıp sistemi seçimi için kullanılabilecek kriterlerin belirlenmesi açısından önemli katkılar sağlamaktadır. Bu çalışmaların bazıları endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterlerini uzman görüşlerini dikkate alarak gruplandırırken, bir kısmı gruplandırma için faktör analizinden faydalanmıştır. Ayrıca, söz konusu çalışmalar seçilen kalıp sisteminin süre, maliyet, kalite ve verimlilik performans faktörleri üzerindeki etkilerini vaka çalışmaları ile incelemiştir. Bu doğrultuda, Bölüm 5'te yer alan makalenin temel amacı, endüstriyel kalıp sistemi seçim kriter gruplarının arasındaki ilişkileri ve söz konusu kriterlerin proje performansı üzerindeki doğrudan ve doğrudan olmayan etkilerini incelemek olarak belirlenmiştir. Bölüm 4'te yer alan makalenin anket verileri istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda beş adet gizli faktör ortaya çıkarılmıştır: (1) kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi özellikleri, (2) yapısal tasarım, (3) saha koşulları, (4) maliyet ve (5) performans göstergeleri. Belirlenen gizli faktörlerin birbirleri üzerindeki etkileri YEM yaklaşımı kullanılarak belirlenmiştir.“Kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi özellikleri”gizli faktörü,“Performans göstergeleri”gizli faktörü üzerinde en yüksek derecede doğrudan etkiye sahipken, bunu“maliyet”gizli faktörü üzerindeki etkisi izlediği tespit edilmiştir. Ayrıca“yapısal tasarım”gizli faktörü,“kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi özellikleri”gizli faktörü üzerinde önemli bir doğrudan etkiye sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ek olarak,“performans göstergeleri”ve“maliyet”gizli faktörleri üzerinde dolaylı etkisi olduğu görülmüştür. Diğer bir ifadeyle,“yapısal tasarım”ve“saha koşulları”gizli faktörlerinin,“kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi özellikleri”gizli faktörü üzerindeki etkisi ile“kalıp sistemi-kalıp tedarikçisi özellikleri”gizli faktörünün,“maliyet”ve“performans göstergeleri”gizli faktörleri üzerindeki etkileri Bölüm 5'te yer alan makalede nicel olarak ifade edilmektedir. Böylece, bina inşaat projelerinde endüstriyel kalıp sistemi seçim kriterleri hakkındaki mevcut literatüre önemli bir katkı sağlanmaktadır. Bu tezin temel amacı, betonarme bina inşaat projelerinin başarıyla tamamlanabilmesine katkı sağlayabilecek bir endüstriyel kalıp sistemi seçim modeli geliştirmektir. Bu nedenle, Bölüm 6'da yer alan makalede, diğer bölümlerde sunulan makalelerin bulgularına dayalı bir ÇKKV modeli geliştirilmiştir. Literatürde, endüstriyel kalıp sistemi seçim problemini çözmek için çeşitli ÇKKV yöntemleri kullanılmıştır. Ancak, karar verici grubun karar vermesinden kaynaklanan öznelliği ve belirsizliği dikkate almamıştır. Literatürdeki bu eksikliği giderecek bir katkı sağlamak amacıyla, Bölüm 6'da yer alan makalede kaba sayılar ile ÇKKV yaklaşımını beraber kullanan bir model geliştirilmiştir. Modelin geliştirilmesine karar hiyerarşisini oluşturmak için bir karar verme ekibinin belirlenmesi ile başlanmıştır. Ardından kaba analitik hiyerarşi süreci (R-AHP) ile kaba kriter ağırlıkları hesaplanmıştır. Endüstriyel kalıp sistemi alternatiflerini sıralamak için ise kaba ortalama çözüm uzaklığına göre değerlendirme (R-EDAS) yöntemi kullanılmıştır. Son olarak, önerilen modelin tutarlı olduğundan emin olmak için elde edilen sonuçlar diğer kaba ÇKKV yöntemleri kullanılarak elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Önerilen model, gerçek bir bina inşaat projesi için en uygun endüstriyel kalıp sistemini seçmek için kullanılmıştır. Elde edilen bulgular modelin etkili bir şekilde çalıştığını göstermiştir. Bu nedenle, inşaat profesyonellerinin geliştirilen model ile endüstriyel kalıp sistemi seçiminde daha verimli sonuçlar elde edebileceği öngörülmektedir.
Özet (Çeviri)
The formwork system (FWS) is a temporary structure which provides the required geometry and strength to the cured concrete. In addition, the FWS may be the most critical aspect in building construction projects since it may significantly affect the time, cost, quality, safety, and sustainability performance of a building construction project. Therefore, selecting the most appropriate FWS may significantly improve these performance factors in reinforced concrete (RC) construction projects. This dissertation is planned as a cumulative work consisting of five published scientific articles and is framed within the FWS selection problem for RC building construction projects. The main goal of this dissertation is to develop a FWS selection model for building construction projects. For this purpose, the first article (Chapter 2) intends to identify and analyse the different industrial FWS supply chain configurations (SCCs) to minimize lead time and time waste in building construction projects. In addition, the selection of the FWS may depend on several criteria. Therefore, the objective of the second article (Chapter 3) is to identify and summarize the FWS selection criteria in a single body of knowledge by conducting a critical review of the literature. Based on the findings of the second article, the third article (Chapter 4) provided validation and applicability of the previously identified FWS selection criteria in the Turkish building construction sector through a questionnaire study. Furthermore, in the third article, the most important FWS selection criteria were determined, and the perception and perspectives of different construction professionals regarding the importance level of the FWS selection criteria were revealed. Based on the findings of the third article, the fourth article (Chapter 5) utilized a structural equation modeling (SEM) approach to identify the underlying FWS selection criteria groupings and their quantitative relationships. The fifth article (Chapter 6) proposed an integrated multi criteria decision-making (MCDM) model to solve the FWS selection problem, based on the findings of the preceding chapters. In addition, the effectiveness of the proposed approach is validated through a real-life case study. Finally, the dissertation was completed with conclusions derived from the results of these articles and recommendations for further research (Chapter 7). The first article identifies and analyses industrial FWS SCCs using value stream mapping (VSM). The roles and responsibilities of the main stakeholders (e.g., engineer, contractor and FWF) can be represented by the different SCCs. First, three SCCs for the industrial FWS in the Turkish RC construction sector were identified and described as process maps. Then, these SCCs were analysed based on data obtained from a real-life case study using VSM, an effective lean tool for identifying and eliminating waste. The findings indicated that the SCC where the FWF was involved early with the engineer and contractor at the design stage of the building construction project had higher performance (i.e., low time waste and less lead time) than the other SCCs. As a result, the study concluded that early involvement of the FWF in the decision-making process for selecting the FWS is critical for minimizing waste and improving project time performance. Numerous studies have been conducted since the early 1990s to identify the FWS selection criteria and/or to develop MCDM methods to solve the FWS selection problem. To date, however, no research has conducted a critical review of previous literature addressing the FWS selection criteria in building construction projects. The second article fills this important knowledge gap by undertaking a critical literature review utilizing an integrated approach. In the scope of the second article, a total of 26 studies were systematically analyzed, and 35 FWS selection criteria were then identified. These 35 criteria were divided into five main categories: structural design, project specifications, local conditions, supporting organization, and FWS characteristics. The study showed that“speed of construction”,“type of concrete finish”, and“initial cost of FWS”were the most frequently cited FWS selection criteria in building construction projects. Furthermore, the majority of FWS selection criteria under the structural design and FWS characteristics categories are interdependent, according to interviews. Consequently, these interdependent criteria should not be evaluated separately when selecting the FWS. The findings of the second article provide a comprehensive guide for FWS selection criteria in building construction projects, assisting construction professionals and practitioners (e.g., formwork designers) in selecting the most appropriate FWS for their projects. In the scope of this dissertation and future studies, these criteria may also be utilized in MCDM methods to select the most appropriate FWS for building construction projects. The FWS is selected by construction professionals with varying technical and/or administrative backgrounds. Depending on their motivations, the perspectives and perceptions of construction professionals and companies involved in the FWS selection process may differ. Furthermore, several building structural parameters may significantly impact the FWS selection criteria. Most previous studies investigated the FWS selection criteria only from the contractors' perspective, neglecting potential differences in perspectives and perceptions between construction professionals of different backgrounds. The main objective of the third article is to identify the critical FWS selection criteria, as well as the differences in perception and perspectives regarding the relative importance level of FWS selection criteria among construction professionals and companies specialized in different fields. In this regard, the third article is a continuation of the second since it employs the previously identified 35 FWS selection criteria in a questionnaire study of the Turkish building construction sector. The questionnaire data collected from 222 Turkish construction professionals were statistically analyzed. The findings of the third article revealed that the formwork design and/or formwork sales engineers (FD/FSL) group showed significant statistical differences regarding the FWS selection criteria as compared to all other groups. There were statistically significant differences between formwork and scaffolding companies and employees of these companies and the other groups, particularly among structural design and FWS–FWF characteristics-related criteria. Since involving the FWF with other stakeholder groups during the design phase can improve the performance of a building construction project (see findings of the first article), the perspectives and perceptions of the FD/FSL group or the FWF group should be considered alongside other groups of construction professionals and companies. In addition, the“speed of construction”,“hoisting equipment”, and“labour productivity”in building construction projects were all affected by project size (i.e., total area of building construction) and total building height. As a result, decision-makers and construction professionals may need to include these FWS selection criteria and the appropriate building structural parameters in the FWS selection process to improve the project's performance factors. Finally, it can be concluded that the third article serves as an additional validation of the applicability of the FWS selection criteria identified in the second article. The impacts of FWS selection criteria groupings, such as structural design and local site conditions, on the FWS selection process investigated in the literature are based primarily on expert knowledge, with no quantitative evidence or connection to the identified FWS selection criteria. Furthermore, the impacts of the selected FWS on time, cost, quality, and productivity performance factors have been primarily investigated using case studies' data. As a result, the main objective of the fourth article is to quantitatively identify the relationships and interdependencies among the FWS selection criterion groupings and their quantitative impacts (i.e., direct and indirect effects) on the performance factors. The questionnaire data from the third article were statistically analyzed, and five latent factors were revealed: FWS-FWF characteristics, structural design, local conditions, cost, and performance indicators. Based on these latent factors, a conceptual framework was constructed, and a SEM approach was used to determine the hypothesized effects of the latent factors. The SEM approach supported all hypothesized direct and indirect effects, with FWS-FWF characteristics having the highest direct effect on performance indicators, followed by its direct effect on cost. Furthermore, the structural design had a significant direct effect on FWS-FWF characteristics and indirect effects on performance indicators and cost. In other words, the effects of the structural design and the local site conditions on the FWS-FWF characteristics and the effects of FWS-FWF characteristics on the cost and the performance indicators are quantified in the fourth article. Therefore, it is considered a substantial contribution to the existing body of knowledge on FWS selection criteria in building construction projects. The main objective of this dissertation was to develop a FWS selection model to improve the performance of RC building construction projects. Therefore, the fifth article concludes the dissertation by proposing an integrated MCDM model based on the findings of the preceding articles in this dissertation. Several MCDM methods have been used in the literature to solve the FWS selection problem. However, none have considered the subjectivity and uncertainty that arise from group decision-making. In this regard, the fifth article proposes an integrated approach employing recently developed MCDM methods with rough numbers to fill this knowledge gap. The integrated approach starts with forming a decision-making team to develop the decision hierarchy. The rough analytic hierarchy process (R-AHP) is then used to calculate rough criteria weights. Subsequently, the rough evaluation based on the distance from average solution (R-EDAS) method is employed to rank the FWS alternatives. Finally, the results are compared using other rough MCDM methods to ensure that the proposed approach is consistent. The proposed approach is used to select the appropriate FWS for a real-life building construction project in Turkey. The integrated approach proved to be effective, and it was suggested that it should be employed in future FWS selection problems.
Benzer Tezler
- Mevcut yüksek katlı betonarme binaların hasar görebilirliğinin kırılganlık eğrileri yardımıyla belirlenmesi
Evaluate damage potential with fragility curves for existing high rise R.C. Building
HÜSEYİN KEMAL DAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BEYZA TAŞKIN AKGÜL
- İçi beton dolu çift cidarlı çelik tüplerin (CFDST) eksenel basınç altında deneysel olarak incelenmesi
Experimental investigation of concrete filled double skin steel tubes (CFDSTs) under axial compression
BERİKA CEREN CİHAN YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OĞUZ CEM ÇELİK
- Sürekli temel ve radye temel kullanımının deprem performansı ve maliyet açısından karşılaştırılması
Comparison of strip foundation and raft foundation usage in terms of earthquake performance and cost
OMER MUDHEHER RAHEEM ALMAADHEEDI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
İnşaat MühendisliğiOndokuz Mayıs Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEKİ KARACA
- Çok katlı çelik yapıların deprem performansının belirlenmesi ve beton dolgulu kutu kesitli kolonların deprem performansına etkisi
Evaluation of eartquake performance of multi storey steel buildings and effect of concrete filled tube columns on earthquake performance
OĞUZHAN AYMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
ÖĞR. GÖR. BAHATTİN KİMENÇE
- Cam lifleri ile güçlendirilmiş alçı (CLGA) panellerden oluşan yarı-prefabrike yapısal bileşenlerin deneysel incelenmesi
Experimental investigation of semi-prefabricated structural components made of glass fiber reinforced gypsum (GFRG) panels
BEYZA KAPUCU GÜZELBULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Deprem Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OĞUZ CEM ÇELİK