Maksiller sinüzit ve odontojenik enfeksiyon ilişkisinin dental volümetrik tomografi görüntülerinde değerlendirilmesi
Evaluation of association between maxillary sinusitis and odontogenic inflammation using volumetric cone-beam computed tomography
- Tez No: 811303
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ELİF ŞENER
- Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: periapikal lezyon, maksiller sinüzit, dental volumetrik tomografi, periapical lesion, maxillary sinusitis, cone-beam computed tomography
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Bu çalışmanın amacı maksiller sinüzit tanısı konmuş olguların görülme sıklığının belirlenmesi ve maksiller posterior dişlerdeki enfeksiyonlar ile maksiller sinüzit ilişkisinin, dental volümetrik tomografi (DVT) görüntüleri üzerinde değerlendirilmesidir. Kodak 9000 3D (Kodak 9000 3D, Carestream Health, Trophy, Fransa) ile elde edilmiş 1000 hastaya ait DVT görüntüsü maksiller sinüs mukoza kalınlığı varlığı yönünden tarandı. Sinüs mukozası kalınlaşmasının 2 mm ve üzerinde olduğu olgular patolojik olarak kabul edildi ve bu olgular içerisinde sinüse komşu molar ve/ veya premolar dişlerde apikal lezyon lezyon saptanan olgulara radyolojik olarak odontojenik maksiller sinüzit tanısı kondu. Odontojenik maksilller sinüzit olguları kalınlık derecesi (2–5 mm, 5-10 mm ve >10 mm) ve tipine (düz ya da polipoid) göre sınıflandı. Bunun yanısıra, mukozal kalınlaşma miktarı ve tipine etki edebilecek faktörler demografik değişkenler, diş tipi ve apikal lezyona dair (lezyonlu diş/ kök sayısı, lezyon çapı, lezyon-sinüs tabanı mesafesi) olmak üzere farklı parametrelere dair veriler kaydedildi. Bunun yanısıra, maksiller sinüs ve maksiller premolar/molar dişler arasındaki anatomik ilişkinin horizontal ve vertikal yönde değerlendirmesi; 4 farklı bölgede ölçülen topografik ölçümlerle gerçekleştirildi. Tüm görüntüler tek bir gözlemci tarafından incelendi. Elde edilen veriler tanımlayıcı, lineer ve lojistik regresyon analizi ile incelendi. Gözlemci arası uyum değerlendirmesinde Kappa testinden yararlanıldı. Mukozal kalınlaşma saptanan 202 olgunun % 47.5'i odontojenik maksiller sinüzit olarak belirlendi. Mukozal kalınlaşma miktarı olarak en çok Sınıf III kalınlaşmaya (>10mm ) (% 41.7) rastlanılırken, en sık görülen kalınlaşma tipi düz tipte (%59.4 ) kalınlaşma oldu. Odontojenik maksiller sinüzite en fazla sebep olan diş grubunun üst çene 1. molar dişler (% 43.8) olduğu saptandı. Regresyon analizi bulgularına göre; mukozal kalınlaşma miktarı ile istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanan parametreler cinsiyet (erkekler), lezyonlu kök sayısı, lezyon çap ve lezyonlu diş adedi olarak belirlenirken, mukozal kalınlaşma tipine etkili tek parametrenin lezyonlu kök sayısı olduğu bulundu. Topografik ölçümlere yönelik yapılan incelemede elde edilen veriler ise maksiller premolar/molar dişlerin bukkal alveoler kemiğinin horizontal kalınlığının palatinal alveoler kemikle karşılaştırıldığında daha ince olduğunu göstermekteydi. Vertikal yönde yapılan ölçümler incelendiğinde ise; premolar dişlerden molar diş bölgesine doğru gidildikçe diş köklerinin maksiller sinüs tabanı ile olan doğrusal mesafesinin azaldığı gözlendi. Sonuç olarak, özellikle erkek bir hastada molar dişte birden çok kökü etkileyen geniş çapta apikal lezyon varsa, lezyonun sinüse olan mesafesinden bağımsız olarak, bu hastada odontojenik kaynaklı maksiller sinüzit gelişme riski artmaktadır. Ayrıca geçmeyen veya tekrarlayan inatçı sinüzit olgularında dental tedavi seçeneği medikal tedaviye ek olarak mutlaka değerlendirilmelidir.
Özet (Çeviri)
The aim of this study is to evaluate frequency of maxillary sinusitis cases and association between maxillary sinusitis and inflammation of the maxillary posterior teeth using cone beam computed tomography (CBCT). CBCT scans (Kodak 9000 3D, Carestream Health, Trophy, France) of 1000 patients were evaluated retrospectively for the presence of mucosal thickening. Odontogenic maxillary sinusitis were categorized by degree (5 mm) and type (flat or polypoid). Thickening >2 mm was considered pathological and cases which had periapical inflammation in premolars/molars with pathological mucosal thickening were recorded as odontogenic maxillary sinusitis. The parameters which can influence amount and type of mucosal thickening such as demographic variables, tooth type and parameters related to apical lesion (lesion diameter, distance between apical lesion border and maxillary sinus floor, number of teeth and roots with apical lesion) were recorded. Besides, the vertical and horizontal relationship between the maxillary sinus and maxillary premolar/molars was evaluated by topographic measurements making from four different regions. The scans were evaluated by a single investigator. The variables were analysed using Descriptive, Linear and Logistic Regression Analysis. Kappa was used to measure intraobserver agreement. Mucosal thickening was observed in 202 CBCT scans and odontogenic origin was determined in 47.5 % of these images. The most frequently detected amount of mucosal thickening more than was Type III thickening ( > 10 mm) (41.7 %) , whereas flat type thickening (%59.4) was the most frequent type of mucosal thickening. The tooth most frequently associated with odontogenic sinusitis is the maxillary first molar ( 43.8 %). Regression analysis revealed association between mucosal thickening >2mm and gender (males), amount of mucosal thickening and number of roots-teeth with apical lesion and lesion diameter, while single parameter affecting on the type of mucosal thickening was detected as number of roots with apical lesion. Topographic measurement revealed that horizontal thickness of the buccal alveolar bone was thinner on the maxillary premolar/ molars as compared to the horizontal thickness of the palatal alveolar bone. The vertical relationship showed that the distance between the apices of the buccal and palatal roots and the inferior wall of the maxillary sinus at the maxillary molars was significantly shorter than those at the maxillary premolars. In conclusion; if there is large diameter apical lesion with molar tooth and multiple roots especially in male patient, risk of odontogenic maxillary sinusitis can increase as independently from correlation with distance between apical lesion border and maxillary sinus floor. Also, dental treatment option must be absolutely evaluated in addition to medical treatment in persistent and recurrent maxillary sinusitis cases.
Benzer Tezler
- Üst çene dişlerinin maksiller sinüzitle ilişkisi üzerine bir araştırma
Başlık çevirisi yok
EKREM ADİL KABAOĞLU
Doktora
Türkçe
1990
Diş HekimliğiAtatürk ÜniversitesiAğız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER KAYA
- RME uygulanan hastalarda; CBCT ile maksiller sinüs boyutlarındaki ve kronik sinüzitteki değişimlerin incelenmesi
Changes in maxillary sinus dimensions and chronic sinusitis in patients undergoing RME - a CBTC study
YASEMİN YILDIZ
- Maksiller sinüzit tedavisinde antral lavaj ile medikal tedavinin karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
MEHMET ALİ CANTÜRK
- Maksiller sinüzit ön tanısı ile başvuran olgularda malign tümör olasılığının lavaj-sitolojisi yöntemi ile araştırılması
Başlık çevirisi yok
ADNAN ÖZMEN