Geri Dön

Bioprospection of antagonistic yeasts for biocontrolling postharvest pathogenic fungi and physicochemical characterization of a yeast exopolysaccharide

Patojenik küflerin hasat sonrasi biyolojik kontrolünde antagonistik mayalarin biyoprospeksiyonu ve bir maya ekzopolisakkaritinin fizikokimyasal karakterizasyonu

  1. Tez No: 820974
  2. Yazar: SEBAHAT ÖZTEKİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HATİCE FUNDA KARBANCIOĞLU GÜLER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Gıda Mühendisliği, Mikrobiyoloji, Food Engineering, Microbiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 234

Özet

Meyve ve sebzelerde gıda kaybı ve israfının önde gelen nedeni, küflerin neden olduğu hasat sonrası hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Özellikle meyveler su, şeker ve esansiyel besinler açısından zengindir ve bu durum meyvelerde fitopatojenik ve/veya mikotoksijenik küflerin kolayca yayılması ile sonuçlanabilir. Küfler özellikle zarar görmüş meyvelerde ideal bir yaşam alanı bulabilir. Bu aşamada sentetik fungisitler bitki hastalıklarına karşı korunmanın ilk yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sentetik fungisitler etkili ve ekonomik olmalarına rağmen küflerde direnç geliştirebilmekte ve toksik kalıntıları sağlığı ve çevreyi tehdit edebilmektedir. Son zamanlarda, daha katı düzenleme politikaları ile sentetik fungusitlerin kullanımı sınırlandırılmıştır. Aynı zamanda, artan tüketici talebi ile gıdalarda potansiyel olarak tehlikeli kimyasalların kullanımı azaltılmaya çalışılmaktadır. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), gıdalardaki maksimum pestisit kalıntı seviyeleri için sıkı düzenlemeler getirmiştir. Ayrıca sağlık ve çevre için düşük riskli veya kimyasal olmayan fungisitlerin kullanılması teşvik edilmektedir. Son zamanlarda, iklim değişikliği ekinlerin verimini azaltmakta aynı zamanda çoklu mikotoksin oluşumunu tetiklemektedir. Bu nedenle sağlığı, çevreyi ve tarımsal ekosistemleri korumak için toksik olmayan, doğal ve etkili biyofungisitlere ihtiyaç vardır. Yararlı mikroorganizmaların ve özellikle bakteri, maya ve küflerin hastalık yapıcı organizmalara karşı kullanılması, sentetik fungisitlere alternatif olarak ortaya çıkmış bir yaklaşımdır. Bu mikroorganizmalar arasında, antagonistik mayalar, GRAS (genelde güvenli olarak kabul edilir), biyolojik olarak parçalanabilir, toksik olmayan, genetik olarak kararlı ve güvenlik özellikleri (antibiyotikler, mikotoksinler ve alerjenik sporlar üretmeyen ve patojen olmayan) ile biyokoruma potansiyeline sahiptir. Ek olarak, antagonistik mayalar, karbon ve enerji kaynakları olarak çeşitli maddeleri kullanabilir, böylece bozulmaya neden olan küfler için besinleri sınırlar. Ayrıca, mayalar meyve yüzeyine sıkıca tutunabilir ve hidrolitik enzimler, uçucu organik bileşikler, mikosin ve biyofilm salgılayarak etki gösterebilirler. Birleşmiş Milletler'in açlık ve yoksullukla mücadelede Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda, biyokontrol mayaları yeşil ve sürdürülebilir bir çözüm olarak büyük ilgi uyandırmıştır. İnsanlar faydalarının farkına vardıkça doğal ürünler daha popüler hale gelmektedir. Bu bağlamda, biyokontrol mayaları, fitopatojenik küfleri ve bunların mikotoksinlerini biyolojik olarak yöneterek, tarımsal verimliliği ve gıda güvenliğini artırarak sentetik fungisitlere bir alternatif olarak kullanılabilir. Ayrıca, maya bazlı ekzopolisakkaritler (EPS), yüksek verimleri, ekstraksiyon kolaylığı ve biyoaktif bileşikleri ile büyük ilgi uyandırmaktadır. Bu kapsamda limon, mandalina ve üzümlerdeki fitopatojenik/mikotoksijenik küflere karşı meyvelerden izole edilmiş mayaların biyokontrol potansiyelinin yanı sıra ekzopolisakarit üretimi ve karakterizasyonunun çalışılması için bir araştırma stratejisi geliştirilmiştir. Bu doktora tezinin hedefleri (i) Metschnikowia sp. izolatlarının, potansiyel etki mekanizmaları ile limonlar üzerindeki hasat sonrası küflere karşı biyokontrol ajanları olarak biyoprospektifi; (ii) mandalina meyvelerinde yeşil küf hastalığının biyolojik tedavisi için üç farklı antagonistik mayanın (Hanseniaspora uvarum, Meyerozyma guilliermondii ve Metschnikowia aff. pulcherrima P01A016) tekli, ikili ve üçlü kombinasyonlarının uygulanması; (iii) Botrytis cinerea küfü ile enfekte olmuş üzümlerin biyolojik olarak korunmasında üzümden izole edilmiş Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima, ve Hansenispora uvarum mayaların kullanılması; (iv) soğuğa adapte maya Rhodotorula glutinis tarafından üretilen yeni bir ekzopolisakaritin karakterizasyonu olarak açıklanabilir. Tezde belirlenen hedeflere ulaşmak için çalışma dört farklı aşamada (Bölüm 3-6) yürütülmüştür. İlk olarak çeşitli meyveler (üzüm, kuşburnu, alıç, böğürtlen, kızılcık) ve yapraklarından maya izolasyonu gerçekleştrilmiştir. Bu mayalar, çeşitli küflere karşı in vitro antifungal aktiviteleri açısından taranmıştır. En yüksek antagonizm Penicillium spp.'a karşı gözlenmiş olup, sonraki deneyler limonlar üzerinde bu küfe karşı yapılmıştır. In vitro testlerin ardından, biyolojik kontrol etkinliklerini test etmek için yaralı limon meyvelerine pektinaz içermeyen antagonistik mayalar uygulanmıştır (Bölüm 3). Bunu takiben, yaralı ve bozulmamış mandalina meyveleri, yeşil küf çürümesinin biyokontrolü için üç farklı antagonistik maya izolatının uyumlu kombinasyonlarına tabi tutulmuştur. Ek olarak, mayaların biyokontrol etkinlikleri sentetik fungisit imazalil ile karşılaştırılmıştır (Bölüm 4). Üzümlerden izole edilen Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima, ve Hansenispora uvarum mayaları üzümlerin Botrytis cinerea'ya karşı biyokorunmasında kullanılmıştır (Bölüm 5). Daha sonra, maya izolatları ekzopolisakkarit üretim yetenekleri açısından taranmış ve bir böğürtlen izolatı olan R. glutinis'den yüksek verimde ekzopolisakkarit (EPS) elde edilebildiği belirlenmiştir. Sonraki deneyler bu EPS'nin yapısal, reolojik, antioksidan ve antibiyofilm özelliklerini saptamak için yapılmıştır (Bölüm 6). İlk bölümde bu doktora tezinin araştırma çerçevesi ve hedefleri tanıtılmıştır. Bunu takiben ikinci bölümde meyvelerde hasat sonrası fitopatojenik ve mikotoksijenik küflerin sürdürülebilir biyo-yönetimi için antagonistik mayaların kullanımına ilişkin kapsamlı bir derleme sunulmuştur. Öncelikle, antagonistik mayaların biyokontrol amaçlı potansiyel kullanımları ve antifungal etki mekanizmaları irdelenmiştir. İkinci olarak, hasat sonrası fungal patojenlerle mücadele için biyokontrol stratejileri ayrıntılı olarak sunulmuştur. Mevcut literatür, antagonistik mayaların yüksek biyokontrol aktivitesi için diğer ajanlar veya proseslerle nasıl kullanılabileceğini belirlemek için taranmıştır. Ardından, mayaların ticari uygulamalarından bahsedilmiş ve biyokontrol mayalarının prensipleri, avantajları, dezavantajları ve uygulamaları tartışılmıştır. Son olarak, sonuçlar ve gelecekteki araştırmalar için öngörüler sunulmuştur. Üçüncü bölümde altı farklı türe ait Metschnikowia sp.'nin on bir farklı maya kültürü, 26S rDNA'nın D1/D2 bölgesinin dizi bazlı analizi ile polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) kullanılarak tanımlandı. Çeşitli küflere (Fusarium oxysporum, Botrytis cinerea, Penicillium digitatum, Penicillium expansum ve Alternaria alternata) karşı maya antagonizması (1 × 108 hücre/mL) petrilerde ikili kültür yöntemiyle belirlenmiştir. En yüksek antagonizma Penicillium digitatum NRRL 1202 ve Penicillium expansum DSM6284'e (%83.63 - 100) karşı elde edilmiştir. İncelenen mayaların hepsinde kitinaz aktivitesi mevcutken, diğerlerin de proteaz, pektinaz, selülaz, β-1-3 glukanaz ve jelatinaz aktiviteleri gözlenmiştir. Penicillium üzerinde güçlü in vitro antagonistik etkileri olan pektinaz içermeyen üç maya kültürü seçilmiş ve test koşulları altında limonlara uygulanmıştır. Limonlarda P. digitatum insidansı P. expansum'a göre daha yüksek bulunmuştur. In vitro ve in vivo çalışma bulgularının uyumlu olduğu görülmüştür. Antifungal etki mekanizması, litik enzim salgılanması, biyofilm oluşumu, demir bağlama yetenekleri ve uçucu organik bileşik (VOC) oluşumunun etkileşimi ile belirlenmiştir. Pektinaz içermeyen Metschnikowia sp. mayaları, limonlarda hastalık insidansını ve lezyon çaplarını önemli ölçüde azaltmıştır. M. aff. fructicola, limonların raf ömrünü uzatmış ve Penicillium küfüne karşı en iyi biyokorumayı sağlamıştır. Dördüncü bölümde, Hanseniaspora uvarum, Meyerozyma guilliermondii ve Metschnikowia aff. pulcherrima P01A016 mayaları, yaralı ve bütün mandalinalarda P digitatum'u inhibe etmede kullanılmıştır. Tüm maya kültürleri (%73.85 - 80.64) ve bunların kombinasyonları (1:1, v/v; 1:1:1, v/v/v, 1 × 108 hücre/mL) (%78.40 – 83.18) yeşil küfün in vitro misel büyümesini belli oranlarda azaltmıştır. M aff pulcherrima, hastalık insidansını ve lezyon çaplarını sırasıyla %75.5 ve %91.3 oranında azaltarak tek başına en yüksek biyokontrol aktiviteyi göstermiştir. M. guilliermondii, uçucu organik bileşikler (VOC'ler) aracılığıyla en yüksek biyofilm oluşumunu (OD 0.93 ± 0.01) ve antifungal aktiviteyi (%71.13) sergilerken, H. uvarum, mikosinojenik aktivite göstermiş ve VOC'lere ek olarak hücre duvarı bozan β-1,3 glukanaz aktivitesi sergilemiştir. Test edilen tüm mayalar, kitinaz, proteaz ve lösin arilamidaz aktivitesi açısından pozitif bulunmuştur. M guilliermondii ve M. aff. pulcherrima (M-1) en uyumlu iken M. aff. pulcherrima ve H. uvarum (M-3) en az uyumu sergilemiştir. Bu üç mayanın kombinasyonu, in vitro ve in vivo olarak en yüksek biyokontrol etkinliğini göstererek sinerjistik işbirliği sağlanmıştır. Beşinci bölümde, üzümlerde B. cinerea'nın neden olduğu gri küf hastalığını kontrol etmek için üzümden izole edilen mayalar (Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima ve Hansenispora uvarum) potansiyel inhibitör mekanizmaları da açıklanarak üzüm üzerinde denenmiştir. Bu mayalar, demir şelatlama, konidial çimlenmeyi inhibe etme, hidrolitik enzimler ve difüze metabolitler salgılama, biyofilm oluşturma, uçucu organik bilekşikler salgılama ve meyvede kolonizasyon yetenekleri ile antifungal aktiviteye katkıda bulunmuştur. Ancak bu mekanizmaların bir arada bulunduğu bir mayaya rastlanmamıştır. In vitro deneylerde Metschnikowia mayalarında karşılaştırılabilir sonuçlar elde edilmiştir, ancak in vivo deneylerde M. aff. fructicola diğer mayalardan daha iyi performans sergilemiştir. Ayrıca, H. uvarum'un ürettiği uçucu organik bileşiklerin umut vaat eden antifungal biyofumigant olarak kullanım potansiyeline sahip olduğu not edilmiştir. Üzümleri gri küfe karşı korumak için tüm mayaların ekolojik nişlerine çok iyi adapte olduğu gözlenmiştir. Altıncı bölümde, R. glutinis'in ürettiği yeni bir EPS'nin monomerik şeker kompozisyonu yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) ile, moleküler karakterizasyonu Fourier dönüşümü kızılötesi (FT-IR) spektroskopisi ile, termal stabilitesi diferansiyel tarama kalorimetrisi (DSC) ile, morfolojik karakterizasyonu taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile, kristalografik özellikleri X ışını kırınımı (XRD) analizi ile, yapısal karakterizasyonu nükleer manyetik rezonans (NMR) spektroskopisi ile, antioksidan aktivitesi •OH, DPPH•, CUPRAC ve ABTS radikal süpürme aktiviteleri ile ve reolojik karakterizasyon bir reometre ile incelenmiştir. Bulgular, EPS'nin glikoz ve galaktozdan oluşan bir heteropolisakkarit olduğunu ortaya koymuştur. NMR ve FT-IR analizleri, EPS-BMD26 yapısının mannoz içermeyip glikoz ve galaktozdan meydana geldiğini doğrulamıştır. DSC analizi, EPS-BMD26'nın 326.16 °C'ye kadar termal olarak kararlı olduğunu ortaya çıkarmıştır. EPS-BMD26'nın gözenekli mikro yapısı, taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile ortaya çıkarılmıştır. X-ışını kırınımı (XRD) analizi, bunun yarı kristal olduğunu ortaya koymuştur. EPS-BMD26, •OH, DPPH•, CUPRAC ve ABTS gibi çeşitli radikal yakalama yöntemlerini kullanarak orta düzeyde ve konsantrasyona bağlı antioksidan potansiyeli göstermiştir. EPS-BMD26, %60.6 ± 8.3'lük suda çözünürlük indeksi ile %190 ± 0.22'lik yüksek su tutma kapasitesi sergilemiştir. EPS-BMD26 ayrıca Staphylococcus aureus ATCC 25923 biyofilmini inhibe etmiştir (1250 ppm'de %79.5 inhibisyon). Reolojik analizler sonucunda EPS-BMD26 sulu çözeltisinin psödoplastik davranış sergilediği görülmüştür. Özet olarak biyokontrol açısından bakıldığında, maya, fungal patojenler, meyve ve mikrobiyom arasındaki ilişkileri incelemek ve yeni maya bazlı biyofungusitlerin geliştirilmesi, büyük ölçekte uygulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Etkili bir mikrobiyal konsorsiyum tasarlamak için, antagonistik mayalar farklı mikroorganizmalar, doğal ajanlar ve fiziksel süreçler ile entegre edilebilir ve bu şekilde özelleştirilmiş bir biyofungisit üretilebilir.

Özet (Çeviri)

The leading cause of food loss or fruit and vegetable waste was associated with fungi-induced postharvest diseases. Since fruit is rich in water, sugar, and essential nutrients, phytopathogenic and/or mycotoxigenic fungi can easily spread and find an ideal habitat, especially in damaged fruits. At this point, synthetic fungicides appear to be the first way of protection. Although these fungicides are efficient and economical, they can develop resistance in fungi, and their toxic residues may pose a health and environmental threat. The European Food Safety Authority (EFSA) has set tight regulations for the maximum pesticide residue levels in crops. It also encourages using low-risk or non-chemical fungicides for health and the environment. Recently, climate change has reduced crop yields and triggered multi-mycotoxin formation. Therefore, there is a need for non-toxic, natural, and efficient bio-fungicides to be used in agroecosystems. Harnessing beneficial microorganisms, especially bacteria, yeasts, and moulds, has emerged as an alternative to synthetic fungicides. Among these microorganisms, antagonistic yeasts have a great potential for biopreservation with their GRAS (generally regarded as safe), biodegradable, non-toxic, genetically stable, and safety characteristics (non-pathogenic without producing antibiotics, mycotoxins, and allergenic spores). Additionally, antagonistic yeasts can use a variety of substances as carbon and energy sources, thereby limiting nutrients for spoilage fungi. They can also tightly attach to fruit and secrete hydrolytic enzymes, volatile organic compounds, mycocin, and biofilm. In line with the United Nations' Sustainable Development Goals of combating hunger and poverty, biocontrol yeasts have sparked much interest as a green and sustainable solution. The biocontrol yeasts can be a viable alternative to synthetic fungicides by bio-managing the notorious fungi and their mycotoxins, increasing agricultural productivity and food security. Regarding yeast metabolites, yeast-based exopolysaccharides (EPS) have received much attention due to their high yields, ease of extraction, and bioactive compounds. Considering the above, a research strategy has been developed to investigate the biocontrol potential of fruit-isolated yeasts against selected fungi on lemons, mandarins, and grapes, along with their exopolysaccharide production and characterization. The objectives of this PhD dissertation were (i) bioprospecting Metschnikowia sp. isolates as biocontrol agents against postharvest fungal decays on lemons with their potential modes of action; (ii) evaluating the combinatorial effect of antagonistic yeasts (Hanseniaspora uvarum, Meyerozyma guilliermondii, and Metschnikowia aff. pulcherrima P01A016) on the bio-management of green mould disease on mandarin fruits; (iii) recruiting grape-isolated Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima, and Hansenispora uvarum yeasts on the biopreservation of Botrytized grapes; (iv) characterization of a novel exopolysaccharide produced by a cold-adapted yeast Rhodotorula glutinis. Four research concepts (Chapters 3-6) were carried out to accomplish these objectives. Firstly, various fruits (grape, rosehip, hawthorn, blackberry, and cornelian cherry) and leaves were employed for yeast isolation. These yeasts were screened for their in vitro antifungal activity against various fungi. Since the highest antagonism was observed on Penicillium spp., lemons were selected as a substrate for further experiments. Then, pectinase-free antagonistic yeasts were applied to wounded lemon fruits to test their biocontrolling efficacy (Chapter 3). The compatible combinations of three antagonistic yeasts were employed to manage green mould decay on wounded and intact mandarin fruits. Furthermore, the findings were compared to the effectiveness of the synthetic fungicide, imazalil (Chapter 4). Grape-isolated yeasts Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima, and Hanseniaspora uvarum were used in the biopreservation of grapes against Botrytis cinerea, along with elucidating antifungal mechanisms of action (Chapter 5). Finally, yeast isolates were screened for their exopolysaccharide production capabilities. A blackberry isolate, R. glutinis, was the most promising one with its high yield, characterized by its structural, rheological, antioxidant, and antibiofilm properties (Chapter 6). The research framework and objectives of this PhD thesis are introduced in Chapter 1. Following that, Chapter 2 provided a comprehensive review of the exploitation of antagonistic yeasts for sustainable bio-management of postharvest phytopathogenic and mycotoxigenic fungi in fruits. The potential use of antagonistic yeasts for biocontrol purposes was mentioned, along with explaining their antifungal mechanisms of action. The current literature was screened to determine how antagonistic yeasts could be used with other agents or processes for improved biocontrolling activity. Subsequently, biocontrol yeasts' principles, advantages, disadvantages, and applications for commercial use were discussed. In Chapter 3, eleven distinct yeast cultures of Metschnikowia sp. belonging to six different species were identified using polymerase chain reaction (PCR) with sequence-based analysis of the D1/D2 domain of 26S rDNA. Yeast antagonism (1 × 108 cells/mL) against various fungi (Fusarium oxysporum, Botrytis cinerea, Penicillium digitatum, Penicillium expansum, and Alternaria alternata) was determined through a dual culture method on plates. The highest antagonism was obtained against Penicillium digitatum NRRL 1202 and Penicillium expansum DSM6284 (83.63-100 %). Chitinase activity was present in all of the examined yeasts, while others also exhibited protease, pectinase, cellulase, β-1-3 glucanase, and gelatinase activities. Due to the high pectin content in lemons, three pectinase-free cultures with strong in vitro antagonistic effects on Penicillium were chosen. The interaction of lytic enzyme secretion, biofilm formation, iron depletion, and volatile organic compound (VOC) formation determined the antifungal mechanism of action. Pectinase-free Metschnikowia sp. yeasts significantly reduced the disease incidences and lesion diameters on lemons. M. aff. fructicola had the best biocontrol efficacy against Penicillium on lemons. In Chapter 4, the antagonistic yeasts belonging to genera Hanseniaspora uvarum, Meyerozyma guilliermondii, and Metschnikowia aff. pulcherrima P01A016 were employed to inhibit P. digitatum in wounded and whole mandarins. All yeast cultures (73.85% - 80.64%) and their combinations (1:1, v/v; 1:1:1, v/v/v, 1 × 108 cells/mL) (78.40% - 83.18%) reduced the mycelial growth of green mould in vitro. M. aff. pulcherrima reduced the disease incidence and lesion diameters by 75.5% and 91.3%, respectively, demonstrating the highest biocontrolling activity alone. M. guilliermondii exhibited the highest biofilm formation (OD 0.93 ± 0.01) and antifungal activity (71.13%) via volatile organic compounds (VOCs), whereas H. uvarum exhibited cell-wall degrading β-1,3 glucanase activity in addition to mycocinogenic and VOCs activity. M. guilliermondii and M. aff. pulcherrima (M-1) were the most compatible, while M. aff. pulcherrima and H. uvarum (M-3) had the least compatibility. Combining these three yeasts resulted in synergistic cooperation, demonstrating the highest biocontrolling efficacy in vitro and in vivo. In Chapter 5, grape-isolated yeasts (Metschnikowia aff. fructicola, Metschnikowia pulcherrima, and Hansenispora uvarum) were proposed to control B. cinerea-caused grey mould disease in grapes, while also elucidating their potential inhibitory mechanisms. The antifungal mechanisms included iron depletion, secretion of hydrolytic enzymes, diffusible compounds, inhibition of conidial germination, biofilm formation, wound-site colonisation, and VOC emission. Metschnikowia yeasts yielded comparable in vitro results but in in vivo experiments M. aff. fructicola outperformed all other yeasts. Interestingly, VOCs from H. uvarum held considerable potential as an antifungal biofumigant. All yeasts are adapted well to their ecological niche to protect the grapes against grey mould. In Chapter 6, a novel EPS from R. glutinis was characterized by its monosaccharide composition by high-performance liquid chromatography (HPLC), molecular characterization by Fourier transform infrared (FT-IR) spectroscopy, thermal stability by differential scanning calorimetry (DSC), morphological characterization by scanning electron microscopy (SEM), crystallographic characteristics by X-ray diffraction (XRD) analysis, structural characterization by nuclear magnetic resonance (NMR) spectroscopy, antioxidant activity by •OH, DPPH•, CUPRAC, and ABTS radical scavenging activities, and rheological characterization by a rheometer. The findings revealed that EPS was a heteropolysaccharide composed of glucose and galactose. NMR and FT-IR analyses confirmed that the EPS-BMD26 structure had glucose and galactose without mannose. Differential scanning calorimetry (DSC) analysis revealed its thermal stability up to 326.16 °C. Scanning electron microscopy (SEM) revealed the porous microstructure with fissures. X-ray diffraction (XRD) analysis revealed that it was semi-crystalline. It demonstrated moderate and concentration-dependent antioxidant potential through •OH, DPPH•, CUPRAC, and ABTS radical scavenging methods. EPS-BMD26 exhibited high water holding capacity of 190 ± 0.22% with a water solubility index of 60.6 ± 8.3%. The EPS-BMD26 also inhibited biofilm formation by Staphylococcus aureus ATCC 25923 (79.5% inhibition at 1250 ppm). Rheological analysis revealed its shear thinning and pseudoplastic behaviour. Finally, in Chapter 7, based on the main outcomes of the previous chapters, the general discussion, conclusion, and future prospects in the biocontrol yeasts and yeast-derived exopolysaccharides are presented. From a biocontrol perspective, further research is required to examine the relationships between yeast, fungal pathogens, fruit, and microbiome. Integrating antagonistic yeasts with different microorganisms, natural agents, and physical processes can open new opportunities for designing effective microbial consortia for a tailored biofungicide. Further research is required to develop novel yeast-based biofungicides and understand their precise mode of action in large-scale applications.

Benzer Tezler

  1. Odunun bazı özelliklerinin silikon epoksit modifikasyonu ile iyileştirilmesi

    Improving some properties of wood with silicon epoxide modification

    GONCA DÜZKALE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Ormancılık ve Orman MühendisliğiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Orman Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİLGÜL ÖZMEN ÇETİN