Düşük ve intermediate-1 risk grubu, miyelodisplastik sendrom tanılı hastalarda yeni nesil dizi analizi tabanlı hedefe yönelik somatik mutasyon analizi
Next generation sequence-based targeted somatic mutation analysis in low and intermediade-1 risk group patients with myelodysplastic syndrome
- Tez No: 822397
- Danışmanlar: PROF. DR. HALUK AKIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genetik, Hematoloji, Onkoloji, Genetics, Hematology, Oncology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 168
Özet
Amaç: Miyelodisplastik sendromda klinik spektrum oldukça değişken olduğu için hastaların prognoz tahmini oldukça önemlidir. Prognoz tahmini ile yüksek riskli hastaları daha erken belirleyebilmek mümkündür. Bunun için kemik iliği blast yüzdesi, sitopeni varlığı ve sitogenetik bulgular kullanılarak çeşitli prognostik skorlama sistemleri geliştirilmiştir. Fakat bu skorlama sistemlerinde düşük riskli olarak belirlenen hastaların bile mortalite ve morbidite oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Bu nedenle son yıllarda moleküler parametreler mevcut prognostik skorlama sistemlerine ek olarak kullanılmaya başlanmıştır ve prognoz tahmininde oldukça etkili olduğu görülmüştür. Çalışmamızda düşük ve orta derece-1 (intermediate-1) MDS hastalarında sitogenetik testlere ek olarak somatik mutasyon analizi yapılarak; moleküler testlerin klinik pratikte düşük-yüksek risk ayrımına etkisinin araştırılması hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 21 adet kemik iliği aspirasyon örneği dahil edildi. Örnekler daha önce yapılan karyotip ve FISH sonuçları normal, düşük ve orta derece-1 MDS tanısı almış ve ölen hastalara aitti. Örneklerin somatik mutasyon analizinde, 58 geni kapsayan yeni nesil dizileme paneli kullanıldı. Elde edilen moleküler veriler ve hastaların klinik verileri IPSS-M risk skorlama programına girildi ve hastaların yeni risk grupları belirlendi. Bulgular: Analiz sonucunda 21 hastadan 20 hastada (%95), 26 farklı gende toplam 222 Tier 1 veya Tier 2 mutasyon saptandı. Çalışmaya dahil edilen hastalardan IPSS'e göre 7 tanesi düşük risk ve 14 tanesi orta derece-1 (intermediate-1) risk grubundaydı. Moleküler analiz sonrasında elde edilen mutasyonlar IPSS-M risk skorlama programına girilerek yeni risk grupları oluşturuldu. Hastalar içerisinden toplamda 16 hasta (%76) daha yüksek risk gruplarına geçiş gösterdi. AML dönüşümü gösteren sadece iki hasta vardı ve hastaların bir tanesinde IDH2 R140Q mutasyonu (AF: %43) saptanırken, diğerinde allel fraksiyonu %20'nin üstünde 4 farklı gende (RUNX1, ETV6, U2AF1 ve DNMT3A) Tier 1 mutasyon saptandı. Sonuç: Tüm hastaların kemik iliği aspirasyon örneklerinden elde edilen DNA konsantrasyonları çalışma için yeterli olmuştur. Moleküler analizler sonucunda düşük riskli hasta grubumuzun risk grupları %76 (16 hasta) oranında yükselmiştir. Çalışma düşük riskli MDS hastalarında moleküler testlerin rutin pratikte kullanılması gerekliliğinin önemini vurgulamaktadır. Ayrıca çalışmamızın ülkemizde sonraki çalışmaların önünü açması hedeflenmiştir.
Özet (Çeviri)
Objective: Prognostic assessment is of significant importance in myelodysplastic syndrome (MDS) due to the high variability in its clinical spectrum. Accurate prognostic estimation allows for the early identification of high-risk patients. Various prognostic scoring systems have been developed using parameters such as bone marrow blast percentage, the presence of cytopenia, and cytogenetic findings. However, it has been observed that even patients categorized as low-risk in these scoring systems exhibit high mortality and morbidity rates. Consequently, in recent years, molecular parameters have been used in addition to existing prognostic scoring systems and have been seen to be highly effective in prognostic prediction. This study aims to investigate the impact of molecular testing on the discrimination of low and intermediate-1 MDS patients, in addition to cytogenetic tests, in clinical practice. Materials and Methods: We included 21 bone marrow aspiration samples in our study. These samples belonged to patients whose low and intermediate-1 risk group with died patients with MDS. Also, these patients' karyotype and FISH analysis results were normal. Next generation sequencing panel covering 58 genes was used in the somatic mutation analysis of the samples. The molecular data obtained, along with the patients' clinical data, were input into the IPSS-M risk scoring program, and the patients' new risk groups were determined. Results: The analysis detected a total of 222 mutations, which are Tier 1 or Tier 2, in 26 different genes in 20 out of 21 patients (95%). According to IPSS, seven of the included patients were classified as low risk, and 14 were categorized as intermediate-1 risk. Following molecular analysis, the detected mutations were input IPSS-M risk scoring program and new risk group was created. Amongst the examined patients, 16 patients (76%) have been reclassified to higher-risk groups. Only two patients exhibited transformation to acute myeloid leukemia (AML), with one patient being detected with the IDH2 R140Q mutation (AF: 43%) and the other having mutations in four different genes (RUNX1, ETV6, U2AF1 and DNMT3A) with allele fractions above 20%. Conclusion: The DNA concentrations extracted from bone marrow aspiration samples of all patients were sufficient for the study. As a result of molecular analyzes, 76% (16 patients) of the patients, which are low-risk MDS, in our study were reclassified as a higher risk group. This study underscores the necessity of incorporating molecular tests into routine clinical practice for low-risk MDS patients. Furthermore, our study aims to pave the way for future studies in our country.
Benzer Tezler
- Myelodisplastik sendrom tanılı hastalarda T hücre alt gruplarının değerlendirilmesi
Evaluation of T cell subsets in patients with myelodysplastic syndrome
MUSTAFA AYAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
İç HastalıklarıSelçuk Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET DAĞLI
- Endometriyum kanserinde ESMO-ESGO-estro 2020'ye göre risk gruplarının belirlenmesi ve belirlenen gruplarda hastalıksız ve genel sağkalımın değerlendirilmesi
Determination of risk groups in endometrium cancer according to esmo-ESGO-estro 2020 and and assessment of survival in defined groups
MERVE ÇAKIR KARAKAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURETTİN BORAN
- Akut lenfoblastik lösemi hastalarında minimal kalıntı hastalık ölçülmesinin prognoza etkisinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
AYŞE TUBA YURDUSEV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YEŞİM OYMAK
- İnflamatuvar barsak hastalığı olanlarda nütrisyonel durumun değerlendirilmesinde ultrasonografi ile ölçülen temporal kas kalınlığının kullanılması
Use of temporal muscle thickness measured by ultrasonography in the assessment of nutritional status in patients with inflammatory bowel disease
ELİF AKYÜZ KOTAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
İç HastalıklarıRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REMZİ ADNAN AKDOĞAN
- Evre 3-5 kronik böbrek hastalarının ''Böbrek Yetmezliği Risk denklemi'' sınıflandırmasına göre kronik böbrek hastalığı progresyonu ve hastalık maliyeti ilişkisi
The relationship between chronic kidney disease progression and disease cost of stage 3-5 chronic kidney disease patients according to the 'Kidney Failure Risk Equation' classification
AYŞE MÜGE HOLOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
İç HastalıklarıHacettepe Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ARICI