Krysobulların ışığında Bizans-Venedik ticarî ilişkileri
Byzantine-Venice commercial relations in the light of Chrysobulls
- Tez No: 835600
- Danışmanlar: PROF. DR. AYDIN USTA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 446
Özet
Erken yüzyıllarda Bizans'ın batı karakolu olarak değerlendirilen Venedik Cumhuriyeti, Adriyatik'teki korunaklı lagünler sayesinde batıdaki istilalardan uzak kalmış ve yüzyıllar içerisinde kendi idaresini tesis etmiştir. Şehrin inşa edildiği bölgenin tarıma uygun olmaması ve yaşamını idare etmesi için denize muhtaç kalmasından ötürü ise Venediklilerin yegâne iştigali ticaret olmuştur. Önceleri taşımacılık faaliyetleri yürüten denizciler daha sonra kereste, şarap, zeytinyağı ve köle gibi hayatî emtianın ticaretini üstlenerek Adriyatik'in dışına çıkmışlar ve varış noktaları Bizans ile Levant'a ulaşan bir ticaret ağı kurmuşlardır. Bu sayede Doğu ile Batı arasında önemli bir konuma sahip olan Venedik, Aleksios Komnenos döneminde Bizans İmparatorluğu'ndan ilk önemli ayrıcalığını elde etmiş ve taraflar arasındaki münasebetler tamamen değişmiştir. Zira imparatorluğun en önemli limanlarında vergisiz ticaret yapma ayrıcalığı onlara büyük bir refah sağlamıştır. Hali hazırda Akdeniz'deki gücü zirvelere tırmanan Venedik bahse konu beldelerden kazandığı zenginliği kaybetmemek adına tüm şartları zorlamıştır. Nitekim Aleksios Komnenos'un halefleri özellikle de II. Ioannes ve Manuel Komnenos, onların ticaretteki tekellerini kırmak için birtakım girişimlerde bulunmuş ancak denizlerdeki zayıflıklarından ötürü geri adım atmak zorunda kalmışlardır. 1171 ve 1182 yıllarında bazı tutuklama girişimleri yaşanmış ise de istenilen sonuç elde edilememiştir. 1204'e kadar bu doğrultuda ilerleyen ilişkiler İstanbul'un geri alındığı 1261 senesinden sonra yeni bir çehre kazanmıştır. Bizans artık eski muktedir duruşuna sahip olamadığı için Venedik'i doğrudan karşısına alacak hamlelerden mümkün mertebe uzak durmaya çalışmıştır. Özellikle Cenova gibi rakip güçlerle ittifak ederek hasmının gücünü dengeleme çabası içerisine girmiştir. Ancak benzer politikalar takip eden İtalyanların, Bizans'a karşı olan beklentileri maddiyat üzerine yoğunlaştığından imparatorluk istediği etkiyi yaratamamıştır. Bu sebeple taraflar arasındaki anlaşmaların 1204 öncesinde hemfikir oldukları gibi süresiz değil belirlenen süre zarfında yürürlükte kalması kararlaştırılmıştır. Bir nevi ateşkes niteliği taşıyan bu anlaşmalar sürekli yenilenmek zorunda olduğundan taraflar dönemin konjonktürüne göre hükümler belirlemişlerdir. Diğer taraftan Bizans İmparatorları, bilhassa VIII. Mikhail ve II. Andronikos Palaeologos, Venedik'i doğrudan karşılarına almak yerine yeni politikalar benimsemişlerdir. Cenovalı korsanları Venedik ticaret gemilerinin üzerine yönlendirmek, alt rütbeli gümrük memurlarını tüccarları bürokrasi ağında boğmaya itmek gibi hususlar bunlardan bazılarıdır. Ancak imparatorluğun her geçen gün zayıflaması ve Venedik'in denizlerdeki gücü, Bizans'ın tüm politikalarını çürütmüştür. Aleksios Komnenos döneminde verilmeye başlayan ekonomik imtiyazlar imparatorluğun yıkılışına kadar devam etmiş ve muhtelif zamanlardaki direnişlere rağmen bunun önüne geçilememiştir. Bu çalışmanın merkezinde taraflar arasındaki ticarî ilişkileri en iyi şekilde ortaya koyan imtiyaz metinleri yani krysobulllar vardır. 992'den 1448'e değin belirli aralıklarla imzalanan 34 farklı krysobull tercüme edilmiştir. Her krysobulldan önce onun arka planındaki sebepler açıklanmış akabinde bahse konu belgelerin hükümleri aktarılmış ve nihayetinde hemfikir olunan hususların Bizans ile Venedik cephesinde yarattığı sonuçlar sıralanmıştır. Ortaya çıkan veriler kronikler, arşiv belgeleri, senato yazışmaları, meclis tutanakları ve seyyahların ifadeleriyle desteklenmiştir. Böylece pek çok farklı belge ve çağdaş görgü tanığının beyanıyla taraflar arasındaki ticarî ilişkiler irdelenip çalışma tamamlanmıştır.
Özet (Çeviri)
The Republic of Venice, which was considered the western outpost of Byzantium in the early centuries, remained away from western invasions thanks to the sheltered lagoons in the Adriatic and established its administration over the centuries. Since the area where the city was built was not suitable for agriculture and depended on the sea to manage its life, the only occupation of the Venetians was trading. The sailors, who previously carried out transportation activities, later took on the trade of vital commodities such as timber, wine, olive oil, and slave and set up a trade network that reached their destinations of Byzantium and the Levant. In this way, Venice, which has an important position between the East and the West, obtained its first important privilege from the Byzantine Empire during the reign of Alexius Comnenus, and the relations between the parties completely changed. Because the privilege of untaxed trade in the most important ports of the empire provided them with great prosperity. Venice, whose power in the Mediterranean has climbed to the top, has compelled all the conditions not to lose the wealth it has gained from the mentioned towns. As a matter of fact, Alexios' successors, especially John II and Manuel, made some attempts to break their monopoly in trade, but they had to step back due to the weakness of the empire in the seas. Although some arrests were happened in 1171 and 1182, Manuel could not get the result he wanted. The relations that progressed in this direction until 1204 gained a new face after the year 1261 when Istanbul was taken back. Since Byzantium could no longer have its former powerful stance, it tried to stay away from moves that would directly confront Venice as much as possible. In particular, the empire endeavored to balance the power of its opponent by allying with powers rivaling Venice, such as Genoa. However, since the expectations of the Italians, who followed similar policies, towards Byzantium focused on materiality, the empire could not create the desired effect. For this reason, it was decided that the agreements between the parties would remain in force for the specified period, not indefinitely as they had agreed before 1204. Since these agreements, which are a kind of ceasefire, have to be renewed continuously, the parties have determined provisions according to the conjuncture of the period. On the other hand, Byzantine Emperors, especially Michael VIII and Andronicus II Palaeologus, adopted new policies instead of opposing Venice directly. Some of these are issues such as directing the Genoese pirates onto the Venetian merchant ships, and pushing the lower-ranking customs officers to strangle the merchants in the bureaucratic network. However, the weakening of the empire day by day and the power of Venice in the seas refuted all the policies of Byzantium. The privileges that started during the reign of Alexius continued until the collapse of the empire, and this situation could not be prevented despite various resistances. At the center of this study are the concession texts, namely chrysobulls, that best reveal the commercial relations between the parties. From 992 to 1448, 34 different concessions signed at regular intervals were translated. Before each concession agreement, it's explained why it was committed. Subsequently, the provisions of the mentioned documents were expressed, and finally, the results of the agreed issues on the Byzantine and Venetian fronts were listed. The resulting data was supported by chronicles, archival documents, senate correspondence, parliamentary minutes and statements of travelers. Thus, the study was completed with the statements of many different documents and contemporary eyewitnesses.