Morfolojik yapının dilatasyonel trakeostomi girişim yeri ve komplikasyonlarına etkisinin ultrasonografi ve fiberoptik bronkoskopi ile değerlendirilmesi
Morphological evaluation of the dilational tracheostomy procedure site and its impact on complications assessed by ultrasonography and fiberoptic bronchoscopy
- Tez No: 844990
- Danışmanlar: PROF. DR. MELİKE CENGİZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
Giriş: Trakeostomi terimi trakeada bir açıklık oluşturmak ve açıklığın kenarlarının boyun derisine sabitlenmesi işlemi için kullanılır. 'Perkütan', 'deri yoluyla' anlamına gelir. Perkütan yöntem hava yolu açıklığını sağlamak ve hastayı ventile edebilmek için yatak başı yapılan bir işlemdir. Uzun süreli mekanik ventilasyon ihtiyacı, kritik hastalarda trakeostominin en yaygın sebebidir. Yapılmış çalışmalarda girişim yeri genellikle 2 ile 4. kıkırdak aralıkları olarak bildirilmiştir. Perkütan trakeostomi açılması öncesi girişim bölgesinin doppler USG ile değerlendirilmesi komplikasyonların engellenmesi açısından önerilmektedir. İşlem esnasında FOB kullanılmasının olası yanlış uygulama ve komplikasyonları önleyebileceği ancak aynı zamanda işlem süresinin uzaması, hipoksemi, trakeal travma, kanama gibi riskler de taşıdığı bilinmektedir. Çalışmamızın birincil amacı, kılavuz tel giriş yerinin anatomik işaretlere göre belirlenmesini takiben FOB ve USG görüntülemesi eşliğinde forseps dilatasyon yöntemi ile açılan PDT'de bireylerin morfolojik yapısının girişim yeri ve komplikasyonlar üzerine etkisini değerlendirmektir. İkincil amacımız ise farklı morfolojik özelliklere sahip hastalarda optimum trakeostomi açılma seviyeleri ve seviyelerin komplikasyonlar ile ilişkisi belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız prospektif, gözlemsel olarak planlandı. PDT planlanan 18 yaş ve üzeri hastalar dahil edildi. Kendisi veya yasal temsilcisi çalışmayı reddeden hastalar, kendisi veya yasal temsilcisi PDT için onam vermeyen hastalar, operasyon bölgesinde herhangi bir nedenle kitlesi olan hastalar, işlem yerinde cilt enfeksiyonu olan, koagülopatisi olan ve oksijenasyon sorunu olan (pozitif ekspirasyon sonu basıncı [PEEP] >15 cm H2O, solunan oksijen fraksiyonu [FiO2]>0.80) hastalar çalışmaya dahil edilmedi. İşlem öncesi hastanın boynu nötral pozisyonda iken troid prominence seviyesinden ve her iki klavikula başı seviyesinden boyun çevresi ölçümü yapıldı, hastaya standart PDT pozisyonu verildikten sonra anatomik ölçümler yumuşak bir uzunluk ölçer ile gerçekleştirildi. Girişim bölgesi USG ile değerlendirildi. USG ile hastanın cilt – trakeal halka arasındaki uzaklık ve trakeanın inspiryumda iken koronal çapı ölçüldü. Tüm hastalarda girişim yeri doğal sürecine uygun olarak standart anatomik işaretleme aracılığı ile operatör tarafından belirlendi. PDT işlemi süresince bronkoskopi ile intratrakeal gözlem yapıldı. İşlem süresi, girişim yeri ve sayısı, işleme bağlı gelişen ve geç dönem komplikasyonlar kaydedildi. Tüm trakeostomi işlemleri, yoğun bakım uzmanı ya da yoğun bakım uzmanı eşliğinde en az 2 yıllık anestezi asistanı tarafından gerçekleştirildi. Tüm USG ve FOB işlemleri aynı anestezist tarafından uygulandı. Elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS 24.0 istatistik programı kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık için p değerinin 0,05'ten küçük saptanması koşulu arandı. Bulgular: Çalışma için 104 hasta değerlendirildi. Dokuz hasta dahil edilme kriterlerini karşılayamadı ve 4 hastada PDT işleminden vazgeçildi. Sonuç olarak 91 hastanın verileri çalışma protokolüne uygun olarak toplandı ve analiz edildi. Yaş ortalaması 57.3±19.7 yıldı ve hastaların 66'sını (%72.5) erkek hastalar oluşturuyordu. Trakeostomi açılmadan önce mekanik ventilatörde kalma süresi ortalama 11.2±5.8 gün olarak tespit edildi. Hastaların demografik verileri ve boyun bölgesi ölçümleri arasında USG ve FOB ile tespit edilen trakeal ponksiyon seviyelerinin tutarlılığı açısından etkili bir faktör tespit edilmedi. FOB ile gözlenen ve USG ile tahmin edilen seviyelerin tutarlılık durumuna göre anatomik ölçümler için ROC analizleri yapıldı. Hiçbir morfolojik ölçüm USG ve FOB ile belirlenen trakeal ponksiyon seviyesinin tutarlılığı açısından iyi bir prediktör değildi. Hastaların FOB ile doğrulanan trakeostomi açılma seviyeleri ile anatomik ölçümleri arasında yapılan basit doğrusal regresyon analizlerinde trakeostomi açılan seviye ile krikoid kıkırdak-anatomik belirteç, krikoid kıkırdak-juguler notch, mentum-juguler notch ve tiroid protuberence-juguler notch arası mesafelerde istatistiksel açıdan anlamlı pozitif doğrusal bir ilişki tespit edildi. Trakeostomi açılan seviye ile tiroid puberencia seviyesinden ölçülen boyun çevresi arasında ise istatistiksel açıdan anlamlı negatif yönde doğrusal bir ilişki bulundu. Trakeostomi seviyesi için anatomik ölçümlere göre regresyon formülleri oluşturuldu. Sonuç: Sonuç olarak; hastaların morfolojik özellikleri, anatomik belirteç seviyesinden açılan trakeostomilerin seviyesini etkilemektedir. Hastaların boyun uzunluğu arttıkça daha kaudal seviyelerden, boyun kalınlığı arttıkça bu seviyenin kraniele doğru yer değiştirdiği gösterilmiştir. USG ile tahmin edilen seviye ile prosedür sırasında FOB ile gözlenen trakeostomi seviyesi arasında tutarsızlıklar mevcuttur. Trakeostomi açılırken FOB kullanılması komplikasyonlar açısından farkındalık yaratmış, orta hat ve orta hatta yakın ponksiyon yapılmasını sağlamıştır. Ancak solunumsal asidoza neden olabilecek hiperkarbi riski belirlenmiş, PDT sırasında bronkoskopinin kullanımına her hasta için bir kar- zarar değerlendirilmesi sonrası karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür. FOB ile tespit edilebilen kıkırdak fraktürü uzun dönemde trakeal stenoz oluşturma potansiyeli nedeniyle önemli bir komplikasyondur. Çalışmamızda, birçok araştırmadan farklı olarak en sık gözlenen peroperatif komplikasyonun minör kanama değil kıkırdak fraktürü olduğu kaydedilmiştir. Kıkırdak fraktürü ile ilişkili olabilecek morfolojik özellikler, prosedür ile ilgili uygulamalar, uygulayıcı deneyimi konusunda detaylı araştırma yapılmış ancak bu komplikasyonun sıklığını etkileyen faktör tespit edilememiştir. Kıkırdak fraktürünün klinik öneminin değerlendirilebilmesi için çalışmalara ihtiyaç vardır. PDT uygulamasının ultrason veya bronkoskopi rehberliğinin olmadığı durumlarda hastanın her iki klavikula kemiğinin sternal taraf superior uçlarını birleştiren hayali çizgiyi baz alan anatomik belirteç kullanılarak yapılmasının, orta hattan trakeal ponksiyon başarısının %63.7 olduğu, FOB eşliğinde tekrarlayan ponksiyonlar ile orta hat kanülasyonunun garantilenebildiği, %74 oranında 2. ve 3. kıkırdak aralığının kullanıldığı, kanülasyon yapılan trakeal aralık nedeniyle komplikasyona rastlanmadığı tespit edildiğinden seçilen anatomik belirtecin güvenilir ponksiyon noktası olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Introduction: The term tracheostomy is used to create an opening in the trachea and secure the edges of the opening to the skin of the neck. 'Percutaneous' means 'through the skin.' The percutaneous method is a procedure performed at the bedside to provide an airway opening and ventilate the patient. The most common reason for tracheostomy in critically ill patients is the need for prolonged mechanical ventilation. Previous studies have often reported the intervention site as the 2nd to 4th tracheal cartilage intervals. Evaluation of the intervention site with Doppler ultrasound (USG) before percutaneous tracheostomy is recommended to prevent complications. The use of fiberoptic bronchoscopy (FOB) during the procedure can prevent possible misapplications and complications, but it is known to carry risks such as prolonged procedure time, hypoxemia, tracheal trauma, and bleeding. The primary aim of our study was to evaluate the impact of individuals' morphological structure on the intervention site and complications following percutaneous dilatational tracheostomy (PDT) using forceps dilatation method, guided by FOB and USG after determining the guide wire entry site based on anatomical landmarks. Our secondary aim was to determine optimal tracheostomy opening levels in patients with different morphological features and their relationship with complications. Materials and Methods: Our study was prospectively planned as an observational study. Patients aged 18 and older scheduled for PDT were included. Patients who refused to participate or provide consent for PDT, those with masses in the operation area, skin infections, coagulopathies, and oxygenation problems (positive end-expiratory pressure [PEEP] >15 cm H2O, fraction of inspired oxygen [FiO2] >0.80) were excluded. Neck perimeter measurements were taken from the thyroid prominence level and bilateral clavicular head levels while the patient's neck was in a neutral position before the procedure. After giving the patient the standard PDT position, anatomical measurements were performed with a flexible ruler. The intervention site was evaluated with USG, measuring the distance between the patient's skin and tracheal rings and the coronal diameter of the trachea during inspiration. The intervention site was determined by the operator based on standard anatomical marking. FOB was used for intratracheal observation during the PDT procedure. Procedure time, intervention site and number, complications during and after the procedure were recorded. All PDT procedures were performed by an intensive care specialist or an anesthesiology resident with at least 2 years of experience. All USG and FOB procedures were performed by the same anesthetist. Statistical analyses were conducted using SPSS 24.0, and a p-value less than 0.05 was considered statistically significant. Results: A total of 104 patients were evaluated for the study, but nine did not meet the inclusion criteria and the PDT procedure was cancelled in 4 patients. Consequently, data from 91 patients were collected and analyzed according to the study protocol. The average age was 57.3±19.7 years, with males comprising 72.5% of the patients. The average duration of mechanical ventilation before tracheostomy was 11.2±5.8 days. None of the demographic or neck measurement values were found to be decisive to provide consistency of USG presumption and FOB visualization for the tracheal space used. ROC analyses for anatomical measurements were performed based on the consistency of levels determined by FOB and USG. No ROC analyses were statistically significant, and none of the measurements were identified as a good predictor of the consistency between USG and FOB. In simple linear regression analyses comparing anatomical measurements with tracheostomy opening levels confirmed by FOB, statistically significant positive linear relationships were found between the tracheostomy opening level and the distances of cricoid cartilage-anatomical landmark, cricoid cartilage-jugular notch, mentum-jugular notch, and thyroid protuberance-jugular notch. A statistically significant negative linear relationship was found between the tracheostomy level and neck circumference measured from the level of the thyroid prominence. Regression formulas were created for tracheostomy levels based on anatomical measurements. Conclusion: In conclusion, the morphological features of patients influence the level of tracheostomies opened from the anatomical landmark level. As neck length increases, tracheostomy openings tend to be at more caudal levels, and as neck thickness increases, this level shifts cranially. There was significant discrepancy between the level presumed by USG and the level determined by FOB during the procedure. Using FOB during tracheostomy may create awareness in terms of complications and ensures midline and near-midline puncture. However, considering the risks of hypercarbia associated with respiratory acidosis, the use of bronchoscopy during PDT should be evaluated for each patient after assessing the risks and benefits. Cartilage fracture detected by FOB is a significant complication due to its potential to cause long-term tracheal stenosis. In our study, unlike many others, the most frequently observed intraoperative complication was noted to be cartilage fracture but not minor bleeding. Despite detailed research on morphological features associated with cartilage fracture, procedural practices, and practitioner experience, factors influencing the frequency of this complication could not be identified. Further studies are needed to evaluate the clinical significance of cartilage fracture. Considering the success rate of midline puncture (63.7%), the chance to ensure mid-line cannulation with repetetive punctions, the use of 2nd and 3rd intercartilageous spaces in a ratio of 74% and the absence of complications resulting from the site of trachea cannulation we believe that the anatomical landmark chosen, based on an imaginary line connecting the superior ends of both clavicle bones on the sternal side, can be used as a reliable method for PDT when USG or FOB guidance is not available.
Benzer Tezler
- Erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda pupil kontraksiyonunun değerlendirilmesi ve nörodejenerasyon ile ilişkisi: optik koherens tomografi (OCT) çalışması
Evaluation of pupillary contraction in adult attention deficit and hyperactivity disorder and its relationship with neurodegeneration: Optical coherence tomography (OCT) study
DUYGU KILIÇASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriPamukkale ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE NUR İNCİ KENAR
- Koledok ligasyonunun neden olduğu karaciğer hasarına karşı n-asetil sisteinin koruyucu etkisinin incelenmesi
The protective effects of n-acetylcysteine on bile duct ligation induced liver damage
UĞUR DİLEKÇİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Histoloji ve EmbriyolojiTrakya ÜniversitesiMorfoloji (Histoloji ve Embriyoloji) Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET KANTER
- Dişli ve dişsiz hastalardaki morfolojik yapının panoramik radyograflarla değerlendirilmesi
The evaluation of the morphological structure in dentate and edentulous patients by panoramic radiographs
GÜLDANE BOZDAĞ
Doktora
Türkçe
2014
Diş HekimliğiSelçuk ÜniversitesiAğız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEVGİ ŞENER
- Selekte edilmiş ileri kademelerde çerezlil kabak (Cucurbita pepo L.) hatlarının tuz stresine toleranslarının belirlenmesi
Selekte edilmiş ileri kademelerde çerezlil kabak (Cucurbita pepo L.) hatlarının tuz stresine toleranslarının belirlenmesi
SERHAT DOĞRU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
ZiraatKırşehir Ahi Evran ÜniversitesiBahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAKAN BAŞAK
- Demir esaslı metal organik kafes yapının üretimi, modifikasyonu ve CO2 adsorpsiyonlarının incelenmesi
Synthesis and modification of iron based metal organic framework and investigation of CO2 adsorption
ALİ BARAN NARİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Bilim ve TeknolojiMersin ÜniversitesiNanoteknoloji ve İleri Malzemeler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERAL TURABİK