Monitoring and assessing the temporal changes of natural lakes of Türkiye via satellite images
Türkiye'deki doğal göllerin zamansal değişimini uydu verileriyle gözlemleme ve değerlendirme
- Tez No: 848392
- Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE GÜL TANIK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Çevre Mühendisliği, Environmental Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Çevre Bilimleri, Mühendisliği ve Yönetimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 271
Özet
Bu tezin amacı, fiziksel özelliklerine, türlerine, yüksekliklerine, derinliklerine ve konumlarına göre sınıflandırılmış 2000 hektarın üzerindeki seçilmiş doğal göller için Türkiye genelinde uydu verileri ile doğal göllerin su yüzey alanı değişimlerini izlemek ve su durumunu değerlendirmektir. Su yüzey alanı (SYA) iklimsel ve/veya insan kaynaklı faktörlerle değişmektedir. Bu kapsamlı çalışmada izlenen tüm yöntem ve adımlar dikkate alınarak, karar vericiler, bilim adamları, uygulayıcılar ve diğer paydaşlar gibi ilgili taraflar için bir rehber görevi görecek bir metodoloji geliştirilmiştir. SYA değişikliklerinin arkasındaki temel nedeni anlamak, sorunu çözmenin en önemli adımıdır. Son zamanlarda, doğal göllerin çoğu, özellikle bazı havzalarda kuraklık koşullarıyla karşı karşıyadır. Dramatik SYA değişikliklerinin nedenleri dikkatlice araştırılmalı ve gelecekte bölgesel değişikliklerdeki düşüşü durdurmak veya azaltmak için ilgili önleyici tedbirler alınmalıdır. Bu çalışma karar vericilerin bu konularda gerekli eylemleri başlatmalarına yardımcı olacaktır. Önlem alınmadığı takdirde, bu son derece hassas göl alanlarının ve yakın çevrelerinin ekolojik dengesi bozulacaktır. Bu çalışma, su tipi, havza, rakım, derinlik, konum, arazi kullanımı/arazi örtüsü (AKAÖ) değişimi, baraj inşaatları, meteorolojik durum ve tarımsal faaliyetler ile ilgili olarak SYA değişikliklerinin arkasındaki sebep-sonuç ilişkilerini açıklamayı amaçlamaktadır. Tezin her bölümünde göllerin farklı özelliklerine odaklanılmakta ve ilgili faktörler arasındaki bağlantılar ve ilişkiler sunulmaktadır. Bu tezde öncelikle doğal göllerin SYA değişimleri ile ilgili çalışmalar için uluslararası literatür taranmıştır. Ardından, doğal göllerin bir envanterini oluşturmak için ulusal raporlar taranmıştır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yayımlanan bir yayında, 302 doğal gölün de dahil olduğu uzun bir doğal göl listesi bulunmuştur. Buna ek olarak, benzer sayıda gölden oluşan bir başka resmi veri olan Sulak Alan Bilgi Sistemi (SAYBİS) temin edilmiştir. Bu iki ana envanter, SAYBİS veri tabanına göre 2000 hektardan fazla SYA'na sahip 302 göl tarandıktan sonra, 27 doğal göl seçilmiş ve kısa (son 5 yıl) ve uzun vadede (son 35 yıl) SYA değişimlerinin arkasındaki nedenleri anlamak için çalışmaya dahil edilmiştir. Türkiye'deki 25 havzadan 15'ine dağılmış en büyük 27 göl için SYA değişikliklerini araştırmak için uzaktan algılama enstrümanları, meteorolojik veriler, CORINE verileri, raporlanan SYA bilgileri ve diğer bazı ilgili veriler kullanılmıştır. Coğrafi olarak, kuzey havzalarında (Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz) büyük ölçekli (>2,000 ha) göl yoktur, ancak bunların dışında seçilen göller, ülke ölçeğinde bir çalışmayı temsil etmesi için tüm Türkiye'ye dağılmıştır. 27 göl ile envanter oluşturulduktan sonra, uzaktan algılama verilerinin elde edilmesi ve analizi, meteorolojik verilerin elde edilmesi ve analizi, CORINE verilerinin elde edilmesi ve analizi, baraj inşaatları ve tarımsal faaliyetler gibi WSA değişikliklerinin diğer olası nedenleri adım adım değerlendirilmiştir. Farklı veri setlerinin yanı sıra göllerin yükselti, derinlik, konum, havza, koruma durumu ve su tipi ayrı ayrı incelenmiş ve tüm bilgiler göl envanterine dahil edilmiştir. Bu özellikler, göllerin SYA değişikliklerini değerlendirmek için kabul edilmiştir. Su tipi, çalışmanın en önemli kısımlarından biridir. Sonuçları değerlendirdikten sonra, su türlerine göre göller için bazı modeller bulunmuştur. Örneğin, Türkiye'de diğer tüm göller (acı, soda, tuzlu) yüksek rakımlarda (>750 m) bulunurken, alçak rakımlarda acı, soda ve tuzlu göl yoktur. Ayrıca tuzlu göllerin, farklı su tiplerine sahip diğer göllere göre genel olarak SYA değişikliklerine en duyarlı olduğu bulunmuştur. Tuzlu göllerin çoğu, çalışma süresi boyunca dikkat çekici SYA değişiklikleriyle uğraştığı gözlenmiştir. Başlangıçta, kısa vadeli (2016-2020) ve uzun vadeli (1985-2020) SYA değişikliklerinin analizi, Sentinel-2, Landsat-5 ve Landsat-8 gibi farklı uydu verileri kullanılarak analiz edilmiştir. Mevsimsel değişimleri anlamak için kısa vadeli analizler kullanılırken, göllerin farklı özelliklerine göre 35 yıllık değişim ve örüntüleri değerlendirmek için uzun vadeli analizler kullanılmıştır. Elde edilen veriler her bir göl için SAYBİS, ulusal veri tabanı ve gerektiğinde diğer resmi yayınlardan bildirilen verilerle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Analizler göllerin su tipine göre tatlısu ve diğer (tuzlu, acı, sodalı) göller olarak yapılmıştır. İkinci olarak, özellikle uzun vadeli SYA değişikliklerinde iklim değişikliği etkilerini anlamak için meteorolojik veriler çalışmaya dahil edilmiştir. Yağış, buharlaşma ve sıcaklık verileri, varsa göllere en yakın meteoroloji istasyonlarından toplanmıştır. Bazı durumlarda, sistematik verilerde eksiklik olduğu durumlarda en yakın ikinci veya üçüncü meteoroloji istasyonu seçilmiştir. Buna göre tüm havzalarda çalışma süresi boyunca sıcaklıklarda artış olduğu sonucuna varılmıştır. Bir sonraki adımda, göllerin havzaları için AKAÖ'yi anlamak üzere CORINE verileri çalışmaya entegre edilmiştir. 1990, 2000, 2006, 2012 ve 2018 verileri indirilerek 5 ana CORINE kategorisi altında analiz edilmiştir; yapay yüzeyler, tarım alanı, orman ve yarı doğal alan, sulak alanlar ve su kütleleri. Temsili görüntüler oluşturmak için veriler CBS araçlarında göllerin havzasının coğrafi konumu ile kesiştirilmiştir. Genel olarak, havzaların çoğunda yapay alanlar (yerleşimler) önemli ölçüde arttığı ve birçok havzada tarım alanlarının önemli ölçüde arttığı, orman ve yarı doğal alanların azaldığı tespit edilmiştir. Su kütlelerinin alanları, havzaların çoğunda önemli ölçüde azalmıştır. Bazı göllerin sulak alanlarının azalması, bazılarının artması nedeniyle sulak alanlar bir ortak trend göstermemiştir. Genel olarak, bu çalışma kapsamında değerlendirilen havzaların çoğunda orman ve yarı doğal alanların ve bazı durumlarda su kütlelerinin yapay yüzeylere ve tarım alanlarına dönüştürüldüğü sonucuna varılmıştır. Artan yapay alanlar ve tarım alanları çoğu zaman göllerin SYA'nını olumsuz etkilemektedir. Bu durum aynı zamanda artan insan kaynaklı faaliyetlere işaret etmektedir ve onu birçok havzadaki dramatik SYA değişikliklerinin ana itici gücü yapmaktadır. Göller daha sonra rakımlarına ve su türlerine göre sınıflandırılmıştır. Sonuçlar yorumlanırken göllerin derinliği, rakımı ve konumu dikkate alınmıştır. Derinlik, rakım ve konum bilgileri, göllerin SYA değişimleri üzerinde doğrudan etkiye sahip olabileceğinden, çalışmaya entegre edilmiştir. Örneğin, özet olarak, sığ ve alçak rakımlı göller, insan faaliyetlerine ve dramatik SYA değişikliklerine karşı daha hassastır; yüksek rakımlı göller karla eriyen suları almakta ve daha az SYA düşüşüyle karşılaşmaktadır. Ülkenin batısındaki göller insan kaynaklı faaliyetlere karşı daha hassastır, doğudaki göller ise batıdaki göllere kıyasla daha yüksek rakımlardadır ve insan kaynaklı faaliyetlerden daha az etkilenmektedir. Doğu ve batı bölgeleri arasında da bazı sıcaklık farklılıkları vardır. Bu özellikler, AKAÖ verileriyle değerlendirilirken bazı kalıplara sahiptir. Su kütlelerinin SYA'sı, yüksek rakımlı göller için biraz değiştirirken, Türkiye'de alçak rakımlı göller önemli ölçüde değişmiştir. AKAÖ; diğer su tipine (acı, tuzlu, soda) sahip göllerin çoğunda su kütlelerinin su yüzey alanı azalırken, tatlısu göllerinin çoğunda toplamda artış olmuştur. CORINE görüntülerinin yanı sıra çalışmada değerlendirilmek üzere sayısal yükseklik modeli (SYM) görüntüleri oluşturulmuştur. Göllerin alanını kapsayacak şekilde SYM verileri indirilmiştir. Daha sonra bunlar coğrafi olarak kesiştirilerek çalışmada değerlendirilmek üzere ilgili görseller oluşturulmuştur. Göllerin çevresindeki yükseltilerin daha iyi anlaşılması için görsel görüntüler kullanılmıştır. Daha sonra, SYA değişikliklerinin insan kaynaklı faktörlerden mi yoksa iklim değişiklinden mi kaynaklandığını anlamak için havzalardaki gölleri besleyen nehirler üzerindeki baraj inşaatları ve işletmeleri incelenmiştir. Göllerin havzalarındaki tüm baraj yapıları incelenmiştir. Barajlar, ilgili göl ile ilişkilerini, yapım yılı ve göle uzaklık bilgilerini gösteren bir diyagram olarak çizilmiştir. Bulgular, SYA değişikliklerinin arkasındaki nedeni anlamak için CORINE ve meteorolojik verilerle birlikte daha detay tartışılmıştır. Bazı havzalarda barajların göllerin SYA değişimlerine doğrudan etkisi olduğu görülmüştür. Bazı havzalarda, aşırı sulama suyu kullanımının Türkiye'deki doğal göllerin SYA'sı üzerinde olumlu veya olumsuz etkisi olabileceğinden, bu havzalardaki SYA değişimlerinde tarımsal faaliyetler baskın hale gelmiştir. Tüm farklı veri kümelerini, bilgileri ve bulguları değerlendirdikten sonra, tüm önemli bulgular çalışmanın sonundaki Başlıca Bulgular bölümünde listelenmiştir. Bölümde birçok farklı yön değerlendirilmiş ve vurgulanmıştır. Sonuç olarak, ülke ölçeğinde doğal göllerdeki SYA değişikliklerinin arkasındaki mantığı anlamak için bu tezde kullanılan yöntemi belirtmek için bir metodoloji sunulmuştur. Bu, tezin özgünlüğüdür, çünkü daha önce tek bir çalışmada çalışılmamış bir ülke ölçeğinde birçok farklı husus dikkate alınmıştır. Metodolojide tüm veriler ve yöntemler, çalışmayı bir bütün olarak kapsayacak şekilde adım adım gösterilmiştir. Bu metodoloji, bir ülke ölçeğinde göllerin SYA değişiklikleri üzerinde etkisi olabilecek birçok farklı özelliği içerdiğinden, bu teze yenilik getirmektedir. SYA değişikliklerinin potansiyel nedenlerinin bir veya iki özelliğini değerlendiren birçok çalışma vardır, ancak bu çalışmada olası tüm olası nedenler dikkate alınmıştır. Bu metodoloji ülke ölçeğinde kullanılabileceği gibi, tek bir göl içinde uygulanabilir şekilde tasarlanmıştır. Bu tezde, iklim değişikliği ve insan kaynaklı faaliyetlerin birçok gölü etkilediği tespit edilmiştir. Bazı durumlarda ana sebeplerden biri baskın bulunurken, bazı durumlarda her iki sebep de doğal göller için SYA değişikliklerinin ana itici gücü olarak bulunmuştur. Alçak rakımlı göller için insan kaynaklı faaliyetler daha etkili gibi görünürken, yüksek rakımlı göller için iklim değişikliğinin SYA değişikliklerinin ana itici gücü olduğu bulunmuştur. Çalışmada iki grupta üç farklı uydu kullanıldığı için, farklı uydu araçlarında bazı farklılıklar bulunmuştur. Uzun vadeli değerlendirme için Landsat 5 ve Landsat 8 ve kısa vadeli değerlendirme için Sentinel-2 kullanılmıştır. Çalışma boyunca bazı göller için farklı uydu gruplarından farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bu konu farklı uyduları değerlendirmeye odaklanan daha ileri bir çalışmanın konusu olabilir. Çalışmada su kalitesi dikkate alınmamıştır; ancak su tipine gore yapılan sınıflandırmada göllerin su tuzluluğu belirleyici bir faktör olduğundan, yalnızca tuzluluk parametresi doğal olarak çalışmanın içinde yer almıstır. Bunun dışında yukarıda bahsedildiği gibi doğal göller için birçok farklı husus da düşünülmüştür. Su kalitesinin SYA değişikliklerine dahil edilmesi, gelecekte daha ileri çalışmaların konusu olabilir.
Özet (Çeviri)
The aim of this thesis is to monitor the water surface area changes of natural lakes by satellite retrievals throughout Türkiye for the selected natural lakes over 2000 ha classified according to their physical characteristics, type, elevation, depth, and location, and to assess the water surface area (WSA) changes with climatic and/or human-induced factors. Considering all the steps encountered in this thorough study, a new methodology is developed to act as a guide for those interested parties such as decision- makers, scientists, practitioners and other stakeholders. Understanding the reason behind WSA changes is the most important step to solving the problem. Recently, many of the natural lakes are facing drought conditions, especially in some of the watersheds. The reasons for the dramatic WSA changes need to be carefully investigated, and related preventive actions should be taken to stop or reduce the decline in areal changes in the future. This study will help decision-makers to take necessary actions on these issues. If no precautions are taken, the ecological balance of these highly vulnerable lake areas and their vicinity will be disturbed. This study aims to explain the reasoning behind WSA changes in relation with water type, watershed, elevation, depth, location, Land use/land change (LULC), dam constructions, meteorology and agricultural activities. Each chapter of the thesis focuses on different feature of the lakes and presents the interrelations/connections between related factors. In this thesis, first of all, international literature was reviewed for studies on natural lakes' WSA changes. Then national reports were screened to create an inventory of natural lakes. In a publication of the the former Ministry of Agriculture and Forestry, a long list of natural lakes existing in the country were found including 302 natural lakes. In addition to this, another official data, Wetland Information System (SAYBIS) were found consisting of a similar number of the lakes. These two main inventories were used for obtaining initial WSA information. After screening 302 lakes, 27 natural lakes which have more than 2,000 ha WSA as per SAYBIS database were selected and included in the study to understand the reasons behind their WSA changes in the short- term (past 5 years) and long- term (past 35 years). Remote sensing (RS) techniques, meteorological data, CORINE data, reported WSA information and some other relevant data were used to investigate WSA changes for the biggest 27 lakes which were distributed in 15 watersheds out of 25 in Türkiye. Geographically, in northern watersheds (Bati Karadeniz, Dogu Karadeniz), there is no large-scale (>2000 ha) lakes; however other than these, selected lakes are distributed all around Türkiye representing a country-scale study. After creating the inventory with 27 lakes, RS data, meteorological data, CORINE data were obtained and analysed together with other potential reasons for WSA changes such as dam constructions and agricultural activities were evaluated step-by-step. As well as different datasets, altitude, depth, location, watersheds, protection status and water type of the lakes were investigated individually, and all information were incorporated into the lakes inventory. These features were considered to assess the lakes WSA changes. Water type of lakes is one of the most crucial part of the study. After evaluating the results, some similar patterns were found for lakes based on their water types. For example, all the other lakes (brackish, soda, saline), are located in higher altitudes (>750 m) in Türkiye; there is no brackish, soda or saline lakes present in the lower altitudes. It has also been found that saline lakes are more susceptible to WSA changes in general than rest of the lakes with different water types. Saline lakes have more significant WSA changes; feeding waters are usually freshwater, they are withdrawn therefore the water arriving to saline media becomes less and less. Initially, short-term (2016-2020) and long-term (1985-2020) analysis of WSA changes were analysed using different satellite RS data such as Sentinel-2, Landsat-5, and Landsat-8. Short-term analyses were used to understand seasonal changes while long-term analyses were conducted to evaluate 35 years changes and patterns as per different features of the lakes. Obtained data were assessed for each lake in comparison with reported data from SAYBIS, the national database and other official publications where necessary. The analysis was conducted regarding the lakes' water type as freshwater and other lakes. Secondly, meteorological data were incorporated into the study to understand climate change effects, especially in the long-term WSA changes. Precipitation, evaporation, and temperature data were gathered from the closest meteorological stations to the lakes where available. In some cases, the second or third closest meteorological station were chosen where deficiency in systematic data exists. Accordingly, in all the watersheds, it has been concluded that there was an increase in the temperature during the study period with at least 0.94 °C to up to 2.44 °C. All lakes average was 1.76°C for temperature difference between 1985 and 2020. Precipitation and evaporation data did not show a stable pattern during the study period. In the next step, CORINE data were integrated into the study to understand LULC for lakes' watersheds. Data for 1990, 2000, 2006, 2012, and 2018 were downloaded and analysed under 5 main CORINE categories; artificial surfaces, agricultural area, forest and seminatural area, wetlands and water bodies. The data were intersected with geographical location of the lakes' watershed in GIS tools to create representative images. In general, it has been found that artificial surfaces were dramatically increased in most of the watersheds, and agricultural area were significantly increased in many of the watersheds, while forest and seminatural areas were decreased. Water bodies' areas were remarkably decreased in most of the watersheds. Wetlands did not show a systematic pattern as some of the lakes' wetlands area were decreased and some were increased. Overall, it is determined that forest and seminatural areas and in some cases water bodies areas were converted into artificial surfaces and agricultural areas in most of the watersheds which were evaluated in scope of this study. Increased artificial surfaces and agricultural area were negatively impacting WSA of the lakes most of the time. This is also indicating increased human- induced activities and makes it the main driver for dramatic WSA changes in many of the watersheds as cited by many international studies in literature. Lakes were then classified according to their altitudes as well as to their water types.. Depth, altitude and location information are integrated to the study as these might have a direct impact on WSA changes of the lakes. In summary, shallow and low-altitude lakes are more susceptible to human activities and dramatic WSA changes; high-altitude lakes are getting snow-melt water and face less WSA decrease. Lakes in the western part of the country are more susceptible to human-induced activities, while lakes in the eastern part are in higher altitudes and suffering less from human-induced activities compared to the lakes in the west. There are also some temperature differences between east and west regions as well. These features have patterns when evaluating these with LULC data. Water bodies' WSA were changed slightly for high-altitude lakes, while low-altitude lakes were changed dramatically in Türkiye. Regarding LULC data, water bodies' WSA were decreased for most of the lakes with other water type while most of the freshwater lakes are increased in total. In addition to CORINE images, digital elevation model (DEM) images were created to be further evaluated in the study. DEM data were downloaded to cover the lakes' area. Then, these were intersected geographically. DEM images were used to present better understanding of the altitudes in- and- around the lakes. Afterwards, dam constructions on the rivers feeding the lakes were investigated in the watersheds to understand whether the WSA changes are due to human-induced factors or climate-related. The dams were drawn as a diagram showing their relationship with the associated lake covering construction year and distance to the lake. In some watersheds, it has been seen that dam constructions have direct impact on WSA changes of the lakes. In some watersheds, agricultural activities were dominating the WSA changes due to excessive irrigation water withdrawals. After assessing and evaluating all the different datasets, information and findings, all the important findings were listed at the end of the study in the Major Findings chapter where many different aspects were evaluated and emphasized. In conclusion, a new methodology was presented to indicate the method used in this thesis to understand the reasoning behind WSA changes in natural lakes on a country-scale. This is novelty of the thesis as many different aspects were considered on a country-scale which have not been studied so far and compiled in the same study. In the methodology, all the data and methods were shown step- by- step to cover the study as a whole. This brings novelty to the thesis, as this methodology includes many different features which might have an impact on WSA changes of the lakes in a country- scale. There are many studies evaluating one or two features of the potential reasons for WSA changes; however, in this study all possible reasons were considered. It has been found that climate change and human- induced activities are affecting many of the lakes. In some cases, one of the main reasons were found dominant; in some other cases both reasons were found to be the main drivers of WSA changes for natural lakes. In conclusion, for all the natural lakes it has been found that climatic effects are present but for most of the lakes dominating effect is human induced activities. For low- altitude lakes, human-induced activities seem to be more effective, while for high-altitude lakes climate change is found to be the main driver of WSA changes. Water quality has not been considered in the study however, many different aspects were considered for natural lakes as mentioned above. Incorporating water quality into the WSA changes might be subject to further studies to be conducted in future. As we are not involved in a modelling study, basin of the lakes may not be representing the exact boundaries. The idea of the study to investigate vicinity of the lakes surrounding the area, not in a detailed manner as the key idea is to define the lakes in a holistic understanding. The study focuses on the physical properties of the lakes. Even though salinity is one of the water quality parameters, in this work it is only involved to distinguish the types of the lakes as freshwater, saline, brackish, and soda.
Benzer Tezler
- Kovada Kanalının su kalitesinin zamansal ve mekansal değişiminin belirlenmesi
Kovada Channel water quality temporary and spatial change determination
HÜSNA UĞUR
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Çevre MühendisliğiSüleyman Demirel ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MELTEM KAÇIKOÇ
- Sulak alan yönetiminde web tabanlı coğrafi bilgi sistemleri kullanımı: Geoportal örneği
Web based geographical information systems for wetland management: Wetland geoportal
HATİCE KORKULU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEBİYE MUSAOĞLU
- Seismic arrays for the imaging of alluvial deposits and monitoring engineering systems
Alüvyal çökellerin görüntülenmesi ve mühendislik sistemlerinin izlenmesi amacıyla kullanılan sismik dizilimler
ESRA AK
- Evaluating BFAST algorithm in landsat time series analysisof monitoring deforestation dynamics in coniferousand deciduous forests
Landsat zaman serisi ile iğne ve geniş yapraklı ormanlardaormansızlaşma dinamiklerinin izlenmesinde BFASTalgoritmasının değerlendirilmesi
NOOSHIN MASHHADI
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiCoğrafi Bilgi Teknolojileri Ana Bilim Dalı
Assist. Prof. Dr. UĞUR ALGANCI
- Hava kalitesi üzerindeki meteorolojik ve emisyon etkilerinin belirlenmesinde makine öğrenmesi tabanlı meteorolojik normalleştirme yönteminin uygulanması
Application of machine learning-based meteorological normalization to quantify meteorological and emissions impacts on air quality
MUHAMMED DENİZOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Meteorolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMeteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ DENİZ