Geri Dön

Posterior atlanto-oksipital transartiküler klival vida tekniği; anatomik kadavra çalışması

Posterior atlanto-occipital transarticular clival screw technique; an anatomical cadaver study

  1. Tez No: 863315
  2. Yazar: MACİT TERZİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYHAN ATTAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
  6. Anahtar Kelimeler: Atlanto-oksipital dislokasyon, Kraniovertebral bileşke, Kraniyovertebral instabilite, Oksipital kondil kırıkları, Oksipitoservikal stabilizasyon, Atlanto-occipital dislocation, Craniovertebral instability, Craniovertebral junction, Occipital condyle fractures, Occipitocervical stabilization
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 79

Özet

Amaç: Kranioservikal bileşkede instabilite konjenital, travmatik, dejeneratif, romatololojik, neoplastik ve enfeksiyöz kaynaklı gelişebilir. Kraniovertebral bileşke oksipital kemik, atlas ve aksisi içeren stabilitesinin hayatı önem taşıdığı bir bölgedir. Kranioservikal bileşkede ortaya çıkan instabilite için anterior ve posterior yaklaşımla stabilitenin sağlandığı füzyon teknikleri geliştirilmiştir. Kranial stabilizasyon için çoğunlukla oksipital kemiğin squamöz bölümü tercih edilir. Hastada posterior fossa tümörü, chiari malformasyonu nedeniyle cerrahi operasyon öyküsü varsa veya geçirilmiş travmaya bağlı oksipital kemik kırıkları mevcutsa squamöz kemik stabilizasyon için iyi bir tercih olmayacaktır. İkinci bir seçenek oksipital kemiğin oksipital kondil bölümüdür. Çalışmamızda oksipital kemiğin klivus parçası da tutunma bölgesi olarak tercih edilerek vidanın tutunma alanı genişletilmiş ve vidanın tutunma gücü artırılmıştır. Tez çalışmamızda kranıovertebral bileşkenin posterior yaklaşımla atlantooksipital transartiküler klivus vida tekniğini kadavra çalışmasıyla uygulanabilirliğini ve güvenilirliği araştırılmıştır. Bu bölgenin anatomisinin anlaşılması cerrahi tekniklerin anlaşılması ve uygulanması açısından önemlidir. Gereç ve Yöntem: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Anatomi Laboratuvarında yer alan 21 kranioservikal bölgeyi içeren kuru kemik üzerinde morfometrik çalışmalar yapıldıktan sonra kraniovertebral bileşkeye yönelik anatomik çalışma, geçirilmiş cerrahi veya travma öyküsü bulunmayan fikse edilmiş kadavra spesmeni kullanılarak BT navigasyon eşliğinde posterior atlantooksipital transartiküler klivus vidası tekniği uygulanmıştır. Tüm ölçüm ve incelemeler bu tomografisi çekilen kadavrada da yapılmıştır. Bulgular: Vida uzunluğunun değerlendirilmesi için sağ ve sol taraf hypoglossal kanal ve oksipital kondil arasındaki mesafeler ölçülmüş. Oksipital kondil arka kenarına ulaşan vidanın ortalama 10,51 mm sonra Hypoglossal hızasına ulaşacağı görülmüştür. Hypoglossal kanalın çapı 5,07 mm ve ekstrakranial çapı 5.48 mm olarak hesaplanmıştır. Hypoglossal sinirin intrakranyalden ekstrakraniale anterolateral olarak, sagittal düzlemde 10,04 mm uzunlukta 41,82 derece açıyla ileten hipoglossal kanal içerisinde yer alır. HK geçildikten sonra OK ön kenarına ortalama 11,28 mm sonra ulaşılır. Oksipital kondil geçildikten sonra vida klivusa doğru ilerletilir. Hypoglossal kanal ile klivus arasında 13,81 mm mesafe vardır. Sonuç: Posterior yaklaşımla atlantooksipital transartiküler klivus vida tekniğinin anlaşılabilmesi için gerekli olan anatomik yapılar teker teker incelenmiş ve morfometrik çalışmaları ile birlikte bu vida tekniğinin cerrahi olarak uygulanabilir olduğu görülmüştür.

Özet (Çeviri)

Aim: Craniocervical junction instability may develop from congenital, traumatic, degenerative, rheumatological, neoplastic and infectious sources. The craniovertebral junction is a region in which the stability of the occipital bone, atlas and axis are of vital importance. For instability at the craniocervical junction, fusion techniques have been developed to provide stability through anterior and posterior approaches. The squamous part of the occipital bone is generally preferred for cranial stabilization. If the patient has a history of surgery for a posterior fossa tumor, Chiari malformation, or occipital bone fracture due to previous trauma, squamous bone will not be a good choice for stabilization. The second option is to use the condyle of the occipital bone. In our study, the clivus part of the occipital bone was preferred as the attachment area, thus widening the holding area of the screw and increasing its holding power. In this cadaveric study, it was investigated the feasibility and reliability of the atlanto-occipital transarticular clivus screw technique with a posterior approach to the craniovertebral junction. Understanding the anatomy of this region is important for understanding and applying appropriate surgical techniques. Materials and Methods: After morphometric studies were carried out on dry bone containing 21 craniocervical regions in the Anatomy Laboratory of the Ankara University School of Medicine, Department of Anatomy, an anatomical study of the craniovertebral junction was performed using fixed cadaver specimens with no history of previous surgery or trauma, and by using CT navigation-guided posterior atlanto-occipital transarticular clivus. The screw technique was applied to the cadaver specimen and parameters evaluated were evaluated and measure on CT. Results: To evaluate screw length, the distances between the right and left hypoglossal canal and occipital condyle were measured. It was observed that the screw reaching the posterior edge of the occipital condyle reached hypoglossal canal speed after an average of 10.51 mm. The hypoglossal canal diameter of the intracranial canal was calculated as 5.07 mm and the extracranial diameter was 5.48 mm. Hypoglossal nerve is located in the hypoglossal canal, which transmits from intracranial to extracranial anterolaterally, with a length of 10.04 mm and an angle of 41.82° in the sagittal plane. After passing hypoglossal canal, the anterior edge of occipital condyle was reached after an average of 11.28 mm. After passing through the occipital condyle, the screw was advanced towards the clivus. There is a distance of 13.81 mm between the hypoglossal canal and the clivus. Conclusion: The anatomical structures necessary to understand the atlanto-occipital transarticular clivus screw technique with the posterior approach were examined individually, and morphometric studies showed that this screw technique was surgically applicable.

Benzer Tezler

  1. Sulkus arteria vertebralis varyasyonları ve klinik bulgular ile korelasyonu

    Variations of sulcus arteria vertebralis and correlation with clinical symptoms

    FİKRET CANDAN ERKMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpSüleyman Demirel Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MELTEM ÇETİN

  2. Travma hastalarında zor havayolunu belirlemede lateral servikal grafinin kullanılabilirliği

    Using of lateral servical radiography at trauma patients for predicting difficult airway

    AYŞENUR DAŞDİBİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    İlk ve Acil YardımAkdeniz Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEÇGİN SÖYÜNCÜ

  3. Fossa Cranii Posterior'a ait anatomik yapıların nörogörüntüleme tekniği ile morfometrik analizi ve klinikte görülen patolojilerle ilişkisi

    Morphometric analysis of the anatomical structures of Posterior Cranial Fossa with neuroimaging technique and its relation with clinical pathologies

    DERYA DEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    AnatomiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Anatomi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MENNAN ECE PİRZİRENLİ

  4. Kraniyoservikal Bileşke'nin radyolojik olarak incelenmesi ve klinik önemi

    Radiological examination and clinical importance of the craniocervical junction

    MEHMET ÖZERK OKUTAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    AnatomiAnkara Üniversitesi

    Anatomi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALAİTTİN ELHAN

  5. Akut pankreatit ilişkili postpankreatit diyabetes mellitus gelişen hastalarda atak şiddetinin diyabetes mellitus gelişimi riski ile ilişkisinin değerlendirilmesi

    Assessment of the relationship between attack severity and the risk of developing diabetes mellitus in patients with post-pancreatitis diabetes mellitus associated with acute pancreatitis

    MELİKE HAZAL YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İç HastalıklarıBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ TÜZÜN İNCE