Geri Dön

Türkiye Cumhuriyeti'nin mülteci mevzuatı ve uygulamaları (1946-2016)

Turkey's refugee legislation, and implementations (1946-2016)

  1. Tez No: 863398
  2. Yazar: HAKİM BAKIR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TEMUÇİN FAİK ERTAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Göç, Mülteci, Sığınmacı, Uluslararası Mülteci Anlaşmaları, Ulusal Mevzuat, Migration, Refugee, Asylum Seeker, International Refugee Agreements, National Legislation
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 230

Özet

Bu çalışma,“Türkiye Cumhuriyeti'nin Mülteci Mevzuatı ve Uygulamaları (1946-2016)”üzerine odaklanmaktadır. Çalışmanın temel amacı, Türkiye'ye gelen göçmenler, mülteciler, sığınmacılar ve düzensiz göç için kabul edilen yasalar ve uygulamaları ayrıntılı bir şekilde incelemektir. Ayrıca, incelenen dönemler içerisinde Türkiye'nin kabul ettiği yasal düzenlemelerin ve uygulamalarının, uluslararası mülteci hukukunun temel ilkeleri ve kaynaklarıyla ne kadar uyumlu olduğunu değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye, coğrafi konumu gereği göçlerin yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden daha çok Balkanlar ve Avrupa'dan gelen ve çoğunluğunu Türk-Müslüman grupların oluşturduğu göçler, zamanla 1980'lerden itibaren Ortadoğu'daki gelişmelere bağlı olarak Ortadoğu'dan Türkiye'ye yönelik göçler yaşanmıştır. Özellikle komşu ülkelerde ve Ortadoğu'da yaşanan siyasi ve ekonomik değişiklikler nedeniyle birçok kişi, Avrupa'ya gitmek için Türkiye'yi transit bir ülke olarak görmeye başlamıştır. Özellikle 1979'daki İran İslam Devrimi, 1980-1988 arasındaki İran-Irak Savaşı ve 1990-1991 Körfez Savaşı sonucunda yaşanan göçler, Türkiye'yi transit bir ülke haline getirmiştir. Aynı dönemde, 1980-2000 yılları arasında Yugoslavya'nın dağılması sonucunda yaşanan göçler Türkiye'yi hedef ülke haline getirmiştir. 2000'lerin başından itibaren Türkiye, vize kolaylıkları ve ekonomik büyüme sayesinde mülteciler, göçmenler ve sığınmacılar için hem transit hem de hedef ülke haline gelmiştir. 2010'dan itibaren ise Arap dünyasında yaşanan hükümet karşıtı protestolar, ayaklanmalar ve silahlı çatışmalar sonucunda Türkiye, komşu ülkelerden özellikle de Suriye'den gelen büyük göç dalgaları ile karşı karşıya kalmıştır. Bu göç dalgaları nedeniyle Türkiye, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin resmi kayıtlara göre 2014 yılından itibaren dünyanın en fazla mülteci ve sığınmacı barındıran ülkesi haline gelmiştir. 2014 yılında Türkiye'de bulunan sadece Suriyeli sığınmacıların sayısı 1,5 milyon iken, 2015 yılında 2,5 milyona ve 2016 yılının sonunda ise 2,8 milyona ulaşmıştır. Sığınmacılar sayısında yaşanan bu hızlı artışlar nedeniyle Türkiye'nin mülteci mevzuatında da birtakım değişmeler yapılmıştır. Türkiye, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren göç yönetimini öncelikle 1934 İskân Kanunu temelinde yürütmüştür, bu göç yönetimi daha çok milliyetçilik ilkesine dayalı bir yaklaşım olmuştur. 1950'lerden itibaren Türkiye, uluslararası mülteci antlaşmalarına taraf olmasına rağmen 1934 İskân Kanunu, göç yönetiminde belirleyici olmaya devam etmiştir. 1980'lerden itibaren artan kitlesel göçler nedeniyle mevcut mevzuatın yetersiz olduğu ve uluslararası mülteci antlaşmalarının Türkiye'de uygulanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle 1994 yılında 1994 Yönetmeliği kabul edilmiştir. 2000'lerden itibaren ise Türkiye, Avrupa Birliği üyelik süreci gereği Avrupa Mülteci Hukukuna uygun mevzuatlar hazırlamıştır. Bu kapsamda İskân Kanunu, Pasaport Kanunu, Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun ve 1994 Yönetmeliği'nde değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca, Avrupa Birliği süreci kapsamında 2013'te Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK), 2014'te Geçici Koruma Yönetmeliği (GKY) ve 2013'te imzalanan ve 2014'te yürürlüğe giren Geri Kabul Anlaşması gibi önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır. YUKK ile Türkiye'nin mülteci ve sığınmacı mevzuatı çağdaş bir yapıya kavuşturulmuştur.

Özet (Çeviri)

This study focuses on“The Republic of Turkey's Refugee Legislation and Practices (1946-2016)”. The main purpose of the study is to examine in detail the laws and practices adopted for immigrants, refugees, asylum seekers and irregular migration coming to Turkey. Additionally, it aims to evaluate how the legal regulations and practices adopted by Turkey during the periods examined align with the basic principles and sources of international refugee law. Due to its geographical location, Turkey has been a country where migrations are intense. Migration to Turkey, which was mostly composed of Turkish-Muslim groups coming from the Balkans and Europe in the early periods of the Republic, gradually shifted towards migrations from the Middle East starting from the 1980s due to developments in the region. Especially due to political and economic changes in neighboring countries and the Middle East, many people began to see Turkey as a transit country to Europe. Particularly, the migrations following the Iranian Islamic Revolution in 1979, the Iran-Iraq War between 1980-1988, and the Gulf War in 1990-1991 made Turkey a transit country. During the same period, migrations resulting from the dissolution of Yugoslavia between 1980-2000 made Turkey a target country as well. Since the early 2000s, Turkey has become both a transit and a destination country for refugees, immigrants, and asylum seekers, thanks to visa facilitations and economic growth. Starting from 2010, however, due to anti-government protests, uprisings, and armed conflicts in the Arab world, Turkey has been faced with large waves of migration, especially from neighboring countries, particularly Syria. Due to these migration waves, Turkey has become, according to official records of the United Nations High Commissioner for Refugees, the country hosting the most refugees and asylum seekers in the world since 2014. In 2014, the number of Syrian refugees in Turkey solely was 1.5 million, which increased to 2.5 million in 2015, and reached 2.8 million by the end of 2016. Due to the rapid increase in the number of refugees, some changes have been made in Turkey's refugee legislation. Since the early years of the Republic, Turkey has primarily conducted migration management based on the 1934 Settlement Law, which was mostly a nationalist approach. Despite becoming a party to international refugee treaties from the 1950s onwards, Turkey continued to be governed by the 1934 Settlement Law in migration management. From the 1980s onwards, due to the increasing mass migration, it became evident that the existing legislation was inadequate, and the need to implement international refugee treaties in Turkey arose. Therefore, the 1994 Regulation was adopted. Since the 2000s, Turkey has prepared legislation in line with European Refugee Law as part of its European Union membership process. In this context, changes have been made to the Settlement Law, Passport Law, Law on the Residence and Travel of Foreigners in Turkey, and the 1994 Regulation. Additionally, important legal regulations such as the Law on Foreigners and International Protection (LFIP) in 2013, the Temporary Protection Regulation (TPR) in 2014, and the Readmission Agreement signed in 2013 and enforced in 2014 have been made as part of the European Union process. With LFIP, Turkey's refugee and asylum legislation has been modernized.

Benzer Tezler

  1. Türk hukuk sisteminde uluslararası koruma kapsamındaki sığınmacıların idari gözetimi: Van ili örneği

    Administrative oversight of asylum seekers under international protection in the Turkish legal system: The case of Van province

    HELİN ÖZGÖKÇE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HukukVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIZ ATMACA

  2. Türkiye'de göç yönetimi ve politikaları: Suriyeli mülteciler örneği

    Migration management and policy in Turkey: Example of Syrian refugees

    UFUK ÇOŞTAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kamu YönetimiKırıkkale Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN YAYLI

  3. Kitlesel akın (Sığınma) durumunda geçici koruma rejimi ve asgari muamele standardı

    Temporary protection regime in the event of mass influx (asylum) and minimum standard of treatment

    SİBEL YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HukukUludağ Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KEMAL GÖZLER

  4. Uluslararası ve ulusal hukuki düzenlemeler çerçevesinde Türkiye'nin iltica politikası: Suriyeliler örneği

    Turkish asylum policy within the framework of international and national regulations: The case of Syrians

    OĞUZHAN ASLANTÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    HukukKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKHAN KOÇER

  5. Uluslararası sözleşmeler bakımından Türkiye'de çalışma hakkı ve sınırlamaları

    Right to work and its limitations in Turkey in terms of international agreements

    OSMAN FARUK KÜDÜR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HukukYaşar Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEVZİ DEMİR