Geri Dön

Postmenstrüriyel lekelenme şikayeti olan sezaryen skar defekti mevcut hastaların operatif histeroskopi ile tedavisinin ultrasonografik ve klinik olarak sonuçları

Clinical and ultrasonographic results of treatment with operative hysteroscopy in patients with cesarean scar defects and complaints of postmenstrual spotting

  1. Tez No: 869777
  2. Yazar: CEREN ZEYNEP KARAEVLİ
  3. Danışmanlar: UZMAN ELİF TOZKIR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: ​Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

Amaç: Bu çalışma operatif histeroskopi ile rezeksiyon işleminin sezaryen skar defektinin önemli bir morbiditesi olan postmenstüriyel lekelenme üzerine etkisini araştırmak amacıyla tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız 2021-2023 yılları arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sezaryen skar defekti nedeniyle operatif histeroskopi ile rezeksiyon yapılmış olan 35 hasta ile yapılmıştır. Kontrol grubu bulunmamaktadır. Hastaların preoperatif ve postoperatif ultrasonografik sezaryen skar defekt genişiği ve derinliği bulguları karşılaştırılmıştır. Hastalar postoperatif 1. sene ve sonrasında kontrole çağrılarak tam jinekolojik muayneleri yapılmıştır. Bu muayenede hastaların, postmenstüriyel lekelenme şikayetlerininin devamı sorgulanmış olup devam eden hastaların gün olarak süresi not edilmiştir. Tüm veriler dökümante edilip değerlendirildikten sonra istatistiksel analizler tamamlanmıştır. Bulgular: Preoperatif istmosel derinliği, postoperatif derinlikten anlamlı olarak daha yüksektir ve operasyon sonrası istmosel derinliğinde genellikle bir azalma gözlenmiştir (p < .001). Preoperatif istmosel genişliği, postoperatif genişliğe göre anlamlı olarak daha yüksektir ve operasyon sonrası istmosel genişliğinde genellikle bir azalma gözlenmiştir (p < .001). Preoperatif mens sonrası lekelenme süresi, postoperatif lekelenme süresine göre anlamlı olarak daha yüksektir (p < .001). Preoperatif mens süresi, postoperatif mens süresine göre anlamlı olarak daha yüksektir (p = 0.011). Postoperatif istmoseli olmayan ve olan hasta grupları arasında postoperatif lekelenme süreleri ve preoperatif istmosel derinliği açısından anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (p>.05). İstmosel derinliği ile mens sonrası lekelenme süresi arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p

Özet (Çeviri)

Aim: This study was designed to investigate the effect of operative hysteroscopic resection on postmenstrual spotting, a significant morbidity of cesarean scar defect. Materials and Methods: Our study was conducted with 35 patients who underwent operative hysteroscopic resection due to cesarean scar defect between 2021 and 2023 at Zeynep Kamil Women's and Children's Diseases Training and Research Hospital, Health Sciences University. There was no control group. Preoperative and postoperative ultrasonographic measurements of cesarean and depth of the patients were compared. Patients were called for follow scar defect width -up visits at postoperative 1 year and thereafter, and complete gynecological examinations were performed. During this examination, patients were asked about the continuation of postmenstrual spotting complaints, and the duration of ongoing patients was noted in days. After all data were documented and evaluated, statistical analyses were completed. Findings: Preoperative isthmocele depth is significantly higher than postoperative depth, and generally, a decrease in isthmocele depth is observed after the operation (p < .001). Preoperative isthmocele width is significantly higher than postoperative width, and generally, a decrease in isthmocele width is observed after the operation (p < .001). The duration of postoperative spotting after preoperative menstruation is significantly higher than postoperative spotting duration (p < .001). Preoperative menstruation duration is significantly higher than postoperative menstruation duration (p = 0.011). There was no significant difference between postoperative spotting durations and preoperative isthmocele depth between groups with and without postoperative isthmocele (p > .05). There was a significant positive relationship between isthmocele depth and duration of spotting after menstruation (p < .001). However, there was no significant relationship between isthmocele depth and menstruation duration. Conclusion: The study demonstrates that in patients treated with operative hysteroscopic treatment for isthmocele cesarean scar after cesarean section, isthmocele depth and width decrease, and spotting and menstruation durations decrease. These findings emphasize the effectiveness of treatment and its potential clinical benefits.

Benzer Tezler