Main problems that foreign investors in Turkey encounter and possible solutions recommended for these problems from their viewpoint
Türkiye'de yabancı yatırımcıların karşılaştıkları başlıca sorunlar ve bu sorunlara onların bakış açısından önerilen muhtemel çözümler
- Tez No: 86993
- Danışmanlar: PROF. DR. SEDEFHAN OĞUZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 126
Özet
ÖZET Doğrudan Yabancı Sermaye (FDI) veya başka bir adıyla Direkt Yabancı Yatırım, reel sektörde fiziki bir tesisin kurulması ve istihdam yaratılması amacıyla yapılan sabit yatırımın adıdır. Diğer bir değişle ülkeye giriş yapan fiziki sermayedir. Tipik örnekler, imalat sektöründe yabancı sermaye ile bir fabrikanın kurulması veya hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir yabancı firmanın, Türkiye'de %100 kendine ait bir kolunun kurulmasıdır. Dünyadaki toplam Doğrudan Yabancı Sermaye (FDI) akışı son on yılda büyük bir artış göstererek yıllık $350 milyar civarında bir meblağa ulaşmış ve dolayısıyla çok büyük, her ülkenin pay almak cezbedici bir pasta haline gelmiştir. Başta Çin Halk Cumhuriyeti ve Malezya olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler de bu pastadan gittikçe artan bir pay almaya başlamışlardır. Doğrudan Yabancı Sermaye'nin bir ülke için hem avantajları hem de dezavantajları mevcuttur. Madalyonun iki yüzünü de değerlendirerek karar vermek ve bu karar doğrultusunda ülkeye yabancı sermaye girişini teşvik edici veya sınırlayıcı tedbirler almak, o ülkenin hükümetinin görevi ve sorumluluğudur.Türkiye'nin yabancı sermaye ile ilgili 45 yıllık bir geçmişi vardır, fakat yabancı sermaye ülke politikasının netleşmesi 1980'lerde, 24 Ocak 1980 tarihinde alınan ekonomik libarelleşme ve istikrar tedbirleri ile birlikte olmuştur. Bu tarihten itibaren Türkiye'nin bu alandaki performansı beklentilerin ve ülkenin sahip olduğu bilinen potansiyelin çok altında olmuştur. Bu dönemde izin verilen yabancı sermaye miktarı yılda ortalama $1.3 milyar, fiili olarak giriş yapan yabancı sermaye miktarı ise yılda ortalama $610 milyon civarında gerçekleşmiştir. Ancak 1990 senesinden sonra Türkiye, fiili giriş yapan sermayede yılda $1 milyar seviyesini yakalayabilmiştir. Buna karşın son on yılda dünyadaki toplam yabancı sermaye akışı yaklaşık dört katına çıkmıştır. Bu iki bilgi bile, ülke olarak ne kadar geride kaldığımızı ve yapacak ne kadar çok işimiz olduğunu açıkça göstermektedir. Bu doktora tezinin amacı konuyla birinci derecede ilgili kişiler, yani yabancı yatırımcılarla direkt temas kurarak bu yetersiz performansın altında yatan nedenleri ortaya çıkartmak ve onlardan doğrudan geri iletim alarak bu durumun düzeltilmesi için yollar aramaktır. Bu amaçla bir saha araştırması yapılmış ve mektupla yollanan anketler yoluyla Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin üst düzey yöneticilerinden çok değerli birincil veriler toplanmıştır. Deneklere daha önceden belirlenmiş olan, 111yabancı yatırımcıların karşılaştıkları 13 ana sorun 4 sayfalık bir anketle sunulmuş ve bunları önem derecelerine göre puanlamaları ve sıralamaları istenmiştir. Bununla birlikte önemli olarak addettikleri diğer sorunları da belirtmeleri ve eklemeleri istenmiştir. Ayrıca analizi tamamlamak için, deneklerin şirketleriyle ilgili bazı demografik sorular da ankete eklenmiştir. Araştırmadan elde edilen ilk sonuç, 13 sorunun kendi içlerinde benzer özellikler gösteren ve konu başlığına göre sınıflandırılabilen 4 ayrı gruba ayrılabilmesidir. Çıkarılan ikinci bir sonuç, deneklerin sorunları önem sırasına göre sıralarken tercihlerini çok açık ve net bir şekilde belli etmeleri ve 13 sorunun sıralamaları arasında bariz farklılıklar olmasıdır. Üçüncü bir sonuç, katılımcıların problemleri sıralama eğilimleri arasında belli bir parallelik ve benzerliğin olmasıdır. Bu sonuç, bazı ilginç münferit gözlemler dışında sorunların puanlama ve sıralamalarının demografik (şirket) verilerine göre değişmediği gözlemiyle de doğrulanmış ve bu suretle sorunların hangi yabancı sermayeli şirket olursa olsun herkes için ortak olduğu, herkesin aynı gemide olduğu vurgulanmıştır. Son olarak, bu araştırmadan çıkarılması gereken en önemli sonuç, yabancı yatırımcıların Türkiye'nin en büyük ve en önemli sorunu olarak Ekonomik ve siyasi istikrarsızlığı IVgöstermeleridir. Bu kesinlikle bir tesadüf değildir, zira katılımcıların çok büyük bir çoğunluğu siyasi istikrar ve güçlü, uzun ömürlü hükümetlerin çok ihtiyaç duyulan yapısal reformların gerçekleştirilebilmesi ve ekonomik istikrarın tesis edilebilmesi açısından elzem olduğunu, ancak bu şekilde yatırımcının güven duygusunun artacağını ve ülkemize yabancı sermaye girişinin daha üst noktalara çekilebileceğini belirtmektedirler.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Foreign Direct Investment (FDI) means a fixed investment made in a real sector with the aim of setting up a physical establishment and creating employment. Typical examples would be a factory set up with foreign capital in the manufacturing sector or the establishment of a new, wholly owned subsidiary of a foreign firm in the services sector. The total volume of FDI going around the world has increased immensely over the last decade, amounting to an annual around $350 billion and has become a huge, lucrative cake. Developing countries, lead by China and Malaysia, have started taking more and more of this cake. There are both advantages and disadvantages of FDI entering a country. It is up to the government of each country to weigh both sides and take the necessary decisions to either encourage or discourage FDI. Turkey has a 45-year history in its commitment to foreign investment, yet the policy itself only materialized during the 1980's, starting on 24 January 1980, with the implementation of a comprehensive economic stabilization and liberalization programme. Since then, Turkey's performance in the field has been much below VIexpectations and below the potential to which the country is trusted. The average annual level of authorized FDI has been around $1.3 billion and the actual inflow has realized at around $610 million per year during this period. Only after 1990 has Turkey been able to achieve a level of $1 billion in actual FDI flow per year, whereas during the last decade the total volume of foreign investment in the world has no less than quadrupled, clearly showing how much catching up we have to do. The aim of this thesis is to discover what the underlying reasons for this under- achievement are by contacting the primarily concerned people with this issue, namely the foreign investors themselves and getting direct feedback from them en route to searching for ways of improving this situation. For this purpose, a field research in the form of a mail-survey was carried out and valuable primary data collected from managers/expatriates of foreign-capital companies operating in Turkey. A pre-determined set of 13 main problems faced by foreign investors was presented to the respondents by way of a 4-page questionnaire and they were asked to rate and rank these according to their perceived degree of importance, along with any other problems that they deemed as important. To complete the analysis some demographic questions concerning their respective companies was posed. V" m Tj&SEKÖ?RST feî KIMMF BOBÖİThe first result obtained was that the 13 problems could be divided into 4 subgroups displaying similar characteristics and categorized according to problem topic. A second was that the respondents made their choices clear by establishing clear differences in their ranking of the problems. The third result obtained was that there was certain parallelity or association displayed between the ranking tendencies of the respondents. This was also verified by the fact that except for some interesting observations, no significant difference was found in the rating and ranking of the problems according to the different demographic (company) data collected, indicating that the problems were common and everyone was in the same boat. The most important lesson though, to be extracted from this research was that by far the most important problem seen by the foreign investors was Economical and political instability in our country. This was definitely not a coincidence since an overwhelming majority of the participants recommended the establishment of political stability and a strong government as the leeway to realizing the much-needed structural reforms and economical stabilization in Turkey, en route to attracting more foreign investment into our country. Vlll
Benzer Tezler
- Değişiklik taleplerine duyarlı ve hak taleplerini azaltacak bir proje yönetim sistemi önerisi
Recommendation of project management system to reduce change order with integrated project management system
BETÜL TEMEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜRKAN EMRE GÜRCANLI
- Gelişmekte olan ülkelere yönelik uluslararası sermaye hareketleri ve Türkiye
International capital flaws to emerging markets Turkey
SERKAN ASLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2001
EkonomiMarmara ÜniversitesiSermaye Piyasası ve Borsa Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ÖZLEM KOÇ
- Bir konfeksiyon işletmesinde bilgisayar destekli üretim planlama ve kontrol
A Computer aided production planning and control model of a ready made clothing sector
MÜJDE KOÇER(YAVUZ)
Yüksek Lisans
Türkçe
1992
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiDOÇ. DR. MEHMET TANYAŞ
- Analysis of air pollution over Izmir via atmospheric modeling
İzmir'deki hava kirliliğinin atmosferik modelleme yoluyla analizi
DUYGU ÖZÇOMAK
Yüksek Lisans
İngilizce
2016
Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesiİklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPER ÜNAL
- Türk çelik sektörünün üretim kapasitesi ve dış ticaret verilerinin incelenmesi
Analysis of production capacity and foreign trade data of Turkish steel industry
SİNAN ARAS
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Metalurji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiMetalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEVAT BORA DERİN