Geri Dön

Yaşanabilir kent kavramını sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinde yeniden düşünmek: Lüleburgaz kenti örneğinde bir değerlendirme

Rethinking the concept of liveable city within the framework of social sustainability: An evaluation in the case of Lüleburgaz city

  1. Tez No: 887295
  2. Yazar: MERVE GÜROĞLU AĞDAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEKİYE YENEN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 328

Özet

Kentler doğal arazi ve kaynakların başlıca tüketicileri olarak çevresel, toplumsal ve ekonomik açıdan küresel ölçekli sorunlara yol açarak kentsel yaşam kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır. Ulusal kalkınma planlarından uluslararası sürdürülebilir kalkınma amaçlarına kadar çeşitli ölçeklerde hazırlanan belgelerde yaşanabilir kent vurgusu yapılmaktayken, yaşanabilir kente nasıl erişilebileceği, yaşanabilir kente erişmek için gerekli ölçütlerin neler olduğunun net bir şekilde tanımlanmadığı görülmektedir. Çevre sorunlarının kökenleri ve sonuçları itibariyle sosyal sorunlar olduğu hem çevre hem de kalkınma kavramlarının bireysel düşünce ve davranıştan ayrılamayacağı dikkate alındığında, yaşanabilir kent planlamasını başarılı bir şekilde uygulamak için kentlerin büyüklüklerinin, morfolojik ve coğrafi özelliklerinin dikkate alınmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda sosyal sürdürülebilirlik kavramı yaşanabilirliğin pratik ve uygulanabilir politikalara dönüştürülmesi açısından önem kazanmaktadır. Bu görüşle hazırlanan tez çalışmasının amacı iki yönlüdür. Birincisi, yaşanabilirliği sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinde yeniden kavramsallaştırarak makro ve mikro düzeyde betimlemek ve değerlendirmek için kapsamlı bir model önerisi geliştirmektir. İkincisi, bu modeli ampirik olarak kentsel bir ortamda test ederek yaşanabilir kent politikasının açık olarak teorik kavramsallaştırma ve işlemselleştirme eksikliğini ele almaktır. Bu amaç doğrultusunda makro düzeyde kent ölçeğinde -sürdürülebilir kalkınma hedefleri, nesiller arası eşitlik ve Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi temelinde -kentsel büyümenin arazi kullanım ve arazi örtüsünün değişimi/dönüşümü üzerindeki etkisi çerçevesinde uzaktan algılama yöntemine dayalı olarak zaman-mekân etkileşimi bağlamında; mikro düzeyde ise mahalle ölçeğinde mekânsal yaşanabilirlik parametrelerinin (erişebilirlik, yoğunluk ve karakter) ve sosyal sürdürülebilirliğin çeşitli bileşenlerinin (güvenlik ve emniyet, sosyal katılım, sosyal etkileşim, konut memnuniyeti, mahalle memnuniyeti, yer duygusu/bağlılık, çevrenin geleceği) mekân-kullanıcı etkileşimi bağlamında kent kullanıcısının algısına dayalı olarak yapısal eşitlik modellemesi yöntemi kullanılarak kentsel yaşanabilirliğin sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinden irdelenmesine yönelik model/ölçüt önerisi geliştirilmiştir. Makro ölçekte 2001, 2010 ve 2021 yıllarına dair elde edilen arazi kullanım/arazi örtüsü değişim haritaları irdelendiğinde en düşük %93.66 genel doğruluk değeriyle yüksek güvenirliğe sahip olduğu görülmüştür. 2001'den 2021'e kadar geçen sürede Lüleburgaz Kenti'nde önemli arazi kullanım/arazi örtüsü değişikliği gözlemlenmiştir. Yapılı çevre en yüksek artış oranına sahip olurken, tarım alanı en yüksek düşüş oranına sahip olmuştur. Kişi başına düşen tarım alanı miktarı 20 yıllık süreçte yaklaşık %27 oranında azalmıştır. Bitki örtüsü 2001'de %11.81 iken 2021'de %11.86'ya, su yüzeyi %0.15'den %0.17'ye yükselmiştir. Ancak bu artışa rağmen nüfus artış değerleri ile kişi başına düşen bitki örtüsü miktarları irdelendiğinde 2001 yılında kişi başına düşen bitki örtüsünün 1.01 km2 iken 2021 yılında bu oranın nüfus artışıyla beraber 0.79 km2'ye düştüğü görülmüştür. Bu bulgular yirmi yıllık süreçte bitki örtüsü, su yüzeyi ve tarım alanları gibi doğal arazi örtüsünün azaldığını, yapılı çevrede ise yüksek değerde artışın olduğunu ortaya koymaktadır. Mikro düzeyde hane halkı anket verilerinin yapısal eşitlik modellemesi yöntemine dayalı olarak değerlendirilmesi sonucunda algılanan yaşanabilirliğin sosyal sürdürülebilirlik üzerindeki etkilerinin çeper ve çekirdek olmak üzere farklı mekânsal gelişim dinamiğine sahip mahallelerde değişkenlik gösterdiği tespit edilmiş olup önerilen modelin geçerliliği doğrulanmıştır.Teorik açıdan bakıldığında; makro (kent) ve mikro (mahalle) düzeyde elde edilen mekânsal veriler doğrultusunda yaşanabilirliğin bütüncül şekilde değerlendirilmesine yönelik önerilen ölçütün sosyal sürdürülebilirliğin parçalı kavramsallaştırmasını birleştirme ve bazı boyutları tutarlı bir çerçeveye entegre etme potansiyeline sahip olmasının yanısıra yaşanabilirlik olgusunun farklı niteliklerdeki mahalleler bağlamında sosyal sürdürülebilirlik üzerindeki etkilerini irdelemek açısından da önemli bir adım olduğuna inanılmaktadır. Buna ilaveten modelin yerel yönetimlere sürdürülebilir kentsel gelişme amacı için kentin yaşanabilirliğini ve sosyal sürdürülebilirliğini iyileştirmeye yönelik uzun ve kısa vadede strateji geliştirme imkânı sunarak kentleri daha yaşanabilir hale getirmek için yol haritası sağlayacağı düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

As the main consumers of natural land and resources, cities cause environmental, social and economic problems on a global scale and leading to a decrease in the quality of urban life. While the livable city is emphasized in the documents prepared at various scales from national development plans to international sustainable development goals, it is seen that how to reach the liveable city and what are the necessary criteria to reach the liveable city are not clearly defined. Considering that environmental problems are social problems in terms of their origins and consequences, and that both the concepts of environment and development cannot be separated from individual thought and behavior, it becomes necessary to take into account the morphological and geographical characteristics of cities in order to successfully implement liveable urban planning. In this direction, the concept of social sustainability gains importance in terms of transforming liveability into practical and applicable policies. The aim of the thesis is twofold. The first is to develop a comprehensive scale to depict and evaluate liveability at the macro and micro level by reconceptualizing it within the framework of social sustainability. The second is to address the apparent lack of theoretical conceptualization and operationalization of liveable city policy by empirically testing this scale in an urban setting. For this purpose, while examining the effect of urban growth on the change of land use and land cover in the context of time-space interaction as based on remote sensing method at the macro level (on the basis of sustainable development goals, equality between generations and Maslow's hierarchy of needs); at the micro level (at the neighborhood scale), spatial liveability parameters (accessibility/mixed use, density and image) with various components of social sustainability (security and safety, social participation, social interaction, housing satisfaction, neighborhood satisfaction, sense of place, future of the environment) have been developed to examine for the urban user's perception in the context of space-user interaction. When the land use/land cover change maps obtained for the years 2001, 2010 and 2021 were examined on a macro scale, it was seen that they had high reliability with a general accuracy value of at least 93.66%. Significant land use/land cover change was observed in Lüleburgaz City from 2001 to 2021. The built environment had the highest rate of increase, while agriculture had the highest rate of decrease. The amount of agricultural land per capita decreased by approximately 27% in a 20-year period. While vegetation cover was 11.81% in 2001, it increased to 11.86% in 2021, and the water surface increased from 0.15% to 0.17%. However, despite this increase, when the population growth values and the amount of vegetation per capita are examined, it is seen that while the vegetation cover per capita was 1.01 km2 in 2001, this rate decreased to 0.79 km2 with the population increase in 2021. These findings reveal that natural land cover such as vegetation, water surface and agricultural areas have decreased over the twenty-year period, while there has been a high increase in the built environment. As a result of the evaluation of micro-level household survey data based on the structural equation modeling method, it was determined that the effects of perceived livability on social sustainability varied in neighborhoods with different spatial development dynamics, including periphery and core, and the validity of the proposed model was confirmed. From a theoretical perspective; It is thought that the proposed criterion for holistic assessment of liveability in line with spatial data obtained at macro (city) and micro (neighborhood) levels has the potential to combine the fragmented conceptualization of social sustainability and integrate some dimensions into a coherent framework. In addition, it is thought that the model will provide a road map to make cities more liveable by providing local governments with the opportunity to develop strategies in the long and short term to improve the liveability and social sustainability of the city for the purpose of sustainable urban development.

Benzer Tezler

  1. Modelling the relation between ecological sustainability and land-use plans using GIS techniques

    Ekolojik sürdürülebilirlik ile mekansal plan ilişkisinin CBS teknikleri kullanılarak modellenmesi

    EMİN YAHYA MENTEŞE

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AZİME TEZER

  2. Sürdürülebilir kent parkları için yönetim stratejileri

    Management strategies for sustainable urban parks

    HİLAL ÖZDEMİR ŞAHİN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRİYE EŞBAH TUNÇAY

  3. Kentsel dönüşüm uygulamalarının 'sürdürülebilirlik' ilkesi açısından irdelenmesi Kadıköy Fikirtepe örneği

    An in-depth study of urban renewal applications in terms of the 'sustainability' principal Kadikoy Fikirtepe example

    BARAN ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Mimarlıkİstanbul Aydın Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. ZÜLKÜF GÜNELİ

  4. İnsan merkezli bütünleşik kentsel ulaşım planlama modeli

    Human-oriented integrated urban transportation planning model

    KEVSER ÜSTÜNDAĞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÜMER GÜREL

  5. Exploring the interplay between physical environment characteristics and place attachment: A case of Selimiye neighbourhood in İstanbul

    Fiziksel çevre özellikleri ile yere bağlılık arasındaki karşılıklı ilişkinin keşfi: Selimiye mahallesi örneği

    SARE UYAR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE SEMA KUBAT