Лингво-стилистические особенности ложныхдрузей переводчика
Tuzak kelimelerin çevirisinde dilbilimsel ve üslupbilimselözellikler
- Tez No: 889334
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SALTANAT MAMBAYEVA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mütercim-Tercümanlık, Translation and Interpretation
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Rusça
- Üniversite: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Mütercim Tercümanlık Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 138
Özet
Dil, insanların düşüncelerini ve duygularını iletmelerini sağlayan bir iletişim aracıdır. Dilin bir tür anlaşma aracı olduğunu belirten bu tanıma göre, insanlar düşündüklerini ve duyduklarını kelimeler veya işaretlerle ifade etmek için bir iletişim kurarlar. İlk insanlar doğadan gelen sesleri taklit ederek iletişim dili oluşturmaya başlamışlardır. Fakat zamanla farklı diller ortaya çıkmış ve bu diller birbirleriyle etkileşime girerek benzerlikler kazanmışlardır. Sosyal, politik, ekonomik ve kültürel faktörler gibi çeşitli nedenlerden dolayı birbirlerini etkilemiş diller arasında Türkçe ve Rusça da bulunmaktadır. Bu iki dil zaman içerisinde ortak kelimeler geliştirmişlerdir. Rusça ve Türkçe aslında alfabe, telaffuz, ses ve yapı bakımından incelendiğinde birbirinden çok farklı iki dildir. Çok eski zamanlardan beri birbirinden farklı birçok dilin ortaya çıktığına değinmiştik. Bu türden bir dil çeşitliliği insanların anlaşmasını zorlaştırmasından dolayı çeviriye ve çevirmene ihtiyaç duyulmuştur. İnsanlık tarihi kadar eski olan çeviri, iletişimin ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte farklı kültürlerin ve toplumların birbirini anlaması için başvurduğu bir yöntem olarak kabul edilmiştir. Çevirmen ise bu çevirme işini yapan kişiye denilmektedir. Başka bir tanım yapmak gerekirse, çevirmen, bir dilden başka bir dile yazılı veya sözlü bilgileri aktaran ve farklı dillerde konuşan insanlar arasındaki iletişimi sağlayan kişidir. Yazılı çeviri yapan kişiye“çevirmen”, sözlü çeviri yapan kişiye ise“tercüman”denilmektedir. Çevirmenin en temel özelliği, anadilinin dışında herhangi bir dilde anlama ve konuşma becerisine sahip olmasıdır. Bunun dışında, geniş bir kelime dağarcığına, genel kültür bilgisine ve dünyada olan olaylar ve haberler hakkında bilgiye sahip olmalıdır. Zengin bir kelime dağarcığının gerekliliği, konuşanın veya yazarın niyetini doğru bir şekilde iletmeye yardımcı olmaktadır. Çevirmenin diğer görevlerinden biri de tarafsız olmak ve karşısındaki insanları dinleyebilmektir. Çevirmen, doğru ve anlaşılır bir çeviri yapabilmek için öncelikle çok iyi bir dinleyici olmalıdır. Bahsi geçen görevlerden çevirmenlik mesleğinin ne kadar zor olduğunu anlamak mümkündür. Bu yüzden günümüzde çevirmenlerin sıklıkla çeviri yaparken birçok zorlukla karşı karşıya kaldıkları açıkça ortadadır. Bu zorluklar ve sorunlar kelime dağarcığının yetersizliğinden ve yeterli bilgi sahip olmamaktan kaynaklı olabilmektedir. Çeviri yaparken en önemli hususlardan biri de, farklı dilleri konuşan insanların kültürlerini tanımaktır, çünkü kültürel farklılıklar iletişimi kısıtlayan bir faktördür. Bu yüzden genel kültür eksikliği ve toplumların kültürleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmama durumu çeviri esnasında karşı karşıya kalınan zorluklar arasındadır. Bu sorunu aşmak adına, çevirmenin, iletişim kurduğu toplumların kültürel yapılarını, geleneklerini ve göreneklerini, toplumsal alışkanlıklarını ve davranışlarını bilmesi önemli bir rol oynamaktadır. Yukarı bahsi geçen zorluklardan dolayı sadece çevirmenlik mesleğinde yeni olan kişilerin değil, aynı zamanda tecrübeli çevirmenlerin de zaman zaman sorun yaşadığını söylemek mümkündür. Hem tecrübeli hem de bu meslekte yeni olan kişilerin yaşadığı bir diğer sorun ise 'Tuzak kelimeler' olarak adlandırılan kelimelerdir. 'Tuzak kelimeler' kaynak ve hedef dillerde yazılış ve telaffuz açısından benzer özelliklere sahip ancak anlam bakımından farklı olan kelimelere denilmektedir. Başka bir tanıma göre, 'Tuzak kelimeler' herhangi iki farklı dilde benzer ses biçimine sahip gibi görünen ancak aslında farklı anlamlara ve kökenlere sahip olan ifadelerdir. Bu türden kelimeler İngilizce'ye“false friends”, Almanca'ya“Falsche Freund”, İtalyanca'ya“Falso amico”ve İspanyolca'ya“Falso amigo”olarak çevrilmektedir. Bu türden kelimelerin metin içerisinde var olması bilginin yanlış aktarılmasına, anlam karışıklığının ortaya çıkmasına, yabancı dil öğreniminde hatalara düşülmesine, çeviri hatalarına ve iletişim sorunlarına sebebiyet verebilmektedir. Tuzak kelimelerin ortaya çıkma sebepleri oldukça çeşitlidir. Bu durum genellikle dil gelişiminin karmaşık süreçleriyle tetiklenmektedir; çoğu zaman dillerin birbirlerinin etkisi altında olabilmesi bu türden kelimelerin ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Herhangi bir başka dilden ödünç alınan bir kelime, o dilde kendi anlamını kazanabilmektedir. Bu durum dillerin birbirinden bağımsız olarak gelişmesi anlamına gelmektedir. İki dilin farklı anlamlara sahip kelimeleri başka bir dilden ödünç alması durumuyla karşı karşıya kalındığında bu kelimeler çeviri esnasında daha başka soruna sebep olabilmektedir. 'Tuzak kelimeler' hakkında ilk kez 17. yüzyılda Salzburglu bilim insanları tarafından çalışmalar yapılmıştır. 1928'de Fransız sözlük bilimci Kessler ve Derokkine, 'Tuzak kelimeler' konusunu ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, Fransızca ve İngilizce dillerinde bulunan, ve belirli fonetik, dil bilgisi bakımından ve anlamsal benzerliklere sahip olan, 'faux amis du traducteur' (Tuzak kelimeler) terimini ortaya çıkarmışlardır. Bu terim, herhangi iki dilde ortak kökenli veya benzer yazım ve telaffuza sahip olan ancak anlamı farklı olan kelimeleri ifade etmektedir. Kessler ve Derokkine, bu kavramın iki türü olduğunu belirlemişlerdir: ● Tam tuzak kelimeler: Benzer yazımı olan ancak farklı anlamlara sahip olan kelimelerdir. ● Kısmen tuzak kelimeler: Benzer yazımı olan ve genellikle ortak anlamlara sahip olan kelimelerdir. Daha sonra 'Tuzak Kelimeler' konusu üzerinde Rus dilinde V.V. Akulenko, V.V. Dubichinsky, R.A. Budagov, L.I. Borisova, Ya.I. Retsker, L.S. Barkhudarov, V.N. Komissarov, L.K. Latyshev, A.A. Reformatsky, A.V. Fedorov, A.D. Schweitzer gibi araştırmacılar tarafından çalışmalar yapılmıştır. Araştırmacıların bu türden kelimelere gösterdiği ilgi, bu terimin çok sayıda tanımının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. A.D. Schweitzer bu kelimeleri 'sahte analoglar' olarak adlandırırken, L.K. Latyshev 'yalancı analoglar', A.A. Reformatsky 'çift dillere ait eş anlamlılar', A.V. Fedorov 'sahte eşdeğerler' olarak adlandırmışlardır. Özellikle 60'lı ve 70'li yıllarda Sovyet bilim adamları V.V. Akulenko (1969, 1972) ve K.G. Gotlib (1966, 1972) tarafından 'Tuzak kelimeler' konusu üzerine önemli çalışmalar yürütülmüştür. Özellikle V.V. Akulenko, bu kelimelerin ortaya çıkış nedenlerine dikkat çekmiş ve bu kelimelerin dil etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı kanısına varmıştır. K.G. M. Gotlib, Almanca ve Rusça dillerinde bulunan Tuzak kelimeleri araştırmıştır. K. G. Gotlib, 'Tuzak kelimeler' konusuna ilişkin şu tanımı vermektedir: 'Bunlar, iki veya daha fazla dilde bulunan, biçim ve içerik benzerliği nedeniyle yanlış anlaşılmalara neden olabilen, yabancı dildeki bilgiyi yanlış anlamaya ve çeviride içeriğin yanlış aktarılmasına, kelime uyumsuzluklarına ve hatalarına neden olabilen kelimelerdir.' Türkiye'de 'Tuzak kelimeler' konusunda ilk araştırmalarından birini yapan Askar Rasulov, bu kelimeleri 'sahte karşılıklar / sözde denkteşler' olarak tanımlamaktadır. 1950'lerin sonlarından bu yana, 'Tuzak kelimeler' konusunda birkaç sözlük ortaya çıkmıştır. Bu sözlükler, iki dil arasında akraba sayılan kelimelerin kapsamlı bir listesini oluşturmayı mümkün kılmıştır. Araştırmacılar, 'Tuzak kelimeler' kategorisine ait kelimeleri belirlemişlerdir ve bu türden kelimelerin yer aldığı sözlükler oluşturmuşlardır. Pavel Ruslanoviç Palajçenko'nun“Benim Sistematik Olmayan Sözlüğüm (Мой несистематический словарь)”adlı sözlüğü en önemli 'Tuzak Kelimeler' sözlüğü örneklerinden biridir. Zengin çeviri ve gazetecilik deneyimine sahip olan Palajçenko'nun sözlüğü, ülke hakkında faydalı bilgiler içeren ve çevirmenlerin işine yarayacak kültürel ve dilbilimsel rehber olmuştur. Bunun yanı sıra, P.R. Palajçenko karşılaştığı yanıltıcı, terminolojik ve argo örneklerine yer vermiş ve bu türden kelimeleri açıklamıştır. Bunlara ek olarak, toplumsal ve siyasi metinlerden örnekler alarak kendi çeviri seçeneklerini önermiştir. Bu sözlükler arasında V.V. Akulenko'nun İngilizce-Rusça Sözlüğü, K.M. Gotlib'in Almanca-Rusça Sözlüğü, I. Oyasha ve A.M. Pato'nun Fransızca-İngilizce Sözlükleri yer almaktadır. Bu sözlüklerin amacı, Tuzak kelimelerin kullanım özelliklerini en kapsamlı şekilde açıklamaktır. Ancak, 'Tuzak kelimeler' sözlükleri arasında kapsamlı bir şekilde tüm anlamları içermeyen, yalnızca bir kısım özelliklere ve anlamlara yer veren, kısa açıklamalarla ve sınırlı örnek materyallere sahip olan sözlükler de bulunmaktadır. Bu tür sözlüklerden bazıları M. Ballar'ın İngilizce-Fransızca, A.M. Pato'nun İngilizce-Fransızca ve I. Oyasha'nın Fransızca-İngilizce sözlükleridir. 2004 yılında K.V. Krasnov tarafından İngilizce ve Rusça dillerini kapsayan bir 'Tuzak kelimeler' sözlüğü hazırlanmıştır. Sözlük, 1000'den fazla İngilizce ve Rusça Tuzak kelimeyi içermektedir. Bu sözlük, şu anda mevcut olan en kapsamlı iki dilli 'Tuzak kelimeler' sözlüğü olarak kabul edilmektedir. En az dilbilgisel bilgiyi içeren paralel iki dilli sözlükler şu anda İnternette bulunabilmektedir. Bu sözlüklerin yazarları genellikle belirtilmemektedir. Yukarıda bahsi geçen 'Tuzak kelimeler' bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Rusça ve Türkçe dillerinde bulunan 'Tuzak kelimelerin' belirlenmesi ve stilistik özelliklerinin karşılaştırmalı bir analizinin yapılması tezimizin amaçları arasındadır. Rusça ve Türkçe dillerindeki bu türden kelimelerin tespiti için Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' ve Maksim Gorki'nin 'Ana' adlı iki eser seçilmiştir. Bu eserlerden seçilen örnekler, çevirileriyle birlikte karşılaştırılarak analiz edilmiştir. Yapılan araştırmalarla ve analizlerle birlikte tezimizin hedefleri arasında şu maddeler bulunmaktadır: ● Eserlerden Tuzak kelimelerin belirlenmesi; ● Seçilen 'Tuzak kelimeler' örneklerinin biçimbilim (morfolojik), sözdizimi (sentaktik), biçembilim (stilistik) ve çeviribilimsel analizinin yapılması; ● En sık kullanılan biçemsel (stilistik) özelliklerin belirlenmesidir. Bu araştırmada, teorik yöntem, teorik-ampirik yöntem, karşılaştırmalı analiz yöntemi ve açıklamalı yöntem kullanılmıştır. Bu yöntemler, araştırmanın konusunu açığa çıkarmaya yardımcı olmaktadır. Bu tür kelimeleri bilmek, çeviri sürecinde kolaylık sağlamaktadır. Çalışmamızda bu kelimelerin örneklerinin ve tanımlarının olması, ek olarak biçemsel (stilistik) özelliklerin belirlenmesi ve çeviri analizlerine yer verilmesi açısından çeviri, edebiyat ve filoloji gibi alanlarda fayda sağlamaktadır. 'Tuzak kelimeleri' içeren karşılaştırmalı ve açıklamalı bir çalışma, Türkçe ve Rusça dilleri ile çalışan çevirmenler için, filoloji ve edebiyat bölümlerinde eğitim gören öğrenciler için önemli bir kaynak olabilir. Öğrencilerin sadece 'Tuzak kelimeler' hakkında değil, aynı zamanda biçemsel özellikler hakkında bilgi sahibi olmalarına da katkı sağlamaktadır. Bunlara ek olarak araştırmanın sonuçları şu alanlarda kullanılabilir: ● Rusçadan Türkçeye ve Türkçeden Rusçaya çeviri esnasında; ● Dilbilim alanında Tuzak kelimelerin karşılaştırmalı çalışmalarında daha derinlemesine analizlerde; ● Edebiyat ve filoloji alanlarında önemli olabilecek biçemsel özelliklerin daha ayrıntılı incelenmesinde. Tezimiz, giriş, üç bölüm, sonuçlar ve kaynaklar listesi olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm 'Tuzak Kelimeler' olarak adlandırılmıştır. Araştırmanın ilk bölümü, şu konuları içermektedir: ● Dilin tanımı ve kökeni ● Çevirmenlik mesleğinin ve çeviri faaliyetinin kökeni ● Çevirmenin görevleri ve çeviri sürecinde dikkate alması gereken konular ● Çeviri sürecinde karşılaşılan sorunlar ● Tuzak kelimeler sorunu ● Tuzak kelimeler teriminin tanımı ve ilk kullanımı ● Tuzak kelimelerin türleri ve sınıflandırılması. İkinci bölüm 'O. Pamuk'un Çevirisiyle Birlikte 'Masumiyet Müzesi' Adlı Eserindeki Tuzak Kelimeler' olarak adlandırılmıştır. Araştırmanın ikinci bölümünde, çalışmada kullanılan bu eser hakkında kısa bilgiler sunulmuş, yazarın yaşamı ve edebi kişiliği hakkında bilgilere yer verilmiştir. Bu kısımda, aynı zamanda eserlerin çevirileri hakkında kısa bilgiler bulunmaktadır. Verilen bilgilerden sonra bu bölümde eserden seçilen örneklerin analizleri sunulmaktadır. Örneklerin öncelikle, Türkçe ve Rusça anlamlarına yer verilmiştir, ardından her örneğin biçimbilim, sözdizimi ve biçembilim olmak üzere detaylı bir şekilde analiz edilmiştir. Her örnek cümlenin çevirisi karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Kısaca seçilen eserden ve Orhan Pamuk'tan bahsetmek gerekirse; Orhan Pamuk, Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biridir. Pamuk, 1952 yılında İstanbul'da doğmuş olup, Nişantaşı adlı varlıklı bir semtte büyümüştür. Ailesi, Pamuk'un eserlerinde betimlediği gibi geniş ve zengin bir yapıya sahiptir. Çocukluk ve gençlik yıllarında resme karşı büyük bir ilgisi olmasından dolayı her zaman bir ressam olma hayaliyle yanıp tutuşmuştur. İstanbul'daki Amerikan Koleji'nden mezun olduktan sonra üç yıl boyunca İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi almış ancak bu alandaki tutkusunu kaybederek İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okumuştur. Fakat Pamuk gazetecilik kariyerine hiçbir zaman başlamamıştır. 23 yaşında yazar olma kararı alarak her şeyi geride bırakıp yazmaya başlamıştır. İlk romanı olan 'Cevdet Bey ve Oğulları' yedi yıl sonra 1982'de yayımlanmıştır. Pamuk'un uluslararası üne kavuştuğu eseri 'Beyaz Kale', 1985 yılında öncelikle İngilizce olmak üzere birçok dilde yayınlanmıştır. Aynı yıl Amerika'ya giderek Columbia Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak dersler vermiştir. 'Kara Kitap' adlı romanı ise 1990 yılında Türkiye'de yayınlanmış ve Fransa'da kültür alanında ödül almıştır. Orhan Pamuk, çağdaş Türk romancılığının önemli isimlerinden biri olarak sayılmaktadır. Eserlerinde Doğu-Batı temellerinden yola çıkarak ülkenin sosyo-kültürel yapısını dolaylı olarak yansıtmaktadır. Pamuk'un eserleri 63 dile çevrilmiştir. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak tarihte bu ödülü alan en genç ikinci kişi olmuştur. 1982 yılında Aylin Türegün ile evlenen Pamuk'un bu evlilikten doğan kızı Rüya, onun yaşamında radikal değişikliklere neden olmuştur. 20 yıl boyunca süren bu evliliği 2002 yılında sona ermiştir. Pamuk, New York'ta geçirdiği üç yıl dışında hayatının çoğunu İstanbul'un aynı sokaklarında ve semtinde geçirmiştir. Şu anda, büyüdüğü binada yaşamakta ve yazma faaliyetleriyle uğraşmaktadır. Tezimizin örneklerinin toplanması için iki adet eser seçilmiştir. Bu eserlerden biri Türkçe, diğeri ise Rusçadır. Tezimizde kullanılan Türkçe eser Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı eseridir. Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı romanı, Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olarak görülmektedir. 2008 yılında yayımlanan bu eser, toplumumuzdaki değişimleri panoramik bir bakış açısıyla göstermesi bakımından önemlidir. Tematik bir roman olarak tanıtılan 'Masumiyet Müzesi', modern ve postmodern özellikler taşımaktadır. Roman, 1975 ile 1984 yılları arasında İstanbul'da zengin iş adamı Kemal ile uzak akrabası olan yoksul bir aileden gelen Füsun arasında geçen unutulmaz ve talihsiz bir aşkı anlatmaktadır. Kemal ve Füsun'un birbirlerinin hayatlarına girmesi, tüm hayatlarını, aileleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini alt üst eder. Sibel ile nişanlandıktan sonra Füsun'u kaybeden Kemal, Sibel ile ilişkisini sonlandırdıktan sonra Füsun'u bulmaya çalışır ve ikisinin tekrar bir araya gelmelerini umar. Kemal bir mektup yazarak Füsun'un arkadaşı aracılığıyla Füsun'a ulaştırır. Mektupta, Sibel'i terk ettiğini ve onu tekrar görmek istediğini belirtir. Kemal, Füsun'un evini bulduktan sonra sekiz yıl boyunca onların evinde akşam yemeklerine gider. Kemal'in Füsun'u bulma çabaları sırasında Kemal'in hayatında birçok değişiklik meydana gelir. Kemal, Füsun'a olan sevgisini bulduğu eşyalarla teselli etmeye çalışır, Merhamet Apartmanı'nda, ailesinden ve çevresinden kopuk bir şekilde. Füsun'a duyduğu sevgi ve tutku tamamen bir saplantıya dönüşmeye başlar. Kemal'in, her gün Füsun'un evine gitmesinden dolayı Füsun'un kocası Feridun rahatsızlık duymaya başlar. Kemal'de bu durumdan oldukça rahatsızdır. Bir zaman sonra şirketin hisselerinin Feridun'a devredilmesi karşılığında, Feridun Füsun'u terk eder. Feridun Füsun'u terk ettikten sonra, Kemal ve Füsun evlenmeye karar verirler. Ancak Füsun, Kemal'den Avrupa'ya arabayla gitmesini ister. Roman boyunca Kemal, Füsun ile ilişkilerinden dolayı kimseyle bağlantı kurulamayacağı bir yer yaratmaya çalışır, bu yer önce Merhamet Apartmanı olur, ardından Füsun'un Çukurcuma'daki evi ve ayrıca Kemal'in hayalini kurduğu Avrupa olur. Ancak, bu yerlerin hiçbirinde Kemal ve Füsun istedikleri gibi aşklarını yaşayamazlar. Bir trafik kazasının sonucunda Füsun ölür. Füsun'un ölümünden sonra Kemal, Füsun hakkındaki anıları korumak için bir müze kurma kararı alır. Eserde bahsi geçen Kemal'in Füsun için açmak istediği bu müze Orhan Pamuk tarafından 2012 yılında açılmıştır. Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı eseri detaylı bir bilgilere çalışmamızın ikinci bölümünde yer verilmiştir. Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı eseri analiz edilmiş ve toplam 13 tuzak kelime örneği seçilmiştir. Örnekler öncelikle, Türkçe ve Rusça telaffuzlarıyla birlikte tablo halinde sunulmuştur. Daha sonra kelimelerin Türkçe ve Rusça anlamları verilmiştir. Kelimelerin Türkçe anlamları, Rusça çevirileriyle birlikte sunulmuştur. Ardından, Rusça anlamları Türkçe çevirileriyle birlikte verilmiştir. Kelime tanımları yapıldıktan sonra, sözcüklerin biçimbilim, sözdizimsel ve biçembilim özellikleri üzerine bir analiz yapılmıştır. Ayrıca, Tuzak kelimelerin bulunduğu örnek cümlelerin çevirilerinin karşılaştırmaları analizleri yapılmıştır. Biçimbilim analizlerinde, her kelimenin harf ve hece sayısıyla birlikte kelimenin tekil veya çoğul durumu belirlenmiştir. Sözdizimsel olarak yapılan analizlerde ise, her kelimenin cümle içinde hangi işlevde kullanılabileceği belirtilmiştir. Aşağıda Orhan Pamuk'un 'Masumiyet Müzesi' adlı eserinden elde edilen analiz örnekleri bulunmaktadır: Оригинал Перевод Müşterilerine bir Avrupa şehrinde oldukları izlenimini altını çok çizmeden vermek isteyen bu lokantalara Ambassador, Majestik, Royal gibi Batılı ve iddialı adlar yerine, Batinin kenarında, İstanbul'da olduğumuzu hatırlatan Kulis, Merdiven ve Fuaye gibi adlar verilirdi (Pamuk, 2008). Владельцы роскошных, в европейском духе, ресторанов не стремились давать им громкие и торжественные названия, вроде «Амбассадор», «Мажестик» или «Роял», а скромно нарекали «Кулисами», «Лестницами» или «Фойе» (Pamuk, 2008). Kelime analizi ● Biçimbilimsel analiz: 'adlar' kelimesi 5 harf ve 2 heceden oluşmaktadır. ● Sözdizimsel analiz: Bu kelime bir cümlede özne, nesne ve yüklem şeklinde kullanılabilmektedir. ● Biçembilimsel analizi: Bu cümlede 'iddialı' sıfatı 'adlar' kelimesini belirtmek için kullanılmıştır. Bu sıfat, restoran isimlerinin ciddiyetini ve güzelliğini vurgulamak için kullanılmıştır. Bu cümlede, mecazi anlamda kullanılan «iddialı adlar» betimlemesi yalnızca adlandırma yapmak için kullanılmamış, aynı zamanda restoranlar hakkında belirli bir ifadede bulunmak için, restoranların atmosferinden bahsetmek için ve restoranlar hakkında bir izlenim oluşturmaya yardımcı olmak için kullanılmıştır. Bu türden betimlemeyle birlikte bu cümlede mecazi anlam olduğunu söylemek mümkündür. ● Çeviri analizi: Çeviri oldukça doğru ve anlamlıdır. Orijinal metinden Rusçaya çevirirken anlam kaybı bulunmamaktadır, ancak orijinal cümlede yer alan birkaç kelime çeviri cümlesinden çıkarılmış, daha kısa bir şekilde ifade edilmiştir. Оригинал Перевод Nurcihan yeğenine göz kulak olmak için gidiyormuş, biz de katılmaya karar verdik.“ (Pamuk, 2008). Нурджихан едет, чтобы присмотреть за племянницей, а мы — составить ей компанию (Pamuk, 2008). Kelime analizi ● Biçimbilimsel analiz: 'Kulak' kelimesi 5 harf ve 2 heceden oluşur. ● Sözdizimsel analiz: Bu kelime bir cümlede özne, nesne ve yüklem şeklinde kullanılabilmektedir. ● Biçembilimsel analizi: 'Göz kulak olmak (birine bakmak)' Türkçe dilinde yaygın olarak kullanılan bir deyimdir. Bu ifade, birinin gözü ve kulağı olmak anlamına gelmemektedir. Bu deyim, birini korumak ve birine bakmak, biriyle ilgilenmek, birine sahip çıkmak anlamlarında kullanılabilmektedir. Bu nedenle, bu cümlede sinekdoş olduğunu söylemek mümkündür. ● Çeviri analizi: Orijinal cümle anlamlı ve doğru bir şekilde aktarılmaktadır. Bu cümlenin çevirisi yapılırken eşdeğer çeviri yöntemi kullanılmıştır. Böylece bu çeviri, bütünlüğünü ve içeriğini koruyarak orijinalin anlamını Rusçaya başarıyla aktarmaktadır. Оригинал Перевод Sır verir bir havada ekledi: ”Zaten kedi sevmediğini öğrendiğimde şüphelenmiştim.“ (Pamuk, 2008). И, будто сообщая большой секрет, таинственно добавила: — Я, вообще-то, сразу заподозрила неладное, когда узнала, что она не любит кошек (Pamuk, 2008). Kelime analizi ● Biçimbilimsel analiz: 'Sır' kelimesi 3 harf ve bir heceden oluşur. ● Sözdizimsel analiz: Bu kelime bir cümlede özne, nesne ve yüklem şeklinde kullanılabilmektedir. ● Biçembilimsel analizi: Cümlede 'Sır verir bir hava' ifadesiyle, 'havanın' insani özelliklerle karakterize edildiği görülmektedir. Bu nedenle üslupsal özellik olarak epitet kullanıldığı görülmektedir. Aynı zamanda 'sanki bir sır veriyormuş gibi' anlamını çıkarmak mümkün olduğu için, epitet dışında karşılaştırmaya da yer verilmiştir. ● Çeviri analizi: Orijinal cümle anlamlı ve doğru bir şekilde aktarılmaktadır. Bu cümlenin çevirisi yapılırken eşdeğer çeviri yöntemi kullanılmıştır. Böylece bu çeviri, bütünlüğünü ve içeriğini koruyarak orijinalin anlamını Rusçaya başarıyla aktarmaktadır. Pamuk'un eserinden elde edilen tüm örnek cümleler yukarıda verilen örneklerdeki analiz edilmiştir. Tezimizde örneklerin toplanması için seçilen Rusça eser Maksim Gorki'nin 'Ana' adlı eserdir. Çalışmamızın üçüncü bölümü 'M. Gorki'nin Çevirileriyle Birlikte 'Ana' Adlı Eserindeki Tuzak Kelimeler' olarak adlandırılmıştır. Araştırmamızın son bölümünde, yine Tuzak kelimeler örneklerinin toplanması için kullanılan bu eser hakkında kısa bilgiler sunulmuş ve yazarın yaşamı ve edebi kişiliği hakkında bilgilere yer verilmiştir. Bu kısımda, aynı zamanda eserlerin çevirileri hakkında kısa bilgilerle birlikte eserden alınan örnek analizlerine yer verilmiştir. Öncelikle, örneklerin Türkçe ve Rusça anlamları verilmiş, ardından her örnek biçimbilimsel, sözdizimsel ve biçemsel açıdan detaylı bir şekilde analiz edilmiş ve örneklerin çeviri analizleri yapılmıştır. Kısaca yazar ve eserinden bahsetmek gerekirse; Maksim Gorki, 28 Mart 1868'de Nijni Novgorod'da doğmuştur. Gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov'dur. Babası bir marangoz, annesi ise zengin bir burjuva ailesinden gelmiştir. M. Gorki üç yaşındayken kolera hastalığına yakalanmıştır, daha sonra Gorki yüzünden babası da aynı hastalığa yakalanmıştır. M. Gorki hastalığı atlatıp kurtulsa da babası bu hastalığa yenik düşmüştür. Dört yaşındayken babasını kaybeden Gorki, annesiyle dedesinin evine dönmek zorunda kalmışlardır. Dedesinin evinde dua, okuma ve yazma dışında hayatın acı gerçekleriyle de karşı karşıya kalmıştır, fakat tüm mutlu anılarını büyükannesiyle paylaşmıştır. İyimser büyükannesi sayesinde mutluluğun varlığını öğrenmiştir. Maksim Gorki'nin kitaplara olan ilgisi ve edebiyat hayatı büyükannesinin anlattığı hikayelerle ve masallarla başlamıştır. Çok küçük yaşta yetim kalan Gorki, ülke genelinde seyahat edip çeşitli işlerde çalışıp geçimini sağlamak zorunda kalmıştır. Çalışma hayatı boyunca ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış ve Rusya'da yaşayan insanların hayat mücadeleleriyle yüzleşmiştir. Gorki'yi edebiyata yakınlaştıran tek bir sebep yoktu. Küçükken büyükannesinin anlattığı hikayeler ve masallar, daha sonraları yüzleştiği ekonomik sıkıntılar, insanların hayat mücadeleleri ve çalıştığı yerlerde tanıştığı insanlar M. Gorki'yi etkilemiştir. Ancak asıl hayatını değiştiren ve onu kitaplarla tanıştıran kişi, gemide çalıştığı zamanlarda tanıştığı aşçıydı. Uzun süre kitaplarla ilgilenen ve hayatta birçok şeye şahit olan Gorki, 1890'larda edebi dünyaya ilk adımını atmıştır. Eserlerini kaleme almadan ve yayınlamadan önce acı anlamına gelen ”Gorki“ lakabını almış ve Rusya'nın alt tabakasının yaşamını gerçekçi bir şekilde yansıtmayı amaçlayarak eserlerini kaleme almaya başlamıştır. 1892'de ilk hikayesiyle birlikte günümüzde hala önemini koruyan bir çok eseriyle Rus edebiyata katkıda bulunmuştur. M. Gorki insanların hayatlarını, Rusya'nın alt tabakasının yaşamına ilişkin gözlemlerini ve o dönemin şartlarını ve siyasi durumunu gerçekçi bir üslupla kaleme almıştır. Bu konuların yanı sıra, Gorki eserlerinde, çarlık rejimini ve çarlık rejiminin karanlık yönlerini ve burjuva bencilliğini eleştirmiştir. Siyasi olarak, Gorki, Bolşevik devrimini desteklediğinden dolayı Stalin döneminde politik baskılarla karşılaşmıştır. Bazı eleştirmenler tarafından, Gorki'nin eserlerini ve politik görüşlerini eleştirebilmekte ve eserlerini aşırı propaganda unsuru olarak görebilmektedirler. Ancak Gorki, bu türden eleştirilere maruz kalsa da yine de Rus edebiyatının önemli bir figürü olarak görülmektedir. Maksim Gorki'nin eserleri, Türkiye'de 1908 yılında tanınmaya başlanmıştır ve İsmail Müştak ve Muhiddin Birgen tarafından Fransızcadan Türkçeye çevirileri yapılmıştır. M. Gorki'nin hikayeleri, 1912 yılında Mehmet Emin Resulzade tarafından çeviriler yapılmaya devam edilmiştir. Ünlü yazar 1936'da Moskova'da son yolculuğuna Rus halkının katıldığı büyük cenaze töreniyle uğurlanmıştır. Tezimizin örneklerinin toplandığı Maksim Gorki'nin ”Ana“ adlı romanı, Rusya'nın 1905 Devrimi öncesindeki Çarlık sistemi, bu dönemde alt ve üst sınıflar arasındaki ilişkileri, geçim sıkıntısı çeken insanların ve işçi sınıfının durumunu yansıtmaktadır. Roman, toplumdaki mevcut durumu ve sosyalist devrimi hazırlayan süreci anlatmasıyla sosyalist realizmin edebiyattaki yenilikçi bir eseri olarak kabul edilmektedir. Roman, karakterlerin ruhsal dünyaları ve değişimleri aracılığıyla sosyalizmi övüp, mevcut sistemi eleştirmektedir. 'Ana' romanının karakterleri arasında Pelageya Nilovna ve oğlu Pavel Mihailovich bulunmaktadır, romanda Pelageya ve ailesinin yaşadığı zorluklar kaleme alınmıştır. Sosyalist propaganda ve toplumun yozlaşması, Anna Pelageya Nilovna ve oğlu Mihailoviç'in iç dünyalarındaki değişimler üzerinden anlatılmaktadır, bu yüzden bu karakterler, romanda merkezi bir rol oynarlar. Bunun yanı sıra, romanda fabrika işçilerinin yaşadığı zorluklara, alkol kullanımına, kadınlarına yapılan baskılara, erkeklerin yozlaşmış hallerine ve şiddete de yer verilmiştir. Tüm bu konulara değinerek toplumsal eleştiri yapılmıştır. Daha detaylı bir şekilde eserin konusundan bahsetmek gerekirse; Pelageya, kocası ve oğlu Pavel ile birlikte, Rusya'daki küçük bir işçi kasabasında yaşayan bir ailedir. Romanın baş kahramanı olan Pelageya, kocası tarafından ezilen ve işkence gören bir kadındır. Kocası tarafından baskı altında olduğu halde kaderine boyun eğer, ancak sonradan kendi içinde bir devrim başlatır ve okuma yazma öğrenir. Pelageya'nın oğlu da bu yaşama dahildir. Daha sonra o da arkadaş çevresini değiştirir, daha eğitimli ve saygılı bir genç adam olur. Romanda bahsi geçen olaylar, fabrika bölgesinden köylere ve farklı bölgelere yayılarak gelişmektedir. Romanda bahsi geçen kasabalılar ise çok çalışmalarına rağmen, yarı aç yarı tok bir hayat yaşarlar ve uzun çalışma saatlerinden dolayı mutsuz bir hayatları vardır. Gündüzleri çalışanlar, sorunlarını unutmak için geceleri alkole başvurmaktadırlar. Alkole başvurmalarının sebebi, sistemden ve yaşam koşullarından memnun olmamalarıdır. Pelageya'nın kocası, romanın ana karakterlerinden olan Mikhail, diğerleri gibi fabrikada çalışan bir makine tamircisidir. Her gece olduğu gibi, Mikhail ve mahalle sakinleri, alkollü bir şekilde evlerine dönerler ve Mikhail ise Pelageya'yı döver. Bu yozlaşma, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik açıdan da okuyucuya aktarılır ve bu, çarlık sisteminin bir özelliği olarak tasvir edilir. Romanın yan karakterleri arasında Nikolay, Lyudmila, Shatsenka, Rybin, Young, Natasha, Fyodor ve Vesyovchikov gibi karakterler bulunmaktadır. M. Gorki'nin 'Ana' adlı eseri hakkında detaylı bilgilere çalışmamızın üçüncü bölümünde yer verilmiştir. Gorki'nin 'Ana' adlı eseri analiz edilmiş ve toplam 17 tuzak kelime örneği seçilmiştir. Örnekler öncelikle, Türkçe ve Rusça telaffuzlarıyla birlikte tablo halinde sunulmuştur. Daha sonra kelimelerin Türkçe ve Rusça anlamları verilmiştir. Kelimelerin Türkçe anlamları, Rusça çevirileriyle birlikte sunulmuştur. Ardından, Rusça anlamları Türkçe çevirileriyle birlikte verilmiştir. Kelime tanımları yapıldıktan sonra, sözcüklerin biçimbilim, sözdizimsel ve biçembilim özellikleri üzerine bir analiz yapılmıştır. Ayrıca, Tuzak kelimelerin bulunduğu örnek cümlelerin çevirilerinin karşılaştırmaları analizleri yapılmıştır. Biçimbilim analizlerinde, her kelimenin harf ve hece sayısıyla birlikte kelimenin tekil veya çoğul durumu belirlenmiştir. Sözdizimsel olarak yapılan analizlerde ise, her kelimenin cümle içinde hangi işlevde kullanılabileceği belirtilmiştir. Aşağıda M. Gorki'nin 'Ana' adlı eserinden elde edilen analiz örnekleri bulunmaktadır: Оригинал Перевод Любит баба плакать, с горя плачет, с радости плачет!... (Горький,1907) ”Kadınlar ağlamasını severler, sevinçten de ağlarlar, üzüntüden de…'' (Biberyan, 1992) Kelime analizi ● Biçimbilimsel analiz: 'Баба (baba)' kelimesi 4 harften ve 2 heceden oluşmaktadır. ● Sözdizimsel analiz: Bu kelime bir cümlede özne, nesne ve yüklem şeklinde kullanılabilmektedir. 15 ● Biçemsel analiz: 'Баба (baba)' kelimesi, tüm kadınları kapsayan bir genellemeyle kullanılmıştır. Bu yüzden bu örnekte sinekdoş bulunmaktadır. ● Çeviri analizi: Bu cümle çeviride anlamını kaybetmemiştir. Orijinal metinde ters bir yapı kullanılırken, çeviride ters bir yapı yoktur. Çevirideki cümle, orijinal cümlede olduğu gibi kelimelerin tekrarına başvurmamıştır. Bunun yerine cümle üç nokta ile sonlanmıştır. Orijinal metinde tekil olarak bulunmasına rağmen, çeviri metninde çoğul olarak kullanılmıştır. Оригинал Перевод Эй, не кричи! Кабак тут? (Горький, 1907). «Hey, bana bak sen, bağırma öyle, burası meyhane değil!» dedi. (Biberyan, 1992). Kelime analizi ● Biçimbilimsel analiz: 'Кабак (alkol tüketilen mekan)'' kelimesi 5 harf ve iki heceden oluşur. ● Sözdizimsel analiz: Bu kelime bir cümlede özne, nesne ve yüklem şeklinde kullanılabilmektedir. ● Biçemsel analizi: Bu cümlede retorik soru kullanılmıştır. Çünkü bir soru sorulmaktadır, ama bu soruya bir cevap beklenmesi söz konusu değildir. ● Çeviri analizi: Orijinal metinde soru cümlesi olmasına rağmen çeviri metninde böyle bir cümle kullanılmamıştır. Bu anlamını yitirmiyor gibi görünse de bunun eşdeğer bir çeviri olduğu söylenemez.
Özet (Çeviri)
In this Master's thesis, are examined false friends in translation. The examples of false friends found in Turkish and Russian languages for comparative study, and given in this paper, were selected from Orhan Pamuk's books“The Museum of Innocence”and Maxim Gorky's“Mother”. In this study were used theoretical method, theoretical-empirical method, method of comparative analysis and descriptive method. The chosen methods helped to reveal the topic of this dissertation work. The dissertation paper aims to avoid the problems which are existing in the field of translation related to false friends. The aim of this study is to identify the false friends in two selected works, and to analyze the stylistic features of the use of false friends in the texts and their translations. Also, here were analyzed how the original texts had been translated by comparing the translated texts with the original ones. The result of this research is that not all examples of false friends may contain stylistic features, and also that not all examples of false friends in Turkish are fully translated into Russian or from in Russian in Turkish too. The made research on the basis of the selected false friends in the Turkish and Russian languages will be used as a good methodical material for the students of translation departments also for the students studying Philology and applied Linguistics.