Coğrafi bir dirençlilik formasyonu olarak, yeryüzü-beden-yapay doku iş birliği: Bilecik Bedi Köyü örneği
Co-operation between earth-body-artificial tissue as a geographical resilience formation: In the context of Bedi Village, Bilecik
- Tez No: 889787
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FİTNAT CİMŞİT KOŞ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gebze Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 91
Özet
Coğrafyanın bir parçası olan yeryüzü yaşayan bir organizmadır ve yaşayan bir oluşum olduğundan sürekli bir hareket, değişim ve dönüşüm içerisindedir. Yeryüzü parçasında gerçekleşen tüm bu deneyimsel sistem, çeşitli boyutlardaki ve şiddetlerdeki tetikleyici majör ve minör etkilerle canlılığını devam ettirir. Majör etkiler değişimi ve dönüşümü radikal boyutlarda tetiklerken, minör etkiler ise daha çok tekrar eden ve atmosferik etkileri anlatır. Yaşam ise bu canlılığı oluşturan beden, yeryüzü ve ikincil bir topoğrafya olan yapay doku arasındaki ilişkiler ağında şekillenmektedir. Günümüzde ikincil topoğrafyayı oluşturan yaşam alanları ise yeryüzünün varlığını ikinci plana atan fenomenler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ayrık olma durumu ekolojik kopukluğa ve etkileşimsiz bir katmanlaşmaya sebep olmaktadır. Çalışmanın amacı Anadolu coğrafyasında bulunan ve şu anda aktif olmayan heyelan yüzünden terk edilen bir kırsal yerleşim alanı olan Bilecik Bedi Köyü'nün yeryüzü-beden ile iş birliği olasılıklarının görünür olmasını sağlamakla beraber, hâlihazırda sistem becerisinin olup olmadığını gözlemleyerek yeryüzünü hibritleştirerek jeo-topoğrafik bir dirençlilik elde etmektir. Köyün terk edilmiş olması ise bu olasılıkların ve buradaki örtük bilginin açığa çıkmasında bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda, başka bir coğrafi dirençlilik formasyonu olarak karşımıza çıkan yer değiştirme ve terk edilme deneyimini yaşayan kırsal yerleşimlere hitap ederek, farkındalığını sağlamak da bu çalışmanın önemli bir parçasıdır. Yeryüzü-beden ile, ikincil bir katmanı oluşturan yaşam alanlarının birbiriyle olan etkileşimlerini ve bu ara kesitte yer alabilecek olan pratik bilgi ya da sistem becerisi olasılıklarını, araştırma sürecine entegre ederek görünür kılmak, tasarım yoluyla araştırma süreciyle denenmiştir. Bu sürece kaynak olacak olan veriler, bu aşamada seçilen çalışma alanından gözlem metodolojisiyle elde edilen görsel veriler aracılığıyla çalışılmıştır. Sonuç olarak, dünyanın birçok bölgesinde çeşitli sebeplerle gerçekleşen yer değiştirme ve terk edilme eylemlerinin, Anadolu coğrafyasında gerçekleşen benzerlerine ışık tutarak bu coğrafyayla beraber çeşitli yerlerde bu deneyimi yaşayan yerleşimlerin yeniden dirençli oluşumlarına yönelik mimari bir izlek oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu izlekle beraber aynı zamanda yeni kurulacak olan yerleşimlere de bir rehber olma olasılığını taşıyabilecek, yere özgü alternatif inşa modellerinin oluşturulmasını teşvik edecek, ekolojik kopukluğun önüne geçmeye çalışacak ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak rafine bir çalışma denenmiştir ve çeşitli tasarım süreçleri için de bir altlık oluşturulmuştur.
Özet (Çeviri)
The Earth, which is a part of geography, is a living organism. As a living formation, it is in constant movement, change and transformation. This experiential system that takes place on the Earth continues its vitality with the triggering of major and minor effects of various dimensions and intensities. While major influences trigger change and transformation in radical dimensions, minor influences describe more repetitive and atmospheric effects. In contrast, life is shaped by the network of relations between the body, the earth and the artificial tissue, which can be considered a secondary topography. Currently, the living spaces that constitute the secondary topography are emerging as phenomena that put the existence of the earth in the second plan. This discrete state of being causes ecological disconnection and a layering without interaction. The objective of this study is to elucidate the potential for collaboration between the earth and the body of a rural settlement Bilecik Bedi Village in Anatolia, which is currently uninhabited due to an inactive landslide. This will be achieved by observing whether the earth has the capacity to function as a system and by determining its geo-topographical resilience. The abandonment of the village was considered an opportunity to reveal these possibilities and the tacit knowledge therein. It is also important to address and raise awareness of rural settlements that experience displacement and abandonment as another form of geographical resilience. The aim of this research is to make visible the interactions between the earth-body and the living spaces that constitute a secondary layer, and the possibilities of practical knowledge or system skills that may take place in this intersection by integrating them into the research process. In order to achieve this, data has been obtained from the selected study area through visual data with observation methodology. Consequently, an attempt has been made to elucidate the similarities between the displacement and abandonment actions that occur in various regions of the world for diverse reasons in Anatolia. Furthermore, an architectural trace has been proposed for the resilient reformation of settlements that have experienced this phenomenon in different locations within this geographical context. In addition, a refined work that can also serve as a guide for new settlements to be established, encourage the creation of alternative construction models specific to the place, prevent ecological disconnection and contribute to sustainability has been attempted and a basis for various design processes has also been established.
Benzer Tezler
- Afete karşı toplumsal ve mekansal dirençliliğin irdelenmesi: Düzce örneği
Examination of social and spatial resilience to disasters: The case study of Duzce
KIYMET UZUN YÜKSEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Peyzaj MimarlığıDüzce ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF LUTFİYE KUTAY KARAÇOR
- Dirençli kent oluşturma aracı olarak kentsel dönüşüm: Van- Erciş örneği
Urban transformation as a tool for urban resilience: Van -Erciş case
AYŞE DEMİR
Doktora
Türkçe
2022
Peyzaj MimarlığıAnkara ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. PROF. DR. EMİNE FİGEN İLKE
- İklim değişikliği dirençlilik senaryosu: Artan sel riski çerçevesinde Bursa alan çalışması
Climate change resilience scenario: Bursa field study in the framework of increasing flood risk
AYŞE SENA ÇILDIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
MimarlıkBursa Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DR. DİDEM GÜNEŞ YILMAZ
- Kentsel çevre kalitesinin uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak değerlendirilmesi: Eskişehir – Odunpazarı
Urban environmental quality assessment at utilizing remote sensing and geographic information systems: Eskişehir - Odunpazarı
FATMA ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Şehircilik ve Bölge PlanlamaEskişehir Teknik ÜniversitesiUzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SAYE NİHAN ÇABUK
PROF. DR. ÜLKÜ DUMAN
DOÇ. DR. GORDANA KAPLAN
- Erzurum kentinin dirençli kent kavramı açısından katılımcı yaklaşımla değerlendirilmesi
Evaluation of the city of Erzurum with a participatory approach in terms of resilient urbanism concept
AYŞE KARAHAN
Doktora
Türkçe
2023
Peyzaj MimarlığıAtatürk ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. IŞIK SEZEN