Herhangi bir sebeple hastanede yatırılan süt çocuklarında anemi sıklığının ve etiyolojisinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 891543
- Danışmanlar: DOÇ. DR. BİNNAZ ÇELİK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: süt çocuğu, anemi, hospitalizasyon, infant, anemia, hospitalization
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Kayseri Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 64
Özet
ÖZET Giriş ve Amaç: Süt çocukluğu, doğumdan itibaren 2 yaşına kadar olan dönemi kapsar. Bu dönemde bebekler hızla büyür ve gelişirler, bu nedenle beslenme ve sağlık ihtiyaçları oldukça önemlidir. Süt çocuklarında anemi, büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyerek bilişsel ve motor gerilik, immün sistemde zayıflık, büyüme geriliğine neden olabilir. Anemik çocuklarda enfeksiyonlar daha sık ve şiddetli seyrederek hastaneye yatış oranlarını ve süresini artırır. Anemi, hemoglobin düzeyinin yaşa göre ortalamanın iki standart sapma altında olması olarak tanımlanır. Anemi, bir teşhis olarak değil, daha ileri araştırma gerektiren bir bulgu olarak değerlendirilmelidir. Çalışmamızda hastanemiz çocuk servislerinde herhangi bir sebeple yatırılan 4-24 ay arasındaki süt çocuklarında anemi sıklığı ile yaş, cinsiyet, doğum haftası, anne sütü alma süresi, ek gıdaya başlama yaşı, inek sütü tüketimi, yatış tanısı, altta yatan hastalık varlığı, önceki hastane yatış öyküsü, demir profilaksisi alımı, sigara maruziyeti, annenin gebelikte demir replasmanı kullanımı, hastanede yatış süresi ve eritrosit süspansiyonu transfüzyonu ihtiyacı arasındaki ilişkiyi saptamak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 01 Ocak 2023 ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları genel servislerine herhangi bir sebeple yatırılan 4-24 ay arası 445 infant dahil edildi. Mülteci süt çocukları anamnezde istenilen bilgilerin dil engelinden dolayı mevcut olamayacağı göz önünde bulundurularak çalışma dışı bırakıldı. Çocuk Hematoloji ve Onkoloji hastaları da hemogram parametrelerinin yanıltıcı olabileceği düşünülerek çalışmaya dahil edilmedi. Çalışmaya başlanmadan önce 04.06.2024 tarih ve 122 sayılı Kayseri Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu onayı alındı. Hastaların yatış dosya kayıtları geriye dönük incelendi. Çalışmaya dahil edilen hastaların demografik verileri hasta dosyasından taranarak hazırlanan veri formuna kaydedildi. Aynı zamanda laboratuvar tetkiklerinden; tam kan sayımı parametreleri, C-reaktif protein, bakılmışsa demir, serbest demir bağlama kapasitesi, ferritin, B12 vitamini, folat değerleri de kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 445 hastanın 189'u kız (% 42.5), 256'sı (% 57.5) ise erkekti yaşları ortalama 12.62 ay (min-max:4-24 ay) idi. Anemi sıklığı % 37,8 olarak tespit edildi. Çocukların 136'sında (% 30.6) sigara maruziyeti vardı, sigara maruziyeti olan çocuklarda anemi sıklığı yüksekti ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Annelerin % 83.6'sı gebelik sürecinde demir profilaksisi almıştı. Anneleri demir profilaksisi almayan çocuklarda anemi sıklığı bir miktar daha yüksekken, annesi demir profilaksisi alan çocuklarda anemi sıklığı anlamlı olarak düşüktü. Anne sütü alan 430 bebeğin anne sütü alma süresi yaklaşık 10 aydı. Anemisi olan süt çocuklarında anne sütü alma süreleri anemisi olmayan çocuklara göre daha uzundu. Anemisi olan ve olmayan süt çocuklarında ek gıdaya başlama ayı arasında anlamlı bir fark yoktu. İnek sütü alma oranı % 26.1'di ve anemi ile anlamlı bir ilişki gözlenmedi. Altta yatan kronik hastalık varlığı ve daha önceden hastaneye yatış öyküsü ile anemi sıklığı arasında anlamlı bir ilişki görülmedi ancak hastaneye yatış gün sayısı anemisi olan çocuklarda anlamlı olarak yüksekti. Anemisi olan çocuklarda hemoglobin, MCV, RBC ve RDW-cd değerleri belirgin olarak düşüktü fakat WBC, Plt, MPV, serum demir ve SDBK anemisi olan ve olmayan çocuklar arasında anlamlı bir farklılık göstermedi. C-reaktif protein, anemisi olan çocuklarda anlamlı olarak daha yüksek iken serum B12 ve folat düzeyleri anemisi olan çocuklarda anlamlı olarak düşüktü. Ferritin düzeyi anemisi olan çocuklarda daha düşük bulunsa da fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Sonuç: Pediatrik hastalarda anemi, kısa ve uzun vadede ciddi sonuçlara yol açabilen önemli bir sorundur; ancak genellikle kolayca önlenebilir. Bu nedenle, etiyoloji tespit edilip tedaviye en kısa sürede başlanmalıdır. Yatış süreleri mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve anemiye yol açabilecek invazif işlemlerden kaçınılmalıdır. Kronik hastalık veya eşlik eden hastalıkları olan hastalar dikkatlice anamnez ile değerlendirilmelidir; altta yatan kronik hastalık veya enfeksiyona bağlı anemi olasılığı göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, pediatristlerin ve ebeveynlerin, çocukların sağlıklı beslenmesi ve demir takviyesi konularında bilinçlendirilmesi, anemi ile mücadelede önemli bir adımdır.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Introduction and objective: Infancy refers to the period from birth up to 2 years of age. During this time, infants grow and develop rapidly, making their nutritional and health needs critically important. Anemia in infants can negatively impact growth and development, leading to cognitive and motor delays, weakened immune systems, and growth retardation. Anemic infants are more prone to infections, which tend to be more frequent and severe, resulting in increased hospital admission rates and prolonged hospital stays. Anemia is defined as having hemoglobin levels two standard deviations below the mean for age. It should be considered not as a diagnosis, but as a finding that warrants further investigation. This study aims to determine the prevalence of anemia among infants aged 4-24 months who were hospitalized for any reason in our hospital's pediatric wards. We also aim to explore the relationship between anemia prevalence and factors such as age, gender, birth week, duration of breastfeeding, age at the introduction of solid foods, cow's milk consumption, diagnosis at admission, presence of underlying diseases, previous hospital admissions, iron prophylaxis, exposure to smoking, maternal iron supplementation during pregnancy, length of hospital stay, and the need for red blood cell transfusion. Materials and Methods: The study included 445 infants aged 4-24 months who were admitted to the general pediatric wards of the University of Health Sciences Kayseri City Training and Research Hospital for any reason between January 1, 2023, and December 31, 2023. Refugee infants were excluded from the study due to the potential unavailability of required information in their medical histories because of language barriers. Children with hematology and oncology conditions were also excluded due to the possibility of misleading hemogram parameters. Ethical approval was obtained from the Kayseri City Training and Research Hospital Ethics Committee on June 4, 2024 (Approval No. 122). The hospitalization records of the patients were retrospectively reviewed. Demographic data of the included patients were collected from patient files and recorded in a prepared data form. Laboratory tests, including complete blood count parameters, C-reactive protein, and, if available, iron, total iron-binding capacity, ferritin, vitamin B12, and folate levels, were also recorded. Results: Among the 445 patients included in the study, 189 (42.5%) were female and 256 (57.5%) were male, with a mean age of 12.62 months (range: 4-24 months). The prevalence of anemia was found to be 37.8%. Smoking exposure was present in 136 children (30.6%), and while anemia was more common in children exposed to smoking, the difference was not statistically significant. A total of 83.6% of the mothers received iron prophylaxis during pregnancy. Anemia prevalence was slightly higher in children whose mothers did not receive iron prophylaxis, while it was significantly lower in those whose mothers did. The mean duration of breastfeeding among 430 infants was approximately 10 months. Infants with anemia were breastfed for a longer duration compared to those without anemia. There was no significant difference in the age of introduction to solid foods between infants with and without anemia. The rate of cow's milk consumption was 26.1%, with no significant association observed between cow's milk consumption and anemia. No significant relationship was found between the presence of chronic underlying diseases or previous hospital admissions and anemia prevalence, but the length of hospital stay was significantly longer in children with anemia. Hemoglobin, MCV, RBC, and RDW-cd levels were significantly lower in anemic children, while WBC, platelet, MPV, serum iron, and TIBC did not show significant differences between anemic and non-anemic children. C-reactive protein was significantly higher in anemic children, while serum B12 and folate levels were significantly lower. Although ferritin levels were lower in anemic children, the difference was not statistically significant. Conclusion: Anemia in pediatric patients is a significant issue that can lead to serious short- and long-term consequences, but it is often easily preventable. Therefore, the etiology should be identified, and treatment should be initiated as soon as possible. Hospital stays should be kept as short as possible, and invasive procedures that may lead to anemia should be avoided. Patients with chronic or comorbid conditions should be carefully evaluated with a thorough history, as the possibility of anemia due to underlying chronic disease or infection should not be overlooked. Additionally, raising awareness among pediatricians and parents about healthy nutrition and iron supplementation is a crucial step in combating anemia.
Benzer Tezler
- Akut bronşiolitte başvuru sırasında bakılan hemogram parametreleri hastalığın klinik ciddiyetini ve progresyonunu gösteren erken bir biyobelirteç olabilir mi?
Can complete blood count parameters measured at the time of admission in acute bronchiolitis be an early biomarker indicating the clinical severity and progression of the disease?
MUSTAFA ORHAN DUYAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
UZMAN BİNNAZ ÇELİK
- Akut koroner sendrom tanısıyla hastaneye yatırılan hastaların hastane izlemi sırasında ve taburculuk sonrasında sigara içme davranışlarının değerlendirilmesi
Evaluation of smoking behaviors during hospital follow-up and after discharge of patients diagnosed with acute coronary syndrome
BURCU ŞEN ŞAHİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Aile HekimliğiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
ÖĞR. GÖR. TEVFİK TANJU YILMAZER
- 2006-2016 yıllarında yenidoğan yoğun bakım ünitemizde yatan down sendromlu bebeklerimizin değerlendirilmesi
Evaluation of neonatal intensive care units between 2006-2016 years with down syndrome babies
EMEL EROĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Sağlık EğitimiSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YASEMİN AKIN
- Çocuk yoğun bakım ünitesinde görülen aritmilerin retrospektif olarak değerlendirilmesi
The retrospective evaluation of arrhythmias in thepediatric intensive care unit
SİBEL KELEPÇE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM İLKER ÇETİN
- İdrar kültürü steril hale getirilemeyen hastalarda yapılan perkütan nefrolitotomi işlemi öncesi bakılan prokalsitonin seviyesinin postoperatif enfektif komplikasyonları öngörmedeki güvenilirliği
The reliability of the procalcitone level before percutaneous nephrolithotomy in patients who cannot be sterile in urine culture in predicing postoperative infective complications
OSMAN BOZKURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
ÜrolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiTıp Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NEVZAT CAN ŞENER