Delay prosedürü uygulanarak sural nörokutan flep yapılan tavşanlarda oral pentoksilifin kullanımının flep viabilitesi ve delay süresi üzerine etkisi
The effect of the use of oral pentoxifylline on flapviability and delay time in rabbits who underwent suralneurocutaneous flap operation by performing the delayprocedure
- Tez No: 909012
- Danışmanlar: PROF. DR. GAYE FİLİNTE
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
- Anahtar Kelimeler: Flep, Cerrahi geciktirme, Pentoksifilin, Flap, Surgical delay, Pentoxifylline
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Plastik cerrahinin uğraş alanlarından biri; doku defektlerinin onarılmasıdır. Defektlerin onarımı rekonstrüksiyon basamaklarına uygun olarak planlanmakta ve flepler sıklıkta kullanılmaktadır. Flep operasyonları sonrası çeşitli faktörlerden dolayı kayıplar oluşabilmektedir. Kısmi veya total flep kaybını azaltmak, rekonstrüksiyon başarısını ve flep yaşayabilirliğini arttırmak amacıyla bir çok cerrahi teknik ve ilaç denenmiştir. Cerrahi geciktirme yöntemi bu amaçla uzun yıllardır kullanılmaktadır. Pentoksifilinin de flep yaşayabililirliği üzerine olumlu katkısının olduğu bilinmekle beraber cerrahi geciktirme üzerine etkisi bilinmemektedir. Bu çalışmada tavşan proksimal bazlı sural nörokutan flebinde cerrahi geciktirme yapılarak pentoksifilinin flep sağkalımı, geciktirme fenomeni ve süresi üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Çalışmada 12 adet Yeni Zelanda tipi erişkin erkek tavşan kullanıldı. Tavşanlar rastgele üçer adet seçilerek K, A, B, C şeklinde gruplara ayrıldı. Her tavşanın arka sağ ve sol bacağında cerrahi yapılarak 24 adet flep oluşturuldu. Herhangi bir ilaç verilmeden 14 gün veya 7 gün cerrahi geciktirme yapılan ve pentoksilifin verilerek 14 gün veya 7 gün cerrahi geciktirme yapılan toplam 4 grup ve her grupta 6 flep elde edildi. Tavşanlarda proksimal bazlı sural nörokutan flep operasyonu cerrahi geciktirme ile 2 seanslı olarak planlandı. Operasyonun 1. seansında flep distalden kısmi olarak kaldırıldıktan sonra yerine iade edildi. 2. Seans operasyonda sural sinir diseksiyonu ile flep total olarak kaldırıldı ve yerine iade edildi. B ve C gruplarına deney süresince 100mg/kg/gün dozundan oral pentoksifilin uygulaması yapıldı. Pentoksifilinin tek başına flep sağkalımı üzerine etkilerini araştırmakla birlikte cerrahi geciktirme fenomeni üzerine etkilerini de araştırabilmek için değerlendirmeler ilk seans cerrahiden sonra ve ikinci seans cerrahiden sonra olmak üzere 2 ayrı tarihte yapıldı. Cerrahilerden 5'er gün sonra histopatolojik değerlendirme amaçlı biyopsiler ile biyomarker değerlendirme amaçlı kan alındı. Cerrahilerden 4'er gün sonra radyolojik değerlendirme amaçlı indosiyanin floresan anjiyografi yapıldı. Histopatolojik değerlendirmede ödem, inflamasyon, neovaskülarizasyon, fibroblastik aktivite ve nekroz bulgularına bakıldı. Radyolojik değerlendirme SPY cihazı ekranından elde edilen görüntülerde nekrotik flep alanı, maksimum dolum hızı ve 2. saniye dolum hızı hesaplamaları şeklinde yapıldı. Biyomarker değerlendirmede kandaki VEGF ve fibrinojen seviyelerine bakılarak zaman içindeki değişim oranları karşılaştırıldı. Histopatolojik, radyolojik ve biyomarker değerlendirmelerde flep viabilitesinin yüksekliğini gösteren bulgularda en yüksek oranlara 14 günlük bir cerrahi geciktirme ile birlikte pentoksifilin verilen tavşanlarda rastlandı. Flep viabiitesinin düşüklüğünü gösteren bulgularda ise en yüksek oranlar 7 günlük bir cerrahi geciktirme ile pentoksifilin verilmeyen tavşanlarda görüldü. Değerlendirmelerin hiçbirinde pentoksifilin verilmeden 14 gün cerrahi geciktirme yapılan ve pentoksifilin verilerek geciktirme süresinin 7 güne indirildiği tavşanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark izlenmedi. Sonuç olarak bu çalışmada pentoksifilin molekülünün flep sağkalımını artırdığı, cerrahi geciktirme fenomenini potansiyelize ettiği ve geciktirme sürecindeki flep dokusunda meydana gelen anatomik ve fizyolojik değişimleri pekiştirip hızlandırarak geciktirme süresini kısaltabildiği tespit edildi. Bu sonuçlar eşliğinde pentoksifilinin cerrahi geciktirme benzeri ve alternatifi olabilecek etkileri ile flep çalışmalarında oldukça sık yer bulacağını düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
One of the main interest of plastic surgery is the repair of tissue defects. Repairing the defects is planned in accordance with the reconstruction steps and flaps are used frequently. Flap faillure may occur due to various factors. Several surgical techniques and drugs have been tried in order to reduce partial or total flap loss, increase reconstruction success and flap viability. The surgical delay method has been used for this purpose for many years. Although it is known that pentoxifylline also has a positive contribution to flap survivability, its effect on surgical delay is unknown. In this study, the effect of pentoxifylline on flap survival, delay phenomenon and duration was evaluated by performing surgical delay in rabbit proximal-based sural neurocutaneous flap. 12 New Zealand type adult male rabbits were used in the study.The rabbits were randomly divided into four groups (n=3 per group) as K,A,B,C. 24 flaps were harvested by performing surgery on the posterior of the right and left leg of each rabbit. A total of 4 groups and 6 flaps were obtained in each group , in which surgery was delayed for 14 days or 7 days without any medication and in which pentoxylifin was administered and surgery was delayed for 14 days or 7 days. Proximal-based sural neurocutaneous flap surgery in rabbits was planned as 2 sessions with surgical delay. In the first session of the operation, the flap was partially removed from the distal end and then returned to its place. In the second session, the flap was completely removed by sural nerve dissection and returned to its place. Groups B and C were administered oral pentoxifylline at a dose of 100 mg/kg/day during the experiment. In order to investigate the effects of pentoxifylline on flap survival alone, as well as its effects on the phenomenon of surgical delay, evaluations were performed on 2 separate dates when both of after first and second surgery. 5 days after the surgeries, biopsies were taken for histopathological examination and blood was taken for biomarker assessment. Indocyanine fluorescein angiography was performed 4 days after the surgeries for radiological evaluation. In histopathological evaluation, edema, inflammation, neovascularization, fibroblastic activity and necrosis findings were examined. Radiological evaluation was made by calculating the necrotic flap area, maximum filling rate and 2nd second filling rate on the images obtained from the SPY device screen. In biomarker evaluation, the rates of change over time were compared by looking at VEGF and fibrinogen levels in the blood. In histopathological, radiological and biomarker evaluations, the highest rates of findings indicating the height of flap viability were found in rabbits given pentoxifylline with a 14-day surgical delay. In the findings indicating low flap viability, the highest rates were observed in rabbits who were not given pentoxifylline with a 7-day surgical delay. In none of the evaluations, a statistically significant difference was observed between rabbits who underwent a surgical delay of 14 days without administration of pentoxifylline and whose delay time was reduced to 7 days by administration of pentoxifylline. As a result, in this study, it was determined that the pentoxifylline molecule increases flap survival, potentiates the surgical delay phenomenon, and can shorten the delay period by reinforcing and accelerating the anatomical and physiological changes that occur in the flap tissue during the delay process. Based on these results, we think that pentoxifylline will find a place in flap studies quite often with its effects that may be similar and alternative to surgical delay.
Benzer Tezler
- Nukleus akumbense odaklanmış ultrason uyarımının opioid bağımlılığı oluşturulmuş ratlarda opioid koşullu yer tercihi üzerindeki etkilerinin araştırılması
Investigation of the effects of focused ultrasound pulsation of nucleus accumbens on opioid conditioned place preference in opioid dependent rats
ALPEREN KILIÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
PsikiyatriBezm-i Alem Vakıf ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERDEM DEVECİ
- Duodenal ülser perforasyonlarında uygulanacak cerrahi seçimi ve mortalite etkenleri
Surgery selection and mortality factors in duodenal ulcer perforations
SELDA GÜCEK HACİYANLI
- Bitewing radyograflardaki diş çürüklerinin anlamsal bölütleme yapay zekâ modeliyle değerlendirilmesi
Evaluation of dental caries on bitewing radiographs by semantic segmentation Al model
HALİL İBRAHİM ÖZDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
BiyomühendislikKütahya Dumlupınar Üniversitesiİleri Teknolojiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖMER KASIM
- Fiberoptik bronkoskopi (FOB) ve endobronşial ultrasonografi (EBUS) uygulanacak olan hastaların işlem öncesi anksiyete durumunu belirlemede anksiyete ölçekleri ve serum copeptin düzeyi yeri
The role of anxiety scales and serum copeptin level in determining the pre-procedure anxiety status of the patients WHO will be applied with fob and ebus
SÜMEYYE KODALAK CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Göğüs HastalıklarıGazi ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET SELİM YURDAKUL
- ONR Tumblehome gemisi serbest yalpa sönümünün deneysel ve sayısal olarak incelenmesi
Experimental and numerical investigation of free roll decay of the ONR Tumblehome ship
BURAK GÜNGÜDER
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Gemi Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGemi ve Deniz Teknoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖMER KEMAL KINACI