Geri Dön

Kemik doku mühendisliği için gözenekli yapı tasarımı

Design of porous structure for bone tissue engineering

  1. Tez No: 924235
  2. Yazar: SAFA ŞENAYSOY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN LEKESİZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Makine Mühendisliği, Mechanical Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Bursa Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Makine Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 172

Özet

Doku mühendisliği yaklaşımı, konvansiyonel rejenerasyon cerrahisinin ciddi dezavantajları nedeniyle son yıllarda giderek artan bir öneme sahip olmuştur. Bu yaklaşımda, laboratuvar ortamında çoğaltılan hücreler, vücut içinde zamanla eriyen bir doku iskelesi üzerine ekilmekte ve doku oluşumunun ardından bu yapı hastaya implante edilmektedir. Ancak özellikle kemik dokunun iskele üzerindeki büyüme davranışı tam olarak modellenebilmiş değildir. Kemik doku rejenerasyonu, mekanobiyolojik bir süreçtir. Buna karşın, bu alanda yapılan çalışmaların çoğunda biyolojik süreçlere odaklanılmış; mekanik yükün etkisi yalnızca deneysel olarak bilinen bir faktör şeklinde ele alınmıştır. Doku iskelelerinden beklenen, yeterli mekanik dayanım sağlarken, besin ve atık difüzyonuna olanak tanıyacak kadar gözenekli olması, biyouyumluluk ve biyobozunabilirlik gibi temel özellikleri karşılamasıdır. Bu özelliklerin tasarım sürecinde eş zamanlı olarak değerlendirilmesi, ideal doku iskelesi tasarımını oldukça karmaşık hale getirmektedir. Bu tez çalışmasında, farklı gözenek geometrileri ve oranlarının doku iskelelerinin biyobozunma davranışı ve kemik rejenerasyonu üzerindeki etkileri mekanik yük altında incelenmiştir. Çalışmada üç farklı gözenek geometrisine sahip doku iskelesi tasarlanmıştır: 1.Basit Küp (BC): Yalnızca yatay ve dikey çubuklardan oluşan yapı, 2.Hacim Merkezli Yapı (BCS): Yalnızca açılı çubuklardan oluşan yapı, 3.Hacim Merkezli Kübik (BCC): Hem yatay-dikey hem de açılı çubuklardan oluşan yapı. Ayrıca, çubuk kesit ölçüleri değiştirilerek %50, %62,5 ve %75 gözenek oranlarına uygun tasarımlar gerçekleştirilmiştir. Bu sayede, kemik rejenerasyonunu etkileyen farklı rijitlik, spesifik yüzey alanı ve spesifik enerji emilimi değerlerine sahip doku iskeleleri elde edilmiştir. Deneysel ve sonlu elemanlar analizleri sonucunda, BC doku iskelelerinin tüm gözenek oranlarında en yüksek rijitlik değerine sahip olduğu belirlenmiştir. En yüksek spesifik yüzey alanı değeri %75 gözenek oranına sahip BCC doku iskelesinde, en yüksek spesifik enerji emilimi ise %75 gözenek oranına sahip BCS doku iskelesinde elde edilmiştir. Biyobozunma davranışını değerlendirmek için iki farklı nümerik model kullanılmış ve biyobozunma deneyleri 15, 30, 60, 90 ve 120 gün süreyle 4 N mekanik yük altında gerçekleştirilmiştir. Birinci dereceden kinetik model biyobozunmanın ikinci aşamasını, difüzyon esaslı model ise biyobozunmanın ilk aşamasını temsil etmektedir. Deneyler sonucunda mekanik yükün biyobozunma üzerinde etkisi olmadığı, doku iskelelerinin mekanik özelliklerinde ve ağırlıklarında anlamlı bir değişim gözlenmediği belirlenmiştir. En yüksek su emilimi, 60. günde BCC doku iskelesinde gözlemlenmiş ve bu durum hücre ekimi ve tutunması açısından BCC doku iskelelerini avantajlı kılmıştır. In vitro çalışmalar kapsamında, %50 ve %75 gözenek oranlarına sahip doku iskelelerinde 2 N mekanik yük altında hücre canlılığı ve ALP enzim aktivitesi analizleri gerçekleştirilmiştir. %50 gözenek oranına sahip BCC doku iskelesine uygulanan mekanik yük, hücre canlılığını 18 kat artırırken, %75 gözenek oranına sahip BCS doku iskelesinde bu artış 6 kat olarak ölçülmüştür. Ancak BC doku iskelelerinde mekanik yükün canlılık üzerine etkisi bulunmamıştır. ALP enzim aktivitesi analizlerinde mekanik yükün etkisi gözlenmemiştir. Mineralizasyon ve mikro-BT analizleri, %50 ve %75 gözenek oranlarına sahip BCS ve BCC doku iskelelerinde 1 N ve 2 N mekanik yük etkisi altında gerçekleştirilmiştir. En yüksek mineralizasyon, 2 N mekanik yük altında %75 gözenek oranına sahip BCC doku iskelesinde elde edilmiştir. Mikro-BT taramalarında ise en yüksek mineral miktarı, aynı yük altında %75 gözenek oranına sahip BCS doku iskelesinde gözlemlenmiştir. Kemik rejenerasyonu açısından mekanik yükün, spesifik yüzey alanının ve spesifik enerji emilimi değerlerinin önemli etkileri olduğu in vitro analizlerle doğrulanmıştır. Ayrıca, farklı tasarım parametrelerinin etkilerini nümerik olarak değerlendirmek amacıyla in silico bir model geliştirilmiştir. Bu model, sonlu elemanlar yöntemine dayanmakta ve kemik yapılanma modeli için elemanlardaki şekil değiştirme enerjisi yoğunluğunu temel almaktadır. Modelde kullanılan katsayılar, mineralizasyon ve mikro-BT analizlerinden elde edilen normalize sonuçlarla belirlenmiş ve in vitro analiz sonuçlarıyla uyumlu hale getirilmiştir. Böylelikle in silico modelde kemik dokusunun gelişimi modellenebilmiştir. Sonuç olarak, farklı tasarım parametrelerine sahip doku iskelesi tasarımları, mekanik dayanım, biyobozunma, in vitro ve in silico analizlerle değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar spesifik yüzey alanı ve spesifik enerji emilimi değerlerinin doku iskelesi uygulamalarında başarının sağlanmasında kritik öneme sahip olduğu belirlenmiştir.

Özet (Çeviri)

Tissue engineering approaches have gained increasing importance in recent years due to the significant drawbacks of conventional regenerative surgery. In this approach, cells cultured in a laboratory environment are seeded onto a biodegradable scaffold and implanted into the patient after tissue formation. However, the growth behavior of bone tissue on scaffolds has not been fully modeled. Bone tissue regeneration is a mechanobiological process. Nevertheless, most studies in this field focus primarily on biological processes, considering mechanical loading merely as an experimentally acknowledged factor without investigating its mechanisms of action. Tissue scaffolds are expected to provide adequate mechanical strength while allowing sufficient porosity for nutrient and waste diffusion, as well as fulfilling essential properties such as biocompatibility and biodegradability. Evaluating these features simultaneously during the design process significantly complicates the development of ideal tissue scaffolds. In this thesis study, the effects of different pore geometries and porosity ratios on the biodegradation behavior and bone regeneration of tissue scaffolds were examined under mechanical loading. Three different pore geometries were designed: 1.Basic Cube (BC): Comprising only horizontal and vertical struts, 2.Body-Centered Structure (BCS): Comprising only diagonal struts, 3.Body-Centered Cubic (BCC): Comprising horizontal, vertical, and diagonal struts. Additionally, scaffolds were designed with porosity ratios of 50%, 62.5%, and 75% by altering the cross-sectional dimensions of the struts. As a result, scaffolds with varying stiffness, specific surface area, and specific energy absorption values, which are directly influential in bone regeneration, were obtained. Experimental and finite element analyses revealed that BC scaffolds exhibited the highest stiffness values across all porosity ratios. The highest specific surface area was observed in BCC scaffolds with a porosity of 75%, while the highest specific energy absorption was obtained in BCS scaffolds with the same porosity ratio. To characterize the biodegradation behavior, two different numerical models were utilized, and biodegradation experiments were conducted under 4 N mechanical loading for 15, 30, 60, 90, and 120 days. The first-order kinetic model represented the second stage of biodegradation, while the diffusion-based model corresponded to the first stage, aligning with experimental results. The experiments demonstrated that mechanical loading had no significant effect on biodegradation, and the mechanical properties and weight of the scaffolds remained relatively unchanged. The highest water absorption was observed on day 60 in BCC scaffolds, indicating an advantage for cell seeding and adhesion. In vitro studies involved cell viability analysis and ALP enzyme activity measurements under 2 N mechanical loading for 50% and 75% porosity scaffolds. For 50% porosity, mechanical loading increased cell viability by 18 times in BCC scaffolds, whereas it led to 6 times increase in BCS scaffolds with 75% porosity. Mechanical loading had no significant effect on cell viability in BC scaffolds. Furthermore, ALP enzyme activity was unaffected by mechanical loading. Mineralization and micro-CT analyses were conducted under 1 N and 2 N mechanical loading for BCS and BCC scaffolds with 50% and 75% porosity. The highest mineralization value was observed in BCC scaffolds with 75% porosity under 2 N loading, with the highest specific surface area. Similarly, micro-CT scans indicated that the highest mineral content was achieved in BCS scaffolds with 75% porosity under the same loading condition, with the highest specific energy absorption. In vitro analyses confirmed the significant impact of mechanical loading, specific surface area, and specific energy absorption on bone regeneration. To numerically evaluate the effects of different design parameters, an in silico model was developed based on the finite element method. This model utilized strain energy density in elements representing bone tissue for bone remodeling. Coefficients used in the bone remodeling model were determined from normalized results obtained from mineralization and micro-CT analyses, ensuring consistency between in silico and in vitro findings. Thus, the development of bone tissue on scaffolds is modeled by using an in silico approach. In conclusion, tissue scaffolds with different design parameters were assessed through mechanical testing, biodegradation experiments, and in vitro and in silico analyses for bone tissue engineering applications. The obtained results identified that specific surface area and specific energy absorption are critical parameters for the success of tissue scaffold applications.

Benzer Tezler

  1. Nanocomposite scaffolds containing metal nanoparticles

    Metal nanotanecik içeren nanokompozit yapı iskeleleri

    AYŞEN AKTÜRK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Biyomühendislikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLTEKİN GÖLLER

    PROF. DR. MELEK MÜMİNE EROL TAYGUN

  2. Designing and additive manufacturing of customizable, modular scaffold blocks for large bone defects

    Büyük kemik kusurları için özelleştirilebilir, modüler doku iskele bloklarının tasarımı ve eklemeli imalatı

    ANIL AHMET ACAR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Makine MühendisliğiSabancı Üniversitesi

    Üretim Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAHATTİN KOÇ

  3. Doku mühendisliği için eklemeli imalat kullanılarak yeni bir kemik iskelesi tasarımı ve üretimi

    Design and production of a novel bone scaffolding using additive manufacturing for tissue engineering

    NESLİHAN TOP

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Mühendislik BilimleriGazi Üniversitesi

    Endüstriyel Tasarım Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İSMAİL ŞAHİN

    DR. HARUN GÖKÇE

  4. A topology optimized model based on the level-set method for porous bone scaffolds

    Gözenekli kemik doku iskelesi için level set yöntemine dayalı topoloji optimizasyonu

    BAHAR IMANLOU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    Endüstri ve Endüstri MühendisliğiSabancı Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLLÜ KIZILTAŞ ŞENDUR

  5. Bone tissue formation on modified polybutylene succinate scaffolds with porcine dental germ stem cells

    Polibutilen suksinat doku iskeleleri üzerinde dental jerm kök hücrelerinden kemik dokusu oluşturulması

    NERGİS ABAY

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2013

    BiyoteknolojiYeditepe Üniversitesi

    Biyoteknoloji Bölümü

    PROF. DR. GAMZE KÖSE