Geri Dön

Türkiye'de batılılaşma sürecinde piyanonun rolü

The role of the piano in the westernization process in Turkey

  1. Tez No: 924733
  2. Yazar: ÖZGE IŞIKSALAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OKAN MURAT ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: ANKARA MÜZİK VE GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
  10. Enstitü: Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzikoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Müzik Bilimleri Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 328

Özet

Türkiye'de yaşanan modernleşme/Batılılaşma sürecinin müzik alanındaki farklı boyutları üzerinde yapılmış müstakil araştırmalar mevcut ise de bu süreçte piyanonun ve piyano müziğinin etrafında yaşanan gelişmeler hakkında bilinenlerin hala oldukça kısıtlı olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmada Batılılaşma açısından aynı zamanda sembol niteliğinde bir çalgı olan piyano ve piyano müziği üzerinden, Batı müziğinin Türkiye'de yaygınlaşmasına, egemen simgeler arasında edindiği yere ve sürecin eğitsel, düşünsel, ticari, politik, kültürel boyutlarına odaklanılmıştır. Süreçte rol oynayan eğitimci, müzisyen, düşünür ve yazarların düşünsel dayanakları doğrultusunda piyano ile çağdaşlaşma ve eleştirisi arasında kurulan söylemsel bağlantılar, çalışmanın odaklandığı temel alanlardır. Piyano ticareti ve etrafındaki kültürün Türkiye'de yaygınlaşması süreci, hegemonya-rekabet ilişkisi içerisinde şekillenen bir sistem içinde temellendirilmiştir. Burjuvazinin kendisini ulusal bir sınıf olarak düşünmesi ve bu iddiasını desteklemek için iddiaya kültürel bir hissiyat veren ulusal hissiyatı geliştirmesi düşüncesi, çalışmamızın temel düşünsel dayanağının özeti niteliğindedir. Bu temel düşüncenin uygulama sahası olarak, sürekli genişleme eğilimindeki Avrupa ticareti ve“pazarlar”gösterilmiştir. Böylece kültür ve müzik faaliyetlerinin bu bileşenlerden yalıtılarak değerlendirilmesinin eksik kalacağı görüşü vurgulanmıştır. Teknoloji ve müzik birlikteliğinin ürünü olan piyanonun bir meta ve çalgı olarak Avrupa'da yaygınlaşması ve sembolik konumuna dair bölümde piyano, devrin müzik devriminin enstrümanı olarak tanımlanmıştır. Piyanonun icadı, özel mülkiyet ve patent anlaşmalarının henüz görülmeye başlandığı bir devirde gerçekleşmiş olup, tasarımının bir fikri mülkiyet önermesine dayandığı gösterilmiştir. İcat olunduğu dönemin ekonomik ve siyasi etkilerini ilk andan itibaren taşıyan çalgı, devrin yeni müzik söylemiyle desteklenmiştir. Bölümün devamında piyanonun halka arzında kullanılmış strateji, pazarlama teknikleri, üretim, konser, yayımcılık faaliyetleri ve eğitim etkinliklerinin karşılıklı olarak birbirini desteklemesi, gündelik piyano müziğinde kullanılan yazım teknikleri, üretici-virtüöz iş birlikleri çerçevesinde gelişen piyano etrafındaki kültür ve müzik açıklanmış, üretim-finansman ilişkilerine dikkat çekilmiştir. Bu çerçevenin ışığında doygunluğa ulaşan pazarlar karşısındaki yeni pazar arayışları Avrupalı piyano üreticilerini çevre coğrafyalara yönlendirmiştir. Bunun öncesinde dünya-ekonomisine katılım sürecini tamamlamış olduğu düşünülen Osmanlı İmparatorluğu, üreticiler için yeni bir pazar oluşturmaktadır. Ticaretin 19. yy.'da oldukça serbestleşmesinin ardından yabancı kitle üretimi malların akınına uğrayan Osmanlı pazarlarına piyanolar, elektrikli ziller, buzdolapları vb. teknoloji ürünleri ve markalarıyla birlikte girmiştir. 19. yüzyılda saray ve çevresinde yaygınlaşmaya başlayan piyanoların ve piyano müziğinin yaygınlaşmasındaki araçlar incelenmiştir. Bu araçların toplumsal, kültürel ve ekonomik boyutları gösterilmiş, piyano literatürünün, dönemin mevcut piyasasının olanaklarıyla ilişkisi vurgulanmıştır. 19. yüzyıl Osmanlı toplumunda piyano ve Türk Müziği (TM.) buluşmasının sonuçlarının, piyanoların yaygınlaşması ve bu yaygınlaşmaya uygun bir müziğin lehinde gelişmiş olduğunu söylemek mümkündür.“Erken Cumhuriyet Türkiye'sinde milli müzik, piyanistlik ve piyano müziği”adlı kısa bir giriş niteliğindeki son bölüm, Cumhuriyet Türkiye'sinde toplumsal üretimi hazırlayan etkenler ve Cumhuriyetin milliyetçilik çerçevesindeki oluşumları, kurumlaşma ve müzikte modernleşme programları doğrultusunda kültür ve müzik alanında izlenen uygulamalarla, piyanoyu merkeze almak suretiyle ilişkilendirmektedir. Bu bağlamda uluslararası alanda temsil ve rekabet olguları, çok seslendirilecek halk müziğiyle elde edilecek milli müzik sorunundan çok, Batı'yla mevcut siyasi ve ekonomik ilişkilerin çerçevesi içinde düşünülmüştür. Bölümde Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun'un öne çıkan piyano yapıtları, müzik dilleri ve teknikleri bakımından değerlendirilmiştir. Bu yapıtların 1940'lara kadar Avrupa sanat merkezlerinde, etkili çağdaşlarıyla birlikte, dönemin önemli müzik piyasası ve şirketleri içerisinde varlık göstermiş olmaları dolayısıyla temsil ve rekabet niteliklerine dikkat çekilmiştir. Bölümde piyano müziğinin kurumsallaşmasındaki etkileri dolayısıyla Mithat Fenmen ve Ferhunde Erkin'e de ayrı alt başlıklar altında yer verilmiştir. Elde edilen veriler ve bulgular sonucunda piyanonun, toplumsal bir imge ve bir meta olarak ortaya konan tüm ilişkileriyle birlikte, Batı müziğinin Osmanlı'dan Cumhuriyete Türkiye'de yaygınlaşmasında anlamlı, etkin bir role sahip olduğu görülmüştür.

Özet (Çeviri)

Although there are independent studies on the different dimensions of the modernization/Westernization process in Turkey in the field of music, it is possible to say that what is known about the developments around the piano and piano music in this process is still quite limited. This study focuses on the spread of Western music in Turkey, its place among the dominant symbols, and the educational, intellectual, commercial, political, and cultural dimensions of the process, through the piano and piano music, which is also a symbol instrument in terms of Westernization. The discursive connections established between the piano and modernization and its critique in line with the intellectual foundations of the educators, musicians, thinkers, and writers who played a role in the process will be the main areas of focus of the study. The piano trade and the process of popularization of the culture around it in Turkey is grounded in a system shaped within the hegemony-competition relationship. The idea that the bourgeoisie thinks of itself as a national class and in order to support this claim, it develops a national sentiment that gives a cultural sensibility to this claim is the summary of the basic intellectual basis of our study. As the field of application of this basic idea, the ever-expanding European trade and“markets”are shown. Thus, it is emphasized that evaluation of cultural and musical activities in isolation from these components would be incomplete. In the section on the spread and symbolic position of the piano, as a commodity and instrument in Europe, the piano is defined as the instrument of the musical revolution of the period. The invention of the piano took place at a time when private property and patent agreements were just beginning to appear, and its design is shown to be based on an intellectual property proposition. The instrument, which bears the economic and political effects of the period in which it was invented from the firs moment, is supported by the new musical discourse of the period. In the rest of the chapter, the strategy used in the public offering of the piano, marketing techniques, the intersection of production, concert, publishing activities and educational activities, the writing techniques used in everyday piano music, the culture and music around the piano that developed within the framework of producer-virtuoso collaborations are explained, and production-financing relations are emphasized. In the light of this framework, the search for new markets in the face of saturated markets led European piano manufacturers to the neighboring geographies. The Ottoman Empire, which is considered to have completed the process of participation in the world economy, constitutes a new market for producers. Following the liberalization of trade in the 19th century, pianos, electric bells, refrigerators, etc. entered Ottoman markets, which were flooded with foreign mass-produced goods, together with technological products and brands. In the 19th century, the instruments for the spread of pianos and piano music, which became widespread in anad aroun the palace, are analyzed. The social, cultural and economic dimensions of these instruments are shown, and the relationship between piano literature and the possibilities of the existing market of the period is emphasized. In 19th century Ottoman Society, it is possible to say that the results of the meeting of piano and Turkish Music™ were in favor of the widespread use of pianos and a music suitable for this widespread use. The last chapter,“National music, pianism and piano music in early Republican Turkey”, which is a short introduction, relates the factors that prepared the social production in Republican Turkey and the formations of the Republic within the framework of nationalism to the practices followed in the field of culture and music in line with the institutionalization and modernization programs in music, with the piano at the center. In this context, the phenomena of representation and competition in the international arena with the West, rather than the problem of national music to be achieved through folk music to be performed widely. In the chapter, the prominent piano works of Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, and Ahmed Adnan Saygun are evaluated in terms of their musical language and techniques. Attention is drawn to the representational and competitive qualities of these works, as they were present in European art centers until the 1940s, together with their influential contemporaries, within the important music market and companies of the period. The chapter also includes Mithat Fenmen and Ferhunde Erkin under separate subheadings due to their influence on the institutionalization of piano music. As a result of the data and findings, it is thought that the piano, as a social image and a commodity, with all the relations shown, had a significant and effective role in the spread of Western music in Turkey from the Ottoman Empire to the Republic.

Benzer Tezler

  1. Türk İnkılâbı ve muhafazakârlık: Peyami Safa örneği

    Turkish Revolution and conservatism: Peyami Safa sample

    ÖZLEM TARCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    TarihDokuz Eylül Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEDİM YALANSIZ

  2. Mehmet Âkif Ersoy Ve Tevfik Fikret'in şiirlerindeki Tema karşılaştırması

    Comparasion of theme at the Mehmet Âkif Ersoy and Tevfik Fikret's poems

    AHMET UNSU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Türk Dili ve EdebiyatıFırat Üniversitesi

    Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TARIK ÖZCAN

  3. Modernizmin absürt yansımaları: Avrupa ve Türk tiyatrosunda modernite eleştirisi

    Absurd reflections of modernism: A critique of modernity in European and Turkish theater

    FUNDA KAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    SosyolojiMersin Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE AZMAN

  4. Sanayileşme ve Batılılaşma sürecinde Türkiye'de teknolojik belirlenmişlik: Bir model önerisi olarak offset uygulaması

    Technological determinism in Turkey in the process of industrialization and Westernization: Offset practice as a model proposal

    MEHMET VECDİ GÖNÜL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET ALPAY DİKMEN

  5. Batılılaşma sürecinde Türkiye'de hilafet tartışmaları ve İslam dünyasındaki etkileri

    During the westernization process caliphate arguments in Turkey and its affects in the Islamic world

    MUSTAFA BIYIKLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Türk İnkılap Tarihiİstanbul Üniversitesi

    Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEZMİ ERASLAN