Realizm perspektifinden Türkiye'nin 1994-2020 arası Dağlık Karabağ politikası
Turkiye's Nagorno Karabakh policy between 1994 and 2020 from the perspective of realism
- Tez No: 925570
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞEREF ÇETİNKAYA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Avrasya Araştırmaları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 166
Özet
Realizm, uzun teorik bir geçmişi olmasına rağmen, İkinci Dünya Savaşı sonrası devletlerin dış politikasının belirlenmesinde etkili olan bir teori olarak uluslararası ilişkilerde yerini almıştır. Bunun en önemli sebebi, iki dünya savaşı arasında etkili olan idealizmin ve yine bu süreçte kurulan Milletler Cemiyeti'nin İkinci Dünya Savaşını önleyememesidir. Türkiye jeopolitik konumu itibariye Orta Asya, Balkanlar ve Orta Doğu gibi istikrar sorunu yaşayan bölgelerin tam ortasında yer almakta ve bu bölgelerde yaşanan sorunlardan etkilenmektedir. Bu nedenle de oldukça fazla güvenlik endişesi duymaktadır. Özellikle SSCB'nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan ülkelerin bulunduğu Post- Sovyet coğrafyasında meydana gelen güç boşluğu bölgedeki istikrarsızlığı artırmış ve çatışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda Türkiye'nin çevresi istikrarsızlıklar ve çatışmaların yaşandığı güvensiz bir bölge haline gelmiştir. Türkiye'nin aşırı güvenlik endişesi duyduğu bölgesel sorunlardan biri de Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ sorunudur. Türkiye, 1. Karabağ Savaşı'nın başladığı 1988 yılından Sovyetler Birliğinin 1991 yılında dağılmasına kadar geçen sürede Dağlık Karabağ sorununu Sovyetler Birliğinin iç meselesi olarak görmüştür. Bu sebeple Dağlık Karabağ sorununa müdahale ederek Sovyetleri karşısına almak istememiştir. 1991 yılında Azerbaycan ve Ermenistan bağımsızlığının kazanması sonrasında taraflar arasındaki sorun iyiden iyiye artmıştır. Devam eden süreçte Ermenistan, 1994 yılında kabul edilen ateşkese kadar Azerbaycan topraklarının %20'sini işgal etmiştir. Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan'ın bağımsızlıklarını kazandıktan sonraki sürecin ilk zamanlarında tarafsız bir politika izlemiştir. Ancak Ermeni işgallerinin Dağlık Karabağ'ı aşıp Azerbaycan topraklarında devam etmesi Türkiye'nin Ermenistan'ı kendi ulusal çıkarlarına tehdit olarak görmesine neden olmuş ve tarafsızlık politikasını terk etmiştir. Türkiye, ilk olarak Ermenistan sınırını kapatarak ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştır. Daha sonra Ermenistan'a blokaj politikası uygularken bu sorunda Azerbaycan yanlısı bir tutum göstermeye başlamıştır. Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorunundaki Azerbaycan'a olan siyasi, askeri ve diplomatik desteği 2020 yılında Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'dan tekrar alınmasına kadar istikrarlı bir şekilde devam etmiştir.Bu tezde, Türkiye'nin 1994 ve 2020 arası dönemde izlemiş olduğu Dağlık Karabağ politikasının realizm perspektifinden ele alınması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası yeni aktörlerin ortaya çıkmasının neden olduğu bölgesel istikrarsızlıklar, 11 Eylül saldırısı ve Arap Baharı'nın getirdiği yeni güvenlik sorunları neticesinde şekillenen Türkiye'nin Dağlık Karabağ politikası ele alınacaktır. Ayrıca, Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorunundan duyduğu güvenlik endişelerinin yanı sıra ulusal çıkarları ve güç mücadelesi de Türkiye'nin Dağlık Karabağ politikasını belirleyen unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölgesel güç olmak isteyen Türkiye'nin güç dengelerini kendi lehine çevirmek amacıyla Dağlık Karabağ sorununda 1994 yılından 2020 yılına kadar izlediği aktif politikası analiz edilecektir.Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde realizm ve jeopolitik kavramı açıklanacaktır. Ardından, Dağlık Karabağ sorunun tarihsel süreci, soruna çözüm arayışları ele alınacak ve konunun önemini vurgulamak adına küresel ve bölgesel aktörlerin Dağlık Karabağ politikasına değinilecektir. Son olarak da Türkiye'nin Dağlık Karabağ politikasına etki eden bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bu gelişmemler doğrultusunda Türkiye'nin realist tutumu ve Türkiye'nin Dağlık Karabağ politikasındaki realist gerekçeleri değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Özet (Çeviri)
Realism, despite its long theoretical history, emerged as a prominent theory in international relations for guiding the foreign policies of states, particularly after the Second World War. The primary reason for this was the failure of idealism, which had been influential between the two world wars, and the League of Nations, established during this period, to prevent the outbreak of the Second World War.Turkiye, due to its geopolitical position, is situated at the heart of regions facing significant stability issues, such as Central Asia, the Balkans, and the Middle East. As a result, Turkiye is heavily influenced by the challenges in these regions and experiences profound security concerns. Particularly, the power vacuum that emerged in the post-Soviet geography following the dissolution of the Soviet Union exacerbated instability in the region and triggered conflicts. Consequently, Turkiye found itself surrounded by an insecure environment characterized by instability and conflicts. One of the regional issues causing significant security concerns for Turkiye is the Nagorno-Karabakh conflict between Azerbaijan and Armenia.Between 1988, when the First Karabakh War began, and 1991, when the Soviet Union dissolved, Turkiye regarded the Nagorno-Karabakh conflict as an internal matter of the Soviet Union. For this reason, Turkiye refrained from intervening in the conflict, as it did not want to provoke the Soviet Union. However, after Azerbaijan and Armenia gained independence in 1991, tensions between the two parties escalated. By the time a ceasefire was declared in 1994, Armenia had occupied 20% of Azerbaijan's territory. Initially, Turkiye pursued a neutral policy following the independence of Armenia and Azerbaijan. However, Armenia's occupation expanded beyond Nagorno-Karabakh into Azerbaijani territories, leading Turkiye to perceive Armenia as a threat to its national interests, prompting it to abandon its neutrality. Turkiye responded by closing its border with Armenia and implementing an economic embargo. Subsequently, it adopted a policy of blockade against Armenia and began to take a more overtly pro-Azerbaijani stance in the conflict. Turkiye's political, military, and diplomatic support for Azerbaijan in the Nagorno-Karabakh conflict remained consistent until the region was retaken from Armenia in 2020. This thesis aims to analyze Turkiye's Nagorno-Karabakh policy between 1994 and 2020 from the perspective of realism. To this end, the study will examine how regional instability caused by the emergence of new actors following the dissolution of the Soviet Union, as well as new security challenges brought about by events such as the September 11 attacks and the Arab Spring, shaped Turkiye's Nagorno -Karabakh policy. In addition to Turkiye's security concerns stemming from the Nagorno-Karabakh conflict, national interests and power struggles also emerge as key factors influencing Turkiye's policy.The study will analyze Turkiye's active policy towards the Nagorno-Karabakh conflict between 1994 and 2020 as part of its efforts to shift power balances in its favor and establish itself as a regional power. In this context, the first section of the study will explain the concepts of realism and geopolitics. Subsequently, the historical trajectory of the Nagorno-Karabakh conflict and attempts at resolution will be addressed, while also examining the policies of global and regional actors to underscore the significance of the issue. Finally, the study will evaluate the regional and international developments that influenced Turkiye's Nagorno-Karabakh policy, Turkiye's realist approach in response to these developments, and the realist rationales underpinning Turkiye's policy in the Nagorno-Karabakh conflict.
Benzer Tezler
- Türkiye'nin ABD ile ilişkilerin neoklasik realizm perspektifinden analizi (2009-2020)
An analysis of Turkey's relations with United States from the perspective of neoclassical realism (2009-2020)
MEHMET ALPEREN ÖNAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Uluslararası İlişkilerHitit ÜniversitesiUluslararası İlişkiler ve Güvenlik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ONUR TETİK
- Turkish foreign policy toward Israel through the lens of neoclassical Israel, 1949-2010
Neoklasik realizm perspektifinden İsrail'e yönelik Türk dış politikası, 1949-2010
ANDREW JAMES EMMERT
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLEM TÜR
- Ofansı̇f realı̇zm perspektı̇fı̇nden Surı̇ye'dekı̇ sı̇lahlı devlet dışı aktörlerı̇n Türkı̇ye'nı̇n güvenlı̇ğı̇ne etkı̇sı̇: PYD-YPG örneği
The impact of violent non-state actors in Syria on Turkey's security from the perspective of offensive realism: Example of PYD-YPG
MESUT ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Uluslararası İlişkilerMarmara ÜniversitesiSiyasi Tarih ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMEL PARLAR DAL
- Turkey's foreign policy towards Russia: The analysis of the cooperation between two arch-rival frenemies from 2009 to 2022
Türkiye'nin Rusya'ya karşı dış politikası: İki ezeli rakip arasındaki 2009-2022 arasındaki ilişkilerin incelenmesi
HASAN AKKUŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Uluslararası İlişkilerAtılım ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DUYGU DERSAN ORHAN
- Neoklasik realizm perspektifinden Türk-Rus ilişkilerinde lider faktörü
Leader factor in Turkish-Russian relations from neoclasic realism perspective
İSMAİL SITKI YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Uluslararası İlişkilerİstanbul Sabahattin Zaim ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NASUH USLU