Geri Dön

Abaloparatid'in post-menapozal sıçanların kalvariyumlarında oluşturulan kritik kemik defektlerinde yeni kemik oluşumu üzerine etkisi

The effect of abaloparatide on new bone formation in critical bone defects in the calvaria of post-menopausal rats

  1. Tez No: 936374
  2. Yazar: ZEYNEP ÖZDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ALPER KIZILDAĞ
  4. Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
  5. Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
  6. Anahtar Kelimeler: Kalvaryal defekt, Rat, Otojen greft, Abaloparatid, Calvarial defect, Rat, Autogenous graft, Abaloparatide
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Pamukkale Üniversitesi
  10. Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Periodontoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 156

Özet

Amaç: Bu çalışmada lokal olarak uygulanan abaloparatid'in (ABL) postmenopozal sıçanlarda oluşturulan kritik boyutlu kalvaryal defektlerde, tek ajan olarak ve otojen greft ile kombine halinde yeni kemik oluşumu üzerine etkisi değerlendirilmiştir. Yöntem: Ovariektomi yapılmış otuz iki dişi sıçan 4 eşit gruba ayrıldı: Kontrol (K), abaloparatid (ABL), otojen (O), abaloparatid +otojen (ABL+ O). Tüm sıçanlara trefan frez ile 8 mm çapında kalvaryal defekt oluşturuldu. 8 hafta sonra, kemik rejenerasyonu mikro-BT ve histolojik analizler kullanılarak değerlendirilmiştir. Alkalen fosfataz (ALP), beta-katenin (β-katenin), kemik morfogenetik protein-2 (KMP-2), kolajen 1, osteokalsin, osteonektin, osterix (OST), osteoprotegerin (OPG), nükleer faktör-kappa B için reseptör ligandı (RANKL), dönüştürücü büyüme faktörü-beta (TGF-β) ve vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) immünohistokimyasal olarak değerlendirildi. Bulgular: ABL ve O uygulanan gruplarda kemik iyileşmesine ilişkin parametrelerde K grubuna kıyasla anlamlı iyileşmeler saptanmıştır. ABL+O grubu, total iyileşme alanı, defekt kapanma oranı ve yeni kemik oluşumu açısından en yüksek değerlere ulaşmıştır. Histomorfometrik analizlerde osteoblast sayısının en yüksek, osteoklast sayısının ise en düşük olduğu grup ABL+O grubu olarak bulunmuştur. İmmuno-histokimyasal analizlerde ALP, β-katenin, KMP-2, kolajen-1, osteokalsin, osteonektin, OST, OPG, RUNX2, TGF-β ve VEGF ekspresyonlarının ABL+O grubunda belirgin şekilde arttığı, RANKL ekspresyonunun ise K grubunda en yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Mikro-BT analizi, ABL+O grubunun kemik yoğunluğu (BV/TV), trabeküler kalınlık (Tb.Th) ve trabeküler sayısı (Tb.N) açısından en iyi sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Sonuç: ABL+O, post-menopozal sıçanlarda kritik boyutlu kemik defektlerinin iyileşmesini optimize ederek kemik rejenerasyonu üzerinde yüksek bir terapötik potansiyel göstermiştir. Bu bulgular, ABL+O'nun klinik uygulamalarda etkili bir tedavi seçeneği olabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: This study examined the effect of locally administered abaloparatide (ABL), alone or combined with autogenous graft, on new bone formation in critical-sized calvarial defects in postmenopausal rats. Method: Thirty-two ovariectomised female rats were divided into 4 equal groups: Control (C), abaloparatide (ABL), autogenous (O), abaloparatide + autogenous (ABL+O). An 8 mm diameter calvarial defect was created with a trephan drill in all rats. After eight weeks, bone regeneration was evaluated using micro-CT and histologic analyses. Alkaline phosphatase (ALP), beta-catenin (β-catenin), bone morphogenetic protein-2 (BMP-2), collagen 1, osteocalcin, osteonectin, osterix (OST), osteoprotegerin (OPG), receptor ligand for nuclear factor-kappa B (RANKL), transforming growth factor-beta (TGF-β) and vascular endothelial growth factor (VEGF) were evaluated immunohistochemically. Result: Significant improvements were found in the parameters related to bone healing in the ABL and O groups compared to the K group. ABL+O group reached the highest values in terms of total healing area, defect closure rate and new bone formation. Histomorphometric analysis showed that the ABL+O group had the highest number of osteoblasts and the lowest number of osteoclasts. Immunohistochemical analysis showed that ALP, β-catenin, BMP-2, collagen-1, osteocalcin, osteonectin, OST, OPG, RUNX2, TGF-β and VEGF expressions were significantly increased in the ABL+O group, while RANKL expression was highest in the K group. Micro-CT analysis showed that the ABL+O group had the best results in terms of bone density (BV/TV), trabecular thickness (Tb.Th) and trabecular number (Tb.N). Conclusion: ABL+O showed a high therapeutic potential on bone regeneration by optimizing the healing of critical-sized bone defects in post-menopausal rats. These findings suggest that ABL+O may be an effective treatment option in clinical applications.

Benzer Tezler