Geri Dön

1924 Anayasası döneminde cumhurbaşkanının tarafsızlığı

Presidential impartiality under the 1924 Constitution

  1. Tez No: 945536
  2. Yazar: DOĞUKAN TEMİZEL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BİHTERİN DİNÇKOL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Tarih, Law, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 235

Özet

Tarafsızlık, taraflara eşit davranılabildiği, taraflardan eşit uzaklıkta durulabildiği ölçüde var olan ve hem öznel hem de nesnel tarafsızlık şeklinde türü olan bir kavramdır. Öznel (subjektif) tarafsızlık, bireyin içsel dürüstlüğü ve adalet duygusuyla ilgiliyken; nesnel (objektif) tarafsızlık, toplumun ve üçüncü kişilerin algısına dayalıdır. Tarihin en eski dönemlerinden bu yana devletle beraber var olan devlet başkanları, tarih çağları içine girildiğinde önce yasama ve yargı yetkilerini bırakarak başka organlara devretmek zorunda kalmış, yürütme yetkileri ise kısıtlanmış olarak kullanılacak biçimde sınırlandırılmıştır. Günümüzde Türkçede devlet başkanları -sistemlere göre değişim gösterecek şekilde- kral, cumhurbaşkanı, başkan şeklinde kavramlarla anılmaktadır. Kamu hukukunun temel ilkelerinden birisi olan yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereği yetkili olan sorumlu, yetkisiz olan da sorumsuz olmalıdır. Devlet başkanının tarafsızlığının kuramsal olarak en çok önem taşıdığı sistem olan parlamenter sistemde yetkisiz ve sorumsuz cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiği ilkesel olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmada tarafsızlık kavramının tanımı, unsurları ve bazı kavramlarla ilişkileri açıklandıktan sonra, anayasa hukukunun tarihi devlet başkanlarına karşı verilen mücadelelerin de tarihi olduğundan devlet başkanının bu bağlamda siyasal sistemlere göre rolleri, tarafsızlıkları ve sorumlulukları ayrı ayrı irdelenecektir. Ayrıca kavramın etik ve ahlaki temelleri de vurgulanarak kamu gücünü kullanan figürlerin özellikle siyasal, yargısal ve idari alanlarda bu ilkeye uymalarının gerekliliği ve uymamalarının sakıncaları üzerinde durulacaktır. 491 sayılı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1924 Anayasası), Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan birkaç ay sonra hazırlanmış olmasıyla Cumhuriyet'in ilk anayasası olup meclis hükûmeti sistemiyle parlamenter rejimin bazı özelliklerini harmanlayan, bu vesileyle de“kuvvetler birliği - görevler ayrılığı”şeklinde formüle edilen bir karma rejimi getirmiştir. Siyasal sistemin karma niteliğine rağmen cumhurbaşkanlığı makamı Anayasa'da parlamenter sistemin cumhurbaşkanlığına benzer biçimde düzenlenmiştir. Öğretide bir eğilim, Anayasa'da cumhurbaşkanının tarafsızlığına dair doğrudan herhangi bir ifade geçmemesi nedeniyle bu dönemin tarafsızlık bakımından incelenmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek 1924 Anayasası'nda cumhurbaşkanının tarafsızlığı konusunun üstüne düşünmeyi ve tartışmayı ihmal etmiştir. Ancak 1924-1960 tarihleri arasında Anayasa kadar cumhurbaşkanının partiler üstü olması, tarafsız olması da çokça tartışılmış ve bizzat cumhurbaşkanları tarafından da tarafsızlık kavramına farklı bakış açılarıyla farklı anlamlar atfedilmiştir. Dolayısıyla, Anayasa'da doğrudan yer almıyor olan ancak halihazırda meyledilen siyasal sistemin özünde yer alan cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı meselesi, dönemin siyasi gündeminde önemli bir yere sahip olmuştur. Bu doğrultuda, bağlamının siyasi atmosferine de uygun olarak 1924 Anayasası'nda cumhurbaşkanının tarafsızlığı kavramı kuramsal, tarihsel ve anayasal bağlamda ve yer yer karşılaştırmalara yer verilerek incelenecektir. Tarafsızlık sadece anayasal düzenlemelerle değil, siyasal aktörlerin etik ve siyasal tutumlarıyla da yakından ilişkili olduğundan dolayı, bu çalışmada özellikle devlet başkanının tarafsızlığına dair teorik temel ortaya konulup bu ilkenin cumhuriyetin anayasal pratiğinin erken döneminde cumhurbaşkanlığı yapmış olan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Celâl Bayar tarafından nasıl anlaşıldığı ve uygulanıp uygulanamadığı değerlendirilecektir.

Özet (Çeviri)

Impartiality is a concept that exists to the extent that equal treatment can be afforded to the parties and an equal distance can be maintained from them. It has two types: subjective and objective impartiality. Subjective impartiality relates to an individual's inner sense of honesty and justice, while objective impartiality is based on the perception of society and third parties. Since the earliest periods of history, heads of state have existed alongside the state itself. When entering the historical ages, they were compelled to relinquish their legislative and judicial powers to other bodies, and their executive powers were limited to be exercised within certain restrictions. Today, in Turkish, heads of state are referred to—depending on the regime—by terms such as king, president, or head of state. In accordance with the principle of parallelism in authority and responsibility, which is one of the fundamental principles of public law, those who hold authority must bear responsibility, while those without authority must be free of responsibility. In the parliamentary system, where the impartiality of the head of state theoretically holds the greatest importance, it is an accepted principle that the president, who is without authority and responsibility, must be impartial. This study will first define the concept of impartiality, its elements, and its relationship with certain other concepts. Since the history of constitutional law is also a history of struggles against heads of state, the roles, impartiality, and responsibilities of heads of state will be examined separately according to political regimes. Additionally, by emphasizing the ethical and moral foundations of the concept, the necessity for public figures exercising public power—especially in the political, judicial, and administrative fields—to adhere to this principle, and the risks of non-compliance, will be discussed. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (No. 491-1924 Constitution), the first constitution of the Republic of Turkey drafted a few months after its establishment, introduced a hybrid regime formulated as a unity of powers - separation of functions, blending features of the parliamentary system with the assembly government system. Despite the hybrid nature of the political regime, the presidency was regulated in a manner similar to that of a parliamentary system. A tendency in the doctrine has been to overlook the issue of presidential impartiality during this period on the grounds that the Constitution did not contain any direct reference to the impartiality of the president. However, between 1924 and 1960, not only the Constitution but also the expectation for the president to be above parties and impartial was widely debated, and different meanings were attributed to the concept of impartiality by the presidents themselves. Therefore, although not explicitly stated in the Constitution, the issue of presidential impartiality, inherent in the political regime which was inclined, held a significant place on the political agenda of the period. Accordingly, in line with the political atmosphere of its context, this study will examine the concept of presidential impartiality in the 1924 Constitution from theoretical, historical, and constitutional perspectives, with occasional comparative references. Since impartiality is closely linked not only to constitutional provisions but also to the ethical and political conduct of political actors, this study will particularly set out the theoretical foundations of the head of state's impartiality and evaluate how this principle was understood and whether it was fulfilled by Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, and Celâl Bayar, who served as presidents in the early period of the constitutional practice of the Republic.

Benzer Tezler

  1. 1961 Anayasası döneminde Cumhurbaşkanlığı ve cumhurbaşkanlığı seçimleri (1960-1980)

    Presidenatal and presidential elections during The 1961 Constitution (1960-1980)

    GÜLİZAR BERİL UYAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihDokuz Eylül Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KEMAL ARI

  2. Anayasalara göre tarihsel süreç içerisinde devlet başkanının konumundaki değişim: Kanun-i Esasi'den günümüze

    Change in the position of the president in the historical process according to the constitutions: From Kanun-i Esasi to today

    JÜLİDE GÜLER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kamu Yönetimiİstanbul Rumeli Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Ekonomi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SÜLEYMAN ÖZMEN

  3. 1982 Anayasası'na göre Cumhurbaşkanının sorumluluğu

    Accountability of President in 1982 Constitution

    MEHMET AKGÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HukukMarmara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSEYİN MELİH ÇAKIR

  4. Türk siyasal hayatında cumhurbaşkanı seçimleri

    Presidential elections in Turkish political life

    MUSTAFA SERHAN YÜCEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Kamu YönetimiBilecik Şeyh Edebali Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HÜSEYİN SADOĞLU

  5. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yürütme organı

    Executive authority in the presidential government system

    SEYDİ PARAKAZAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukSelçuk Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FARUK BİLİR