Geri Dön

Ailevi akdeniz ateşi tanısındatel - hashomer, livneh ve Yalçınkaya tanı kriterlerinin karşılaştırması

Comparison of tel-hashomer, livneh, and Yalçinkaya diagnostic criteria in the diagnosis of familial mediterranean fever

  1. Tez No: 962350
  2. Yazar: TUĞBA KAZLI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MÜFERET ERGÜVEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Romatoloji, Rheumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 79

Özet

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF); Türkler, Sefardik Yahudiler, Ermeniler ve Araplar gibi, Akdeniz kökenli topluluklarda daha sık görülen, tekrarlayan ve kendi kendini sınırlayan ateş ile birlikte steril peritonite bağlı karın ağrısı, plevrit, artrit ve erizipel benzeri deri lezyonu ile karakterize otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Hastalığın sebebi olan MEFV geni 16.123.3 numaralı kromozomda yerleşmiş ve 1997 yılında tanımlanmıştır. Günümüze kadar exon 2, 3 ,5 ve 10' da 100' ün üzerinde mutasyon saptanmıştır. Amaç: S.B. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Kliniği Çocuk Romatoloji Polikliniği' nde klinik ve genetik verilere göre FMF tanısıyla takip ve tedavi edilmekte olan hastalarda Tel-Hashomer, Livneh ve Yalçınkaya tanı kriterlerini karşılaştırarak pratik uygulamadaki yerlerini değerlendirmek amaçlandı. Yöntem: Sağlık Bakanlığı İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Kliniği Çocuk Romatoloji Polikliniğinde FMF tanısıyla takip edilen 275 hastanın dosyası Eylül 2010 - Aralık 2010 tarihleri arasında tarafımızdan incelendi. Bunlardan klinik ve genetik verilere göre FMF tanısı konmuş, kolşisin tedavisi almakta olan, düzenli aralıklarla takip edilen toplam 113 hasta dosyası çalışmaya alındı. Tüm hasta dosyaları Tel-Hashomer, Livneh ve Yalçınkaya tanı kriterlerine göre tekrar değerlendirildi. Değerlendirme 9 aşamada yapıldı. 1. aşamada hastaların demografik özellikleri, 2. aşamada hastaların FMF gen mutasyonu dağılımları,3. aşamada hastaların klinik özellikleri, 4. aşamada hastaların Tel-Hashomer kriterlerine göre dağılımı, 5. aşamada hastaların Livneh kriterlerine göre dağılımı, 6. aşamada hastaların Yaçınkaya kriterlerine göre dağılımı ve lojistik modele göre FMF olma olasılıkları, 7. aşamada hastaların başvuru sırasında ve 6 aylık kolşisin tedavisi sonrasında FMF tanısı alma oranları (Tel-Hashomer, Livneh ve Yalçınkaya kriterlerine göre) değerlendirildi. 8. aşamada hastaların başvuru sırasında ve 6 aylık kolşisin tedavisi sonrasında FMF tanısı alma oranları (Tel-Hashomer, Livneh ve Yalçınkaya kriterlerine göre) 8. aşamada hastaların Tel-Hashomer kriterlerine göre 6 aylık tedavi sonrasında tanı alma oranları ile Livneh ve Yalçınkaya kriterlerine göre başvuru sırasındaki tanı alma oranları kıyaslandı. Karşılaştırmalar istatiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 113 hastanın yaş ortalaması 9.48 ± 4.29 idi. Hastaların %55.75' i (n=63) kız, % 44.25' i (n=50) erkekti. K/E oranı 1.2 : 1 idi. Hastaların aile öyküsü sorgulandığında; anne-baba akrabalığı %17.7, ailede FMF öyküsü %50.4, 1. dereceden akrabada FMF öyküsü % 23.89 bulundu. Hastalarımızda en sık görülen klinik bulgu karın ağrısı idi. Karın ağrısı çeken hastaların %84.8' inde (n=95) peritonit bulguları mevcutken olguların % 15.2 sinde (n=15) ateşin eşlik etmediği daha kısa süreli peritoneal bulguların eşlik etmediği karın ağrısı mevcuttu. 11 hastada (%9.73) apendektomi öyküsü mevcuttu. Hastalarımızın %90' ında (n=103) eklem tutulumu mevcuttu. Eklem tutulumu olan hastaların %27 ' sinde monoartrit ve %73' ünde artralji mevcuttu. Çalışma grubumuzdaki 113 hastanın genetik analiz sonuçları incelendiğinde (17 hastanın genetik analizine ulaşılamadı), en sık %21.24 (n=24) ile m694v homozigot (m694v/m694v) iken; 2. sırada %17 (n=20) ile m694v heterozigot (m694v/-) idi. 9 hastada ise bakılan mutasyonlardan hiçbiri saptanamadı. Hastalarımız yalnızca 1 allelde mutasyon taşıyan hastalar, 1' den fazla (2 veya 3) allelde mutasyon taşıyan hastalar ve hiç mutasyonu olmayan hastalar olarak 3 gruba ayrılıp; gruplar ailesel özellikler açısından karşılaştırıldığında, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0,223, p=0.549, p=0.184). Aynı mutasyon grupları kolşisine pozitif yanıt ve klinik özellikleri yönünden karşılaştırıldığında yine gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Tel-Hashomer ve Livneh kriterleri karşılaştırıldığında 113 kişilik hasta grubunda 88 hasta her iki tanı kriterine göre pozitif; 1 hasta her iki tanı kriterine göre de negatif; 1 hasta Livneh e göre negatifken, Tel-Hashomer' e göre pozitif; 23 hasta ise Tel-Hashomer' e göre negatifken Livneh' e göre pozitif bulundu (p=0,001). Tel-Hashomer ve Yalçınkaya kriterleri karşılaştırıldığında 87 hasta her iki tanı kriterine göre pozitif; 7 hasta her iki tanı kriterine göre de negatif; 2 hasta Yalçınkaya' ya göre negatifken, Tel-Hashomer' e göre pozitif; 17 hasta ise Tel-Hashomer' e göre negatifken Yalçınkaya' ya göre pozitif bulundu (p=0,001). Yalçınkaya ve Livneh tanı kriterleri kaşılaştırıldığında 104 hasta her iki tanı kriterine göre de pozitif, 7 hasta Livneh' e göre pozitifken Yalçınkaya' ya göre negatif, 1 hasta Yalçınkaya' ya göre pozitifken Livneh' e göre negatif 1 hasta da her iki tanı kriterine göre negatif saptandı (p=0,001). Hastalarımızın 11 tanesi'nin (1 i diğer kriterleri sağlayarak tanı alıyordu) 10 tanesi FMF olmasına rağmen kolşisine cevabı negatif olduğu için Tel-Hashomer tanı kriterlerine göre negatif tanı alıyordu. Bu 11 hastanın Livneh' e göre tamamı, Yalçınkaya' ya göre 10 tanesi FMF tanısı alıyordu. Sonuç: Çalışmamızda istatiksel olarak anlamlı sayıdaki hastanın Tel-Hashomer kriterlerine göre tanı almayıp Livneh ve Yalçınkaya tanı kriterlerine göre tanı alması Tel-Hashomer kriterlerinden amiloidozu saptamak için biyopsi gerektirmesi ve yalancı negatiflik oranının yüksek olması (kolşisine dirençli hastaların büyük bir kısmı negatif tanı almaktadır) ile açıklanabilir. Yine istatiksel olarak anlamlı sayıdaki hasta grubunda Livneh tanı kriterlerine göre tanı konup Yalçınkaya tanı kriterlerine göre tanı konmaması Livneh tanı kriterlerinin daha sensitif olduğunu göstermektedir; bu durum Livneh tanı kriterlerinde daha fazla parametrenin sorgulanmasıyla açıklanabilir. Ailevi Akdeniz ateşi ile ilgili tanı kriterlerinde asıl sorun sensitiviteden ziyade spesifitedir. Bizim çalışma planımız spesifiteyi değerlendirmeye uygun değildir. Yalçınkaya kriterlerinin çocuklar için hazırlanmış olması, daha az soru içermesi nedeni ile daha pratik olması ve hastalığın özelliklerini daha açık şekilde ortaya koyması önemini arttırmaktadır. Ancak Yalçınkaya kriterlerinin sensitivite ve spesifite çalışmasının yalnızca homozigot ve compound heterozigot hastalar üzerinde yapılmış olması ve mutasyonu olmayan veya tek mutasyonu olan hastalarda sensitivite ve spesifite çalışmasının olmayışı kullanımını kısıtlamaktadır. Sonuç olarak çalışmamızda Tel-Hashomer kriterlerine göre Yalçınkaya ve Livneh tanı kriterleri daha sensitif görünmektedir. Bu nedenle pratik uygulamada Tel- Hashomer kriterleri ile başvuru sırasında veya 6 aylık tedavi sonrasında tanı almayan hastalara daha sensitif tanı kriterleri olan Livneh ve Yalçınkaya kriterleri uygulanabilir. Ancak Yalçınkaya kriterlerinin önemi tek mutasyonu olan veya mutasyonu olmayan hastalarda yapılacak çalışmalar ile daha iyi anlaşılacaktır. Bu konularda yapılacak yeni çalışmalara gerek vardır.

Özet (Çeviri)

Familial Mediterrenean Fever (FMF) is an autosomal ressesive dissease mostly affecting people of mediterranean origin suc as Turcs,Sephardic Jews,Armenians and Arabs and is characterized by abdominal pain caused by sterile peritonitis,pleuritis,artritis and ersipelas like erythema with recurrent and self-limiting fever.The gene responsible for the disease,MEFV,which is located on chromosome 16.123.3. was identified in 1997.To date over 100 mutations in exons 2,3,5 and 10 have been identified. Objective: In this study by comparing Tel-Hashomer, Livneh and Yalçınkaya criteria on patients who were clinically and genetically diagnosed as FMF and have been treated and fallowed up in our Pediatrics Department, Pediatric Reumatology Clinic, evaluating the places of these criteria in practical usage is aimed. Method : The files of 275 patients who were diagnosed and followed up as FMF in SB Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi, Pediatrics Department, Pediatrics Reumatology Clinic between September 2010 and December 2010 were evaluated. 113 patients among 275 patients who were clinically and genetically diagnosed as FMF, treated with colchicine and coming to polyclinic controls regularly are included in the study. All the patients' files were reevaluated according to Tel-Hashomer, Livneh and Yalçınkaya criteria. Evaluation was made in nine steps. In 1 st step demographical features, in 2 nd step FMF gene mutations of patients, in 3 rd step clinical features, in 4 th step allocation of patients according to Tel-Hashomer criteria, in 5 th step allocation of patients according to Livneh criteria, in 6 th step allocation of patients according to Yalçınkaya criteria and probabilities of being FMF according to logistic model of Yalçınkaya et al., In 7th step the diagnostic ratio at the application and after six months of colchicine teraphy (according to Tel-Hashomer, Livneh and Yalçınkaya criteria) were evaluated. In the 8 th step diagnostic ratio at the application and after six months of colchicine teraphy (according to Tel-Hashomer, Livneh and Yalçınkaya criteria) and in the 9 th step diagnostic ratio of Tel-Hashomer criteria after six months of colchicine teraphy and diagnostic ratio of Livneh and Yalçınkaya criteria at the application were compared. Comparisons were statically evaluated. Results : Among 113 FMF patients that were included in the study 63 patients ( % 55.75 ) were females, 50 patients ( % 44,25 ) were males. Female to male ratio was 1.2 : 1. The mean age of patients was 9.48 ± 4.29 years. When the family history was questioned parent consanguinity rate was % 17.7, FMF history in the family was % 50.4 and FMF history in the first degree relatives was % 23.89. The most common clinical feature among our patients was abdominal pain. 95 patients ( % 84.8 ) among abdominal pain suffering ones had peritoneal irritations signs and 15 patients ( % 15.2 ) among this group had short term abdominal pain without fever and peritoneal irritation signs. 11 patients ( % 9.73 ) had a history of appendectomy. 103 patients ( % 90 ) had joint involvement. % 27 of patients having joint involvement had monoartritis and % 73 had artralgia. When we look at the FMF gene mutatrions of the 113 patients ( we didn't have genetic analyses of 17 patients ) M694V homozygosis was mostly seen and M694V heterozygosis was the second one. In 9 patients none of the mutations was found. We divided patients into groups according to number of mutated alleles ( Mutation in one allele, mutation in more than one allele – 2 or 3 alleles- and having no mutations ). When these mutations groups were evaluated according to clinical features, family history and improvement with cochicine teraphy no statically important difference between groups was found. In 113 patients when we compared Tel-Hashomer and Livneh criteria 88 patients were FMF whereas 1 patient wasn't FMF according to both criteria, 1 patient was FMF according to Tel-Hashomer while he wasn't FMF according to Livneh and 23 patient were FMF according to Livneh while they weren't FMF according to Tel-Hashomer criteria ( p= 0,001 ). When we compared Tel-Hashomer and Yalçınkaya criteria 87 patients were FMF whereas 7 patients weren't FMF according to both criteria, 2 patients were FMF according to Tel-Hashomer while they weren't FMF according to Yalçınkaya and 17 patients were FMF according to Yalçınkaya while they weren't FMF according to Tel-Hashomer criteria ( p=0,001 ). When we compared Livneh and Yalçınkaya criteria 104 patients were FMF whereas 1 patient wasn't FMF according to both criteria, 7 patients were FMF according to Livneh while they weren't FMF according to Yalçınkaya and 1 patient was FMF according to Yalçınkaya while he wasn't FMF according to Livneh criteria ( p=0,001 ). 10 patients of 11 non-responders ( 1 of them was diagnosed with other factors of Tel-Hashomer criteria ) were underdiagnosed. All of these 11 patients were diagnosed as FMF with Livneh criteria whereas 10 of them were diagnosed as FMF with Yalçınkaya criteria. Conclusion : In our study statically important number of patients were underdiagnosed with Tel-Hashomer criteria whereas they were diagnosed with Livneh and Yalçınkaya criteria.This condition may be explained with high false-negativity ( because nonresponders are usually underdiagnosed as non-FMFs ) and the need for biopsy to evaluate amyloidosis criteria. And again statically important number of patients were underdiagnosed with Yalçınkaya criteria whereas they were diagnosed with Livneh criteria, showing that the Livneh criteria is more sensitive than the compared one.This condition may be explained by higher number of parameters Livneh criteria questioned. But the problem with the FMF criteria is specifity rather than sensivitiy. Our study procedure is not appropriate for mesuring specifity.Since the Yalçınkaya criteria are defined in children, are more pratical due to having few questions and are exactly explaining the disease features they become more favorable comparing Livneh and Tel-Hashomer criteria. But performing sensitivity and specifity study only on patients with homozygous and compound heterozygous mutations and not having any study on patients with single or no mutation restrics its practical usage. In conclusion, in our study Livneh and Yalçınkaya criteria seems more sensitive than Tel-Hashomer criteria. For this reason the patients who are underdiagnosed with Tel-Hashomer criteria at application and after 6 months of colchicine teraphy may be evaluated with Livneh and Yalçınkaya criteria since they are more sensitive. The importance of Yalçınkaya criteria will be understood better by the studies that will be performed on patients with single mutation or no mutation. There is necessity further studies in these subjects.

Benzer Tezler

  1. İnsan lökosit antijeni (HLA)-B27 pozitif ve B27 negatif ankilozan spondilit tanılı hastalarda mefv gen mutasyonlarının araştırılması

    Investigation of mutations in mefv gene among human leukocyte antigen (HLA)-b27 positive and B27 negative in ankylosing spondylitis patients

    SELİN TAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    GenetikTrakya Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. HİLMİ TOZKIR

  2. Ailevi Akdeniz ateşi hastalığında 'huzursuz bacak sendromu' ve 'büyüme ağrısı' sıklığının araştırılması

    Restless leg syndrome' frequency and 'growing pain' frequency in children who have FNF

    AYLA KAÇAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    RomatolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. ŞEVKET ERBİL ÜNSAL

  3. Ailevi akdeniz ateşi olan hastalarda atopi prevalansı

    The prevalance of atopy i̇n fmf

    SERHAT ÖZKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FARUK ÖKTEM

    DOÇ. DR. EMİN ÖZKAYA

  4. MEFV mutasyonlarının ankilozan spondilit hastalarındaki sıklığı, klinik ve radyolojik şiddetle ilişkisi

    Frequency of MNEFV mutations in ankylosing spondylitis patients and relationship of clinical and radiological severity

    ZEYNEP IRMAK KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    RomatolojiEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TİMUÇİN KAŞİFOĞLU

  5. Ailevi akdeniz ateşi olan kişilerde mizaç özellikleri, anksiyete ve depresyon

    Başlık çevirisi yok

    İREM ŞAHİNOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    RomatolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖZDE YILDIRIM ÇETİN