Çevre sorumluluk hukukundan doğan kanunlar ihtilafı
The Conflict of laws originating from the environmental liability law
- Tez No: 100122
- Danışmanlar: DOÇ.DR. GÜLİN GÜNGÖR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 162
Özet
ÖZET Çevre sorunları günümüzde küresel bir boyut kazanarak artık çok daha önemli bir hale gelmiştir. Bunun nedeni tesislerin veya diğer kirletici faaliyetlerin yol açtığı çevre kirliliğinin sonuçlarının artık sadece kirlenmenin meydana geldiği devletin ülkesi ile sınırlı kalmamasıdır. Kirletme fiili birden fazla devletin ülkesinde meydana gelebileceği gibi, meydana gelen zarar bir veya birden fazla devletin ülkesinde de etkilerim doğurabilmektedir. Bu tür sınır ötesi çevre kirlenmelerinde, hangi ülkenin kanunun uygulanacağı sorunu karşımıza çıkmaktadır, bu da kanunlar ihtilâfı kurallarına başvurulmasını gerekli kılmaktadır. Devletler, çevre kirliliğini önlemek ve zararı tazmin etmek amacıyla iki veya çok taraflı antlaşmalar yapmaktadırlar. Bu sözleşmelerin çoğunda Devlete sorumluluk yüklenmekte, bireylerin sorumluluğu çoğu zaman düzenlenmemektedir. Sözleşmelerde konuya ilişkin bir düzenleme olmadığı takdirde, o zaman uluslararası hukuk kurallarına başvurulması gerekmektedir. Bu nedenle de bir sınırötesi çevre kirliliğine, Türk milli hukukunun uygulanmasının gerektiği hallerde, uygulanması gereken milli hukuk, sadece iç hukuk hükümlerini değil, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümlerini de kapsayacaktır. Çevre sorumluluk hukukunun bir haksız fiil türü olması nedeniyle, çevre sorumluluk hukukundan doğan kanunlar ihtilâfı alanında“ika yeri kuralı”hukuk sistemlerinin büyük bir çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Türk hukukunda da MÖHUK'un 25. m/l. f na göre haksız fiiller alanında ika yeri kuralı uygulanmaktadır. Haksız fiil ilişkisinin kurucu unsurları olan fiil ve zarar unsurlarının tek bir devletin ülkesinde gerçekleşmesi halinde,“ika yerinin saptanması”bir soruna yol açmaz. Bu durumda, fiilin işlendiği yerle zararın ortaya çıktığı yer aynı yerdir, bu nedenle de ika yeri bellidir. Buna karşın, kirletme fiilinin işlendiği yerle çevre zararının ortaya çıktığı yerin farklı olduğu hallerde ika yerinin saptanması konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür, ancak bunlardan en çok benimseneni ve MÖHUK'un 25. m/2, f da da benimsenmiş olam, zararın meydana geldiği yeri ika yeri olarak kabul eden görüştür. MÖHUK 25. m/3. f ya göre, ika yeri kanunlarının uygulanması en sıkı ilişki kanunun lehine sınırlandınlabilmektedir. İka yeri irtibat noktası ve dolayısıyla ika yeri kanunlarının rastlantıya bağlı olduğu; buna karşılık somut uyuşmazlığın olay ve 153taraflar açısından bir başka devletle daha sıkı ilişki içinde olduğu hallerde ika yeri kanunlarının yerini bu sonuncu devlet kanunları uygulanabilecektir. Son olarak şunu belirtmemiz gerekir ki, 2872 sayılı Çevre Kanunu' nun kapsamına giren durumlarda bu Kanunun doğrudan uygulanan bir kanun olması nedeniyle, uygulama alanına giren durumlar söz konusu olduğunda Çevre Kanunu'nun uygulanması gerekmektedir. Çevre Kanunu'nun düzenlemediği hususlarda ise, yetkili hukuk uygulanacaktır. 154
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Nowadays, environmental problems become much more important due to their global impacts. The reason of this importance is that the consequences of the environmental pollution, caused by establishments or other polluting operations, are not limited within the boundaries of the state where the pollution has emerged. Pollution act while can appear within the boundaries of more than one state, the same damage can bring about negative effects for other countries at large. Like in these trans-boundary pollution cases, which country's law would be applied becomes a problematic area and in that case the rules of conflict of laws shall be necessarily applied. States make bilateral or multilateral agreements in order to prevent environmental pollution and to compensate their damage. In the majority of these agreements, whereas the liability of the damage is charged to the state, the liability of individuals is not regulated. When there is no regulation about the related issue, the international rules should be applied to solve the problems. Because of this reason, in the case of trans-boundary pollution, Turkish national law should care not only for its domestic law principles but also for the principles of international agreements the Turkish government has become in part. Since the environmental liability law is the type of tortious, in the area of conflict of laws born by environmental liability law, has“lex loci delicti commissi”rule been adopted by the majority of the legal systems. According to the Turkish law MÖHUK (The Turkish Code of International Private Law and Procedural Law) Art 25 (1), the lex loci delicti is being applied in the area of tortious. If the constitutive elements of tortious comprising of act and damage took place within the boundary of one state, set of lex loci would cause no problem. In that respect, the places of act and the damage would be the identical and so“lex loci”is obvious. There are some confronting views for the place of polluting act and of the environmental damage in a way that they are different cases but the most adopted view about this issue which is prescribed by the MÖHUK Art 25(2) is that a place of harm accepted as lex loci. According to the MÖHUK Art 25 (3), the application of lex loci laws can be restricted in favour of the more favourable law rule. When the incidents and the parties 155have more common relationship with one state, then“the more favourable rule”can be applied. In the end it there is a need to indicate that since the Environmental Code is a directly applicable law, therefore when the situations related to this law exist, the environmental law should be applied. On the other hand, if the environmental law did not regulate the issue, the authorities would apply to competent law. 156
Benzer Tezler
- Uluslararası hukukta iklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkileri
The effects of climate change on the seas in international law
UĞUR KAYNAKÇIOĞLU
- Milletlerarası özel hukukta çevre zararlarından doğan sorumluluğa uygulanacak hukuk
The law applicable to liability arising from environmental damages in private international law
RUMEYSA PARTALCI
Doktora
Türkçe
2020
Hukukİstanbul ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜNSELİ ÖZTEKİN GELGEL
- İdarenin çevresel zararlardan doğan sorumluluğu
The responsibility of administration due to environmental harm
ALİ CAN BULUT