1950 sonrası Türk resim sanatında kavram ve biçim ilişkisi
The Relation between concept and shape in Turkish painting art post 1950's
- Tez No: 102290
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. KEMAL GÜRBÜZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2000
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Güzel Sanatlar Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Resim Ana Sanat Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
ÖZET Bu araştırma tezinin amacı, 1950 sonrası Türk Resim Sanatı'nda gelişen tuval resmi ve alternatif yaklaşım biçimleri içerisinde“kavram”ve“biçim”in konumlanmasıyla ilgili bilgi sunmaktır. Hâlâ süregelen kavramın ya da biçimin öncelikli olması gerektiği yönündeki tartışmaların ve farklı kutuplaşmaların öncesinde Türk Resim Sanatı'na genel bakış ve bugünkü atmosferi hazırlayan elemanları tespit etmek de bu araştırmanın amaçlarındandır. 2. Dünya savaşı sonrasındaki toplumsal değişimler, sanatı da etkile miştir. Savaş dolayısıyla ABD'ye yerleşen Avrupalı sanatçıların endüstri toplumunda ürettikleri sanat, 1945 sonrası avant-garde eğilimlere yönelmiştir; sanattaki Avrupa merkezciliği soyut dışavurumculuk ve pop-art sayesinde ABD lehine yön değiştirmiştir. Türkiye, 2. Dünya savaşına girmediği halde bu durumdan etkilenmiştir. Türkiye'nin sanat ve kültür yaşamında, modern evrensel programlara öncekinden daha yatkın ve açık olan dönem 50'li yıllarda başlar ve günümüze değin sürer. Bu süre içinde sosyo-ekonomik yapıda görülen önemli değişmeler doğal olarak resim sanatını da etkilemiş, farklı eğilimlere yol açmıştır. Malzeme ve teknik kullanımının artmasına paralel olarak, soyutlamacı ve toplumsal gerçekçi yaklaşımlar ile birlikte biçimsel-kavramsal gelişmeler başlamıştır. 1970 sonrası Türk Sanatı ortamına“kavramsal sanat”ın da eklenmesi ile farklı yönelmeler artmış, dinamik bir sürece girilmiştir. Konu seçiminde, konunun halen güncelliğini sürdürmesi belirleyici etkenlerden olmuştur. Araştırma tezi, konuyu bir sanat tarihçisi gözünden çok sanatçı gözüyle, ancak analitik yaklaşımlarla inceleme amacı taşır. Sanatçı, bu noktada sanat tarihçisinin bilimsel inceleme mantığından farklı davranmak durumundadır. Her ne kadar literatür taraması biçiminde yürütülen bu çalışma objektif olma amacı taşısa da kişisel yaklaşımlardan tamamıyla uzaklaşmak mümkün değildir. Çünkü kendi çalışmalarımda izlediğim yol ve kendi bakış açım, algıda seçicilik ve yaşadığım süreçlerle ilgili değerlendirme yapmam sonucunu doğurmuştur. Konu seçimimi belirleyen önemli sebeplerden biri, çalışmalarımda kavramsal ve biçimsel unsurları bir arada kullanma çabalarım ve endişelerimdir. Türk resim sanatı, kayıp bir Ortaçağ ve Rönesans, ardından fotoğraf resimleri ve izlenimcilikle Batı (Avrupa) modelini örnek alır ve Batı geleneği ile IVdevam eder. Konunun 1950 sonrasıyla sınıflandırılmasının sebebi, resim anlayışının, bu dönemden başlayarak Batı'nın boya resmini örnek almaktan uzaklaşmaya başlaması ve akademisyen bakış açılarının dışında yaklaşımların geliştiği yılların başlangıcı olmasıdır. Araştırmanın birinci bölümü ve kuramsal çerçevesi öncelikle“kavram”ve“biçim”in tanımı ve Dünya Resim Sanatı'nda kullanımının açılımıyla başlar. Kavram, nesnel gerçekliğin insan zihninde yansıma biçimidir. Kavramsal sanat ise görsel ya da dokunsal olmaktan çok, zihinsel bir imge yaratmayı amaçlayan sanat anlayışıdır. Biçim, bir nesnenin görme ya da dokunma organlarıyla algılanabilmesini sağlayan kendine özgü gerçekliğidir. Bu nok tada birbirlerini tamamlamak ve bütün oluşturmak durumundadır ve özellikle zihinsel bir süreç ve sürecin ifadesi olan sanatta, dolayısıyla resimde bu bütünsellik vazgeçilmezdir. Bu bölümde bu zihinsellik ve biçimselliğin bağlantıları incelenmiştir. İkinci bölümde, Dünya Resim Sanatı'na tarihsel çerçeve içinde bakış yer alır. Burada amaç tüm resim tarihini incelemek değil, mağara resminden 20. yy resmine kadar olan dönemde resim sanatında içerik ve kavram düşüncesinin, temel amaç ve yaklaşımların biçimsel ifadeyle birlikteliğine dönemler çerçevesinde değinmektir. Sanatın nasıl doğduğunu bilmiyoruz; eğer tapınak ve ev yapımı, resim ve heykel yaratımı veya dokuma gibi etkinlikleri sanat sayarsak, dünyada sanatçının bulunmadığı tek bir topluluk yoktur. İlkel topluluklarda, resim mağara duvarlarında bir işlev üstleniyor; avlarının resmini yapmakla, gerçek hayvanların da kendi güçlerine boyun eğeceğine inanıyorlardı. Biçimsel unsurlar bu büyü ve totem kavramlarına uygun olarak doğal malzemeler ve bitkisel boyalarda ifade buluyordu. 20.yy içindeyse Batı kültürü yaşadığı mekanikleşmeyi insan ilişkilerinde katı çıkar çatışmalarına dönüştürdü. Batı insanı, yeni özler ve tazelikler arama ihtiyacı içine girdi. Eski sanata ilgi her çağda görülen bir eğilimdir, ancak 20.yy postmodern ve modern durumların eş dönemli olarak yaşandığı bir çağdır. Toplumsal yaklaşımlarla beraber bireysellik, teknolojik gelişmeler sonucu globallik sonucu bireyin iç dünyasındaki çöküş ve yalnızlık sanata aynı anda konu olur. Çağa damgasını vuran teknoloji olsa bile tek merkezli kavramlardan sözetmek mümkün değildir. Biçimsel olarak enstalasyon, fotoğraf, video kamera teknikleri boya ve değişik malzemeyle eşzamanlı kul lanılmıştır. Üçüncü bölümde, araştırmanın temel noktasına girilmeden önceincelenmesi zorunlu olan Türk Resim Sanatı'nın genel değerlendirmesi yer alır. Bu değerlendirme, İslamiyet öncesi dönemden 1 950'lere kadar olan dönemdir. Bu dönemin incelenmesinde birtakım özel sorunlar vardır. Bunlardan biri Türk Ortaçağ Sanatı'nın yapısının bilinmeyişidir. Tarihi kay nakların bütünüyle ayıklanıp, günümüz Türkçe'sine aktarılmamış olması, özel likle Selçuklu Dönemi'nin düşünce dünyasını tanımamıza başlıca engeldir. Ana kaynaklara inilmeyişinin yanı sıra, Ortaçağ'ın estetik sorunlarına 20.yy mantığıyla karşılık bulma çabaları, bu durumu büsbütün karmaşıklaştırır. Bu konuda karşılaşılan ikinci sorun tasvir yasağıdır. Camilerde figür hemen hemen hiç görülmez. Caminin İslam'ın temel kurumu ve İslam mimarisinin odak yapısı olduğunu düşünürsek, figür yasağının hangi kurumdan kay naklandığı sorununa yaklaşılır. İslam inanışına göre Tanrı'nın sureti yoktur, yalnız Tanrı buyruğunda beliren manevi varlığı vardır. Bu nedenle, Tanrı'nın insan suretinde belirdiği Hıristiyanlığın tersine, İslam dininde tanrısal değerleri sanat alanında somut biçimde canlandırabilmek olanağı yoktur. M.Ş. İpşiroğlu bu anlayışın sonucu olarak İslam sanatçılarının yönelmek zorunda kaldıkları yolu şöyle tanımlamaktadır:“...Madde dünyasından sıyrılma çabası içinde bu dünyayı tanrısal bir görüntü olarak vermeye çalışan İslam sanatçısının yolu soyutlama yoludur. Gerçeği, gerçek olarak tanımlayan ne varsa resimlerinde ortadan kalkar; ışık-gölge, perspektif gibi nesnelere rölyef kazandıran ve onları mekanda göstermek için uygulanan tüm anlatım araçları silinir, sadece renkler ve şemalar kalır...”Bazı sanat tarihçilerine göre minyatür, yer aldığı kitabın konusunu açıklayan bir aracı, anlatımı kolaylaştıran görsel malzemedir; resim sayılamaz. Ancak“Müslüman Türklerde tasvir vardır”diyen araştırmacıların en önemli dayanak noktası, içinde insan figürleri yer alan minyatürdür. Eski Türk Resim Sanatı; Budizm, Maniheizm ve İslamiyet devri olarak üç din çerçevesi içindeki eserlerden oluşur. Böylece 8.yy'dan 19.yy sonuna kadar bin yıldan fazla bir zamana yayılmaktadır. Uygur ressamlarının getirdiği Uzak Doğu ve Orta Asya resminin etkisi altında gelişen, sonraki devirlerde de Türk ressamlarının etkin bir rol üstlendiği minyatür geleneği, Türk resminin Batılı anlamdaki normlara geçtiği döneme kadar olan süreçte önemli bir dönemdir. Türk sanatında Batılı anlamdaki resim geç Osmanlı Dönemi'nde yaygınlık kazanmaya başlar. Fatih döneminde bu türden çalışmalar yapılmakla beraber, geleneksel Türk tasvir sanatı denince bu türün iki boyutlu örneklerini minyatürde aramak gerekir. VIOsmanlı Resim Sanatı içinde Avrupa Resmini andırır öğeler ve yapıtlar bulmak olasıdır, ama Batı anlamındaki ilk resimler 1 8.yy'da Türkiye'ye gelen Batılı sanatçılar ve yeni kurulan okullar aracılığıyla oluşmuştur. 19.yy'dan itibaren yetenekli öğrenciler yurtdışına gönderilmiştir. 20. yy başında bir yandan Sanayii Nefise'den, biryandan da askeri okullardan ressamlar yetişmiştir. Dolayısıyla Batı merkezli akımlar; izlenimcilik, dışavurumculuk, kübizm ve yapısalcılık etkilidir; portre, figür ve nü Türk resmine girmiştir. Dördüncü bölümde, 1 950 sonrası Türkiye'nin içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve kültürel durumun; 2. Dünya Savaşı sonrası hızla gelişen endüstrileşmenin ve yeni kurulan okullardan özellikle Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun Türk resim sanatına olan etkileri incelenmiştir. İletişim tekniklerinin gelişmesi ile Avrupa ve Amerika'daki soyut ve avant-garde akımlar Türkiye'ye ulaşmış ve yansımalarını göstermiştir. Bu da, hem alternatif kavramsal yönelimler; hem de değişik ve çeşitli malzeme kullanımıyla yeni biçim arayışları ortaya çıkarmıştır. Bauhaus ekolünün etkisiyle kurulan T.G.S.Y.O., özellikle sanata yüklediği işlevselliği ve malzeme kullanımına getirdiği geniş açıyla endüstrileşmenin kavram ve biçim yönelişlerini Türk sanatına sunmuştur. Bu etkiler, Türk resim sanatının 1 950 sonrasındaki farklı yönelimlerini ortaya çıkarmıştır. Beşinci bölümde, 1 950 sonrası Türk tuval resmi ve bu dönemin resminin kavram-biçim ilişkisi incelenmiştir. Soyutçu yaklaşımların gelişmesiyle beraber, ulusallık ve yöresellik kavramları ile geleneksel Türk sanatlarına yönelmeler olmuş; bu kimi zaman konu seçimiyle, kimi zamansa biçimsel arayışlarla kurulmuştur. Konu seçimlerinde Türk insanı işlenerek, yöreselliğe ulaşılmak amaçlanmıştır. Geleneksel sanatları, özellikle hat sanatını, soyut sanat biçimleriyle ilişkilendirme çabaları gösterilmiştir. Toplumsal gerçekçi yaklaşımlar ile figüratif sanat gelişmiş; yeni kuşaklarla belli başlıklar altında toplanamayacak kişisel ifade biçimleri ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlar genel başlıkları ile, eğilimlerin yola çıktığı kavramlar ve kurdukları biçim ilişkileri ile değerlendirilmiştir. Altıncı bölüm, özellikle 1970 sonrası dönemde Türkiye'de gelişmeye başlayan ve tek bir başlıkla“kavramsal sanat”altında toplayabileceğimiz karşı-biçimci yaklaşımları ve bu yaklaşımların temel aldığı kavramlar ve kul landıkları biçimleri içerir. Bu yaklaşımların ortak kaygıları ve yöntemleri ince lenmiştir. Bu konuda Türkiye'deki öncü sanatçıların, sanatlarını kurgularken kullandıkları kavramlar ve ifade ederken kullandıkları biçimler aktarılmıştır. VIIAraştırma tezinin sonuç bölümünde kısaca şu şekilde özetleyebileceğim konuyla ilgili kişisel görüşüm yer alıyor: Teknik ve malzeme olarak ne kul lanılırsa kullanılsın, bu biçimsel öğeler resmin kavramıyla öıiüşmek ve birleşmek durumundadır. Biçimsel unsurların, malzemenin, leke, çizgi, renk ve form gibi değerlerin öne çıkmasında resmin dekoratif olma tehlikesi vardır. Kavramın öne çıktığı, resmi resim yapan biçimsel değerlerin dikkate alınmadığı durumlardaysa, resmin“text”haline dönüşmüş kuru bir bildiri olma tehlikesi vardır. VIII
Özet (Çeviri)
SUMMARY The purpose of this research thesis is to present information on occurrence of“concept”and“shape”in canvas and the alternative approaches developing in Turkish Painting Art post 1 950's. A general look on Turkish Painting Art before the still going on discussions about the priority of“concept”or“shape”followed by different groupings and specifying the factors that provided the conditions for today's atmosphere are also the aims of this research. The social changes after the 2n
Benzer Tezler
- Distopik anlatımın 1950 sonrası Türk resim sanatına yansıması
The reflection of dystopian expression on Turkish paintings after 1950
ÖNER KÂMİL GÖKKAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Güzel SanatlarTekirdağ Namık Kemal ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. DR. MUSTAFA CEVAT ATALAY
- 1923 - 1950 yılları arasında Türk resim sanatının günümüz resim sanatı eğitimine etkisi ve ortaöğretim kurumlarındaki resim derslerine yansıması
The essects of the Turkish art of painting between 1923 and 1950 on the current art education and its reflections on the painting lessons in the secondary edications institutions
SAKİNE DÜZCE
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Eğitim ve ÖğretimMarmara ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EROL BULUT
- Türk mitolojisindeki hayvan imgesinin 1950 sonrası Türk resmindeki yansımaları
Reflections of animal image in Turkish mythology in Turkish painting after 1950
ÜMİT PARSIL
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
Güzel SanatlarKırıkkale ÜniversitesiResim Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜDA SAYIN YÜCEL
- 1960 sonrası Türk resim sanatında ironi ve lisansüstü eğitimde sorgulanması
Irony in Turkish art after 1960 and investigation of irony in postgraduate education
DUYGU ORUÇOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Güzel SanatlarDokuz Eylül ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ. GÜLSEREN ESELLER PASİN
- Düşünsel ve toplumsal değişim sürecinde Türk özgün baskı resim sanatı ve baskı resim sanatında soyut eğilimler
Turkish print art and abstract tendencies in print art in thought and social changing process
VESİLE AYKAÇ
Sanatta Yeterlik
Türkçe
1999
Güzel SanatlarMarmara ÜniversitesiGrafik Ana Sanat Dalı
DOÇ. DR. SEMA ILGAZ TEMEL