Erken evre meme kanserlerinde RT-PCR ve MACS yöntemleriyle saptanan kemik iliği mikrometastazlarının prognostik değeri
Prognostic value of bone marrow micrometastases in patients with early stage breast cancer by using RT-PCR and MACS methods
- Tez No: 102872
- Danışmanlar: PROF.DR. ABDULLAH İĞCİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
46 ÖZET Amaç:Meme kanserli hastalarda kemik iliği mikrometastazlannın tayininde en çok sitokeratin primerlan kullanılarak RT-PCR yöntemi uygulanmaktadır. Son yıllarda sitokeratinlerle yapılan PCR çalışmalarında yalancı pozitiflik oranlarının yüksek olmasına bağlı olarak literatürde periferik kan hücrelerinde yalancı pozitiflik bildirilmeyen DF3 primerlannın kemik iliğinde metastatik hücre saptanmasında kullanılmasına karar verildi. Meme Ca'lı 28 hastaya RT-PCR uygulandı. Son yıllarda RT-PCR çalışmalarından daha hassas birtakım metodlar üzerinde yapılan araştırmalara paralel olarak çalışmamızda meme kanserli 19 hastalık diğer bir gruba kemik iliğinde mikrometastatik hücre saptamak amacıyla manyetik boncuklarla işaretlenerek zenginleştirilmiş flow sitometrik yöntem (MACS) uygulandı. Metod: Klinik olarak aksillası negatif operasyon öncesi gönüllü olduğuna dair izin alınmış meme kanserli 28 hastadan genel anestezi altında alman kemik iliği örneklerinde CK-19 ve DF3 primerlanyla mikrometastaz varlığı araştırılmıştır. Her biri 30 çevrimden oluşan 2 raund'la amplifıkasyon gerçekleştirilmiştir. Agaroz jeldeki pozitif bantlar metastatik hücre açısından pozitif olarak değerlendirilmiştir. MACS grubunda ise klinik olarak aksillası negatif ameliyat öncesi bilgilendirilerek gönüllü olduğuna dair izin alınmış meme kanserli 19 hastadan kemik iliği örnekleri alınmıştır. Flow sitometrik analiz öncesi tümör hücreleri antisitokeratin 7/8 antikorlarıyla bağlı süpermanyetik boncuklarla zenginleştirilerek epitelial hücreler aynştınlmıştır. İstatistiksel analizler için her iki grupta da Fisher' in doğruluk testi kullanılmıştır. Bulgular:RT-PCR grubundaki hastaların 7'sinde yapılan STIR (Short Ti Invertion Recovery) MR görüntüleme sonucu kemik iliği tutulumu açısından negatif olarak değerlendirilmiştir. RT-PCr grubundaki 29 hastanın tümünde CK-19 primerlan yapılan seri cDNA dilüsyonlanna karşın düzeltilemeyen yalancı pozitiflik nedeniyle daha sonraki deneylerde DF3 primerlan kullanılmıştır. Elektroforetik analiz sonucu 28 hastanın 18'inde (%64.3) DF3 pozitif bulunurken, kontrol örneklerde pozitiflik saptanmamıştır. Evre I meme kanserli 7 hastada (%53.8), Evre II 10 hastada (%66.6) DF3 pozitifliği tespit edilirken, aksiller nod negatif olanlardan 8'inde (%61.5), lenf nodu tutulumu olanlardan ise 9 hastada (%60) pozitiflik saptanmıştır. Hastaların median yaşı 51.4 (±14.5)'tur (33-86). DF3 pozitifliği ile hastaların evresi tümör büyüklüğü, aksiller tutulum, menapoz durumu, ER/PR, HG, NG ve muktifokalite gibi gerek klinik parametreler gerekse tümör özellikleri arasındaki ilişki Fisher testi ile değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlılık saptanamamıştır (p>0.05).47 MACS grubunda ise erken evre meme kanserli 19 hastadan 8'inde (%42) kemik iliği tutulumu saptanmıştır. Bu hastalardan 3'ü evre I, 16' sı evre ü'dir. Tümör boyutunun haricinde (>2 cm), kemik iliği tutulumu ile menapozal durum, HG, NG, steroid reseptör durumu gibi özellikler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanamamasına karşın 2 cm' in üzerindeki tümörlerde istatistiksel olarak anlamlı mikrometastatik kemikiliği tutulumu tespit edilmiştir. (p=0.04). Sonuç:Erken evre meme kanserli hastalarda kemik iliği MR görüntülemesi noninvazif bir yöntem olmakla birlikte sonuçlar henüz yeterince güvenilir değildir. DF3 primerlanyla yapılan RT-PCR metodu yalancı pozitiflikde vermemesi sebebiyle oldukça etkin bir yöntem olarak değerlendirilmiştir. Son zamanlarda giderek ağırlık kazanan MACS yöntemi gibi ultra duyarlı yöntemler ise erken evre meme tümörlerinde yeni ilave prognostik faktörleri saptamada yardımcı olabilir. 2 cm' in üzerindeki tümör boyutu ile kemik iliği tutulumu arasındaki pozitif ilişki özellikle dikkat çekicidir. Gerek RT-PCR, gerekse MACS yöntemi gibi ultra duyarlı yöntemler erken evre orta ve yüksek riskli meme kanseri vakalarında adjuvan tedavi endikasyonu ve erken relapslann tespit edilmesi açısından survive önemli katkılar sağlayabilir.
Özet (Çeviri)
48 SUMMARY Background :Cytokeratin primers are the most common primers in detecting bone marrow micrometastases in patients with breast cancer by using RT-PCR assay. Because the false positive results have been increasingly reported recently, we decided to detect bone marrow micrometastases DF3 primers by which have no false positive results reported. In the last few years an ultrasensitive tumor enriched flow-cytometric assay has been developed to determine the percentage of bone marrow involvement in early breast cancer patients. Methods:In order to detect bone marrow micrometastases CK-19 and DF3 primers were used for RT-PCR assay in 28 breast cancer patients with negative axillary status who were permitted according to Decleration of Helsinky. 2 raunds were performed each containg 30 circulation. The positive bound on gellous agar were accepted positively by mean of metastatic cells. In the MACS group, 19 breast cancer patients with negative axillae preoperatively were permitted about to procedure according to Decleration of Helsinky. Epithelial cells were removed by supermagnetic microbeads conjugated with an anticytokeratin 7/8 monoclonal antibody to enrich tumor cells prior to flow cytometric analysis. Fisher's exact test was used in the statistical analysis for all of the patients. Findings:In the group of RT-PCR 7 patients experienced STRI MRI were decided negative by means of bone marrow involvement. Preliminary assessment of specificity showed that DF3 antigen was much more suitable than CK-19 because of high false positive results optained when CK-19 primary was used in the RT-PCR assay which cannot be eleminated by serial dilutions of cDNA. DF3 mRNA sequences could be found tumor cells were detected in any of the samples of control subject. There were not any statisticaly significant relationship between bone marrow involvement determined by RT-PCR of DF3 and stage, axiallary involvement, menapausal status and tumor size of the patient and HG, NG and steroid receptor status or multifocality of the tumor. In the MACS group 8 patients (%42) of 19 patients with stage I (n=3) and stage II (n=16) were found with bone marrow involvement. No statistical significant correlation has been obtained between positive bone marrow involvement, menapausal status or tumor characteristics such as HG, NG, steroid receptor status respectively, whereas tumor size (>2 cm) was found as the only significant parameter for increased risk detecting of bone marrow micrometastases (p=0.04).49 Conclusion: Although STIR MRI is a noninvasive metod in imaging bone marrow micrometastases, it seems to have some time to use as routine, because of its safety. RT-PCR of DF3 is a highly sensitive and specific assay for detection of breast cancer cells in the bone marrow as an alternative to cytokeratine primers which could cause high false positive results. In recent years some ultrasensitive new detection assays such as MACS have been increasingly getting popular in exploring early stage breast cancer some new additionaly prognostic factors. The correlation between tumor size (>2 cm) and bone marrow involvement is particulary important. Both RT-PCR and MACS have some important benefits to determine the endication of medium and high risk groups of patients with early breast cancer.
Benzer Tezler
- Küçük hücreli dışı akciğer kanserlerindeimmünhistokimyasal ve moleküler yöntem ile ntrk füzyonu
Research of ntrk fusion by immunhistochemical andmolecular methods in non-small cell lung cancers
UBEYDULLAH ÖZTÜRK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PatolojiPamukkale ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERDA BİR
- Akciğerin ileri evre skuamöz hücreli karsinomunda dek gen değişikliklerinin prognoz ve immünoterapi tedavisi ile ilişkisi
Dek gene rearrangement in advanced stage squamous cell carcinoma of the lung the relationship with prognosis and immunotherapy treatment
HANDE KARABAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PatolojiPamukkale ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERDA BİR
- Meme kanseri tanısıyla ameliyat edilen klinik olarak aksilla nod negatif hastalarda, slnbx pozitifliğinin sağ kalım ve nüks üzerine etkilerinin retrospektif olarak karşılaştırılması
A retrospective comparison of the effects of slnbx positiveness on survival and recurrence in clinically axilla nod negative patients operated with breast cancer diagnosis
MUSTAFA BALLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Genel CerrahiErciyes ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TÜRKMEN BAHADIR ARIKAN
ÖĞR. GÖR. MUSTAFA GÖK
- Pre/post menapozal erken evre adjuvan kemoterapilerini tamamlamış, endokrin tedavi almakta olan, aromataz inhibitörü kullanan meme kanserli hastalarda miyalji ve artraljinin yaptığı fonksiyon kaybı
Loss of function done by arthalgia and myalgia in pre/post menopausal breast cancer patients who had completed the early stages of adjuvant chemotherapy, receving endocrine therapy and use aromatase inhibitors.
SABİYE ÖZGE ÖZGEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
OnkolojiÇukurova Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BERKSOY ŞAHİN
- Rektal adenokarsinomlarda aldehid dehidrogenaz 1 (ALDH1) ve gamma synuclein ekspresyonunun prognostik değeri
Expression and prognostic value of aldehyde dehydrogenase 1 (ALDH1) and synuclein gamma in rectal adenocarcinoma
İSMAİL HARMANKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
PatolojiSelçuk ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. PINAR KARABAĞLI