Avrupa Topluluğu'nda radyo-televizyon sistemleri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 11254
- Danışmanlar: DR. ŞERMİN TEKİNALP
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İletişim Bilimleri, Communication Sciences
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1990
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 103
Özet
Ö Z E T Bu çalışma; Avrupa iletişim sistemlerinin temel taşlarını oluşturan radyo/televizyon ve videonun doğuşu, gelişimi ve bugünkü yeni yapılanma süreci içerisinde, Avrupa Topluluğunda özellikle televizyon ve videonun yeni yerini incelemektedir. Gelişimini ülkelere göre farklı bir yapıda sürdüren radyo, kimi ülkede devlet tekelinde tutulmuş, kimi ülkede de ticari araç olarak özel bir kimlikte görülmüştür. Türkiye'de de 1927 yılında radyo yayıncılığına bir Fransız şirket ve İş-bankasının ortaklaşa kurdukları Türk Telsiz A.Ş. ile başlanmıştır. Çeşitli yönetsel evrelerden geçen Türk Radyo işletmeciliği bugünkü konumuna Devlet tekeli altında bir işletme olarak gelmiştir. Yine, bir 20. y-y- ürünü TV ise Fransa ve Amerika'da yapılan yoğun çalışmalarla, bugünkü anlamda ilk“proto tip”yapıya ' sahip olmuştur. 1927 yılında New York ile Washington arasında tel ile ilk TV yayını gerçekleştirilmiştir Ülkemize ise TV'nin girişi 1954 yılında üniversite ortasında kapalı devrede deneme yayınları şeklinde olmuş, 1968- 1969 ve 1970 yılları denemede olsa geniş kapsamlı yayınların ülkemizde başlatıldığı yıllar olmuştur.Yayıncılığın Avrupa`daki şekli teknolojinin gelişimine paralel bir seyir izleniştir. Gününüz teknolojisi, yerden yayıncılığa izin verene dek, yayıncılık Avrupa;da yıllar boyu ulusal bir mesele olarak kalmış ve ulusal hükümetlerin istediği gibi kullanabileceği bir araç görünümünden kurtulamamıştır. Ancak. ekranseverler, uzaydan alman değişik kaynaklı programları izlemeğe yeterli teknolojiye kavuşunca» kısmende olsa ulusallığın boyutları aşılarak Avrupa bazlı yayınları izleme olanağına kavuşabilmişlerdir. Ancak, bu olanağa kavuşabilme, tüm topluluk üyesi ülkelerin yayıncılıkta bir asgari müşterekte birleştikleri anlamına gelmemelidir. Çünkü. A. -I. yayın politikaları, ulusallık problemleri, video ve sorunları, HDTV., henüz ne kesin hatlarıyla belirlenmiş ne de ortadan kaldırıla- bilmiştir. Avrupa, ancak 1980 lerin sonlarında, ilk doğrudan yayın uydusunun devreye girmesiyle programları uzaydan alarak izleyebileceği bir konuma gelmiştir- Bu konum aslında O'nun TV yayıncılığı ve teknolojisinde süreğen bir devrim konusudur. Çünkü; yeni yayın tekniklerinin ortaya çıkması eski kuralları değiştirmiş, yeni kanalların yaratılmasına, yeni programların yapılmasına ye yeni hizmetlerin sunulmasına yol açmıştır..Kablolu ' TY, haberleşme uyduları ?e yerel kanallar bu gelişimin ilk habercileridir. Ama bu ilk haberciler, beraberinde çözüm gerektiren sorunları da getirmişlerdir. Örneğin, 196Q larınn ikinci yarısın da yeni geliştirilen renkli TY için standart seçimi topluluk üyelerini bir hayli uğraştırmıştır.“PÂL”mi :“SECAM”mı seçilmeli konusu, hem“FAL”hem,:SECAM“ standartlı TY alıcılarının piyasaya sürülmesi ile çözüme kavuşmuştur. - Yİ -Yine, yayıncılıkta standartlar sorunu, toplulukta güncelliğini korumaktadır. Topluluğun, bu konuda da üzerinde durduğu standart ”MAC-Paket Ailesi“dir. Yayıncılıkta standartlar tam sağlanınca, Topluluk; uydulu yayın avantajlarından sınırsız faydalanıyor olacaktır. Avrupa Topluluğu TV kanalları ulusal ve kamu tekeli altındadır. Bu nedenle, kanallardan sağlanan programcılık hizmetleri de ulusal sınırlar içinde kalır. Yayıncılık alanında, topluluk üyesi ülkelerle beraber, üye olmayan ülkelerinde katıldığı en geniş tabanlı birlik Avrupa Yayın Birliği (EBU) dir. Program ve teknik işbirliğinin sağlanmasında etkili çalışmalarda bulunan bu kurum, Avrupa kıtasında, yayıncılığın evrenselleştirilmesi için bir nevi lokomotif görevi üstlenmiştir. Televizyonun gör sel-işitsel en etkili araç olması, onun ticari etkinliği olan media olarak da kullanımını sağlamıştır. Bu amaçla özel kanallar kurulmuş ve ekonomik yaşamda önemli roller oynamaya başlamıştır. Televizyonda salt haber yayıncılığına dayalı, kablolu TV şebekesi, Amerikan yayıncılığının bir uzantısı olarak (CNN) Avrupada görülmüştür. Kablolu TV yayını: kablo aracılığı ile nitelikli ses ve görüntü sinyallerinin TV alıcılarına aktarılması işidir. Avrupa topluluğunda, ulusal program üreticileri her ne kadar anahtar konumuna sahiplerse de, topluluk düzeyinde en büyük program -kaynağını ABD oluşturmaktadır. Avrupa ülkelerinde devlet televizyonlarının toplam yayın saatleri içinde. Amerikan yapımı programların yüzdesi %13 ila %30 arasındadır. Bu oranlar, kurgu yapımlarla, çizgi filmlerde %50 sınırına yaklaşabilmektedir.Ancak, topluluk üyesi ülkeler arasında ”program değişimi!' kesin bir serbestiye kavuşunca, programlarda kaynak sorunu, ağırlıklı olarak Avrupa bazlı olma şeklinde ' değişe bilecektir. Program değişimlerinin tas serbestiye kavuşmamış olmasının en önemli nedenlerinden biri, ulusal düzenlemeler ve anlayış farklılığıdır. Çünkü ülkeden ülkeye değişen düzenlemeler, TV ve sinema arasındaki rekabet, çocukların korunması ve reklamcılıkta farklı ağırlıkta ele alınmaktadır. Yine kitle iletişim alanında meydana gelen köklü değişikliklerle birlikte, Avrupalının evine giren video cihazları, Avrupa görsel-işitsel dünyasında çok önemli' bir aşamayı oluşturmaktadır. Halihazırda Avrupa'da kamu yetkilileri ve sanayi kesiminin karşıkarşıya bulunduğu sorunlara yenilerini ekleyerek gelişen bu olgu varolanların üstüne, bir de“yeni rekabet”,“yeni teknik standartlar”ve“yeni piyasalar”sorunlarını eklemiştir. Topluluğun görsel-işitsel sektöre yönelik çalışmaları, O'nun tüm organlarınca ve rasyonel bir biçimde sürdürülmektedir. Tek pazara ulaşılacak tarihin yaklaşması, bu çalışmalara ' yeni ivmeler kazandırmıştır. Bu konuda, komisyonlara ve kurullara sunulan., önergeler, çalışma programları, bu ivmelerin en göze batıcı göstergeleridir. Örneğin, toplulukta; görsel işitsel sanayinin gelişimini teşvik eden önlemleri içeren“Media”programı,, çalışmaların hangi boyutta olduğuna en güzel kanıttır. Bir başka örnek ise görsel-işitsel alanda iktibas babına değinen“Green Paper”dır. Görsel işitsel sektöre ilişkin Avrupa komisyonunun görüşü ise topluluk politikasının belirlenmesi açısından önemlidir. Bu 'görüş;“sektörün farklı kesimlerinin birbiriyleetkileşim halinde bulunması ve sektör için. koordineli bir politika izlenmesi gerektiğidir”şeklindedir. Ancak topluluk,“sınırsız TV”yi gerçekleştirmek için. Ulusal hukuk sisteminin sektöre yönelik kurallarının bir bazda irdelenip, uygulamada sorun yaratmıyacak şekliyle hayata -geçirilmesi konusu'nda " yoğun bir çalışma içindedir. Ortak baz bulmada odak noktası ise Roma anlaşmasıdır. Ancak, sürekli devinir» içerisinde yaşanılan bir çağda randevu tarihi olan yıla (1992) ulaşılınca, herşey istenildiği gibi olmayacak, yeni yeni sorunlar çözüm bekleyecektir. Bu günkü sorunların, yukarıda vurgulanan şekilleriyle ortaya konması bu çalışmanın özünü-- oluşturmaktadır. - ıx -
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Türkiye Cumhuriyeti 1982 anayasası bağlamında özellikle koalisyon hükümetleri döneminde gerçekleştirilen Avrupa Birliği eksenli anayasal gelişmeler
Constitutional amendments based on European Union by especially coalition governments in 1982 Turkish constitution
GALİP EMRE YILDIRIM
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Hukukİstanbul Aydın ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET YAŞAR SEVÜK
- Avrupa Topluluğu'nun görsel-işitsel iletişim alanındaki politikası ve Türkiye
Başlık çevirisi yok
AHMET ŞAHİNKAYA
- Türkiye'nin AB Görsel İşitsel Politikalarına Uyum Çabaları
Turkey's efforts for harmonization to the EU audiovisual policies
FAİK UYANIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
GazetecilikMarmara Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ATİLLA GİRGİN
PROF.DR. MELDA CİNMAN ŞİMŞEK
PROF.DR. ŞENGÜL ÖZERKAN
- Football and television broadcasting rights
Futbol ve televizyon yayın hakları
TUĞÇE ŞEHNAZ BİNGÖL
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
Radyo-TelevizyonYeditepe ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. IŞIK ÖZKAN