Geri Dön

Periampuller tümörlerin histopatolojik değerlendirmesinde morfometrinin yeri ve prognozla ilişkisi

The role of morphometry and its relationship with prognosis in the histopathological evaluation of periampullary tumors

  1. Tez No: 115715
  2. Yazar: EMRE NİHAT ÇULHA
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. ARZU ENSARİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 151

Özet

7 ÖZET Periampuller karsinomlar tüm gastrointestinal sistem karsinomlarının yalnızca % 5 'ini oluşturmasına rağmen, çoğu zaman hızlı klinik seyir göstermeleri ve öpere edilebildikleri taktirde çoğunlukla iyi klinik seyir göstermeleri bu tümörlerin klinikopatolojik önemini arttırmaktadır. Vaterian sistemin kompleks anatomik yapısından ve üç farklı epitelin kavşak noktası olmasından dolayı periampuller tümörlerin tanısında ve prognozun belirlenmesinde çoğunlukla güçlük yaşanmaktadır. Bu çalışmada, periampuller tümör tanısı alan 30 hastaya ait Whipple operasyon materyali prospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastaların hastane dosyalarına ulaşılmış, yaş, cinsiyet, başvurma yakınmaları, preoperatif tanılan kaydedilmiştir. Histopatolojik olarak tümör lokalizasyonu, tümör boyutu, lenf ganglionu metastazı, perinöral invazyon, cerrahi sınırların durumu ve diferansiyasyon derecesi tespit edilmiştir. Ayrıca tüm olgularda displazi ve tümör alanlarında immünhistokimyasal yöntemlerle Kİ67 ve p53 antikorlarının ekspresyonunun araştırılması ve görüntü analizi ile nükleer morfometrik inceleme yapılarak sonuçların diğerğer prognostik parametrelerle ilişkis araştırılmıştır. Olgularımızda, tümör alanlarında displazi alanlarına göre daha yüksek Kİ67 indeksi ve daha yoğun Kİ67 boyanması tespit edilmiştir. En yüksek Kİ67 indeksi ampulla tümörlerinde, en düşük ise koledok tümörlerinde saptanmıştır. Histolojik tipler arasında Kİ67 ekspresyonu açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır. Grade II tümörlerde tümör alanları için grade I tümörlerden daha yüksek Kİ67 indeksi tespit edilmiştir. Evre 3 olguların da, evre 2 olgulardan daha yüksek Kİ67 indeksi sergilediği anlaşılmıştır. Displazi ve tümör alanlarındaki Kİ67 boyanma şiddeti ve Kİ67 indeksi paralellik göstermiştir. 129p53 tümör supressör geninin ekspresyonu incelendiğinde; p53 boyanma şiddeti ve yüzdesinin hem displazi hem de tümör alanlarında pozitif korelasyon gösterdiği, boyanma şiddeti arttıkça boyanma yüzdesininde arttığı saptanmıştır. Lokalizasyona göre en yüksek p53 boyanma yüzdesinin displazi alanları için pankreas tümörlerinde, tümör alanlarında ise ampulla ve pankreas tümörlerinde olduğu saptanmıştır. Histolojik subtipler içinde en yüksek p53 boyanma yüzdesinin intestinal ve pankreatobiliyer adenokarsinomlarda olduğu saptanmıştır. Grade' in artmasıyla p53 boyanma yüzdesinin azaldığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde evrenin artmasıyla p53 boyanma yüzdesinin azaldığı saptanmıştır. Gerek displazi, gerekse de tümör alanlarında Kİ67 indeksi arttıkça p53 boyanma yüzdesininde arttığı bulunmuştur. Bu korelasyon istatistiksel olarak analmlı bulunuştur. Morfometrik parametreler incelendiğinde; tümör alanlarında nükleus çevresi, nükleer alan, en küçük, en büyük ve ortalama nükleer çapın displazi alanlarından daha yüksek değerlere ulaştığı ve bunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır. Grade I olgularda hem displazi, hem de tümör alanlarında nükleus çevresi, nükleus alanı, en küçük ve en büyük nükleer çap grade II olgulardan daha yüksek değerlerde bulunmuştur. Displazi alanları için en küçük nükleer çapın grade I tümörlerde daha fazla oluşu istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Yuvarlaklık faktörü dışındaki tüm parametreler tümör alanları için evre 3 tümörlerde evre 2 tümörlere göre daha yüksek değerlerde bulunmuştur. Kİ67 indeksi ve boyanma şiddeti ile nükleer parametreler arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon izlenmemiştir.Displazi alanlarında p53 boyanma şiddetinin ve yüzdesinin 130artmasıyla nükleus çevresi, nükleus alanı, en küçük ve en büyük nükleer çaplar ve ortalama çapın artış gösterdiği ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur. Çalışmamızda periampuller tümör olgularında displazi-karsinom ilişkisi proliferasyon marken, tümör süpressör gen ekspresyonu ve nükleer morfometrik inceleme yoluyla incelenmiş ve displazi alanlarından karsinoma alanlarına geçişte gerek proliferasyon indeksi, gerek p53 ekspresyonu gerekse nükleer parametrelerin belirgin olarak arttığı gözlenmiştir. Bu parametreler diğer prognostik parametrelerle ilişkilendirildiğinde grade ile ters ilişki saptanmasına karşın evre ile pozitif korelasyon gözlenmiştir. Literatürde bu bölge tümörlerinin rutin histopatolojik incelemesine dayanan çalışmaların oldukça az sayıda olduğunu gözönüne alınırsa, küçük bir seriyi içeren çalışmamızda elde edilen bulguların önemli ortaya çıkmaktadır. 131

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Periampuller bölge tümörlerine yapılan whipple operasyonunda çıkartılan lenf nodu sayısının sağkalıma etkisi

    Başlık çevirisi yok

    MUSTAFA ÖRMECİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Genel CerrahiAkdeniz Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL DEMİRYILMAZ

  2. Pankreatikoduodenektomi materyallerinde ampuller bölge karsinomlarının anatomik lokalizasyonlarına göre sınıflandırılması ve histopatolojik özelliklerinin prognostik parametreler ile birlikte değerlendirilmesi

    Evaluation of the histopathological features of the ampullary region carcinomas in pancreaticoduodenectomy specimens together with prognostic parameters and classification of tumors according to site specific anatomic location

    DİLARA ÖZYİĞİT BÜYÜKTALANCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Patolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA HÜSNİYE DİLEK

  3. Periampuller bölge tümörleri nedeni ilepankreatikoduodenektomi uygulanan hastalardapreoperatif M-HALP skoru ve sarkopeni indeksiölçümünün postoperatif sonuçları belirlemedekirolü

    The role of preoperative M-HALP score and sarcopenia indexmeasurement in determining postoperative results in patients which applied pancreaticoduodenectomy DUE to periampullary tumors

    AHMET YÜĞRÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Genel CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET ŞEKER

  4. Periampuller kanserlerde pankreatoduodenektomi sonrası kısa süreli (1 yıllık) sağkalıma etkili prognostik faktörlerin araştırılması

    The analysis of short term prognosticators on periampullary tumors after pancreatoduodenectomy

    DİDEM ÖNCEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ EMRE

  5. Pankreas, periampuller/ampuller ve koledok yerleşimli adenokarsinomlarda DNA yanlış eşleşme onarım proteinleri (MLH1, MSH2, MSH6 ve PMS2) ile T hücre fonksiyonunu düzenleyen düzenleyen immün kontrol noktası proteinleri (PD-L1 ve HHLA2) ekspresyon profilinin klinikopatolojik parametrelerle karşılaştırılması

    Comparison of the expression profile of DNA mismatch repair proteins (MLH1, MSH2, MSH6 and PMS2) and immune checkpoint proteins regulating t cell function (PD-L1 and HHLA2) with clinicopathological parameters in pancreatic, periampullary/ampullary and choledochal adenocarcinomas

    ARZU HAZAL AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NESRİN TURHAN