Geri Dön

Yüzeyel lenfadenopatilerin ayırıcı tanısında gri skala ve Doppler Ultrasonografi'nin yeri

The Role of gray scale and doppler US in differential diagnosis of superficial lymphadenopathies

  1. Tez No: 115846
  2. Yazar: ÖZERK ÖMÜR ÖKTEN
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. M. ERCÜMENT ÜNLÜ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Trakya Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

ÖZET Artmış kan akımı; angiogenezisin sık bir bulgusu olarak kabul edilir. Malign tümörler boyutları birkaç milimetreyi aştığında yeni kan damarları oluşturacak bazı anjiogenetik faktörleri salgılarlar. Çeşitli tümörlerde artmış vaskülarite varlığını ispatlamak amacıyla, histopatolojik veya RDUS gibi görüntüleme yöntemleriyle ya da her ikisi kullanılarak çalışmalar yapılmıştır. Fizik muayene ve gri skala US ile lenf nodu tesbit edilen 44'ü erkek, 26'sı kadın toplam 70 olgu çalışma kapsamına alındı. Tüm olguların gri skala, PDS ve RDUS özellikleri tek tek ve kombine olarak değerlendirildi. Olgular son tanılarına göre metastatik lenf nodu (n=24), Lenfoma (n=23), Tüberküloz lenfadenit (n=3) ve benign (reaktif) lenf nodu (n=20) şeklinde gruplandı. Tanılar ile Rl, Pl ve L/T oran ortalamaları arasındaki ilişki tek yönlü varyans analizi ile incelendi. Metastatik lenf nodlarının Rl ve Pl ortalamalarının benign ve lenfomatöz lenf nod la rına göre daha yüksek olduğu bulundu Benign lenf nodlarının L/T oran ortalamalarının metastatik lenf nodları ve lenfomalara göre daha yüksek olduğu tanımlandı. Tüm olgularda gri skala ve RDUS parametreleri birlikte kullanılarak yapılan diskriminant analiz ile tanısal doğruluk oranları değerlendirildi. Benign olgularda 20 olgunun 19'unda (%95), metastatik olgularda 24 olgunun 1 1 'inde (%45.8), tüberküloz olgularında 3 olgunun 2'sinde (%66.7) ve lenfoma olgularında 23 olgunun 1 1 'inde (%47.8) tanısal doğruluk oranları saptandı Metastatik ve benign olgularda Rl ve UT oran ortalamaları göz önüne alınarak ROC curve analizi yapıldığında; Rl için %58.3 oranında duyarlılık, %95 oranında özgüllük, UT için %70.8 oranında duyarlılık, % 90 oranında özgüllük değerleri 58saptandı. Bunların sonucunda sınır değerleri Rl için 0.76, L/T için ise 1.7 olarak bulundu. Sonuç olarak, benign ve malign lenfadenopatilerin gri skala morfolojisi, Doppler US vaskülarizasyon paterni ve spektral analiz verileri birlikte değerlendirildiğinde daha yüksek doğruluk oranlarına ulaşıla bilinir. 59

Özet (Çeviri)

SUMMARY THE ROLE OF GRAY SCALE AND DOPPLER US IN DIFFERENTIAL DIAGNOSIS OF SUPERFICIAL LYMPHADENOPATHIES Increased blood circulation is considered to be a common diagnosis of angiogenesis. When their size exceed several milimeters, malignant tumors secrete some angiognetic factors which will form new veins. A number of studies have been performed by using histopatology or imaging methods such as CDUS or both to prove the presence of increased vascularity in various tumors. A total of 70 patients, 26 female and 44 male, in which lymph nodes had been detected with physical examination and gray scale US, were included in this study. In all cases gray scale, PDS and CDUS features were evaluated one by one and in combination. Cases were grouped with respect to their diagnosis as follows; metastatic lymph nodes (24), lymphoma (23), tuberculosis lymphadenite (3), and benign (reactive) lymph nodes (20). Relationships between diagnosis and Rl, PI and L/T ratios were revealed with Oneway Anova Test. Rl and PI means of metastatic lymph nodes were found to be greater when compared with lymphomatous lymph nodes. Similarly, L/T ratio means of benign lymph nodes were greater than those of metastatic lymph nodes and lymphomas. Diagnostic accuracy rates were evaluated in all cases with discriminant analysis which was performed by using both gray scale and CDUS parameters. These above mentioned accuracy rates were determined in 19 (95%) of 20 benign 60cases, 1 1 (45.8%) of 24 metastatic cases, 2 (66%) of 3 tuberculosis cases and in 11 (47.8%) of 23 lymphoma cases. When, in metastaic and benign cases, ROC curve analysis was done considering Rl and UT ratio means; 58.3% sensitivity and 95% specifity for Rl, 70.8% sensitivity and 90% specifity for UT were determined. Cutoff values were 0.76 forRland1.7forl_/T. As a result, greater accuracy rates can be attained when gray scale morphology, Doppler US vascularization pattern and spectral analysis data are evaluated togather in benign and malignant lymphadenopathies. 61

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağı lenfadenopatilerinde tanısal yaklaşım

    Diagnostic approach to childhood lymphadenopathy

    SEVİNÇ GARİP

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBülent Ecevit Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NAZMİYE YÜKSEK

  2. Büyümüş yüzeysel servikal lenf nodlarında shear wave elastografi ile birlikte değerlendirilen difüzyon MRG'nin tanısal performansı

    A comparative study for diagnostic performance of shear wave elastography and diffusion-weighted MRI in cervical lymph nodes

    VELİ SÜHA ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyoloji ve Nükleer TıpAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ERSEN ERTEKİN

  3. Yüzeyel mesane tümörlerinin lokal anestezi altında transuretral rezeksiyonu

    Başlık çevirisi yok

    AHMET TURGUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1986

    ÜrolojiUludağ Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı