Türk Borçlar Hukukunda muvazaa
Simulation in Turkish Law of obligations
- Tez No: 117566
- Danışmanlar: DOÇ.DR. ÇİĞDEM KIRCA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 111
Özet
ÖZET Muvazaaya ilişkin çok çeşitli tanımlar verilmekle birlikte, bu tanımların eksik yönleri bulunduğu için yeni bir tanım yapmak ihtiyacı doğmuştur. Muvazaa;“tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla görünürde yaptıkları hukuki işlemin hiç hüküm doğurmaması ya da görünürdeki işlemden başka bir işlemin hüküm doğurması yönünde anlaşmaları”şeklinde tanımlanabilir. Muvazaanın şartlan; 'tarafların iradeleri ile beyanları arasında isteyerek meydana getirilen uygunsuzluk“ ve ”üçüncü kişileri aldatma niyeti (kastı)“ olmak üzere ikiye ayrılır. Hukukumuzda muvazaa ikiye ayrılarak incelenmektedir. Olağan muvazaa, tarafların gerçekte herhangi bir muamele yapmayı düşünmedikleri halde, sırf üçüncü şahıslara karşı onları aldatmak amacıyla bir işlem yapmış gibi gözükmek için görünürde bir işlem yapmalarıdır. Olağan muvazaayı oluşturan iki işlem vardır. Bunlardan birincisi ”görünürdeki işlem“, diğeri ise ”muvazaa anlaşması“dır. Nitelikli Muvazaa; tarafların görünürde yaptıkları işlem yerine gizli işlemin hüküm doğurması konusunda anlaşmalarıdır. Nitelikli muvazaa; görünürdeki işlem, muvazaa anlaşması ve gizli işlem olmak üzere üç unsurdan oluşmaktadır. Nam-ı müstear, inançlı işlem ve muvazaa birbirine yakın kavramlar olmakla birlikte aralarında bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Muvazaada görünürdeki işlem, tarafların gerçekte yapmak istemedikleri işlemdir ve tarafların gerçek iradelerine uymadığı için de geçersizdir. Doktrindeki hakim görüş, bu geçersizliği ”butlan“ olarak nitelemek yönündedir. Bir diğer görüş 106taraftarları ise muvazaa nedeniyle görünürdeki işlemin geçersizliğini ”kendine özgü geçersizlik“ olarak nitelemektedir. İrade teorisi uyarınca, tarafların gerçek iradeleri yani görünürdeki işlemin hüküm doğurmaması yönündeki iradeyi esas aldığımızda; görünürdeki işlemin hiç kurulmaması, yani ”yok“ hükmünde olması gerekir. Bu görüş teorik açıdan daha isabetli olmakla birlikte, yok hükmündeki bir işlemin dürüstlük kuralı uyarınca bile geçerlilik kazanması mümkün değildir. Bu nedenle görünürdeki işlemin yok hükmünde olması teorik açıdan daha doğru olmakla birlikte, sonuçlan açısından batıl olduğunu kabul etmek daha uygun olacaktır. Görünürdeki İşlem, yazılı borç ikrarı, tapu kütüğüne güvenin korunması ve dürüstlük kuralı nedeniyle geçerli hale gelebilir. Muvazaa taşınmaz devrini konu alan akitlerde daha sık görülmektedir. Ancak bu tür akitlerde gizli işlemin şekil şartını taşıması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle şekle aykırı olarak yapılan gizli işlem geçersiz olacaktır. Şekle aykırılığa ilişkin ilk görüşe göre; ”şekil, geçerlilik şartı değil, akdin kuruluş (inikat) şartıdır. Kanunun öngördüğü şekilde yapılmayan bir akdin meydana gelmesi, kurulması mümkün değildir.“ Bu görüşe göre, şekle aykırılığın müeyyidesi ”yokluk“tur. Türk doktrininde hakim olan görüş ve Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları şekle aykırılığın müeyyidesinin ”butlan“ olduğu yönündedir. Buna göre şekil eksikliği nedeniyle akit baştan itibaren hükümsüz olacağından taraflar arasında hiçbir hak ve borç doğmaz. Batıl olan gizli akit, sonradan tarafların icazeti ile de geçerli hale gelmez. Görülmekte olan bir davada şekil noksanlığını öğrenen hakim, geçersizliği re' sen dikkate almak zorundadır. Şekle aykırılığı, taraflar dışında menfaati bulunan üçüncü kişiler de ileri sürebilir. 107Diğer bir görüşe göre ise şekil; kural olarak tarafları düşünmeye sevk etmek, acele karar vermelerini önlemek suretiyle onları korumak amacını güder. Bu sebeple taraflar, akitten doğan borçlarını (edimlerini) bilerek ve isteyerek, hiçbir yanılgıya düşmeden ifa ettikleri takdirde bu korunmadan vazgeçmiş sayılmalı, böylece gönüllü ve bilinçli ifa ile geçersiz akit sağlık kazanmalıdır. Kendine özgü geçersizlik görüşü, şeklin tarafları koruma amacına daha uygun düşmektedir. Bu nedenle şekle aykırılığı ”kendine özgü geçersizlik" görüşü ile açıklamak daha uygun olacaktır. Kendine özgü geçersizlik görüşüne göre, şekle aykırılık halinde, başlangıçtan itibaren geçersiz olan işlem, taraflardan herhangi bilişince geçersizliği ileri sürülene kadar, sanki geçerli bir işlemmiş gibi hüküm ve sonuçlarını doğurur. Ancak taraflardan biri şekil eksikliğini ileri sürerse, işlem başlangıçtan itibaren geçersiz hale gelir. Buradaki geçersizlik üçüncü kişiler tarafından ileri sürülemez, hakim tarafından re' sen nazara alınamaz. Zira, resmi şekle riayet zorunluluğunun getirilmesindeki temel amaç, tarafların çıkarlarının korunmasıdır. Muris Muvazaası, muvazaanın en sık görüldüğü işlemlerden biri olup, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilindeki kayıtlı taşınmaz malı hakkında, tapu memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamasıdır. Muris muvazaasına ilişkin Yargıtay'ın 1974 tarihli İBK'sında şekle aykırılığın müeyyidesinin butlan olduğu görüşünden hareket edilerek yeni bir dava türü oluşturulmuş, kanunen hakkı bulunmayan kişilere dava açma hakkı tanınmış ve kanunun öngördüğü delil sistemi göz ardı edilmiştir. Bu nedenlerle eleştiri konusu olan muris muvazaasına ilişkin problemler, şekle aykırılığın müeyyidesi kendine özgü geçersizlik görüşü olarak kabul edildiğinde çözümlenebilmektedir. 108
Özet (Çeviri)
ABSTRACT There have been many definitions of simulation, but as they are not complete; a need to make a new definition have been occurred. Simulation can be defined as;“the agreement of the parties for the simulated transaction to be invalid or another transaction to be valid to deceive 3rd people”The conditions of simulation are“unconformity of parties wills and declarations”and“the intention of deceiving 3rd people”. There are two kinds of simulation in Turkish Law of Obligations. In absolute simulation, in spite of their wills, the parties make a transaction in sight to deceive 3rd people. There are two transactions in absolute simulation. The first one is“simulated transaction”, while the other is“contract of simulation”Relative Simulation is the agreement of the parties for the hidden transaction to be valid instead of the simulated transaction. There is a hidden transaction with simulated transaction and contract of simulation in relative simulation. Pseudonym, fiduciary contract and simulation are similar terms but they differ in many ways. Parties do not really want to make the simulated transaction, so that it is invalid because of the contradiction to the wills. The dominant opinion in the doctrine qualifies the invalidity as“nullity”. Another opinion qualifies it as“sui generis invalidity”. According to the doctrine of utterance, when we accept the real intention of parties, the simulated transaction shall be“non-existent”. This opinion is true in theory but a non-existent transaction may not be valid in the situation of bona fides is applied. Although it is true in theory to accept the simulated transaction to be non-existent, it shall be better to accept the simulated transaction to be void because of its results. The simulated transaction shall be valid in the situation of written obligation confession, reliance to title deed registry and bona fides. Simulation is more frequent in the contracts of alienation of immovable goods. But for this kind of contracts, it is impossible for the hidden transaction to be 109made in the legal form. So that, the hidden transaction, which is contrary to the legal form, shall be invalid. According to the first opinion of invalidity arising from the contradiction to the rules of form,“legal form is not the condition for validity, it is the condition of establishment of the contract. It is impossible for a contract which is contrary to the legal form to be established.”According to this opinion the transaction of contradiction to legal form is“non-existence”. The dominant opinion of the Turkish doctrine and Supreme Court of Appeal about the sanction of contradiction to legal rules is“nullity”. According to this opinion, as the contract shall be invalid from the beginning, neither claim nor obligation shall occur for the parties. The hidden transaction, which is void, shall not be valid with the ratification of the parties. Judge shall consider the invalidity ex officio. Also 3rd people who have a judicial interest shall allege the invalidity. According to another opinion, rules of form have an aim to forward parties to consider carefully and to preserve them by avoiding urgent decisions. So that if the parties perform their contractual obligations without any mistake, it can be considered that they have given up the protection of rules of form, and with the willing and conscious performance, the contract shall be valid. The opinion of sui generis invalidity is more convenient to the aim of protection of parties. So that it shall be correct to express the invalidity with the opinion of sui generis invalidity. According to the opinion of sui generis invalidity, in the situation of contradiction to the legal form, the invalid transaction shall have the power of a valid transaction till the one of the parties put forward the invalidity. But if one of the parties put forward the invalidity, the transaction shall be invalid from the beginning. 3rd people cannot put forward this kind of invalidity; it cannot be taken into consideration ex officio. Because the basic aim of legal form is to protect the interests of the parties. Deceased simulation is a frequent transaction, which is made by somebody who wants to donate his immovable good to anyone but shows it as a contract of sale at the title deed registry, to deprive his inheritor from his/her inheritance portion. The transaction of defect of form is accepted as nullity at the opinion of Supreme Court of Appeal dated 1974, and a new kind of action is formed, an illegal right of action occurs and the legal principles of evidence is skipped by this opinion. 110The problems deriving from deceased simulation can be solved by the acceptance of sui generis invalidity for the transaction of defect of form. w« rf'“.;”';.nr' ' v ",' 111
Benzer Tezler
- Türk Borçlar Hukukunda dolaylı temsil
Indirect representation in Turkish Law of Obligations
NAZLI AYÇA TOYMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
HukukDokuz Eylül ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGE ERBEK ODABAŞI
- Yargıtay uygulamasında muris muvazaası
Muris i̇n the appli̇cati̇on of the supreme court
ONUR İNCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
HukukMarmara ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN GÖKHAN ANTALYA
- Sözleşmenin devri
Transfer of the contract
NURGÜN CEYLAN
Doktora
Türkçe
2022
Hukukİstanbul Bilgi ÜniversitesiÖzel Hukuk Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET MURAT İNCEOĞLU
- Türk hukukunda miras bırakanın muvazaalı işlemleri ve buna bağlanan hukuki sonuçlar
The sham transaction of the deceased and the legal consequences in Turkish law
SEMİH AKKÖK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
HukukÖzyeğin ÜniversitesiHukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TUĞÇE TUZCUOĞLU
DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ HULKİ CİHAN