Geri Dön

Anti-glutamikasit dekarboksilaz antikoru, adacık antikoru, insülin otoantikoru, anti-gastrik parietal hücre antikorunun preklinik ve klinik dönem otoimmün tip 1 diyabette erken tanı kriteri olarak etkinliklerinin değerlendirilmesi

Evaluation of the efficiency of anti-glutamicacid decarboxilase antibody and anti-gastric parietal cell antibody as early diagnostic factors in preclinic autoimmune type 1 diabetes

  1. Tez No: 118738
  2. Yazar: GAYE YILLAR
  3. Danışmanlar: PROF.DR. M. TEMEL YILMAZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Allerji ve İmmünoloji, Allergy and Immunology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İmmünoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

V. ÖZET Otoimmün Tip 1 diyabetli birinci derece akrabalarında diyabet gelişme riskinin normal populasyona oranla fazla olması nedeniyle, bu yüksek riskli gruptaki bireyleri saptamak amacıyla otoimmün saldırının hedeflediği antijenik yapılara karşı gelişmiş otoantikorlar kullanılmaktadır. Otoimmün Tip 1 diyabet; Hashimoto tiroiditi, pemisiyöz anemi gibi komponentleri olan Tip II Poliendokrin Otoimmün Sendromla birlikte görülebilmektedir. Çalışmada dört farklı grupta Adacık Hücre Antikorları (ICA), Anti- insülin otoantikorları (AIA), Anti-glutamikasit dekarboksilaz antikorları (anti-GAD) gibi Tip 1 diyabette gözlenen otoantikorlarm yanısıra, aynı vakalarda Hashimoto tiroiditinde saptanan anti-tiroid peroksidaz (anti-TPO) antikorları ve pernisiyöz anemide gözlenen anti-gastrik parietal hücre (anti-PCA) antikorları değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmada Tip 1 diyabet açısından riskli grubun saptanmasında öncelikle < 20 yaş teşhisli Tip 1 diyabetiklerin < 40 yaş toplam 514 birinci derece akrabasında (191 ebeveyn (anne/baba; 121/70), 304 kardeş (kız/erkek; 153/151) ve 19 çocukta (kız/erkek;9/10)) Adacık Hücre antikorları indirekt immünfloresan yöntemiyle taranmış ve bir kez > 20 JDFu veya iki kez > 10 JDFu ICA değerlerine sahip toplam 22 birey (ebeveyn 7 (anne/baba; 2/5), kardeş 14 (kız/erkek; 6/8), çocuk 1 (erkek)) Preklinik Dönem Tip 1 Diyabet olarak nitelendirilmiştir. Cinsiyet ve akrabalık açısından farklılık göstermeyen preklinik Tip 1 diyabetik gruptan çalışmaya alınabilen 18 birey Preklinik Dönem Tip 1 Diyabetli Grubu oluşturmuştur (G3). < 20 yaş diyabet teşhisi konulmuş ve diyabet süresi < 3 ay Tip 1 Diyabetli Grup ise; 73 bireyden oluşturulmuş ve G1 olarak nitelendirilmiştir. Her iki grubun yaş ortalamaları arasında anlamlı fark olması nedeniyle (G1; ortalama yaş 15.1+8.1 ve G3; ortalama yaş 26.5+11.9); kontrol grupları yaş ortalamaları uygun iki ayrı grup olarak düzenlenmiştir (G2, n=55, ortalama yaş 13.7+1 1.6 ve G4, n=13, ortalama yaş 28.2+6.3). Çalışmada yukarıda belirtilen gruplarda ICA ve anti-PCA antikorları immünfloresan yöntemle; AIA ve anti-TPO antikorları RIA yöntemiyle; anti-GAD antikorları ise ELISA metodu ile incelenmiştir. 53Grup 1 ICA antikorları açısından incelendiğinde 14 erkek (% 19,2) ve 13 kadın (%17,8) < 9 JDFu; 8 erkek (% 11) ve 11 kadın (% 15) 10-19JDFu; 13 erkek (% 17,8) ve 14 kadın (% 19,2) ise > 20JDFu arasında saptandı. Anti-GAD antikorları açısından incelendiğinde Grup 1'de 30 kadın (% 41,1) ve 25 erkek (% 34,3) olmak üzere toplam 55 bireyde (% 75,4) saptanan pozitiflik cinsiyet açısından farklılık göstermedi. Anti- insülin antikorlarına bakıldığında Grup 1'de 14 kadın (% 19,2) ve 6 erkekte (% 8,2) toplam 20 bireyde (% 27,4) ve kadınlarda istatistiksel olarak daha yüksek pozitiflik saptandı. Anti-TPO antikorları ise Grup 1'de 9 kadın (% 12,3) ve 4 erkek (% 5,5) olmak üzere toplam 13 kişide (%17,8) cinsiyet farkı göstermeksizin pozitif olarak gözlendi. Anti-PCA antikorlarının pozitifliği toplam 6 kişide (% 8,2) (K/E: %5,5/ % 2,7) gösterildi. Grup 1; 20 yaşın altı ve üstü olarak bölümlendiğinde anti-GAD antikorlarının 20 yaş üzerinde daha yüksek oranda pozitiflik gösterdiği istatistiksel açıdan anlamlılık taşımaktaydı. Grup 1 içinde Tip 1 diyabet açısından çoklu antikor pozitifliği incelendiğinde; tek antikor pozitifliği oranı % 28.8; iki antikor pozitifliği oranı % 47,9; üç antikor pozitiflik oranı ise % 13,7 olarak saptandı. Grup 1'de yapılan korelasyon analizleri sonucunda ise; kadınlarda AIA titrelerinin erkeklere oranla daha yüksek olduğu gözlendi. Anti- GAD pozitifliğinin kişinin yaşıyla pozitif korele olduğu saptandı. Diyabetin süresi ile de anti-TPO antikorlarının titrelerinin yükselme eğilimi gösterdiği ortaya çıkartıldı. Diyabet dışı antikorlarda ise anti-PCA antikorlarının özellikle anti-TPO antikorlarının pozitif saptanması ile pozitif korele olduğu gözlendi. Grup 2'de yapılan ICA ve AIA antikor değerlendirmelerinde pozitiflik saptanmazken anti-GAD açısından yapılan incelemede cinsiyet farkı göstermeyen 2 kadın (% 3,6) ve 2 erkek (% 3,6) olmak üzere toplam 4 bireyde (% 7,2) pozitiflik saptandı. Anti-TPO antikorları sadece 20 yaş üzeri 1 kadında (% 1,8) pozitiflik gösterirken; anti-PCA antikorlarının pozitifliğine 1 kadın (% 1,8) ve 1 erkek (% 1,8) olmak üzere 2 bireyde (% 3,6) rastlandı. Bu grupta AIA titreleri pozitiflik saptanmamasına rağmen kadınlarda (4,9+0,6) erkeklere (5,5+0,9) nazaran daha düşük olduğu gözlendi. Yapılan korelasyon testlerine kadın olmakla AIA titreleri arasında negatif korelesyon gözlendi. Ayrıca yaş 54ile anti-TPO antikorlarının titreleri arasında da pozitif korelasyon saptandı. Yapılan testlerde AIA titre artışı ile anti-GAD titre artışların ilişkisi gösterildi. Preklinik Tip 1 diyabetli olarak tanımlanan ve 18 bireyden oluşan Grup 3; ICA açısından incelendiğinde 3 kadın (% 16,7) ve 4 erkek (% 22,2) olmak üzere 7 olguda (% 38,9) 10-19JDFu olarak saptanırken; 2 kadın (% 11,1) ve 9 erkek (% 50) olmak üzere toplam 11 olguda (% 61,1) > 20 JDFu olarak saptandı. Bulgular cinsiyet açısından farklılık göstermedi. Anti-GAD antikorları Grup 3' de toplam 10 vakada (% 55,6) pozitif olarak gözlendi. Anti-GAD antikorları pozitifliği 4 kadın (% 22,2) ve 6 erkekte (% 33,3) mevcuttu ve anti-GAD antikorlarının pozitifliği cinsiyet farklılığı göstermemekteydi. AIA pozitifliği ise 18 kişilik grupta 2 erkekte (% 11,1) gözlendi, fakat vaka sayısının azlığına bağlı olarak sadece erkeklerde gözlenmesine karşın istatistiksel anlam gösterilemedi. Anti-TPO antikorları bu grupta 1 kadın (%5,6) ve 2 erkekte (% 11,1) toplam 3 bireyde (% 16,7) pozitif bulunurken; anti-PCA antikorları ise 1 kadın (% 5,6) ve 1 erkekte (% 5,6) pozitif olarak saptandı. Tip 1 diyabet açısından antikor pozitifliklerinin birliktelikleri incelendiğinde Grup 3'de tek antikor pozitifliği 7 olguda (% 38,9); iki antikor pozitifliği 10 olguda (% 55,6) ve üç antikor pozitifliği ise 1 olguda (% 5,6) gözlendi. Grup 3'de yapılan korelasyon testlerinde ise; anti-TPO antikorlarının gerek pozitiflik gerekse titre açısından anti-PCA antikorları ile pozitif korelasyon gösterdiği saptandı. Toplam 13 bireyden oluşan preklinik diyabetli grubun kontrol grubu olan Grup 4'de ise anti-PCA antikorları dışında hiçbir antikor değerlendirmesinde pozitifliğe rastlanmadı. Bu grupta pozitiflik gösteren anti-PCA antikorları ise sadece 1 kadın (% 7,7) olguda saptandı. Grup 1'de 10-19JDFu arasında % 26 ve > 20 JDFu olarak % 37 oranlarında gözlenen ICA pozitiflikleri Grup 2'de hiçbir vakada gözlenmedi. Anti-GAD antikorları açısından incelendiğinde Grup 1'de (% 75,4) Grup 2'ye (% 7,2) oranla daha yüksek oranda pozitiflik gözlendi. Grup 1'de % 27,4 oranında karşılaşılan AIA pozitifliği kontrol grubunda (Grup 2) tüm bireylerde negatif olarak saptandı. Grup 1 ve Grup 2 anti-TPO antikorları açısından incelendiğinde Grup 1'de % 17,8 pozitifliğe karşın Grup 2'de bu oran % 1,8'e geriledi. Anti-PCA antikorları ise Grup 1'de % 8,2 55oranında pozitif iken; Grup 2'de bu oran % 3,6'ya düşmesine karşılık bu düşüş istatistiksel anlama ulaşmadı. Preklinik Grupta (Grup 3) gözlenen % 61,1 oranında saptanan > 20 JDFu ICA pozitiflikleri Grup 4'de bulunan bireylerin hiçbirinde saptanmadı. Grup 3'de % 55,6 oranında saptanan anti-GAD pozitifliği kontrol grubu (Grup 4) (% 0 ile karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Grup 3 ve Grup 4 AIA yönünden karşılaştırıldığında Grup 3'de % 11,1 pozitiflik Grup 4'de tüm bireylerde negatif saptanmasına karşılık bu fark istatistiksel değer taşımamaktaydı. Grup 3 ve Grup 4 anti-TPO (sırasıyla % 16,7 ve % 0) ve anti-PCA antikorları (% 1 1,1 ve % 7,7) açısından kıyaslandığında ise istatistiksel açıdan anlam gösterilemedi. Sonuç olarak; otoimmün Tip 1 diyabet olgularında meydana gelen ve adacık hücresinin antijenik yapılarını hedefleyen otoimmün aktivasyonun en önemli belirteçleri olan otoantikorlar gerek Tip 1 diyabetli bireylerin otoimmün aktivasyonunun gerekse riskli birinci derece akrabaların saptanmasında önem taşımaktadır. Otoantikorlardan öncelikle ICA bu riskli bireylerin saptanmasında önem taşımakla birlikte, anti-GAD ve AIA antikorları ile birlikte değerlendirilmesi sensitivite ve spesifıteyi arttıracaktır. Otoimmün Tip 1 diyabette diyabet süresi ile birlikte Hashimoto tiroiditi ve pemisiyöz anemi gibi diğer otoimmün hastalıkların gelişme riski artmaktadır. Gerek Tip 1 diyabetli bireylerin gerekse birinci derece akrabaların Tip II Poliglandüler Otoimmün Sendrom açısından değerlendirilmesi erken teşhis açısından yararlı olacaktır. 56

Özet (Çeviri)

VI. SUMMARY The risk of developing autoimmune Type 1 diabetes is higher for those who have a the first degree relative with the condition compared to the members of the general population. Autoantibodies targeting the antigenic components in the immune attack are used for detection of these higher risk subjects. Autoimmune Type 1 diabetes may be associated with Type II Polyendocrine Autoimmune Syndrome comprising Hashimoto thyroiditis and pernicious anemia. In this study, antibodies observed in Type 1 diabetes like islet cell antibodies (ICA), anti-glutamic acid decarboxilase antibodies (anti-GAD), and anti-insulin antibodies (AIA); anti thyroid peroxidase (anti-TPO) expected in Hashimoto thyroiditis and anti-gastric parietal cell antibodies (anti-PCA) seen in pernicious anemia have been investigated in four different groups. For detection of the high risk subjects, total 514 first degree relatives of Type 1 diabetics diagnosed under 20 years of age were screened for ICA using indirect immunofluorescence. All 514 first-degree relatives selected were 40 years or younger. The selected group consisted of 191 parents (mother/father; 121/70), 304 siblings (female/male; 153/151), and 19 offsprings (female/male; 9/10). The screening identified 22 individuals having values of £ 10 JDFu twice or> 20 JDFu once who were considered as preclinic Type 1 diabetes. This group consisted of seven parents (mother/father; 2/5), 14 siblings (female/male; 6/8) and one offspring (male). 18 out of these 22 preclinic Type 1 diabetic individuals having no difference in gender and consanguinity were labeled in the study as the“Preclinic Type 1 Diabetic Group”(G3). Group 1 (G1 ) consisted of 73 Type 1 diabetic patients 20 years of age or younger and having a disease duration of 3 months or less. Because of the difference in mean ages of both groups (G1; mean age 15.1 ±8.1 and G3; mean age 26.5±1 1.9) two control groups G2 and G4 were constructed as two distinct groups of healthy individuals (G2; n:55, mean age 13.7±1 1.6 and G4; n:13, mean age 28.2±6.3). In the above mentioned four groups ICA and anti-GPA antibodies were detected by indirect immunofluorescence; AIA and anti-TPO were detected using 57radioimmunoassay; and anti-GAD antibodies were detected by ELISA. Group 1 ICA study determined ICA presence in 14 males (19.2 %) and 13 females (17.8 %) s; 9 JDFu, in 8 males (11 %) and 11 females (15 %) 10-19 JDFu, and in 13 males (17.8 %) and 14 females (19.2 %) £ 20 JDFu. Anti-GAD antibodies in Group 1 were positive in 55 subjects (75.4 %) ; 30 of them female (41.1 %) and 25 of them male (34.3 %) with no statistical difference in gender. On the other hand, AIA positivity observed in 20 diabetic patients in Group 1 (27.4 %) was higher in females: Of these 14 (19.2 %) were female and 6 (8.2 %) were male. As was the case with anti-TPO antibodies, gender did not effect anti-TPO antibody positivity seen in 13 subjects in Group 1 (9 female 12.3 % and 4 male (5.5 %). Anti-GPA was positive in 6 patients (8.2 %; female/male; 5.5 %/ 2.7 %). Anti-GAD positivity was more common in the over 20 subgroup of Group 1 and this was considered statistically significant. In Group 1 single antibody positivity was 28.8 %, double antibody positivity was 47.9 % and triple antibody positivity was 13.7 %. Correlation analysis in Group 1 revealed that titers of AIA tended to be higher in females compared to males. Furthermore, it was determined that anti-GAD antibody presence is correlated with age. The titers of anti-TPO antibodies tended to increase with longer diabetes duration. Among antibodies not associated with diabetes, anti-GPA positivity was positively correlated with anti-TPO positivity. Although ICA and AIA positivity was not detected in Group 2, 2 females (3.6 %) and 2 males (3.6 %) tested positive for anti-GAD, showing no difference in gender (total positive response 7.2 %). Anti-TPO was positive in only one female (1.8 %) in the over 20 age group, but anti-GPA was positive in 2 subjects (3.6 %; one female and one male). In Group 2, AIA positivity was not detected, but AIA values were lower in females (4.9±0.6) compared to males (5.5±0.9). Correlation tests showed negative correlation between female gender and the titers of AIA. Positive correlation was observed between age and anti-TPO titers and also between titers of AIA and anti-GAD antibodies. In the preclinic diabetic group (G3) consisting of 18 subjects, ICA positivity didnot differ with gender, and ICA positivity was between 10-19 JDFu in 7 subjects (38.9 %) composed of 3 females (16.7 %) and 4 males (22.2 %) and £ 20 JDFu in 1 1 58subjects (61.1 %) composed of 2 females (11.1 %) and 9 males (50 %). Anti-GAD positivity was detected in 10 preclinic diabetics (55.6 %) including 4 females (22.2 %) and 6 males (33.3 %) showing no differentiation with respect to gender. AIA positivity was found in only 2 males (11.1 %) in the 18-subject group, but was not considered statistically significant because of the low number of the subjects in the group. Anti- TPO antibody positivity was seen in 3 subjects, namely one female (5.6 %) and two males (11.1 %). Anti-GPA positivity was observed in 2 subjects one female (5.6 %) and one male 5.6%). In Group 3; single antibody positivity was 38.9%, double antibody positivity was 55.6 % and triple antibody positivity was 5.6 %. Anti-TPO antibodies in this group were found to be positively correlated with anti-GPA in positivity and titers. None of the essayed antibodies were positive in among the 1 3 members of Group 4 except for anti-GPA positivity in on female (7.7%). ICA values of 10-19 JDFu and £ 20 JDFu detected in 26 % and 37 % respectively among Group 1 subjects were not observed at all in Group 2. Anti-GAD positivity was higher in Group 1 (75.4 %) compared to Group 2 (7.2 %). AIA was positive in 27.4 % of Group 1 subjects, but was not observed at all in Group 2. The positivity in anti-TPO antibodies was observed at a rate of 17.8 % in Group 1, as opposed to 1.8 % in Group 2. The positivity of anti-GPA in Group 1 was observed at a rate of 8.2 % as opposed to 3.6 % in Group 2, but this difference didnot reach statistical significance. High ICA positivity ( £ 20 JDFu) observed at a rate of 61.1 % in Group 3 was not observed at all in Group 4. Anti-GAD positivity was higher (55.6 %) in Group 3, but was not detected at all in Group 4 (0 %). On the other hand, the increase of AIA positivity observed in Group 3 (1 1.1 %) compared to Group 4 (0 %) was not deemed statistically significant. The difference in positivity of anti-TPO and anti-GPA in Group 3 and Group 4 (16.7 % vs 0 % and 11.1 % vs 7.7 % respectively) was also not considered statistically significant. In conclusion, autoantibodies targeting the antigenic components of beta cells in autoimmune Type 1 diabetes are important both as markers for autoimmune activation in Type 1 diabetics and also as a means to identify first degree relatives of 59the patients at high risk of developing the condition. Although ICA is recommended as the first step towards screening, evaluation of ICA with anti-GAD and AIA would increase both the sensitivity and the specificity. Autoimmune Type 1 diabetes increases the risk for developing other autoimmune diseases like Hashimoto thyroiditis and pernicious anemia, and the risk increases with time. The evaluation of Type 1 diabetics and their first degree relatives for Type II Polyglandular Autoimmune Syndrome would be beneficial for early diagnosis. 60

Benzer Tezler

  1. Tokat ilinde 2011-2021 yılları arasındaki çocuklarda Tip 1 diyabetes mellitus insidansı ve hastaların dökümü

    Incidence of Type 1 diabetes mellitus in children between 2011-2021 in Tokat province and breakdown of patients

    GÜLSEN DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıTokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ GÜL

  2. Gestasyonel diyabetlilerde adacık sitoplazmik antikoru, anti-glutamik asit dekorboksilaz antikoru, insülin otoantikoru ve anti-tiroid peroksidaz antikoru prevalanslarının değerlendirilmesi

    Prevalance of islet cell antibody, anti-glutamic acid decarboxylase antibody and anti-throid peroxidase antibody in patient with gestational diabetes

    METİN YÜCEL YILMAZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Allerji ve İmmünolojiİstanbul Üniversitesi

    İmmünoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN SATMAN

  3. Çölyak hastalığı olan çocuklarda tip 1 diabetes mellitus ilişkili belirteçlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of Type 1 diabetes mellitus related markers in children with celiac disease

    ÖMERDOĞAN YENİCE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BUKET DALGIÇ

  4. Tip 1 diyabetli çocuk ve adolesanların etiyolojiden prognoza retrospektif değerlendirilmesi (1985-2004)

    Retrospective evaluation of type 1 diabetic children and adolescents : from etiology to prognosis(1985-2004)

    FİKRİ DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Tip 1 Diabetes mellitus tanılı olgularda tanı ve izlemde otoimmün tiroidit gelişiminin değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    BADE BAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıTrakya Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİLİZ TÜTÜNCÜLER