Böbrek transplantasyonu yapılmış erkek hastalarda erektil disfonksiyon
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 124302
- Danışmanlar: PROF. DR. AYDIN TÜRKMEN
- Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Nefroloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
54 ÖZET Erektil disfonksiyonun 40-70 yaş arası genel erkek popülasyonunda yapılan bir prevelans araştırması olan MMAS (Massachusetts Male Aging Study) çalışmasında %48 potent erkek'e karşın, %52 gibi bir oranda ED'li erkek saptanması, sorunun sık olarak rastlandığım açıkça ortaya koymuştur. Herhangi bir bilinen hastalığı olmayan erkeklerde bile sık rastlanan ED sorununun kronik hastalığı olan erkek popülasyonunda sıklığı doğal olarak artmaktadır. Kronik hastalıklardan diabetes mellitus'u (DM) olan hastalarda ED sorunu beklenen, özellikle sorgulanan ve araştırılan klinik bir bulgudur. Diğer kronik hastalıklarda erektil disfonksiyon DM kadar olmasa da kronik hastalığın süresi, seyri, komorbid hastalıklar ve beklenen komplikasyonlarla doğru orantılı olarak sıklıkla gözlenmekte, yapılan prevelans çalışmalarında sorunun ciddiyeti daha fazla ortaya konulmakta ve anlaşılmaktadır (6,7). Renal replasman tedavileri gören hastalarda da ED iyi bilinen ve sıklığı değişik çalışmalarla büyük bir farklılıkla bildirilen önemli bir sorundur. Replasman tedavi grupları içinde böbrek transplantasyonu ve ED arasında prevelans ilişkisi daha az araştırılmış olanıdır. Bu çalışmada İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Transplantasyon Polikliniği'nde düzenli takipleri yapılan 302 kişilik erkek hasta grubunda erektil disfonksiyon prevelansının ve sebeplerinin araştırılması amaçlandı. Hastaların değerlendirilmesinde, çalışmaya katılmaya kabul eden 104 hastaya temel laboratuvar tetkiklerden kan sayımı, biyokimyasal parametreler, ereksiyon ile ilgili hormon düzeyleri araştırıldı. Poliklinik koşullarında birebir görüşme yöntemi ile erektil fonksiyonun değerlendirilmesi amacına yönelik HEF soru envanteri ile psikolojik durumun anlaşılması için Beck depresyon soru envanteri uygulandı. Erektil disfonksiyon saptanan olgulardan kabul edenlere CIS ve penil Doppler USG tetkikleri yapıldı. Çalışma kapsamındaki 104 erkek hastadan 51 'inde (%49) ED saptanırken, 53 'ünde (%51) ise erektil fonksiyonların normal olduğu saptandı. Çalışmaya katılmayı kabul eden 104 erkek hastanın yaş ortalamaları 42,4±8,7 (24-66) yıl, renal replasman tedavisi olarak diyalizde geçen sürelerinin ortalamaları 27,8±23,2 ay iken, transplantasyon sonrası geçen sürelerinin ortalamaları 74,6+63,9 ay idi. Hastaların SDBY etiyolojilerinin dağılımına bakıldığında diabetik nefropati dışında ön planda nedeni bilinmeyen olgularla kronik glomerulonefrit olmak üzere geniş bir yelpaze ile karşılaşıldı. Erektil disfonksiyonu saptanan 51 erkek hastanın yaş ortalaması 45+8 yıl iken ED olmayan 53 erkek hastanın yaş ortalaması 40±9 yıldı. Aynı şekilde erektil disfonksiyonu saptanan hastaların evlilik yılı ortalaması 21,4+1,5 yıl iken ED olmayan hastaların evlilik yılı ortalaması 13,2±1,2 yıldı.55 Bu iki grup karşılaştırıldığında hem hastaların yaş ortalamalarının (p=0,01), hem de evlilik sürelerinin (p=0,00) ED ile istatistiksel olarak ilişkili oldukları görüldü. Kronik böbrek yetersizliği nedeni ile renal replasman tedavisi olarak başlanan diyalizin süresi ile transplantasyon süresinin ED arasındaki ilişkinin anlamlı olmadığı görüldü. Halen erektil disfonksiyonu olmayan 53 hastanın 20'si böbrek transplantasyonu öncesi cinsel işlevlerde sorun var iken nakil sonrası iyileşme gözlemlediğini, kalan 33 hasta cinsel işlevlerinde farklılık olmadığım ifade etti. Erektil disfonksiyonu olan 51 hastadan 14'ü (%27,5) cinsel fonksiyonlarının nakil sonrası daha kötüleştiğini, 24'ü (%47,1) daha evvelki cinsel işlevlerine iyileşme olduğunu ancak hala istenilen düzeye ulaşmadığım ifade ederken 13 (%25,5) hasta kötü olan cinsel fonksiyonlarının kalitesinde değişiklik olmadığım belirtti Bu sonuca göre 104 hastanın diyaliz sırasında 71 tanesi (%68.2) farklı düzeylerde ereksiyon sorunu yaşarken bunlardan 44 (%42.3) tanesi ereksiyon kalitesinin eski düzeyine göre arttığını ifade etmişlerdir. Bu hastalardan 46 (%44.2)'sı erektil fonksiyonlarda değişiklik olmadığını, 14 hastan (%13.5) mevcut kalite düzeyinin de bozulduğunu ifade etmişlerdir. Böbrek transplanth hastalarda sigara ve alkol kullanımının çok düşük olduğu görüldü ve ED ile istatistiksel ilişkisi bulunamadı (6). Beck depresyon soru envanteri ile psikolojik durumun ED ile ilişkisi değerlendirilen hastalarda, depresyon ve ED arasında istatistiksel olarak anlamlı bir bağ olmadığı sonucuna varıldı (80,84). Kronik böbrek yetersizliği nedeni ile böbrek transplantasyonu yapılmış bu hasta grubunda kullanılan ilaçlar temel alınarak ED ile negatif yönde furosemid dışında direk ilişkili ilaç istatistiksel anlamda bulunamadı. Buna karşın erektil disfonksiyonu olmayan hasta grubunda steroid kullanımının istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha fazla olduğu sonucuna ulaşıldı. Erektil disfonksiyona neden olabilecek hormonal parametrelerden DHEA-S düzeyinin her iki grup hastada da normalden düşük olduğu fakat ED olan ve olmayan gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir fark olmadığı saptandı. Ayrıca sık suçlanan testosteron düzeyinin her iki grupta da normal sınırlarda olduğu fakat istatistiksel bir fark yaratmasa da ED olan grupta daha düşük düzeylerde seyrettiği görüldü. Bu düzey azalmalarının hastaların almakta oldukları steroid nedeni ile adrenal korteks baskılanmasına ikincil olabileceği düşünüldü. Bu bağlamda adrenal sistemin baskılandığı hastalarda DHEA-S düzeyinin bakılmasının özellikle ED etiolojisi açısından anlamlı sonuçlar vermeyeceği sonucuna varıldı. Böbrek transplantasyonunun ED'u olan diyaliz hastalarında iyi sonuçlan olmasına karşın hala ED'un transplantlı erkek hasta grubunda önemli bir sorun yarattığı bir gerçektir. Çalışma grubumuzda diyabete bağlı SDBY nedeni ile böbrek transplantasyonu yapılmış hasta olmamasına çarşın ED olan hasta yüzdesinin %49 olması, bu yüzdenin diyabetik kökenli hasta grubunun56 eklenmesi ile artacağı bir gerçektir. Ayrıca anostamoz ameliyat tekniği olarak internal iliak arterin kullanılması konusunda daha dikkatli olunması gerektiği, ateroskleroz açısından riskli hastalarda, özellikle böbrek transplantlı hastalarda ikinci böbrek transplant ihtiyacı durumunda bu arterin korunması gerektiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; renal transplantasyonlu erkek hastalarda erektil disfonksiyona azımsanmayacak sıklıkta rastlanmaktadır. Birçok faktöre bağlı olarak gelişebilen bu sorun, gerektiği şekilde sorgulanmadıkça gerçek sıklığı ile ortaya konulamamaktadır. Diyaliz yöntemleri ile tedavi sürecine göre kısmen düzelmeler sağlansa da önemli oranda hastada transplantasyon sonrasında da sorun sürmektedir. Hasta yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu sorunun çözümü için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Antikor aracılı rejeksiyon saptanan renal transplantasyon hastalarında histopatolojik ve klinik özelliklerin renal sağkalım üzerine etkileri
The association of histopathologic and clinical features of allograft survival in renal transplant patients with antibody mediated rejection
TÜLİN AKAGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Nefrolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYDIN TÜRKMEN
- Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda idrarda BK virüs kantitasyonunun önemi ve klinik ile ilişkisi
The importance of BK virus quantitation in urinary samples of renal transplantation patients and relationship with clinic
SELİN YİĞİT
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
MikrobiyolojiGazi ÜniversitesiTıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLENDAM BOZDAYI
- Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda BKV DNA' nın araştırılması ve sonuçların retrospektif olarak değerlendirilmesi
Investigation of BKV DNA in renal transplant patients and to retrospective evaluation of results
NURAY ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Mikrobiyolojiİstanbul ÜniversitesiTıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ AĞAÇFİDAN
- Kalp transplantasyonu yapılmış hastalarda perioperatif dönemdeki verilerin multifaktöriyel karşılaştırılması, mortalite, morbidite ve sağ kalım
Multifactorial comparison of perioperative data of pati?ents who underwent heart transplantation, mortality morbidity and survival
UMUT KÖKSEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiAkdeniz ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER BAYEZİD
- Sağlıklı kişilerde, diyalize giren ve girmeyen kronik böbrek yetmezliklerinde, böbrek transplantlılarda serum beta-2-microglobulin değerleri
Başlık çevirisi yok
VUSLAT UZUNOSMANOĞLU