Sınıraşan suların kullanımında ulusal çıkarlar ve çevre etiği
National interests and environmental ethics in the use of transboundary waters
- Tez No: 126335
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞEGÜL MENGİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler, Public Administration, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 433
Özet
İnsanlar ve yaşam için vazgeçilmez bir kaynak olan su, yeryüzünde her canlının ulaşabileceği biçimde, akarsularda, göllerde ve yeraltı sularında bulunmaktadır. Bunun bilinci içinde olan birçok canlı bu kaynaklara yakın olmanın ya da onu elde etmenin bir yolunu bulmaktadır. Bu nedenle yeryüzünde bitki örtüsünün de, insan yerleşmelerinin de en yoğun olduğu bölgeler, suyun en çok bulunduğu akarsu havzaları ve akarsu kıyılandır. Akarsuları en etkin biçimde kullanan canlılardan biri olan insan, onu kendi gereksinimleri doğrultusunda yönlendirmiş ve denetlemiştir. Ancak insanlar bu kaynağı kullanırken, yönlendirirken ve denetlerken onun doğal dengesi üzerinde de değişikliklere neden olmuş, bu da akarsuları oluşturan su kaynağını ve ekolojik dengelerini olumsuz etkilemiştir. Bunun sonucu olarak bu kaynaklardan bir bölümü doğal dengelerini sürdürebilecek özelliklerini yitirmişlerdir. Su ortamları, özelliklerini oluşturan ekolojik dengelerini koruyabildikleri sürece yararlı kaynaklar olmayı sürdürebilmektedirler. Ancak bu doğal kaynağın tüketimi ve kirletilmesi, onun öncelikle kendi doğal yaşamını sürdüremez duruma getiriyorsa, bu kaynağın artık kendi kendini yenileme kapasitesinin aşıldığını göstermektedir. Bunun sonucu olarak bu doğal kaynak bir yaşam kaynağı olmaktan çıkıp, doğal yaşamı ve insan sağlığını tehdit eden bir kaynağa dönüşmektedir. Dolayısıyla yaşamı sürdürülebilir kılmak için öncelikle bu kaynağın doğal dengelerinin korunması gerekmektedir. Bu doğal kaynağa yönelik üç ön kabul yapılabilir. Akarsu havzaları ve onların doğal oluşumları, ekolojik bir bütünlük ve bir sistem içinde varolan devingen yapılardır. İnsan 415etkinlikleri bu yapıyı gerçekleştirdikleri değişim ve dönüşümlerle doğrudan etkilemektedir. Bu kaynaklar, varolan (coğrafi, fiziksel, kimyasal ve biyolojik) özelliklerine bağlı olarak belli oranlardaki kirliliği ve hacim değişikliklerini kaldırabilme ve taşıyabilme kapasitesine sahiptirler. Bir akarsuyun niteliği ve niceliğinde, çeşitli doğal özellikleri yanısıra, ondan yararlanan toplumların davranış ve tüketim biçimleri ve yönetimlerinin doğal sistemleri korumak ve sürdürebilmek üzere benimsedikleri yaklaşım biçimleri de etkin olmaktadır. Sınıraşan sularda akarsu havzaları, bu kaynaktan yararlanmayı en üst düzeye çıkarmaya çalışan yaklaşım biçimleri nedeniyle ciddi bir çevre yıkımına uğratılmıştır. Bu çalışmanın, uluslararası boyutunu oluşturan, yönetimler ve yaklaşım biçimleri bağlamında da iki temel kabulü bulunmaktadır. Birincisi, devletler, ve yönetimleri bireylerden oluşmaktadır. Dolayısıyla, devletlerin yönetimlerinde bulunan bu bireylerin kişiliklerinin çevrenin korunmasına ilişkin alınacak kararlarda ve atılacak adımlarda önemli rol oynayacağı söylenebilir. Aynı özellik, kuruluşlar, dolayısıyla uluslararası kuruluşlar için de geçerlidir. Bu açıdan ele alındığında, sınıraşan akarsulara ilişkin, yerine göre kısa erimde ya da uzun erimde, alınacak her kararda, bu kuruluşların ya da devletlerin yönetimlerinde yer alanların bakış açılan ve çevre sorunlarına yaklaşım biçimleri etkili olabilecektir. Bu nedenle bu kişilerin bu konularla ilgili oluşturacağı kararlar, olumlu ya da olumsuz olarak akarsu havzalarına yansıyacak ve yine bu bağlamda olumlu ya da olumsuz olarak etik açıdan,“çevre etiği”açısından yargılanabilir bir niteliğe de sahip olacaktır. Bu aynı bu zamanda bu kişilerin dolayısıyla devletlerin çevreyle ilgili alacak olduğu kararlarda taşıdığı sorumluluğu da (ulusal ya da uluslararası) belirlemektedir. Devletlerin sınırsan sularda,“çevre etiği”bağlamındaki sorumluluk alanlarının sınırını akarsu havzalarının sınırlarının oluşturduğu söylenebilir. 416Çevre etiği, insanın kendi dışındaki tüm varlıklara davranırken yaptığı doğru ve yanlışlarla ilgilenir. Dolayısıyla çevre etiği, yukarı da açıklanılan gerekçelerle, devletlerin sahip oldukları kaynaklar adına verdikleri kararların doğru mu yanlış mı olduğu ile ilgilenir; bunları, olumlu ya da olumsuz yönleri ile eleştirip ve yargılayabilir. Yine aynı koşutlukta, çevre etiği, devletleri, çevreyle ilgili olarak uluslararası alanda kabul görmüş ve ilkeleri belirlenmiş konularda, ya da henüz bu alanda tartışılmakta olan konularda dahi, sorumluluklarını yerine getirip getirmediği için eleştirebilir. Bu çalışma, çevre etiği tartışmalarıyla olgunlaşan, sınıraşan suları paylaşan devletleri de yakından ilgilendiren, ahlaki değerler kümesinin genişlemesini ele almakta, uluslararası toplumun, ilgili devletlerin ve kuruluşların dikkatini bu konuya çekmek istemektedir. Bu nedenle, bu tez, öncelikle insan-merkezli ve ulusal çıkar merkezli yaklaşımları tanımlamaya çalışarak, bu yaklaşım biçimlerim çevre etiği bakış açısından eleştirmekte; bunların çevre merkezli görüşle yeniden ele alanabilirliğini sınamaya çalışmaktadır. Bu yaklaşımları ve ilgili kavranılan dünyanın üç farklı bölgesinden aldığı üç örnek alanda incelemektedir. Sınıraşan suların kullanımında ve korunmasında bir uzlaşma aracı olarak“çevre etiği”nin bir kavram olarak kullanılabilirliğini tartışmaktadır.
Özet (Çeviri)
Fresh water is a scarce entity depending on its availability; density and the number of species in need of it. Water is also limited as far as its physical, chemical and biological characteristics. Water has been a very important“resource”for human beings' living and for their economic and social well-being. However, as a perception and being considered a vast“resource”, it has been used and abused by human beings who became a dominant“species”almost all over the world. One of the biggest resource of fresh water are rivers. That's why many civilizations during history and almost 40 % of world population of today (UN, 2002) settled by rivers or riversides. As an ecological unit, river basins are integrated systems. This unity can be separated into sub-systems such as surface waters, under ground waters, river beds, upper river beds, lower river beds, estuaries and wetlands. But, human beings who settle down by those rivers, created their own social and cultural boundaries, after all called nations. As mentioned above, nations are also dependent on this precious resource for their growth and development, that's why every nation wanted the most from this“resource”. Never thinking its vulnerability, nations over use this“resource”, for their industrial, agricultural and urban needs, until the water pollution, water scarcity problems started. This way of using water's of transboundary rivers, created another problem; an ethical problem between upstream and downstream users of this river; as this time the issue is wastes 418of one nation or over use of one nation that affects another downstream nation. Upon the demand of downstream nation, nations started negotiating on concepts of equitable share and reasonable use of these transboundary waters. However when looked at negotiations, agreements and treaties (of especially earlier ones) between nations on transboundary waters, it's seen that, the solutions of upstream and downstream problems are mostly human-centered and/or national interest centered, only focusing on humans mistreatment of humans. This thesis, on the contrary, intend to draw attention to two other ethical topics, one is“environmental ethics”and second“the responsibility of nations”to protect this integrated natural entity. Through this, the thesis wants to shift international community's and nations' attention to the non-instrumental value of water and to the international management of transboundary waters. There are two main problems with protecting transboundary waters, one is human centered and national interest centered point of views; second, nations' boundaries and river basins boundaries never overlap. Therefore, during the protection and management of these rivers, the boundaries are needed to be integrated with common interests and also with other living beings' interests. That's why this thesis tries to investigate the reasons and consequences of this human-centered and national interest centered behaviors and will try to find out ways to shift (remodel) this to more environ-centered view, and will discuss this through the perspective of“environmental ethics”.
Benzer Tezler
- Türkiye'nin sınır aşan sularının uluslararası stratejiler bakımından değerlendirilmesi
The evaluation of Turkey's transboundary waters about international strategies
EMEL ÇORA
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Uluslararası İlişkilerİstanbul ÜniversitesiDeniz İşletmeciliği Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SELMİN BURAK
- Orta Doğu'daki su sorununun Türk dış politikasına etkileri: Çatışma ve işbirliği olasıklarının değerlendirilmesi
Influences of water issue in the Middle East towards Turkish foreign policy: An assessment of possibilities of conflict and cooperation
HAKAN TUNÇ
- Devletin suç ihdas etme ve cezalandırma yetkisinin sınırı
The limits to state power in criminalisation and punishment
VEYSEL DİNLER
Doktora
Türkçe
2013
HukukSüleyman Demirel ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YÜKSEL METİN