Geri Dön

Devletin suç ihdas etme ve cezalandırma yetkisinin sınırı

The limits to state power in criminalisation and punishment

  1. Tez No: 339334
  2. Yazar: VEYSEL DİNLER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YÜKSEL METİN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Kamu Yönetimi, Law, Public Administration
  6. Anahtar Kelimeler: ius puniendi, devletin cezalandırma yetkisi, cezalandırma yetkisinin sınırı, suç ihdasının sınırı, suç ve ceza siyaseti, ius puniendi, criminalization, power to punish, limits of power to punish, limits of criminalization, criminalization policy
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 433

Özet

Devletin suç ihdas etme ve cezalandırma yetkisi, devlet egemenliğinin bir sonucudur. Devletin ortaya çıkışıyla başlayan cezalandırma yetkisinin tekeli günümüzde de devam etmektedir. Bununla birlikte tarihsel süreçte egemenlik anlayışındaki değişim cezalandırma yetkisinin kullanımını da etkilemiştir. Bugün devlet sınırsız bir egemenliğin sahibi olmadığı gibi, cezalandırma yetkisi de sınırsız değildir. Devletin suç ihdas etme ve cezalandırma yetkisinin sınırı, öncelikle onun yetkilerini sınırlayan kurumlarla ilgilidir. Aydınlanma Çağında ortaya çıkan anayasacılık hareketine kadar hakim olan mutlak ve sınırsız egemenlik anlayışı, devletin cezalandırma yetkisinin sınırlanabileceği düşüncesini engellemekteydi. Anayasacılıkla birlikte bütün devlet organlarını bağlayan üst normların kabulü, kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ilkesinin benimsenmesi ve insan haklarının bütün insanlığın bir ortak değeri olarak belirmesi, devlet iktidarının, özelde de cezalandırma yetkisinin sınırlandırılması düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Öte yandan her geçen gün giderek yoğunlaşan uluslararası ilişkiler ağı, devletlerin uluslararası yükümlülükleri, devlet ortaklıkları, uluslararası hukuk kuruluşları ?kadiri mutlak? devlet anlayışını sonlandırarak, egemenliğe uluslararası sınırlar getirmiştir. Egemenlikteki bu değişim ve sınırlanma, kendini cezalandırma yetkisinin kullanımında da göstermektedir. Cezalandırma yetkisinin sınırı öncelikle iç hukuktan kaynaklanmaktadır. Anayasal-hukuk devleti anlayışı, devlet iktidarını otolimitasyona uğratmakta ve anayasal ilkeler, yasama organının hangi eylemleri suç sayabileceğine, ne tür cezalar getirebileceğine bir çerçeve oluşturmaktadır. Anayasa yargısını kabul eden devletlerde de anayasa mahkemeleri, yasama organının çıkardığı ceza kanunlarının anayasa uygunluğunu denetleyerek anayasal sınırların uygulanmasını sağlamakta ve cezalandırma yetkisinin kullanımına bir oto-kontrol getirmektedir. Günümüzde suçların ve cezaların yasayla getirileceği ilkesinin sonu olarak yasama organının kanun yapımından kaynaklanan sınırları ile kanun yapım sürecindeki toplumsal ve siyasal etkiler, cezalandırma yetkisini etkileyen diğer unsurlar olmaktadır. Devletlerin günümüzde yoğun bir uluslararası ilişkiler ağının parçası olması, cezalandırma alanında da keyfi hareket etmesini engellemektedir. İnsan haklarının korunması artık sadece ulusal bir sorun olmayıp, insanlığın ortak bir sorunu haline gelmiştir. Uluslararası sözleşmelerle bazı suç tiplerini cezalandırmak, bazı yaptırım türlerini kullanmamak uluslararası bir yükümlülük haline gelmektedir. Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler kendi üyelerinin ceza kanunlarını denetlemekte ve Avrupa düzeyinde bir ceza hukuku standardı sağlamaya çalışmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?nin vermiş olduğu kararlar iç hukukta yol gösterici olmaktadır. Küreselleşmeyle oluşan yeni suç tiplerinde, devletler ortak mücadele etmek zorunda kalmakta, devlet birçok konuda olduğu gibi, suç ve ceza ihdasındasında da tek başına karar verici olmaktan giderek çıkmaktadır. Sonuçta cezalandırma yetkisi bugün iç hukuktan ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükler ile sınırlı bir hal almıştır. Devletlerin cezalandırma yetkisini kullanmaktaki alanları giderek sınırlanmakta ve tek tipleşmektedir.

Özet (Çeviri)

The criminalisation and punishment power of the state is the result of the state sovereignty. The monopoly of punishment power and coercion has existed from the establishment of the state and still continues even today. However, the use of punishment power has been affected by the change in perception of sovereignty. Today, state sovereignty is not fully unlimited. Therefore, there is no unlimited power to punish as well. The limits to state power in criminalisation and punishment (ius puniendi) are natural outcomes of the limited government idea. The concept of absolute sovereignty that has been dominant by the constitutionalism arised at the Age of Enlightenment, has not allowed the idea of the limited punishment. Constitutions providing separation of powers, rule of law, and protection of human rights have led to the limitation of state authority, especially in ius puniendi. On the other hand, increasing international relations, international laws obligating states, state associations, and international civic organizations redefine the perception of ?sovereignty? and set boundaries to state sovereignty. These limitations in sovereignty exhibit themselves at use of power in criminalisation and punishment. The limits of ius puniendi were initially based on domestic law. The rule of law limits the state authority, and constitutional principles frame the power of legislation for proscribing and punishment. The judicial review brings an auto control mechanism on legislation?s power to practice the constitutional principles. The legality principle commonly accepted in modern world also brings technical limits to the legislative power, and social and political attributions are other factors that affect the power to punish. States are becoming parts of an increasingly expanding international network at recent times. These partnerships inhibit them from exercising the arbitrary use of punishing power. Today, the protection of human rights is not only a case at national level but also a concern of international community. Through international conventions, nation states are obligated to a duty to criminalize some kind of offences and prohibit some kind of penalties. International and supranational organizations such as European Union control their members? use of the punishment power and get them required to adjust to the standards of such organization?s criminal law. International courts? decisions are also guidances for the nation states on policy making. The nation states have to work together on preventation of transnational crimes occurred with globalization. Therefore, nation states are not the unique policy makers on their own. In conclusion, the state?s power to punish is very limited by the obligations resulting from domestic and international law. The area of state?s power of punishment is being narrowed and the use of punishing power has also become monotypic in the world.

Benzer Tezler

  1. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde cezalandırma yetkisinin sınırlandırılması

    Limitation of the autorhization of punishment in the framework of the European Court of Human Rights's decisions

    MEHMET CEM ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukPolis Akademisi

    Ceza Adaleti Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA YAYLA

  2. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  3. Terörizmin finansmanı suçu

    Terrorism financing crime

    AYYÜCE ERVA YALÇIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HukukAnkara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUHARREM ÖZEN

  4. İfade özgürlüğü ve suç örgütünün veya amacının propagandasını yapma suçu (TCK. m. 220/8)

    Expressive freedom and the criminal act to propagate an illegal organization or its goal (TCK.m.220/8)

    ZÜBEYİR ÇOBAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    HukukMarmara Üniversitesi

    Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAMİDE ZAFER

  5. Türk Hukukunda gümrük kaçakçılığı suçları

    Customs smuggling crimes in Turkish Law

    BİRSEN KARAKAŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÜHEYL DONAY