Yeşilköy Tren İstasyonu yapılar grubu restorasyon projesi
The Restoration project of the buildings at Yeşilköy Train Station
- Tez No: 126795
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. YEGAN KAHYA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Restorasyon Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 228
Özet
YEŞİLKÖY TREN İSTASYONU YAPILAR GRUBU RESTORASYON PROJESİ ÖZET Demiryolunun kullanılmaya başlanması, ulaşım teknolojisinde kaydedilen ilk ve en önemli adımlardandır. Demiryolları sayesinde, ulaşım kolaylaşmış, mesafeler kısalmış ve toplu taşıma başlamıştır. Sanayi devrimiyle eşzamanlı olarak gündeme gelen demiryolu, gelişimini tamamlamış ülkeler tarafından bir emperyalizm aracı olarak kullanılmıştır. Avrupa ülkeleri, sömürgelerinde ve yan sömürge durumundaki ülkelerde demiryolu yatırımları yaparak, ekonomik ve sosyal üstünlük sağlamışlardır. Sözkonusu gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme dönemine tarihlendiğinden, yabancı devletler, Osmanlı ülkesinde de bu statüyü sağlamaya çalışmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu açısından ise, demiryolu, modernleşmenin ve çağı yakalamanın bir yöntemi olarak görülmüştür. Fakat, imparatorluk bünyesinde, demiryolu yapımı için gerekli sermaye ve teknik ekip bulunmadığından, demiryolu yapım ve işletme işi yabancı girişimcilere ihale edilmiştir. İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan Rumeli demiryolu, bu dönemde, Fransız sermayesi ve işgücü ile gerçekleştirilmiş bir girişimdir. 1870 yılında yapımına başlanan ve 1871 yılında ilk bölümü açılan hat, Osmanlı İmparatorluğu'nda inşa edilen ilk demiryollarındandır. Sirkeci-Küçükçekmece arasındaki kısım, bir tip proje uyarınca inşa edildiğinden, bu hat üzerindeki istasyonlarda, yapılar, birbirlerinin tekrarı niteliğindedir. Fakat, istasyonlardaki yapı yoğunluğu, yerleşimin niteliğine ve büyüklüğüne göre farklılık göstermektedir, ilk inşa edilen kısım olan Yedikule-Küçükçekmece hattında yapı yoğunluğu oldukça yüksektir. Bu kesim yapıldığı dönemde, İstanbul'un banliyöleri henüz gelişmemiştir ve demiryolu hattının geçtiği güzergâh yerleşim merkezlerinden oldukça uzaktır. Hattın döşenmesiyle, istasyonlar için gerekli tesisler ve çalışanların barınacağı yapılar inşa edilmiştir. Zaman içinde bu merkezler gelişmiş ve banliyöler oluşmuştur. Sur içinde bulunan Sirkeci-Yedikule arasındaki kısım ise, mevcut şehir dokusunun içine yerleştiğinden, bu kesimde, istasyonlara ait yapı yoğunluğu daha düşüktür. XIX. yüzyıldan günümüze kadar, demiryolu teknolojisinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Geçmişte buharlı lokomotifler tarafından çekilen vagonların yerini, günümüzde elektrikli trenler almıştır. Teknolojideki bu gelişmeye paralel olarak, istasyonlardaki yapıların bir kısmı işlevlerini yitirmiş ve yokolmuştur. Diğer yapılara bir takım ekler yapılarak yeni ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmıştır. İşlevini yitirmiş yapıların bir kısmı ise tamamen terkedilmiştir. Önemli bir yapı stoğu oluşturan bu yapılar, bir dönemin teknolojisini, yapım tekniğini ve yaşam koşullarını yansıttıklarından, gelecek nesillere aktarılmalıdır. Hat üzerindeki istasyonların tip proje uygulamaları olduğu dikkate alınarak, bu çalışmada, aralarından bir istasyon örnek seçilmiş ve ayrıntılı olarak incelenmiştir. Yapı yoğunluğu bakımından zengin ve özgün duruma en yakın biçimiyle korunmuş olması nedeniyle, Yeşilköy Tren İstasyonu, tez konusu olarak seçilmiştir. İstasyonda, odunluk, depo gibi tamamlayıcı yapılarla birlikte, xıvtoplam 33 adet yapı mevcuttur. Günümüzde, istasyonda bulunan 1 1 adet yapı, lojman olarak kullanılmaktadır. Bu lojmanlara hizmet eden müştemilat yapılan ise 10 tanedir. 5 yapı ticari amaçlı olarak kullanılırken, peron üzerindeki 2 yapı ise istasyon yönetiminin ve yolcuların kullandığı binalardır. Ayrıntılı ölçme ve analitik rölöve çalışması yapılarak, tez konusu alandaki tüm yapıların mevcut durumları tespit edilmiştir. Lokomotif atelyesi ve buharlı lokomotiflere su sağlama amacıyla inşa edilmiş olan su kulesi, teknolojinin değişmesiyle işlevlerini yitirmişlerdir. Bir adet lojman yapısı ise kiralanmak üzere boşaltılmış, fakat ihaleye çıkartılamamıştır. Günümüzde kullanılmayan bu yapılarda bakımsızlıktan kaynaklanan bozulmalar görülmektedir. Bu üç yapı, gerek boyut gerek mimari değerlilik açısından istasyon yapılar grubunun en önemli yapılarındandır. İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 4-01-1995 tarih ve 6260 sayılı karanyla, istasyondaki yapılardan 9 tanesi tescillenmiştir. İstasyonda, toplam 10 adet yapı, 1970 yılından sonra yapılmıştır ve bu yapılar, istasyonun mimari bütünlüğüne uymamaktadır. Yapıların özgün durumlarına ilişkin yapılan incelemede, yapılar üzerindeki izler dikkate alınmış, yazılı tarih araştırması yapılmış, emekli demiryolu çalışanlarıyla görüşülmüş ve varılan sonuçlar, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nden sağlanan çizim ve haritalarla desteklenmiştir. İşletmeye açıldığı 1871 yılında, istasyonda, sadece bir ahşap yapının bulunduğu, yoğun yapılaşmanın ise 1912 yılında, hattın çift hat haline getirilmesi sırasında gerçekleştiği anlaşılmıştır. Elektrikli trenlerin kullanılmaya başlandığı 1956 yılında, değişen teknolojiye paralel olarak, istasyonda birtakım yapısal değişiklikler gerçekleştirilmiştir. 1970'li yıllardan itibaren, yapılar bozulma sürecine girmiştir. Teknolojinin gelişimiyle işlevini yitiren kimi yapılar yokolmuş, yerlerine niteliksiz ve çevreye uyumsuz yapılar yapılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, mevcut yapılara ise niteliksiz ekler yapılmıştır. Rölöve ve restitüsyon verilerine dayanarak hazırlanan restorasyon önerisi kapsamında, öncelikle, yapılarda görülen bozulmaların giderilmesi için gerekli müdahaleler tespit edilmiştir. Yapıların korunması için, bu müdahalelerin gerçekleştirilmesi ile yetinilemeyeceği açıktır. Sağlıklı bir biçimde varlıklarını sürdürebilmeleri, sürekli bakımla mümkün olacağından, özellikle terkedilmiş yapıların uygun işlevlerle yeniden kullanılmaları önerilmiştir. Bu amaçla, istasyonun güneydoğu tarafında bahçe düzenlemesi ve peyzaj konulu bir tesis önerilmiştir. İşlevini yitirmiş atelye ve su kulesi yapılarının bu tesis çerçevesinde yeniden kullanıma açılmaları düşünülmüştür. Bu yapıların çevresindeki küçük lojman yapılarının ise tesis bünyesinde değerlendirilmeleri öngörülmüştür. Bu yapılarda yaşayan ailelerin, günümüzde kullanılmayan büyük lojman yapısına alınmaları önerilmiştir. Önerilen işlev seçilirken, özgün yapılara mümkün olduğunca az müdahale edilmesine ve yapılan eklerin geri dönüştürülebilir nitelikte olmasına özen gösterilmiştir. XV
Özet (Çeviri)
THE RESTORATION PROJECT OF THE BUILDINGS AT YEŞİLKÖY TRAIN STATION SUMMARY Railway technology is one of the earliest and the most revolutionary branches of transportation. It was developed during the industrial revolution and used as a method of imperialism. The developed countries of Europe, built railways in their colonies in order to gain a higer social and economical status. Since, those years correspond to the last years of the Ottoman Empire, European countries also sponsored and built railways in Anatolia and Rumeli, especially in areas were the transport demand was already high. Ottoman authorities, were also enthusiastic about railways, as they perceived technology as the last chance for modernization. However, the empire could not provide neither the fund, nor the technical support for railway building. Therefore, the Ottoman Empire awarded all concessions to private railway companies financed by foreign capital. The railway connecting İstanbul to the European rail-net, is built in 1870's with the French fund and work force. The first part of the track, between Yedikule and Küçükçekmece was opened in 1871. The section between Sirkeci and Küçükçekmece, was built using a typical project; therefore, the buildings at these stations are repetitions of each other. The first section, between Yedikule and Küçükçekmece, is quite rich in terms of the railroad buildings. In 1870's the suburban areas of İstanbul were not developed yet, and the route of the railroad track was far away from the city center. Thus, the railroad companies had to build the necessary buildings at each station. The local centers created by those buildings were then developed and became the suburbs of the city. The section between Sirkeci and Yedikule is nearer to the city center; therefore, there is less amount of railroad buildings at these stations. The railroad technology has developed tremendously since the XlXth century. The steam-engine locomotives are replaced today with the electrical trains. To accommodate with the changing technology, many buildings at the stations were abandoned and annihilated,and some additions were made to other buildings, in order to suffice the needs of the day. The abondoned buildings that still remain at each station, add up to a recognizable building stock. These buildings that reflect the technology, the building methods and the life standarts of the past, must be handed over to the next generation. Considering the amount and the variety of the buildings at each station between Sirkeci and Halkalı, Yeşilköy Train Station was chosen as the topic of the thesis.There are 33 buildings at the station, including the complementary buildings such as wood-sheds and toilets. 1 1 of these buildings are being used as lodging houses. There are 10 complementary buildings that serve these houses. 5 of the buildings at the station are commercial buildings. The two buildings on the platform are the buildings used by the passengers and the workers. A detailed measuring work is done in order to determine the present status of the buildings. The atelier and the water-pump are buildings designed for steam- xviengine locomotives. These two buildings are abandoned, in correspondence with the changing technology. One of the lodging houses, was evacuated in order to be rented; however, no submission was held. These three abondoned buildings at the station, are the most valuable buildings in terms of size and architectural quality. 9 buildings at the station are registered by the Regional Commission of Cultural and Natural Property (İstanbul, number 1). There are 10 buildings that derange the architectural unity of the complex, all of which are built after 1970. A detailed research is done about the history of the station. The traces examined on each building, are taken into consideration. Archival and oral research results are supported with maps and drawings that are obtained from TCDD. It is understood that in 1871, there was a single wooden-building at the station. Many of the buildings were built in 1912, during the construction of the second track. Because of the electrification of the line, there has been some structural changes in the physical status of the station in 1956. The deterioration period of the complex started after 1970. Many buildings that had been abandoned were annihilated. Low-quality buildings and additions were built at that period. A restoration project is offered as a result of the measurement and the restitution processes. The treatment for each damage at all buildings is offered. However, treatment itself is not enough for the buildings to be restored. In order to establish continuous maintenance, new functions are assigned to the abondoned buildings. At the south-east part of the complex, an establishment that deals with gardening is offered. The atelier, the water-pump and the small todging houses are considered to be re-used. The families that live in the small houses are transferred to the large lodging house at the south-western side of the train station. The most important criteria of determining the new functions for the buildings have been, minimum intervention and reversibility. xvii
Benzer Tezler
- Demiryollarında kullanılan hat kapasitesini belirleyen metodların incelenmesi ve Sirkeci-Halkalı hat kesimi için uygulamaları
Investigation of the methods that determine the line capacity of raiunays and applications for Sirkeci-Halkalı line section
ERAY YAVUZARSLAN
- Yeşilköy mikrohavza topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özelikleri ile havza karekteristiklerinin belirlenmesi
Some physical and chemical characteristics of Yeşilkoy micro watershed soils and determining watershed characteristics
MEHMET EMİN ÇAKIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
ZiraatBingöl ÜniversitesiToprak Bilimi ve Bitki Besleme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALAADDİN YÜKSEL
- Yeşilköy Şengör Evi restorasyon projesi
Restoration project for the Yeşilköy Şengör House
DENİZ GÜMÜLCİNELİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. DENİZ MAZLUM
- Türk havacılık tarihinde Yeşilköy Havaalanı (1912-1985)
Yeşilköy Airport in Turkish aviation history (1912-1985)
FATİH UĞUR
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Sivil HavacılıkAnkara ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NECDET AYSAL
- Yeşilköy hava meydanında sis ve özelikleri
Başlık çevirisi yok
HAMZA UĞUR
Yüksek Lisans
Türkçe
1984
Meteorolojiİstanbul ÜniversitesiUygulamalı Coğrafya Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. KORKUT ATA SUNGUR