Michel Foucault'un tarih anlayışı
Michel Foucault's concept of history
- Tez No: 137139
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SARA ÇELİK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Foucault, episteme, arkeolojik yöntem, yapısalcılık, geleneksel tarih, postmodern tarih, Foucault, epistem, archeological method, structuralism, traditional history, post modern history
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mersin Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 122
Özet
11 ÖZET Foucault geleneksel tarih anlayışlarının, genel-geçer hakikat, kurucu özne, tarihsel akışta süreklilik ve ereklilik gibi birçok yerleşik öğretisine karşı çıkarak yerine bugün post modern bir tarih yapma yolunu açan önemli düşünceler koyar. Buna göre özne ve her tür bilgi her tarihsel dönemde o tarihsel dönemi belirleyen tarihsel a priori yani episteme tarafından belirlenir. Bu epistemeler arası hiçbir geçiş imkanı yoktur. Böyle olunca tüm tarihe bir kopukluk hakimdir. Dil, herbir epistemede farklı şekilde ortaya çıkar ve o dönemin bilgi anlayışının kurulmasında, şekillenmesinde etkin rol oynar. Bu nedenle Foucault'un çalışmaları hakikatin dilsel bir kurmaca olduğu yönündeki eğilimleri destekler tarzdadır. Buna göre dünya, 1. Ortaçağ ve Rönesans epistemesinde benzerlik, 2. klasik epistemede kıyas ve çözümleme, 3. modern epistemede ise tarih tarafından kurulup şekillendirilir. Foucault'un düşünceleri yaşamının geç dönemlerinde bazı farklılıklar göstermişse de hakikat konusundaki genel eğilimleri açısından düşüncesinde her zaman bir tutarlılık olmuştur. Ancak Foucault geç dönem eserlerinde yapısalcı etkiler altında olduğu anlayışını reddeder. Erken dönem eserlerine hakikatin dilsel bir kurmaca olduğu fikri hakimken, geç dönem eserlerinde iktidar çözümlemeleri ağırlık kazanır ve hakikat ile iktidar arasındaki ilişkiler ön plana çıkar. Foucault buna paralel olarak Nietzsche'ci jeneolojiyi ön plana çıkanr ve Nietzsche'ci tarih anlayışım aynen benimser. Hegel ve Nietzsche'nin tarih anlayışları karşıt anlamda birbirlerini tamamlayıp Foucault'un düşüncesine yansırlar. Tarih Foucault' a göre özellikle modern epistemede büyük bir önem kazanmış ve tüm bilgiyi (ki Foucault bundan insan bilimlerini anlar) şekillendiren, sınırlandıran bir temel haline gelmiştir. Bu anlamda modern episteme aslında bir tarih çağıdır. İnsan, tıpkı Nietzshce'deIll olduğu gibi tarihsel bir varlık olarak algılanır ve böylece bugün anladığımız anlamda ilk kez modern epistemede karşımıza çıkar.
Özet (Çeviri)
IV MICHEL FOUCAULT'S CONCEPT OF HISTORY SUMMARY Foucault puts forward important ideas which open the way to doing post-modern history by rejecting established views of traditional approaches of history such as absolute truth, cogito (subject), continuity in historical flow and teleology. According to his view, the subject and all kinds of knowledge are determined by historical a priori, namely episteme. which determines the historical era in each historical era. There is no transfer between these epistemes, because of this, whole history is disconnected. Language appears differently in each episteme, and plays an active role in forming and shaping the theory of knowledge of that period. For this reason, Foucault' s work seems to support the tendencies about which truth is a speculation of language. In this formulation, the world is established by analogy in the episteme of Middle Ages and Renaissance, by sylogism and deduction in classical episteme, by history in modern episteme. Even though Foucault' s views have changed through late periods of his life, his views on truth has shown a considerable consistency throughout his life. Foucault, himself denies the structuralist influence on his late period work. While the view that the truth is only a speculation of language is dominant in his early work, his late work reflects the relationship between truth and power, and dominated by analysis of power. Accordingly, Foucault emphasizes geneology of Nietzshce and accepts Nietzshce's views on history. Foucaulfsviews on history is a reflection of a dialectical combination ofboth Nietzshce's and Hegel* s views. History is especially important in modern episteme and it has become a foundation to form and limit all knowledge (which is human sciences according to Foucault). In this way. modern episteme is, in fact, an era of history. A person is perceived as a historical entity just as Nietzshce thought, and hence, it acquires the meaning we have today, in the modern episteme for the first time.
Benzer Tezler
- The third space, the desert and a new genesis: Bodies, hallucinatory spaces and hum/animals in Angela Carter's and Edward Abbey's fiction
Angela Carter ve Edward Abbey'nin eserlerinde üçünçü alan, çöl ve yeniden varoluş: Bedenler, halüsinasyon yaratan mekanlar ve hayvan/insanlar
DİLEK ÇALIŞKAN
Doktora
İngilizce
2017
İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Aydın Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. GILLIAN MARY ELIZABETH ALBAN
- İkinci Karabağ savaşı: Türkiye medyasında yansımaları
Second Karabakh war: Reflections in Turkish media
ORKHAN TAGHIYEV
- Employing Grids: A Discursive Account of Spatial and Performative Skills
Gridi Çalıştırmak: Mekânsal Ve Performatif Becerilerin Tartışılması
HATİCE CANSU CÜRGEN GÜRPINAR
Doktora
İngilizce
2022
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN LÜTFÜ KAHVECİOĞLU
- A study on Joseph Conrad's Heart of Darkness, Lord Jim and Nostromo in a new historicist perspective
Joseph Conrad'ın Deart of darkness, Lord Jim ve Nostromo romanlarının yeni tarihselcilik bağlamında incelenmesi
MEVLÜDE ZENGİN
Doktora
İngilizce
2007
İngiliz Dili ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BELGİN ELBİR