Açık kalp cerrahisi geçiren hastalarda perioperatif myokardiyal hasar tespitinde biyokimyasal markırların rolü
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 138647
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. HASAN BERAT CİHAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İnönü Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 72
Özet
ÖZET Cerrahi açıdan başarılı bir kalp ameliyatını takiben görülen mortalite ve morbiditenin en başta gelen sebebi intra-operatif myokardial hasardır. Buna yol açan etkenlerin başında ise yetersiz myokard korunması yeralır. Açık kalp cerrahisi tekniklerindeki ilerlemeler ve farmakolojik destek yöntemlerinin gelişmesi CPB uygulaması sırasında oluşan myokardiyal hasarın azalmasına yol açmaktadır. CPB sırasında kullanılan soğuk kan kardiyoplejisi,“warm induction”, ve“hot shot”uygulamaları, retrograt kan kardiyoplejisi, kardiyoplejik solüsyonlara çeşitli maddelerin eklenmesi (aminoasitler, antioksidanlar, adenosin, mannitol, allopurinol, deferoksamin vb.) miyokard korunması için emniyetli süreleri uzatmalarına rağmen istenen düzeye ulaşılamamıştır. Pozitif EKG bulguları olan hastalarda MI tanısı özellikle minör peroperatif miyokard hasarının tespitinde günümüzde rutin olarak kullanılan CK, CK-MB, LD ve SGOT gibi artık günümüzdeki yeterlilikleri tartışmalı olan myokardial serum markerleriyle konfirme edilerek konur. Ancak kardiak cerrahi sonrası postoperatif periyodda AMI tanısı koymak; Aortik kross-klemplemeye bağlı olarak myokardial iskemi oluşması sonucunda genel kullanımdaki biyokimyasal markerler artacağından yanıltıcı olabilmektedir. Kardiyak troponin de myokardiyal hasarlarıma için güvenilir bir spesifik marker olup total kreatinin kinaz (CK) aktivitesi ve CK kitlesine göre daha hassasdır. Çalışmamızda; koroner arter(37) ve kapak hastalarmdan(15) oluşan 52 hasta çalışmaya alındı. Hastaların 39'u erkek 13'ü kadın'dı. Ortalama yaşlan 57.9 idi. Hastalardan anestezi indüksiyonundan önce, kross klemp sonrası,kross klempten 6, 12, 24 üncü saat, sonraki 1,2,3,4,5. günler venöz kanlardan CK, CKMB, Tnl çalışıldı. Postoperatif 2. ve 9. saatlerde ise kardiak myoglobin çalışıldı. Hastaların preoperatif ve postoperatif günlük EKG' leri alındı. Üç hastada yeni oluşmuş Q dalgası tespit edildi. Bir hastada ASkardiyak markır düzeyleri anlamlı şekilde yükselmedi fakat hastalann ikisinde kardiyak markır düzeylerinin de yüksek olması nedeniyle perioperativ myokardiyal infarktüs olarak kabul edildi. Anevrizma plikasyonu yapılan bir hastada EKG' de Q dalgası olmasına rağmen kardiak markırlan yüksek olmadığından myokardiyal infarktüs olarak kabul edilmedi. Hastalann enzim sonuçlan grafiklere aktanldı. Kapak lezyonu olan hastalarda kas kitlesi kesildiğinden veya ventrikül hipertrofisi olduğundan dolayı enzim seviyeleri yüksek bulundu. Özellikle aort stenozu hastalannda yüksek enzim seviyesi mevcuttu buda ventrikül hipertrofisi olan hastalarda myokardın iyi korunamadığını göstermektedir. Kross-klemp süresi 60 dakikanın üzerinde olan hastalarda kardiyak markır düzeyleri daha yüksek bulundu (İskemi süresinin uzaması nedeniyle). İnotrop kullanılan hastalarda da kardiyak markır düzeyleri daha yüksek tespit edildi. Aynca bazı hastalarda CK ve CKMB değerleri normal olmasına rağmen kardiyak Tnl değerleri yüksek olarak tespit edildi, buda Tnl nin diğer markırlara oranla daha düşük myokardiyal injürileri tespit edebildiğini göstermektedir. Günümüzde uygulanan myokard koruma tekniklerindeki olumlu gelişmelere rağmen uzamış iskemi süresi myokardiyal hasar için olumsuz bir faktördür. Açık kalb cerrahisi uygulanan olgularda kardiyak Tnl düzeyinin tespiti çeşitli myokard koruma tekniklerinin karşılaştınlması açısından olduğu kadar, oluşan myokard hasanni erken dönemde göstermesi ve düzeyi hakkında bilgi vermesi açısından da faydalı bir tetkikdir. Kardiyak cerrahi sonrası cTnl salımmmın prognostik değerini ortaya koymak için ileri çalışmalann yapılması kanaatindeyiz. 49
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Koroner bypass operasyonu geçiren hastalarda preoperatif statin kullanılmasının perioperatif ve postoperatif iskemi ve inflamatuar cevaba katkısı
The effects of preoperative and postoperative statin therapy on iskemic and inflamatuar response in the patients undergoing elective coronary arter bypass grefting
HALİL ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiCumhuriyet ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ÖCAL BERKAN
- Kardiyopulmoner bypass esnasında sistemik lökosit filtrasyonunun postoperatif erken dönem kalp ve akciğer fonksiyonları üzerine etkisi
Effects of systemic leukocyte filtration during cardiopulmonary bypass on heart and lungs in early postoperative period
HALİL FATİH AŞGÜN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiErciyes ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NACİ EMİROĞULLARI
- Yüksek torakal epidural anestezi altında uyanık hastalarda koroner arter bypass cerrahisi
Under high toracic epidural anesthesia in awake patients with coronary artery bypass surgery
ADEM KIYMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiYüzüncü Yıl ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN EKİM
- Kardiyak cerrahi sonrası KDİGO kriterleri ile tanı alan akut böbrek hasarının risk faktörleri ve sonuçları
Risk factors and consequences of cardiac surgery-related acute kidney injury diagnosed by KDIGO criteria
MURAT ANLAMA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİHAN YAPICI
DR. ŞAHİN YILMAZ