Geri Dön

15.ve 16.yüzyılda Sultanönü Sancağı'nda yaya ve müsellem teşkilatı

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 14945
  2. Yazar: HALİME DOĞRU
  3. Danışmanlar: PROF.DR. HAKKI DURSUN YILDIZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1990
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 255

Özet

ÖZET Osman Bey zamanında“beyliğin askerî gücü, kapı halkı, aşiret kuvvetleri ve savaş süresince ulufe, alıp hizmet eden ve ”bunun dışında kalan zamanında köyünde oturup tarım yapan genç Türk köylülerinden oluşuyordu. Yaya ve atlı olarak savaşa katılan Türk köylüleri, Osmanlı Beyliğinin sınırlarının genişlemesinde çok önemli rol oynadı. Orhan Bey zamanında Hassa ordusunun Alaeddin Bey tarafından teşkilatlandırılmasından sonra Türk köylerinde oturan gençler de Çandarlı Halil tarafından yaya ve müsellem yazılarak ulufeli taşra ordusu kuruldu. Hizmetin süreklilik kazanması için kendilerine çiftlik gösterildi. I.Murad zamanında, yaya ve müsellemlerin yeterli olmadığı düşüncesinden hareketle Çandarlı Halil Hayreddin ve Konyalı Molla Rüstem, yeniçeri teşkilatını kurdu. Yeniçeri teşkilatının kurulmasından sonra yaya ve müsellem teşkilatı, savaşçı özelliğini kaybetti. Geri hizmete alındı. Geri hizmete alınan yaya ve müsellemler askerî sınıfa alınarak onurlandırıldı. Bu tarihten sonra görevleri karşılığında çiftlik tasarruf edip tekalif-i örfiye ve avarız-ı divaniyeden muaf ve müsel lem oldular. Ödedikleri vergilere gelince, bunlar kendi teşkilatlarını ilgilendiren, asayişle ilgili vergilerdi. Yaya ve müsellemlerin çiftliklerinin bulunduğu yerler serbest timar sayılıyordu. Sipahiye karşı buraların dokunulmazlığı vardı. Köy içinde yayanın ve müsellemin oturduğu yer de serbest sayılıyordu. Yaya ve müsellemler geri hizmete alındıktan sonra bir süre daha fiilen savaşa katıldı. I.Murad zamanında Kosova savaşma katılan 10 000 yaya savaşın kaderinde etkili oldu. XY. ve XVI. yüzyıllarda taht kavgaları sırasında yaya ve müsellemler, taraflarca kazanılmağa çalışıldı. Mustafa Çelebi nin Rumeli yayalarını müsellem yapması ve harçlık bağlaması, II.Bayezid-Cem çekişmesi sırasında Teke yöresindeki müsellemlere bazı haklar tanınması bu örnekler arasındadır. Yaya ve müsellemlerin hak ve görevleri, genel ve özel kanunla melerde belirtilmiştir. Genel kanunnameler her türlü konuyu içerdiği gibi yaya ve müsellemleri ilgilendiren kuralları da açıklamıştır. Özel kanunnamelere gelince, bunlar yaya ve müsellem sancaklarının tah rir defterlerinin başında bulunmaktadır ve daha özel konuları içermektedir.- Yaya ve müsellemler, kendi teşkilatlarına ait sancakbeyine bağlı idi. Sancak sınırı, sipahi sancağı ile her zaman çakışmayabilirdi. Yaya sancakları, Anadolu eyaletinin sancak sınırlarına hemen hemen uyuyordu. Buna rağmen müsellem sancakları“birkaç sancağın üzerinde bulunuyordu. Sancaklar nahiyelere ayrılmıştı. Nahiyelerde Serasker-Çeribaşı- Yayabaşı unvanlı kimseler görev yapıyorlardı. Sancakta en 'küçük toprak birimi Çiftlik idi. Her çiftlik bir yaya veya müselleme yazılırdı. Devlete karşı sorumluluğu o taşırdı. Kendisi ile birlikte hizmet verecek olan yamaklar da aynı çiftlikte oturuyorlardı. Çiftliğe yaya veya müsellem yazılan kişi nöbeti gel- dîği zaman göreve gitmekle sorumlu idi. Aksi takdirde suçlu sayılırdı. Nöbeti geldiği halde görevine gidemeyecek durumda olan yaya ve müsellem, yerine bedel gönderme hakkına sahipti. Bedel gönderilecek kişinin giderleri karşılandıktan sonra sancakbeyine bedel akçesi ödenirdi. Geri hizmet mensupları genellikle inşaat ve hayvancılık işlerin de çalışıyordu. Kale, sur, köprü inşaatı savaşta mühimmat ve topların nakli hep onlara aitti. Müsellemlerin yayalardan farkı atlı hizmet etmeleri idi. Hayvancılıkla ilgilenen müsellemler, Istabl-ı Amire-Has Ahur'a bağlıydı. At, sığır, deve, koyun gibi hayvanların ”bakımı ile ilgileniyorlardı. Hayvancılıkla ilgilenip, çiftlik tasarruf ederek vergiden muaf tutulanlar, müsellem sayılıyordu. Hayvancılık yapan müsellemler arasında atların bakımı ile ilgilenenler en kalabalık olan sınıfı oluşturuyordu. Balkan yarımadasında Yoynuklar, Edirne, Filibe ve Gümülcine dolaylarında Madiyan-ı Hassa ve Sultanönü sancağında bulunan Taycıyan-ı Hassa bu konunun açıklayıcı örnekleridir. Yaya ve müsellem teşkilatının ilk kurulduğu sancaklardan olması nedeniyle Sultanönü sancağı özellik göstermektedir. En eski ocaklar bu sancakta bulunmaktadır. Sancakta bulunan korucuların beratlarının I.Murad zamanından beri görüldüğü belirtilmektedir. Sultanönü sancağında yayalar, Sancakbeyine ve Serpiyade'ye bağlı nahiyelerde oturmaktadır. Sancakbeyine bağlı 8, yayabaşılarına bağlı 9 nahiye bulunmaktadır. Nahiyeler yayaların toplanmasındaki kolaylık gözönüne alınarak oluşturulmuştur. Saltunönü sancağı, müsellem seraskerine bağlıydı. Sultanönü sancağının bağlı olduğu müsellem sancağı ise, Aydın, Saruhan, Hüda- vendigar, Kocaili, Karesi, Biga ve Elliciyan-ı Saruhan'ı içine alanbüyük bir sancaktı. Müsellem sancaklara çok geniş olduğu için seraskerlerin yetkileri artmışta. Seraskerlerin yetkileri yaya"ba şılardan fazla idi. Sultanönü sancağanda hayvancalakla uğraşan ve hassahar'a bağla tayca teşkilata varda. 3u teşkilat Sultanönü sancağından başka hiçbir yerde bulunmuyordu. Bu teşkilat Hass Ahar için iyi cins tay yetiştiriyordu. 1521' de 152 kulluk hizmet veren taycalar her ocakta iki tay yetiştirip onun bakıma, nallanmasa, eğere alaştarılması gibi işlerden sorumlu idi. Tay yetiştirmek, aygır tb kısraklara itina etmeği de gerektirdiği için Taycalar büyük çapta hayvancılık yapıyordu. İlk zamanlar Kesimci olan Taycılar II.Bayezid zamanından iti baren kesim ödemediler. Teşkilatın kuruluşundan itibaren Havas-ı Hümayun topraklara üzerinde bulunan çiftliklerde oturdukları için padişah kulu sayıldılar. Geri hizmet kurumları arasında en uzun ömürlü olan teşki lattır. XVI. yüzyılın sonunda devam eden uzume yapratıcı savaşlar tımarlı sipahinin teknolojiye ayak uyduramaması, devletin ulufeli as kerini ateşli silahlarla donatması üzerine tımarlı sipahi geri hizmete doğru itilmeğe başladı. Tımarlı sipahinin geri hizmete itilmesi, yaya ve müsellem teşkilatı için önemli bir darbe oldu. İç karışıklıklar ve savaşlar halkı bezdirince fiilen savaşa gitmek zor gelmeğe başladı. Halk, savaşa gitmektense muafiyet elde edebilmek için köprücü, derbentçi, olukçu gibi hizmetlere talip olup aile çevresinden ayrılmamağa çalıştı. Elde edibelenler küçük bir hizmet karşılığında vergiden muaf olarak çiftliğinde yaşadılar. H. IOOI/1592 yılında Anadolu ve Rumeli'de oturan yaya ve müsellemlerin genel tahriri yapıldı. Bu tahrirde yaya ve müsellemlerin sayısı kadar gelir durumu da tespit edildi. H. 1007/1598' de Anadolu eyaletinde yapılan bir tahrirden sonra Aydın, Biga, Saruhan, Kocaili ve Sultanönü livalarında bulunan yaya ve müsellem çiftliklerinin kimlere ve ne şekilde dağıtılacağı tespit edildi. XVI. yüzyıl sona erdiği zaman Sultanönü sancağında yaya ve müsellem teşkilatı kaldırılmış oldu. Yaya ve müsellem teşkilatı dağılmış olmasına rağmen Has ahır'a bağla Taycalar, XVIII. yüzyılın sonuna kadar devam etti. Arşivde bulunan, Sultanönü sancağana ait son has ahır defteri 1779 tarihlidir. XIX. yüzyılda da devam eden Taycılıkta, çiftliklerin özel mülke dönüşmesinden sonra da üretime devam etmişlerse de bu düzenli sistemli ve sürekli bir üretim değildi.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. 1908-1912 Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Balkan mebuslarının meclis faaliyetleri

    Activities of the First Ottoman Parliament at Balkans between 1908-1912

    MURAT MORKOÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    TarihOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUCİZE ÜNLÜ

  2. Osmanlı Devleti'nde Mevlevi Tarikatı'nın klasik öncesi dönemi (13-17. yüzyıl)

    The Preclassical period of the Mevlevi order in the Ottoman Empire (13-17. centuries)

    GONCAGÜL ERDOĞDU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    TarihHacettepe Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET YAŞAR OCAK

  3. Ottoman-Islamic aesthetics and visual culture in palatial architecture and landscape: The case of Topkapi Palace in the 15th and 16th centuries

    Saray mimarisi ve peyzajında Osmanlı-İslam estetiği ve görsel kültürü: 15. ve 16. yüzyıllarda Topkapı Sarayı örneği

    EMİNE FİLİZ KÖLMEK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    MimarlıkOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ UZAY PEKER

  4. Pervâne Bin Abdullah'ın Kitâb-ı Melhame'si üzerinde tarihî dil bilgisi çalışması

    A historical grammar analysis of Pervane Bin Abdullah's Kitab-i Melhame

    NİMET KARA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Türk Dili ve EdebiyatıCumhuriyet Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLAL YÜCEL

  5. XV ve XVI.yüzyılda Amasya

    Amasya in XV and XVI th century

    FUAT ER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    DOÇ. DR. MEHMET MAHFUZ SÖYLEMEZ