Geri Dön

Osmanlı Devleti'nde Mevlevi Tarikatı'nın klasik öncesi dönemi (13-17. yüzyıl)

The Preclassical period of the Mevlevi order in the Ottoman Empire (13-17. centuries)

  1. Tez No: 81993
  2. Yazar: GONCAGÜL ERDOĞDU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET YAŞAR OCAK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 185

Özet

ÖZET Mevlevîlik 13. yüzyılda Moğol istilası sebebiyle ailesi Belh'ten göç ederek Konya'ya yerleşen Sünnî âlim Mevlânâ Celâlü'd-Dîn Rûmî'ye nispet edilen bir tarikattır. Tarikatın gerçek anlamda teşkilatlandırılması Mevlânâ'nın ölümünden sonra Çelebi Hüsâmü'd-Dîn ve Sultan Veled tarafından gerçekleştirilmiş ve Mevlânâ'nın sentezini yaptığı Melâmetîlik, Kübrevîlik ve Vahdet-i Vücûd esasına dayalı Sünnî bir tarikat olarak kurulmuştur. 13. yüzyıl boyunca Mevlânâ'nın devlet yöneticileriyle iyi ilişkiler kurması sayesinde tarikat belli bir nüfuza ve zengin vakıf gelirlerine sahip olmuştur. 13. yüzyıl sonlarından 14. yüzyıl başlarına kadar Sultan Veled'in benimsediği prensip de yine aynı doğrultudadır. Ayrıca bu dönemde Sultan Veled ülkenin dört bir yanma atadığı halifeler ve bunlara kurdurduğu tekkelerle tarikatın büyük ölçüde tanıtılması ve yayılmasına öncülük etmiştir. 14. yüzyılda, yani Ulu Arif Çelebi zamanında, Sünnî esaslar üzerinde kurulan Mevlevî tarikatında ilk meşrep farklılıkları görülür. Bu durum, Moğollar ve onlardan sonra Türkmen beylikleri döneminde tarikatı yaymaya çalışan Ulu Arifin, bu dönemde büyük nüfuza sahip olan ve yöneticilerin çok rağbet ettiği heterodoks Türkmen şeyhleriyle rekabet edebilmek için senkretist bir tavrı benimsemesinden kaynaklanmaktadır. Yine bu yüzyılda, tıpkı diğer Türkmen beyliklerinde olduğu gibi, Türkmen şeyhlerinin rağbet gördüğü Osmanlı beyliğinde Mevlevîler'in mevcudiyetinden bile bahsetmek mümkün değildir. Mevleviler Osmanlı Devleti' nde ancak 15. yüzyıl başlarında, yani II. Murad devrinde gerçek anlamda varlık gösterebilmişlerdir. Daha önceki yönetimlerin Mevleviler1 e tahsis ettikleri vakıflar aynen tanınmış ve neredeyse bütün Osmanlı sultanları Mevleviler' e maddî manevî destek11 vermişlerdir. Ayrıca bu yüzyıl, Mevlevi âyinlerinin de belli kurallara dayandırıldığı ve tarikatın her bakımdan teşkilatlandığı bir dönemdir. 16. yüzyılda Osmanlı Devleti'ni tehdit eden Şiîlik'e karşı yöneticilerin sert tedbirler alması sonucunda, Şiî eğilimleri görülen Dîvâne Mehmed Çelebi'nin bir ara takip altına alınması haricinde Mevleviler ile idare arasında hiçbir pürüz yaşanmamıştır. Galata Mevlevîhânesi hariç, bu yüzyılın ikinci yarısına kadar mevlevîhâneler Mevlevi büyükleri ve yerli eşraf tarafından yaptırılırken bu tarihten itibaren ilk olarak paşalann ve yüksek düzey idarecilerin mevlevîhâne inşa ettirdiği görülmektedir. 17. yüzyıl tarikatın vakıf yüzünden devletin tamamen kontrolü altına girdiği bir yüzyıldır. Aynca bu yüzyıla kadar her Mevlevî halifesi istediği birini şeyh tayin edebiliyorken, bu tarihten itibaren çelebilerin onayı alınmaya ve meşihâtnâmelerde ilk defa olarak sultanın adı anılmaya başlanmıştır. Mevleviler bu yüzyılda, IV. Murad devrinde Kadızâdeli muhalefeti yüzünden rahatsızlık duymuşlarsa da en parlak dönemlerini de yine bu yüzyılda IV. Mehmed devrinde yaşamışlardır.

Özet (Çeviri)

Ill SUMMARY The Mevlevi order was founded by the Sunnite scholar Mevlânâ Celâlü'd-Dîn Rûmî whose family immigrated to Konya in the 13^ century on account of the Mongol invasion of Belh, the city where he was born. But the real establishment of the order was realized, after his death, by his successor and friend Çelebi Hüsâmü'd-Dîn and his son Sultan Veled. Thus, a new Sunnite order based on Melâmetiyye, Kübreviyye and Vahdet-i Vücûd whose synthesis was accomplished by Mevlânâ appeared in Anatolia. During the 13t^ Century, thanks to his good relations with the administrators, Mevlânâ ensured a certain power and wakf revenues to the order and that was what Sultan Veled kept on doing from the ends of the 13th Century to the beginnings of the 14^ Century. Moreover, with the representatives sent by Sultan Veled and the tekkes newly built, the Mevlevi order became well-known and widespread. In the 14t" Century, at the time of Ulu Arif Çelebi, the first doctrinal differences were seen in the Mevlevi order based on Sunnite principles. In order to make the order known all over the country and to compete with the heterodox Turcoman sheikhs who had a great influence at the time of the Mongols and Turkish emirates, Ulu Arif adopted a syncretist way of thinking. In this century, no existence of the Mevlevis is seen in the lands of the Ottoman Emirate where there is a greater influence of these Turcoman sheikhs. It is just at the beginning of the IS1*1 Century, that is at the time of Murad the Second, that a considerable influence of the Mevlevi order is seen in the Ottoman State. Almost all of the Ottoman sultans recognized the pious foundations given by the former governments and they gave support to the order both economically and spiritually. Moreover, in thisIV century it is witnessed that Mevlevi rituels are reorganized based on some specific rules. As a result of the severe measures taken by the Ottoman court against the Şi'a propaganda in the 16tn Century, Dîvâne Mehmed Çelebi was called to the Palace because of his Şiî inclinations. With the exception of this case, we may say that no serious problem took place between the Ottoman State and the Mevlevi order. In the second half of this century, except the Mevlevihane of Galata, first contributions of the governors in building mevlevîhânes was witnessed. This can be considered as an important criterion that shows how powerful the Mevlevi order is. In the 17tn Century, we see a certain centralization occuring: The order was totally under the State control because of the wakf, the representatives of the order was, henceforth, to be approved by the Çelebi of Konya and in meşihatnâmes, for the first time, the name of the sultan was mentioned. Although the Mevlevi order was greatly disturbed by the Kadizadelis at the time of Murad the Forth, it had its most successful period in the reign of Mehmed the Forth.

Benzer Tezler

  1. Divan edebiyatında Mevlevilik etkisi ve Mevlevi şairler

    Impression of Mawlawiyya in the Turkish classical poetry

    NİLGÜN AÇIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Türk Dili ve EdebiyatıGazi Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA İSEN

  2. 19. yüzyıl Osmanlı devlet ve toplum hayatında mevlevilik

    The Mevlevi order in the life of Ottoman State and society during the 19th century

    SERDAR ÖSEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    TarihErciyes Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    DOÇ. DR. SÜLEYMAN DEMİRCİ

  3. Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi'ndeki tarikat eşyaları

    The sect goods in Bursa Turkish and Islamic Arts Museum

    ÖZGE YÜCE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Sanat TarihiÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SEMİHA ALTIER

  4. Konya Mevlevîhânesi'ndeki 51-45-35-13-53 ve 93 numaralı mektup zarfları ve içerikleri

    Letter envelopes No. 51-45-35-13-53 and 93 in Konya Mevlevi lodge and their contents

    BÜŞRA YILDIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    ArşivSelçuk Üniversitesi

    Mevlâna ve Mevlevîlik Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN KUNDURACI

  5. Osmanlı minyatüründe Mevlana'nın yaşam öyküsü: Menakıbü'l arifin ve Tercüme-i Sevakıb-ı Menakıb nüshaları

    The life story of Mevlânâ in Otoman miniature painting: Manâkib al-ârifîn and Tarjuma-i Thawâqib-i Manâqib copies

    HESNA HARAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Sanat TarihiMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA BANU MAHİR