Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda görülen serum prolaktin düzeyi yüksekliğine makroprolaktin katkısının tespiti
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 156895
- Danışmanlar: DOÇ.DR. ÖNDER ŞİRİKÇİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Biyokimya, Biochemistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Biyokimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 56
Özet
ÖZET Prolaktin (PRL) ön hipofîz dahil çeşitli dokulardan salınan tek zincirli polipeptiddir. Serumda molekül ağırlığı 23, 50-60 ve >100 kDa boyut aralığında olan 3 grup moleküler izoformları tenımlanrnıştır. Büyük moleküler ağırlıklı PRL formları makroprolaktin olarak adlandınlmaktadır. Makroprolaktinin immünometrik yöntemlerle etkileştiği ve yöntemlerin birbirleri ve hasta kliniği ile uyumsuz sonuçlar verdiği görülmüştür. Büyük moleküler ağırlığa sahip bu moleküllerin kapillerlere sınırlı kaldığı için hiperprolaktinemiye neden olduğu belirtilmektedir. Dolaşımdaki prolaktin izoformlanm tanımlamak için jel filtrasyon kromatografîsi (GFC) yapılabilir, ancak rutin uygulama için polietilen glikolle (PEG) çöktürme ve % geri kazanım oram belirlenerek prolaktin düzeyine makroprolatin izoformlarm katkısının belirlenmesi yöntemi kullamlmaktachr. PRL'nin katabolizması hakkında yeterli bir bilgi olmayıp % 25 oranında böbreklerden temizlendiği ileri sürülmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinde % 20-75 arasında hiperprolaktinemi görülmektedir. KBY'de PRL'nin metabolik klerens hızmm düştüğü ve bu hastalarda Mperprolaktmeminin primer olarak azalmış böbrek fonksiyonuna bağlı olduğu belMlmiştir. KBY'de görülen hiperprolaktinemiye makroprolaktinin katkısını değerlendirmek için hemodiyaliz (HD), sürekli ayaktan periton diyaliz (CAPD) ve böbrek nakli (RT) yapılmış toplam 76 hasta ve PRL'yi yükselttiği bilinen herhangi bir sağlık sorunu olmayan 72 kontrol çalışmaya alındı. Serum PRL' si elektrokemilüminesan deteksiyonlu immünometrik bir yöntemle ölçüldü. PEG ile çöktürülen serumların süpernatanlannda % geri kazanım hesabı yapılarak, < % 50 olan örnekler makroprolaktin olarak kabul edildi. KBY'li hasta grubunun serum ve süpernatan PRL değerleri kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksekti (p
Özet (Çeviri)
SUMMARY Prolactin is a single chain polypeptide hormone secreted by various tissues besides anterior pituitary. In serum, three molecular forms of prolactin in the range of 23, 50-60, >100 kDa has been defined. High molecular weight PRL forms are named as macroprolactin. It has been shown that different immunoassays produce different results -which may not be consistent with the patients' findings- with macroprolactin containing sera. These high molecular weight forms result in hyperprolactinemia due to their inability to leave the capillaries. Gel filtration chromatography (GFC) can be used to identify prolactin isoforms in circulation, but for routine use, polyethylene glycol precipitation (PEG) and recovery calculations can be used to determine the contribution of macroprolactin isoforms on prolactin levels. Although there is inadequate information about PRL catabolism, it has been suggested that the kidneys clear 25 % of PRL from the circulation. Hyperprolactinemia is seen in 20-75 % of patients with chronic renal failure (CRF). It has been reported that PRL' s clearance rate is reduced in CRF and that hyperprolactinemia is primarily due to reduced renal function in patients with CRF. In order to determine the contribution of macroprolactin to elevated PRL levels in CRF, 76 CRF patients receiving hemodialysis (HD), continous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD), renal transplantation (RT) therapies and 72 control subjects, with no known medical problem causing an elevated PRL level were included in the study. Serum PRL levels were measured by an immunoassay with electeocherruluminescent detection. Following PEG precipitation, recovery ratios were calculated and samples with a recovery of < 50 % were identified as having macroprolactin isoforms. The serum and supernatant prolactin levels of patients with CRF were higher than the control group and the difference was statistically significant (p
Benzer Tezler
- Premenopozal yaş grubu hemodiyaliz hastalarında hormon replasman tedavisinin lipid profili üzerine etkisi
Başlık çevirisi yok
CENGİZ DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
NefrolojiYüzüncü Yıl Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. REHA ERKOÇ
- Diyalize giren hastalarda pruritus sıklığı ve şiddeti ile IL-2, IL-6, TNF?? ve Leptin düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılması
Investigation of association between frequency and intensity of pruritus and serum IL-2, IL-6, TNF-? and leptin levels in dialysis patients
SADIK YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
DermatolojiSüleyman Demirel ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. VAHİDE BAYSAL AKKAYA
- Düzenli hemodiyaliz tedavisi uygulanan hastalarda görülen ciddi sekonder hiperparatiroidizmin kontrolünde oral ve intravenöz aktif vitamin D3 tedavisinin etkinliği
The Effect of oral and intravenous use of active vitamin D3 in patients with severe secondary hyperparathyroidism
TURAN ÇOLAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEVAL DUMAN
- Diyalize giren son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda serum ürik asit seviyesi ile koroner kalsiyum skoru arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between serum uric acid level and coronary calcium score in patients with last stage renal failure entering dialysis
FATİH DEMİRCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
İç HastalıklarıSağlık Bakanlığıİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REFİK DEMİRTUNÇ
- Diyabetik ve nondiyabetik orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda renal osteodistrofi parametrelerinin karşılaştırması
The comparison of renal osteodystrophy parameters in diabetic and nondiabetic patient with moderate renal failure
ÖMÜR CENGİZ