Geri Dön

Psikiyatrik hasta popülasyonunda aile içi fiziksel şiddet: Prevalans, sosyodemografik, kültürel ve psikiyatrik özellikler

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 158176
  2. Yazar: ÖZGE DOĞANAVŞARGİL
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. IŞIL VAHİP
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 118

Özet

ÖZET Aile içi fiziksel şiddet tüm dünyada yaygın olarak görülen, sağlık üzerinde ruhsal ve fiziksel olumsuz sonuçlara neden olan bir sorundur. Kuşaktan kuşağa geçerek, yalnız şiddet gören kişiyi değil, çocukların psikososyal gelişimini de etkilemektedir. AMAÇ Psikiyatri polikliniğine ilk kez başvuran evli kadın hastalarda aile içi fiziksel şiddetin sıklığım, hastaların fiziksel şiddeti hangi yöntemle daha yüksek oranda bildirdiklerini, çocuklukta ve yetişkinlikte fiziksel şiddet gören ve görmeyen grupların sosyodemogrefik özelliklerini, psikiyatrik tamlarım, somatizasyon düzeylerini, sosyal desteklerini belirlemek ve karşılaştırmak, fiziksel şiddet gören kadınların şiddete ilişkin atıflarım ve kendi çocuklarına fiziksel şiddet uygulayıp uygulamadıklarım belirlemek amaçlanmıştır. YÖNTEM EÜTF Psikiyatri polikliniğine ilk kez başvuran ardışık 104 evli kadın hasta çalışmaya alınmış, bu hastalardan 100 tanesi değerlendirilmiştir. Hastalar psikoterapi birimi hemşiresi tararından karşılanmış ve daha sonra araştırmacı tarafından çalışma konusunda bilgilendirilmiştir. Çalışmaya katılmaya gönüllü olan hastalara, aile içi şiddeti değerlendirmek için self report bir anket, sosyal destek sistemleri ölçeği ve somatizasyon ölçeği verilmiştir. Hastanın etki altında kalmadan sorulara yanıt verebilmesi için, yalnız basma boş bir odaya alınmış ve anket ve ölçekleri doldurmuştur. Ölçekler, doldurulduktan soma görevli hemşire tarafından toplanmış ve hasta araştırmacı tarafından klinik görüşmeye alınmıştır. Araştırmacı, bu formlara kör olarak hastalara SCID-I ve sosyodemograflk veriler ve aile yapısı formu ve dört kuşak için aile içi şiddet formlarını yan yapılandırılmış klinik görüşme şeklinde uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi için SPSS 10.0 istatistik paket programı Icullanılmıştır. BULGULAR Ömeklemimizde aile içi şiddetin yaşam boyu prevalansı % 62 olarak bulunmuştur. Tüm hastaların %42'si hem çocukluğunda hem de erişkinliğinde fiziksel şiddet görmekteydi. Hiç şiddet görmeyen hastaların oram sadece %17 olarak bulundu. Katılımcıların %63'ü 83çocukluğunda fiziksel şiddete maruz kalmış, %38'i anababalan arasında fiziksel şiddette tanık olmuş, katılımcıların % 51 'i çocuklarına fiziksel şiddet uygulamaktaydı. Evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınlar eğitim düzeyi, meslek, gelir düzeyi, yaş, evlilik yaşı, evlilik süresi ve çocuk sayısı açısından şiddet görmeyen kadınlardan farklı değildi. Evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınlar arasında eşleri alkol tüketenlerin sayısı, evliliğinde şiddet görmeyen kadınlardan anlamlı derecede yüksek bulundu. Evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınlar görmeyenlere göre istatistiksel olarak anlamlı oranda daha fazla kaynana ile aynı evde yaşamaktaydılar. Evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınların dörtte biri ayda birden sık, yedide biri haftada birden sık fiziksel şiddet görmektedir. Fiziksel şiddet yaşanan evliliklerde şiddetin başlama tarihine bakıldığında, bu evliliklerin dörtte birinde ilk ay, yarısında ilk yıl içinde şiddetin başladığı görülmüştür. Fiziksel şiddetin yansı ağır derecededir. Evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınların yansı son bir yıl fiziksel şiddet görmüşken, dörtte biri polikliniğimize başvurusundan kısa süre (son bir ay) önce fiziksel şiddet görmüştür. Yaş büyüdükçe en son şiddet tarihi ile görüşme tarihi arasında geçen süre artmaktadır. Evlilikte fiziksel şiddete maruz kalma ile kendi çocuğuna fiziksel şiddet uygulama arasında anlamlı ilişki saptandı. Çocukluğunda fiziksel şiddet görenlerde evlilikte fiziksel şiddet oram daha yüksekti. Çocukluğunda fiziksel şiddet görme ile kendi çocuğuna fiziksel şiddet uygulama arasında anlamlı ilişki saptandı. Şiddete tanık olanlarda çocuğunu dövme oram belirgin derecede yüksekti. Katılrmcılann atıflan, kendisiyle ilgili nedenlere atfetme ve kendi dışındaki nedenlere atfetme yönünden ikiye aynlıp incelendiğinde, suçu kendi üzerine alma eğiliminin dışanya atfetmeye kıyasla on kat daha fazla olduğu görülmektedir. Aile içi şiddetten haberdar olan kişilerin (kadının ailesinin veya komşularının) en sık yaptıklan davranış şiddet gören kadım teselli etmek veya kanşamamak olup, karakol ya da sağlık kurumundan yardım alınması gibi bir önerinin yapılmadığı dikkati çekmektedir. Eşinden fiziksel şiddet gören katılrmcılann %82.3'ü hiçbir yardım aramamıştır, %17.7'si karakol veya sağlık kurumlarına başvurmuştur. 84Şiddet gören kadınların yarısının çocukları şiddete tanık olmuş, bunların yansı ise bizzat şiddete dahil olmuştur. Çalışmamızda kadınların kendi doldurduğu ankette aile içi şiddetin yaşam boyu prevalansı %51 oranında bildirilirken, bu oran klinik görüşmede %62'dir. Kadınların kendi doldurduğu anketle klinik görüşme arasında evlilikteki fiziksel şiddeti belirlemek açısından anlamlı farklılık bulunmuştur. Ayrıca evliliğinde fiziksel şiddet gören kadınlarda psikiyatriye geldiğini gizleme eğilimi daha yüksek bulunmuştur. Eşinden fiziksel şiddet gören kadınların psikiyatrik tamları ve somatizasyon puanlan ve sosyal destekleri arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Evliliğinde ayda birden sık fiziksel şiddet gören kadınların somatizasyon puanlan belirgin derecede yüksek bulunmuştur. Çocukluğunda fiziksel şiddet gören ve görmeyen hastalar arasında psikiyatrik tamlar, somatizasyon puanlan açısından anlamlı farklılık saptanmamıştrr. Hem çocukluğunda hem erişkinliğinde aile içi fiziksel şiddet görenler, yalnızca çocukluğunda aile içi fiziksel şiddet görenler, yalnızca erişkinliğinde aile içi fiziksel şiddet görenler ve aile içi fiziksel şiddet görmeyenler psikiyatrik tamlar ve somatizayon puanlan açısından karşılaştınldığında, dört grup arasında anlamlı farklılık yoktu. Bu dört grup sosyal destekeler açısından karşılaştınldığında anlamlı farklılık bulunmadı. Anababalar arasında fiziksel şiddete tanık olma ile kadınların psikiyatrik tanılan ve somatizasyon puanlan arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Ancak anababalar arasında fiziksel şiddete tanık olanlarda somatizasyon puanlan belirgin derecede daha yüksekti. SONUÇ VE TARTIŞMA Aile içi fiziksel, şiddet toplumumuzda ve psikiyatrik populasyonda hızla ele alınması gereken ciddi bir sorundur. Çalışmamız tanımlayıcı bir çalışmadır. Sonuçlanınız konuyla ilişkili literatürü destkelemektedir. Konunun psikiyatri pratiğinde tanınması, şiddet gören kişilerin korunması ve tedavisi, aynı zamanda şiddet uygulayıcıların da gerekli tedavisi için önem taşır. Gelecek kuşakların korunması, ruhsal ve bedensel sağlığı için bu çalışmanın yol gösterici olacağım düşünmekteyiz. 85

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Genç madde bağımlılarında kaygı düzeyi ve belirleyici etkenler

    Başlık çevirisi yok

    S. VİCDAN YÜCEL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1988

    Psikiyatriİstanbul Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZCAN KÖKNEL

  2. Çocuk ve ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuran hastalarda bruksizm değerlendirmesi

    Evaluation of the bruxism in patients attending child and adolescent psychiatry outpatient clinic

    EDA BÜYÜKNALBANT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Diş HekimliğiErciyes Üniversitesi

    Pedodonti Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA AYDINBELGE

    PROF. DR. ŞAZİYE SARI

  3. Jüvenil idiyopatik artritli çocuk ve ergenlerde kognitif fonksiyonların, psikiyatrik hastalıkların ve yaşam kalitesinin sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması

    Comparison of healthy controls of cognitive functions, psychiatric diseases and quality of life in juvenile idiopatic arthritis children and adolescents

    DAMLA TEZER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriPamukkale Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜRGE KABUKÇU BAŞAY

  4. Nörogelişimsel bozukluklar ile ilişkili mutasyonların genetik ve fonksiyonel karakterizasyonu

    Genetic and functional characterization of mutations associated with neurodevelopmental disorders

    TÜLAY ÖNCÜ ÖNER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GenetikDokuz Eylül Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SULTAN CİNGÖZ

  5. Dikkat eksikliği aşırı hareketlilik bozukluğunun dopamin genleri ile ilişkisi

    Dopamine genes association in attention deficit hyperactivity disorder

    EDA TAHİR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    PsikiyatriMarmara Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BEYAZIT ÇIRAKOĞLU