Geri Dön

Rekombinant hirüdinin venöz yetmezlikli flep üzerine etkisi: (Tavşan kulağı modelinde deneysel araştırma)

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 164192
  2. Yazar: SERDAR DÜZGÜN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. MURAT TÜREGÜN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Hirudin, flep, venöz yetmezlik, Hirudin, flap, venous congestion
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 53

Özet

Bu çalışmada, bilinen en güçlü antitrombotik madde olan rekombinant hirüdinin venöz yetmezlik sorunlu flepler üzerine etkisi deneysel olarak araştırıldı. ödem ve konjesyon fleplerde sıklıkla görülmekte ve öngörülemeyen şekilde nekroza sebep olmaktadır. Deneysel ve klinik olarak venöz yetmezlik ve tromboz, arteriyel oklüzyondan daha sık görülmektedir. Çalışmamızda 21 adet yeni zellanda tipi erişkin tavşan kullanıldı. Tavşanların kulaklarında 3x 6 cm boyutlarında deri flepleri, 1 cm genişliğinde pedikül üzerinde kaldırıldı. Arter, ven ve sinir cerrahi mikroskop altında ortaya konuldu. Ven ve sinir kesilerek venöz dönüş engellendi ve venöz yetmezlik oluşturuldu. Kontrol grubunda herhangi başka cerrahi veya tıbbi uygulama yapılmadan flep yerine iade edildi. 2. grupta cerrahinin tamamlanmasının ardından 320 İÜ/kg düşük moleküler ağırlıklı heparin subkutan uygulandı. 3. grupta ise ven ve sinir bağlanıp kesildikten 5 dakika sonra 2 mikrogram dozunda rekombinant hirudin pedikül arterinden uygulandı. Kontrol ve DMAH uygulanan gruplar ile karşılaştırıldığında; 3 ve 7. günlerdeki ölçümlerde, kıl kaybında azalma, 3. ve 7. günlerde ödem skorlamalarında düşme, 3. ve 7. günlerde hematom oluşumunda azalma, 7. gün dolaşan alan boyutlarında artma, 0 ve 7. gün nekroze alan boyutlarında azalma, hirudin uygulanan grupta istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Ayrıca anjiyografide hirudin uygulanan grupta yeni damar gelişimleri izlenmiştir. Histolojik kesitlerde hirudin uygulanan grupta, ödem, inflamasyon ve konjesyon skorları diğer iki gruba oranla çok daha düşük olarak bulunmuştur. Bu deneysel çalışmada, hirüdinin, saf rekombinant bir preparat halinde pedikül arterinden flep içerisine verildiğinde, sadece antitrombotik etkisi ile değil, aynı zamanda neoanjiyogenezi hızlandırarak da flep yaşayabilirliğini artırdığını gösterdik. Klinik uygulamada, venöz sorunlu fleplerde sağ kalım oranının artırılabilmesi için rekombinant hirüdinin kullanılabileceğini düşünüyoruz.

Özet (Çeviri)

Among the postoperative problems following flap surgery, venous occlusion was shown to be more common than arterial problems. In clinical practice, postoperative swelling and congestion of flaps, due to jnadequate venous out-flow, may cause unexpected total flap losses. Efforts for salvage of congested flaps have focused on use of antithrombotics, thrombolitics, and medical leeches. Hirudin is a protein found in saliva of medical leeches and known to be the most powerfull antithrombotic agent. Rabbit ear congested flap model was used and 21 New Zealand rabbits were divided in to three groups, each of which was consisted of 7 animals. A longitudinally oriented, rectangular skin flap (3x6 cm in size) was designed on the dorsal aspect of the rabbit ears. Flap harvest was carried out under general anesthesia, leaving a 1 cm wide skin pedicle at the base of the flep. Following flap elevation, central auricular vein and nerve were ligated and divided under magnification. Flaps were sutured back to their beds in control group without additional intervention. In experimental group, rec. hirudin was injected into the artery of the pedicle before returning the flaps back to its bed. In the second group, heparin was administered through subcutaneous route immediate after surgery. When compared with control and LMWH groups, in the measuremets at 3rd and 7th days, decreased hair loss, lower edema scores and diminished hematoma formation were detected in hirudin group while an increase in the dimensions of the area in which the optimal perfusion was reestablished at 7th day and a reduction in the extention of necrosis at 0 and 7th days were noted to be statistically significant (p< 0.05). In adition to that, angiographic investigations revealed new vessel formations in the experimental group. In histological investigations, the scores for odema, inflammation and congestion were found to be lower in hirudin group in comparision to the other groups. In this experimental study, it was demonstrated that when rec. hirudin was administred directly in to the artery of a flap, readly after an ischemic insult following venous problem, flap survival can be increased owing not only to its antithrombotic effect but also to the induction of neoangiogenesis by this protein found in the saliva of medical leeches. In conclusion, pure rec. hirudin may be used for salvage of congested flaps in clinical practice, and the beneficial effect of medical leeches that are used after venous congestion stems also from the induction of neoangiogenesis in addition to its well-known antithrombotic effect.

Benzer Tezler

  1. Rekombinant böcek iridovirüsünün oluşturulması ve karakterizasyonu

    Construction and characterization of a recombinant insect iridovirus

    ARZU ÖZGEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. REMZİYE NALÇACIOĞLU

  2. Rekombinant insan insulin peptidinin bakteriyal ekspresyon sistemi kullanarak üretimi

    Expression of recombinant human insulin in bacterial expression systems expression systems

    CEREN CAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyoteknolojiAnkara Üniversitesi

    Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EVREN DORUK ENGİN

  3. Rekombinant insan interferon gama peptidinin bakteri ekspresyon sistemleri kullanarak üretimi

    Expression of recombinant human interferon gamma in bacterial expression systems

    PELİN KOLÇAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyoteknolojiAnkara Üniversitesi

    Temel Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EVREN DORUK ENGİN

  4. Rekombinant FSH (folikül stimüle edici hormon) kullanılarak antagonist protokol ile koh (kontrollü ovaryen hiperstimülasyon) yapılan hastalarda antagonist başlama gününde hphmg (yüksek oranda saflaştırılmış human menopozal gonadotropin) eklenmesinin siklus başarısına etkisi

    The effect of addition of hphmg (highly purified human menopausal gonadotrophin) on the day of antagonist initiation in patients undergoing coh (controlled ovarian hyperstimulation) using an antagonist protocol with recombinant fsh (follicle-stimulating hormone)

    ÖZGÜR KAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT SÖNMEZER

  5. Komagataella phaffii'de ısı ile indüklenebilir bir heterolog protein ekspresyon sisteminin geliştirilmesi ve azurin proteininin üretimi

    Improvement of a heat-inducible heterologous protein expression system and production of azurin protein in Komagataella phaffii

    İBRAHİM DAĞCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    BiyoteknolojiAtatürk Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YAĞMUR ÜNVER

    PROF. DR. AHMET MAVİ