Türk resminde sürrealist eğilimler
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 19829
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖNÜL GÜLTEKİN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1992
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 178
Özet
Rönesans' dan başlayarak gelişme gösteren Avrupa sanatında Sürrealizm anla yışının hemen her dönemde izleri görülmüştür. Sürrealizm ilk olarak Rönesans'ta, Hollanda'lı ressam Hieronymus Bosch'un yapıtlarında görülmüştür. Rönesans'tan sonra gelişen Barok ve Rokoko üslûplarında da Sürrealist sanat akımının belirtileri görülmüştür. Romantizm sanat akımı da konu ve biçimlerin sonsuz mekan anlayışı içerisinde verilmesi ile Sürrealizm'i etkilemiştir. 19. yy. sonunda ortaya çıkan Empresyonizm sanat akımı, Sürrealizm'i teknik yönüyle etkilemiştir. Empresyonizm'e tepki olarak ortaya çıkan Sembolizm ise, Sürrealizm'i bir çok yönüyle etkiimiştir. 20. yy.'da teknolojik gelişmelerin hız kazandığı süreç içerisinde toplumun dü şünsel ve ekonomik yapısı değişmekte ve gelişmektedir. Yüzyıl başında ortaya çıkan Nabi Akımının ardından Expresyonizm sanat akımı nın ortaya çıkması sanatta dışavurumcu anlayışın gelişmesine ve yayılmasına etken ol muştur. Ayrıca Expresyonizm'de diğer sanat akımlarının hazırlayıcı etkisi bulunmaktadır. Expresyonizm içerisinde ortaya çıkan Fovizm, dışavurumcu sanat yapısı ile Sürrealizm'in“İç dünyanın yansıtılması”felsefesine uyar. Expresyonizm gelişimini üç aşa mada gerçekleştirmiştir. İlk aşama öncü ressamlar ki bunlar; Van Gogh, Gouguin, Lutrec, Munch, Ensor“dur. İkinci aşama da 1905'de ”die Brücke“ adıyla anılan Alman sanatçı topluluğu ile sürmüştür. Üçüncü aşaması ise ”Der Blue Reither“ denilen Alman ekolü sanatçılarından oluşur. Bu grubun en önemli sanatçısı Wassily Kandinsky renkle müziğe koşut bir uyum yaratmayı başarmıştır. Bozulmamış renk biçimleri artık uyarı so nucu harekete geçen duyguiann dışavurum değil, tam aksine sanatçının bilinçaltında al gılanmış, nesnelerin kendi içlerindeki uyumudur. Kandinsky' nin bu düşünceleri89 Sürrealizm'i etkileyen bir diğer isim de March Chagall'dır. Chagall ilkin Kübizm'den etkilenmiş, ancak stili ile onlardan farklı bir çizgi tutturmuştur. Onun 1911 'de boyadığı ”Köyüm ve Ben“ adlı tablosunda iki boyutlu Kübist bir stilde ve kesişen çizgilerle hatlanan figürleri, rüya gibi ve fantastik havasıyla Sürrealistlere örnek olmuştur. Chagall'ın halk sanatıyla bütünleşen yapıtlarındaki kendiliğindenlik ve saflık kullandığı iliş kisiz nesnelerin birlikteliği ile Sürrealist ifadeyi yansıtmaktadır. Sürrealizmin felsefi yönünü belirleyen etmenlerin başında Dr. Sigmund Freud'un psikanaliz merkezli düşünce ve deneyimleri gelir. Sürrealistler bilinçaltını bo şaltmada Freud'un dünücelerinden oldukça çok yararlanmışlardır. Avrupa'da yeniliğin öncüsü olarak Kübizm' in yerini alan Sürrealizm; diğer sa nat akımlarından farklı olarak tüm toplumsal ve kültürel değerleri kökünden değiştirmek hedefi ile ortaya çıkmıştır. İlk olarak 1924 yılında Andre Breton tarafından Sürrealizm'in I. Manifestosu yayınlanmıştır. Böylece Sürrealizm sözcüğü ilk kez tanımlanmış ve tanıtıl mıştır. Sürrealist sanat her dönemde tepki ile karşılanmış ve tartışmalara konu olmuştur. Özellikle Sürrealizm'e bilincin katkısı hala tartışılmaktadır. Buna karşın 1938'de Freud, Salvador Dali'nin resimlerinde bilinçsizce yapılan hiçbirşey görmediğini ve bu resimlere psikanaliz' in rüya yorumlarını iyi tanıyan bir sanatçının yapabileceğini söylemiştir. Sürrealizm'in etkilediği alanlardan ilki olan Otomatizm, insanın beyninden ge lip geçen herşey hiçbir biçimde düşünüimeksizin, saf düşünce, şuursuzluk, uyanık görü len düşler, aykırı düşüncelerin saf ruhsal ifadesidir. İkinci olarak Oneirizm, olağanüstü olan şeyleri, düş dünyasını irdeleme amacı güder. Düş kurma sanatı Oneirizim'den kay naklanmıştır. 1929 yılında Andre Breton, Sürralizm'in II. Manifestosunu yayınlamış ve 1933 yı lında da Sürrealist dergisinin son sayılan çıkartılmıştır. Sürrealizm'in 1936 ve 1938 yılların da Paris'te iki büyük sergisi daha açılmıştır. Breton, biri 1942 ve diğeri 1953 yılında iki bil-88 minden olmaları akımın edebi yönünün daha hızlı gelişmesini ve yayılmasını sağlanmış tır. Bu yazarlar ”Gerçeküstücülüğün“ bir anlamda gerçekdışıiığın ifadesini yazıyla dile getirmeye çalışırken, devreye bilincin girme olasılığı yüksek olduğundan uyuşturucu madde ve yapay uyutma (hipnoz) yollarını denemişler ve bölece bilinçaltına inme kolay- laşarak, betimlemek istedikleri bir düşü, bir fantaziyi açık ve anlaşılır biçimde ifade etme yi başarmışlardır. Sürrealizm'de şiir, insanın imgelerle özgürce günlük yaşamın sınırlarını sözcük lerle aşamayı başarmasında en büyük işlevi olduğunu kanıtlamıştır. Olaya bu yönde yak laşıldığında Sürrealistler yalnızca şiirsel gücün ilk anlatım aracı olarak önemini kabul et mişlerdir. Sürrealizm' in sanat akımını hazırlayan sanatsal etmenler içerisinde Georgio de Chiricio'nun etkisi büyüktür. Daha Sürrealizm sanat akımı ortaya çıkmadan önce Chiricio'nun yapıtları Sürrealist öğeleri taşımaktaydı. Bütünüyle Sürrealizm'i kapsayan yapıtları sonsuz arzular ve bambaşka evrene ulaşma çabasını gösterir. İzlediği yol bilin meyeni, yani fizikötesini çözümlemek; evrenin niteliğini, doğanın inceliklerini keşfedip or taya koymaktır. Sürreaiizm'e etki eden diğer bir sanatçı da Paul Klee'dir. Klee bir yapıtı yaşa yan bir organizma olarak kabul eder ve kendini daima doğanın dışında değil, onun bir parçası olarak görür. Kandinsky gibi Klee'de bir sanat eserine mistik ve dışavurumcu yaklaşımı seçmiştir. Klee sanat yaşamının 1912'den sonraki bölümünde bu görüşleri ile Sürreaiizm'e öncü olmuş ve yapıtlarında da Sürrealist öğelere yer vermiştir. Klee'yi yal nız bir tek sanat akımına sokmak yanlış olur. O biraz Kübist, Bcpresyonist, biraz Kaligrafik Soyut sanata girer. Onun görünenden yola çıkarak görünmeyeni irdeleyen, araştıran yanı Sürrealist düşünceye temel oluşturmuştur.89 Sürrealizm'i etkileyen bir diğer isim de March Chagall'dır. Chagall ilkin Kübizm'den etkilenmiş, ancak stili ile onlardan farklı bir çizgi tutturmuştur. Onun 1911 'de boyadığı ”Köyüm ve Ben“ adlı tablosunda iki boyutlu Kübist bir stilde ve kesişen çizgilerle hatlanan figürleri, rüya gibi ve fantastik havasıyla Sürrealistlere örnek olmuştur. Chagall'ın halk sanatıyla bütünleşen yapıtlarındaki kendiliğindenlik ve saflık kullandığı iliş kisiz nesnelerin birlikteliği ile Sürrealist ifadeyi yansıtmaktadır. Sürrealizmin felsefi yönünü belirleyen etmenlerin başında Dr. Sigmund Freud'un psikanaliz merkezli düşünce ve deneyimleri gelir. Sürrealistler bilinçaltını bo şaltmada Freud'un dünücelerinden oldukça çok yararlanmışlardır. Avrupa'da yeniliğin öncüsü olarak Kübizm' in yerini alan Sürrealizm; diğer sa nat akımlarından farklı olarak tüm toplumsal ve kültürel değerleri kökünden değiştirmek hedefi ile ortaya çıkmıştır. İlk olarak 1924 yılında Andre Breton tarafından Sürrealizm'in I. Manifestosu yayınlanmıştır. Böylece Sürrealizm sözcüğü ilk kez tanımlanmış ve tanıtıl mıştır. Sürrealist sanat her dönemde tepki ile karşılanmış ve tartışmalara konu olmuştur. Özellikle Sürrealizm'e bilincin katkısı hala tartışılmaktadır. Buna karşın 1938'de Freud, Salvador Dali'nin resimlerinde bilinçsizce yapılan hiçbirşey görmediğini ve bu resimlere psikanaliz' in rüya yorumlarını iyi tanıyan bir sanatçının yapabileceğini söylemiştir. Sürrealizm'in etkilediği alanlardan ilki olan Otomatizm, insanın beyninden ge lip geçen herşey hiçbir biçimde düşünüimeksizin, saf düşünce, şuursuzluk, uyanık görü len düşler, aykırı düşüncelerin saf ruhsal ifadesidir. İkinci olarak Oneirizm, olağanüstü olan şeyleri, düş dünyasını irdeleme amacı güder. Düş kurma sanatı Oneirizim'den kay naklanmıştır. 1929 yılında Andre Breton, Sürralizm'in II. Manifestosunu yayınlamış ve 1933 yı lında da Sürrealist dergisinin son sayılan çıkartılmıştır. Sürrealizm'in 1936 ve 1938 yılların da Paris'te iki büyük sergisi daha açılmıştır. Breton, biri 1942 ve diğeri 1953 yılında iki bil-90 diri daha yayınlamıştır. 1930'lu yıllarda Sürrealizm'e yeni katılan Renâ Char, Louis Bunuel ve Ressam Salvador Dali akıma güçlü bir boyut getirmişlerdir. Ancak 1945'den sonra akıma katılan gençlerin yapıtlarında bozulmalar ve sap¬ malar gözlenmiştir. Böylece akım etkinliğini ve gücünü kendisinden sonra gelen dışavu¬ rumcu soyut akıma bırakmıştır. Sürrealist sanatçılar 1925'den başlayarak 1978'e kadar çeşitli aralıklarla grup sergileri düzenlemişlerdir. Bu sergiler de akımın yayılması ve güç¬ lenmesinde etkili olmuştur. Türk resminde Batı etkisi 15 ve 16. yüzyıllarda hissedilmekte birlikte gerçek bir Batı etkisi 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başında görülmüştür. Türk resminde 18. ve 19. yüzyılda gerçekleşen atılımlar toplumun sosyo-kültü- rel-ekonomik ve siyasal yapısındaki değişimlerin etkisi ile bir çok zorlanmalar yaşamıştır. Türk resim sanatında çağın gerektirdiği biçimde sanat yapma çabaları III. Selim Dönem'inde Batı'daki sanat okulları modelinde çağdaş bir eğitim kurumu ola¬ rak Mühendishane-i Berri Hümayun'un kuruluşuyla sürdürülmüştür. 1879 Fransız devriminin de etkisi ile Türkiye'de Milliyetçilik görüşleri, sanat ge¬ leneklerine sahip çıkılmasının gereği yanında Batının kültür ve sanatını özümseyerek al¬ ma düşüncesinin önem kazanmasını sağlamıştır. 1829 ve 1835'de Mühendishane-i Berri Hümayun ve Askeri okul öğrencilerin¬ den on kişilik bir grup Paris'e öğrenime gönderilmişlerdir. Bu öğrenciler Ferik İbrahim Paşa Hünsü Yusuf Bey ve Ferik Tevfik Paşa'dır. 1891 yılında Paris'e gönderilen yeni bir grup Askerî okul öğrencileri; Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyid ve Osman Hamdi Bey'dir. Bu sanatçılar Batı re¬ simdeki teknik zorlukları büyük ölçüde çözümlemeye çalışmışlardır. Batı sanatının felsefi temelini anlayabilmenin zorluğu nedeniyle sanatçılar ezberci bir yaklaşımla hocalarının izinden gitmişlerdir. Tüm bu yetersizliklere rağmen Osman Hamdi Bey Türk resmine ilk91 olarak anıtsal insan figürlü kompozisyonu getirmiş ve oryantalizm modasının tek Türk temsilcisi olmuştur. Osman Hamdi Bey'in 1883'de açılan Sanayi-i Nefise Mektebinin ku ruluşunda büyük katkıları olmuştur. Uzun süre bu okulun müdürlüğünü yapan Osman Hamdi Bey, Batı sanatına yatkın tavrı ile Türk resminde modernleşme sürecini hızlandır mıştır. Meşrutiyetin ilanından sonra, 1910'da Sanayi-i Nefise'den mezun bir grup öğ renci Avrupa bursu kazanarak Paris'e resim öğrenimine gönderilmiştir. Bu öğrenciler; İbrahim Çallı, Hikmet Onat ve Ruhi Arel'dir. Ayrıca Avni Lifi] Abdüimecid tarafın dan Feyhaman Duran'da Abbas Halim Paşa tarafından Paris'e gönderilmişlerdir. Yine aynı yıllarda kendi olanaklarıyla Paris'e giden Namık İsmail ve Nazmi Ziya Güran yurt dışında kendilerini yetiştirme olanağı bulan sanatçılardır. 1908 yılında Türkiye'de ilk sanat demeği olan ”Osmanlı Ressamlar Cemiyeti“ Ruhi Arel'in öncülüğünde kurulmuştur. 1914 yılında da kız öğrencileri için İnas Sanayi-i Nefise Mektebi açılmıştır. Bu dönemde Türk resminde Çallı kuşağı adı altında bir izlenim ci grup oluşmaya başlamıştır. Bu grupta yer alan Hoca Ali Rıza, Üsküdarlı Cevdet, Diyarbakırlı'lı hoca Tahsin ve Sami Yetik Batı Empresyonist sanat anlayışını toplum sal yapıya uyarlıyarak, yöresel bir bakış açısıyla natürmort, görünü, portre ve figür konu larını işlemişlerdir. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin girişimleriyle 1916'da başlatılan ”Galatasaray Sergileri“ toplumun sanatsal yaşamını renklendiren bir etkinlik olarak sürdürülmüştür. Türk resim sanatı 1923' e kadar Naif, Doğalcı, Akademik Gerçekçi ve İzlenimci anlayışlarla gelişim göstermiş 1928 Müstakiller grubunun kuruluşuyla Türk Resminde mo dem sanat akımlarına yönelim başlamış ve Türk resmi yeni bir boyut kazanmıştır. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in Hanı ile Türk toplumu sosyo-kültürel alanlarda köklü değişimlere, yenileşmelere ve gelişmelere sahne olmuştur. Bilim ve sanat eğitimi92 yapan tüm kurumlarda Batı çağdaşlığını örnek alan sistem yerleştirilmiştir. Cumhuriyet' in kurucu önderi Atatürk Türk toplumunun Batı dünyasında geli şen kültürel değerlere ayak uydurmasını istemiş, çağdaşlaşma yolunda Batı'nın teknik olanaklarından ve kültürel etkinliklerinden yararlanılması gereğine inanmıştır. Bir toplu mun gelişip, güçlenmesine ön koşul olarak güzel sanatlara önem verilmesi gerektiğini belirten Atatürk, bu konuda 1923-1938 yılları arasında, resim sanatında yenileşme ve gelişme hareketlerini hızlandırmıştır. Cumhuriyet'le birlikte Sanayi-i Nefise Mektebi, Güzei sanatlar akademisine dönüştürülmüş, buradan Avrupa bursu kazanan beş ressam Paris'e gönderilmiştir. Bunlar; Cevat Dereli, Mahmut Cüda, Refik Epik- man, Muhittin Sebati ve Şeref Akdik'dir. Mahmut Cüda ve Ali Çelebi ise Aka demi öğrenimlerini bırakıp, 1922'de kendi olanaklarıyla Münih'e öğrenime gitmiş lerdir. 1923'de de Zeki Kocamemi Türk ocağı girişimleri ile Münih'e gönderil miştir. Bu sanatçıları 1925'de ilk Türk kadın ressamlardan Hale Asaf izlemiştir. Artık her yıl Akademi Resim ve Heykel bölümünden mezun olanlar arasından burs kaza nanlar Avrupa'ya gönderilmişlerdir. Türk resminde modernleşme 1928 kuşağı sanatçılarının Kübizm ve Expresyonizm sanat akımlarının etkisinde yoğunlaşmaları ile gerçekleşmiştir. Bu kuşak sanatçıları Türk resminin modern evresini oluşturmuşlardır. En önemli sanatçıları Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi'dir. Bu sanatçılar resimde kuruluşa ağırlık vermiş ve Kübizm' in geometrik yapısalcı yönüyle dışavurumcu yapıtlar vermişlerdir. 1932'de beş ressam ve bir heykeltraştan oluşan ”D“ grubu kurulmuştur. Grubu kuran Nuruliah Berk, Cemal Tollu, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Abidin Dino ve Zühtü Müridoğlu, Kübizm'in bireşimci anlayışında, Kübizm'in geometrik yapısalcı yanı ile Expresyonist anlayışı kendi çizgisinde birleştirmeyi başarmıştır. Avrupa'da gör dükleri sanat eğitimlerinin birikimi ile modern sanatı Türk toplumuna benimsetmek ve93 yaygınlaşmasını sağlamak için büyük çaba göstermişlerdir. D grubunun amaçları; yenilik arayışı içerisinde akademizm'i reddetmek, mo dern sanat akımlarını araştırmak, öğrendiklerini Türk toplumuna tanıtarak Modern anla yışta klasikleşme ile resim ve heykel sanatlarında gelişmenin temelini oluşturmaktadır. 1957 yılına kadar D grubuna katılan Bedri Rahmi Eyüboğlu, Turgut Zaim, Halil Dikmen, Eşref Üren, Eren Eyüboğlu, Arif Kaptan, Salih Urallı, Hakkı Anlı, Sabri Berkel, Fahrünnisa Zeid, Nusret Suman ve Zeki Kocamemi sanat etkinliklerini onbeş kez sergi açarak sürdürmüşlerdir. Grup sanatçıları Kübist, Expresyonist, Fovist, Empresyonist ve Realist anlayışta çabalarıyla Türk resminin modernleşme sürecinde önemli rol oynamış lardır. Bu grubun kurucusu ve önemli sanatçılardan olan Nurullah Berk; Türk Resminde Klasisizm açığını kendi deyimiyle klasik sanatın geçmişte görünen şekillerini değil, bütünlüğü ve topluluğu içinde ruhunu kavrayacak bir klasik anlayışın doğmasında etkin olan bir ressamdır. Avrupa'da hızlı gelişen teknolojinin Türk toplumuna yansıması, ulusallaşma so rununu gündeme getirmiş, resim alanında da sanatçıyı toplum gerçeklerini yansıtmaya yöneltmiştir. 1930'lu yıllarda Edip Hakkı Köseoğlu toplumsal gerçekçi anlayışta yapıtlar ver memiştir. 1940 başlarında 'Yeniler Grubu”adı altında bir grup genç ressam Batı taklitçili ğine karşı eğilim göstermişlerdir. Bu ressamlar Nuri İyem, Turgut Atalay, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener, Haşmet Akal, Agop Arad, Avni Arbaş, Selim Turan, Nejat Devrim, Fethi Karakaş ve Abidin Dino'dan oluşmuştur. Grup üyeleri toplumsal gerçekçi tavrı benimse miş ve halk yaşantısından hareketle etkinliklerini kısa bir süre de olsa sürdürmüşlerdir. 1946 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu on öğrencisiyle birlikte“10'Iar Grubu”nu94 kurmuş ve Türk Resmine yeni bir duyuş ve renk anlayışı getirilmiştir. Bu grup sanatçıları Türk resmine Naif, Renkçi-Lekeci anlayışlarda süsleme öğesi taşıyan, Ulusal resim boyu tunda yapıtlar vermişler ve Türk resminde Doğu-Batı sentezini kurmaya çalışmışlardır. 1950 başlarında Türk Resim sanatında Batı'nın sanatsal gelişmeleri günü günü ne izlenmiş ve soyut sanat eğilimleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu ortamda bir çok res sam geometrik ve dışavurumcu soyut sanata yönelmiştir. Soyut sanat akımları 1965'e kadar bu akımlarla belli başlı sanatçılarını ortaya çı karmıştır. 1960'larda Türk resminde Figüratif sanat eğilimieri görülür. Bunlar; 1955'den başlayarak Sürrealist Sanat Eğiiimi, Yeni Figürasyon Eğilimi, Renkçi-Lekeci Sanat Eğili mi, Pop Sanat Eğilimi, Kavramsal Sanat Eğiiimi ve Yeni Dışavurumcu sanat eğilimidir. 1950-60 yıllan arasında resimlerinde yerli ve yabancı kaynakları bir arada kulla narak fantastik bir eğilim gösteren Yüksel Arslan, kendine özgü teknik ve çizgisiyle Türk resminde Sürrealizmin öncüsü durumundadır. Ancak Türk Resminde Sürrealist eğilim ilk olarak 15. yüzyılda Mehmet Siyahkalem'de görülür. Yüksel Arslan'dan sonra 1955'de Nuri Abaç Sürrealist eğilimde yapıtlar vermiştir. 1960 sonrasında Arslan Gündaş fantas tik bir tavırda Sürrealizm'e yakınlaşan çalışmalar yapmıştır. Erol Akyavaş ise 1960-70 yıl ları arasında metafizik bir derinlik içerisinde sürrealist çalışmıştır. Yine 1960'larda Sürrealist çalışan Erol Deneç yapıtlarında tanrısallık boyutunu ve bilinmeyenin arayışını sergilemiştir. Aynı yıllarda Cihat Özegemen'de Sürrealist yönelimlere girmiştir. 1970'den sonra çalışmalarını Sürrealizm doğrultusunda sürdüren Mehmet Aydoğdu ile Türk resim sanatında Sürrealist eğilimler artarak yerleşmeye başlamıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Cumhuriyet dönemi Türk resim sanatında sürrealist eğilimli sanatçılar
Surrealist inclined artists in Turkish paint art at republic term
BEKİR İNCE
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
Güzel SanatlarPamukkale ÜniversitesiResim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERTUĞRUL ŞAMA
- Türk resminde fantastik eğilimler
Fantastic trends in Turkish painting
GÜLNUR KOÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. KEMAL İSKENDER
- Yirminci yüzyıl Türk resminde kaligrafik eğilimler
Başlık çevirisi yok
ESİN YARAR
Doktora
Türkçe
1987
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜNSEL RENDA
- Türk resminde sürrealistler (1960 sonrası)
Surrealists in the Turk paint (after 1960)
SİBEL KILIÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Sanat TarihiMarmara ÜniversitesiTürk Sanatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYLA ERSOY
- Gerçeküstücülük (sürrealizm) ve Türk resim sanatına yansıması
Surrealism (surrealism), reflection and Turkish art painting
LOKMAN ACAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Güzel SanatlarDumlupınar ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
YRD. DOÇ. DR. SELDA MANT